Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 53. Hukuk Dairesi 2022/282 E. 2023/599 K. 20.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
53.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/282
KARAR NO: 2023/599
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 03/12/2019
NUMARASI: 2019/134 Esas, 2019/1275 Karar
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 20/06/2023
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili; tarafların karşılıklı olarak 13.02.2018 tarihinde bu sözleşmeyi imzaladıklarını, işin tamamlanması ile birlikte Davacının 13.09.2018 tarihinde 22.000-Euro + KDV tl üzerinden 191.727.58-TL lik fatura düzenlediğini, davalı ile anlaşmanın Euro üzerinden yapılmış olduğunu, davacı davalıya Euro üzerinden faturasını kestiğini, ancak davalı Euro kurunun sürekli olarak yükseldiğini ve bu nedenle faturanın TL olarak sabitlenmesini ve TL olarak kesilmesini istediğini, davacı da o günlü Euro/TL kuru üzerinden 191.727,58-TL’lik fatura kestiğini, faturaların gününde kesildiği gün ödenmesi gerektiğini ancak davalı TL olarak kestiği faturayı gününde ödemediğini döviz kuru düşmeye başlayınca davalı uyanıklık yapıp düşük kur tarihinde yaptığı TL ödemesini bu ödemeyi TL olarak kabul etmiyorum dövize çevirip döviz borcumdan düşsün dediği ve borcunun kalmadığından bahisle ödeme yapmadığını, davalının 12/10/2018 tarihinde 100.000,00-TL ve 07/11/2018 tarihinde 63.162,22-TL toplamda 163.162,22-TL ödeme yaptığını davacı adına 975,00-TL damga vergisi borcunu ödediğini, sözleşme bedelinin %6’sı oranında nakit teminat kesintisi 9.748,00-TL’nin düşüldüğünde davacının davalıdan bakiye alacağı 17.842,00-TL olduğunu, davalı işbu bakiye borcunu ödemediğini, İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası ile takip başlatıldığını davalının takibe itiraz ettiğini, davalının yapmış olduğu itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili; davalının davacı ile aralarında 22.000-Euro + KDV tutarında yapılacak iş karşılığı sözleşme bulunduğunu tarafların karşılıklı olarak 13.02.2018 tarihinde bu sözleşmeyi imzaladıklarını, işin tamamlanması ile birlikte davacının 13.09.2018 tarihinde 22.000-Euro + KDV TL üzerinden 191.727.58-TL lik fatura düzenlediğini, mezkur faturanın Türk Lirası üzerinden düzenlenmesinin kayıt ve belgelerde VUK 215/2 ye göre Türk Para Birimi kullanılması gerekliliğinden olduğunu, taraflar arasında ki sözleşme ye göre 10. maddesinde ”yükleniciye yapılacak ödemeler T.C. Merkez Bankası Döviz satış kurunun esas alınacağı hakkında anlaşma sağlanmış, davalının ödeme tarihinde ki T.C. Merkez Bankası Döviz kuru üzerinden ödemelerini gerçekleştirdiğini, davalının ödeme tarihlerinde anlaşılan bedelin döviz kuru ile çarpımı neticesinde iki ayrı tarihte yapmış olduğu ödemelerin eksiksiz olduğunu ve yapılan işin bedelini karşıladığını, davalının davacıya herhangi bir şekilde borcunun bulunmadığını,sözleşme hükümlerince borcun ödendiğini bu nedenlerle davanın reddini talep etmiştir. Mahkemece; taraflar arasında davacının yüklenici, davalının işveren olduğu, 13/02/2018 tarihli 22.000,00-Euro + KDV bedelli sözleşme yapıldığı, sözleşmede iş bitiş süresinin 10/09/2018 tarihi olduğu, geçici kabulün 06/09/2018 tarihinde yapıldığı hususunda ihtilaf olmadığı, davacı taraf davalıya 13/09/2018 tarihli 191.727,58-TL bedelli fatura kestiği, davalı 12/10/2018 tarihinde 100.000,00-TL 07/11/2018 tarihinde 63.162,22-TL ödediği, bu ödemeler tarafların ticari defterlerinde de kayıt altında olduğu, anlaşmazlığın ödeme tarihi ile fatura tarihi arasında kur farkından kaynaklandığı, davalı yan kur farkı faturası düzenlemiş ise de; TBK 99 maddesi gereğince tanınan seçimlik haktan doğabilecek kur farkı faturası düzenleme hakkı somut olayda borçlu konumunda olan davalı yana tanınmış bir hak olmayıp; davacı alacaklının sahip olduğu bir hak olduğu, somut olayda da davacı alacaklı TBK 99 maddesi gereğince seçimlik hakkını ödeme tarihinden yana kullanmamış, vade tarihinden yana kullandığı, 191.727,58-TL sözleşme bedelinden davalının yapmış olduğu ödemeler toplamı 163.162,22-TL ile 975,00-TL damga vergisi ile 9.748,00-TL nakit teminat kesintisi çıkarıldığında davacının davalıdan sözleşmeden kaynaklanan 17.842,00-TL alacağı olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş; İstanbul Anadolu … İcra müdürlüğünün … esas sayılı dosyasındakialacak miktarına ilişkin davalı borçlu tarafından yapılan itirazın 17.842,00-TLiçin İİK 67 maddesi gereğince iptaline karar verilmiş; kabul edilen miktar üzerinden icra inkar tazminatına hükmedilerek davacının davasının kabulüne karar verildiği görülmüştür. Davalı vekili istinafında; davacının düzenlediği faturanın sözleşmeye göre makul sürede iki parça halinde ödendiğini, davacının seçimlik hakkının olmadığını belirterek kararın kaldırılması için istinaf talebinde bulunmuştur. Taraflar arasındaki uyuşmazlık, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu 470 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Davacı yüklenici, davalı iş sahibidir. Davacı yüklenici davalı ile yaptığı eser sözleşmesi kapsamında işi tamamladığından bahisle bakiye bedel alacağına yönelik faturaya dayalı icra takibinde bulunmuş, davalı tarafından takibe itiraz sonucu itirazın iptalini talep etmiş, davalı ise savunmasında davacıya borcu olmadığını fatura bedellerini ödediğini iddia ederek davanın reddini talep etmiş, mahkemece davacının davalıdan alacaklı olduğundan bahisle davanın kabulüne karar verilmiş, karar davalı vekilince istinaf edilmiştir. Taraflar arasında 13/02/2018 tarihli 22.000,00 Euro + KDV bedelli sözleşme yapıldığı, sözleşmede iş bitiş süresinin 10/09/2018 tarihli olduğu, geçici kabulün 06/09/2018 tarihinde yapıldığı hususunda ihtilaf yoktur. Davacı tarafından davalıya 13/09/2018 tarihli 191.727,58 TL fatura kesildiği, davalının davacıya 12/10/2018 tarihinde 100.000,00 TL , 07/11/2018 tarihinde 63.162,22 TL ödediği ,bu ödemelerin tarafların ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, 191.727,58 TLlik faturanın her iki taraf ticari defterlerinde kayıtlı olduğu ve faturaya konu hizmetin verildiği tartışmasızdır. Davalı taraf borcunun olmadığını faturaya bedelini ödediğini iddia etmektedir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 190. maddesi ve 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 6. maddesi gereğince iddia eden, iddiasını ispat yükümlülüğü altındadır. Kural olarak yapılan işin miktar ve değerini ispat yükü yüklenicide, iş bedelinin ödendiğini ispat yükü ise iş sahibindedir. Bir başka deyişle yüklenici yaptığı işin tutarını, iş sahibi de iş bedelini ödediğini kanıtlamak zorundadır. İş bedelinin ödendiğini iş sahibi savunursa, bu savunmasını HMK 200 vd. maddeleri uyarınca ispat etmekle yükümlüdür. Aksi halde ödeme savunmasını ispat edememiş olur. İş sahibi iş bedelinin ödendiğine veya ödediğine ilişkin savunmasını, savunmanın genişletilmesi yasağına tabi olmaksızın davanın her aşamasında ileri sürebilir. Ödeme belgesini de her aşamada sunabilir. Ödeme belgesi borcu sona erdiren nitelikte bir belge olduğu için hâkim tarafından da kendiliğinden dikkate alınması gerekir. Ödeme belgesinin yasa yolu aşamasında dahi sunulmuş olması incelenmesine engel oluşturmamaktadır. Senetle ispat zorunluluğuna ilişkin HMK 200 vd. maddelerinde düzenlenmiştir. Bu çerçevede hukuki işlem niteliğinde olan ödeme olgusunun kural olarak yazılı delille veya diğer kesin delillerle ispatlanması gerekir. Yukarıda açıklanan bilgiler ışığında somut olayda davalı iş sahibi takibe konu fatura bedelini ödediğini iddia etmekte ise de; buna ilişkin yazılı veya kesin delil ibraz etmemiş, borcun ödendiğini ispatlayamamıştır. Bu halde mahkemece verilen karar usul yasa ve dosya kapsamına uygun olmakla davalı vekilinin istinaf başvurusunun reddine karar vermek gerekmiştir. Açıklanan nedenlerle, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzeni gözetilerek yapılan istinaf incelemesi sonucunda, dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenler ve ileri sürülen istinaf sebeplerine göre, mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1. bendi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 03/12/2019 tarih ve 2019/134 Esas, 2019/1275 Karar sayılı kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan REDDİNE, 2-Alınması gereken 1.218,78‬-TL nisbi istinaf karar harcından davalı tarafça peşin olarak yatırılan 304,70-TL harcın mahsubu ile bakiye 914,08‬-TL harcın davalıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA, 3-Davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde BIRAKILMASINA, 4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince KESİN olmak üzere 20/06/2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.