Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 53. Hukuk Dairesi 2022/277 E. 2023/613 K. 20.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
53.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/277
KARAR NO: 2023/613
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 28/11/2019
NUMARASI: 2018/584 Esas, 2019/1223 Karar
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit
KARAR TARİHİ: 20/06/2023
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalı ile yapılan sözleşmeler silsilesi içerisinde “… Muğla-Bodrum Şehiriçi/Şehirlerarası Fiber Optik Kablo Şebekesi”, “… Manisa-Salihli-Turgutlu Şehiriçi/Şehirlerarası Fiber Optik Kablo Şebekesi” ile “Maski Alaşehir Kanalizasyon ve İçme Suyu Şebekesi” işlerini yaptığını, menfi tespit davasına konu ettikleri İstanbul … İcra Müdürlüğünün … E.sayılı dosyasında müvekkilinin borçlu olmadığı tespitine yönelik taleplerinin … Manisa-Salihli-Turgutlu Şehiriçi/Şehirlerarası Fiber Optik Kablo Şebekesi hakkında olduğunu, müvekkilinin … ile aralarında imzalanan ana sözleşmeye istinaden Manisa-Salihli-Turgutlu Şehiriçi/Şehirlerarası Fiber Optik Kablo Şebekesi Tesisi işinin yapılıp tamamlanması hususunda iki altyapı kazı firması ve bir de yatay sondaj firması ile ayrı ayrı taşeronluk sözleşmesi imzalandığını, sözleşme gereğince Manisa-Salihli-Turgutlu Şehiriçi/Şehirlerarası Fiber Optik Kablo Şebekesi tesisi işinin yapılıp tamamlandığında toplamda 69.811 metre uzunluğunda altyapı kazısı ve sondaj imalatının yapıldığını ve buna göre yapılan işin hakedişlerinin gerçekleştirildiğini, sözleşme gereğince Manisa-Salihli-Turgutlu Şehiriçi/Şehirlerarası Fiber Optik Kablo Şebekesi tesisi işinin tamamlanması üzerine davalıya 33.706 metre uzunluğunda imalat yaptığı iş için 397.730,80 TL tutarında hakediş cetveli hazırlanarak tahakkuk ettirildiğini, sözleşmeye aykırı olarak kötü niyetle hareket eden davalının 27/12/2017 tarihli, … sıra numaralı 315.000,00 TL bedelli faturayı müvekkiline kestiğini, müvekkiline kesilen bu fatura karşlığında davalının müvekkiline bir hizmet sunmadığını, imalat yapmadığını veya mal vermediğini, yapılan haksızlığın davalıya bildirilmesi üzerine davalı yanca faturanın kendilerince sehven kesildiğini, bir mağduriyete sebep vermeyeceklerini, hatanın düzeltileceğini bildirdiklerini, hukuka ve sözleşmeye aykırı davranan davalının haketmediği ve alacağı olmadığı halde müvekkili aleyhine icra takibi yapmasının kötü niyetli olduğunu belirterek İstanbul … İcra Müdürlüğünün … E.sayılı dosyasında başlatılan takipten dolayı borçlu bulunmadığının tespitine, davalı aleyhine kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili ile davacı arasında uzun zaman devam eden taşeronluk ilişkisi olduğunu, cra konusu yaptıkları faturalara esas işlerin Muğla -Bodrum, Manisa-Salihli-Turgutlu ve Manisa -Alaşehir de müvekkili tarafından taşeronluk sözleşmelerine dayanılarak yapılan işler olduğunu, müvekkili tarafından Muğla- Bodrum için toplam 2.257.910,52 TL tutarında, Manisa-Salihli-Turgutlu işi için toplam 712.730,80 TL, Manisa-Alaşehir için toplam 196.405,87 tutarında fatura kesildiğini, tüm bu işler için müvekkilince kesilen faturaların toplamının 3.197.047,19 TL olduğunu, davacı tarafından tüm bu faturalar karşılığında icra takibi tarihi itibari ile müvekkiline toplamda 2.522.000,00 TL ödeme yapıldığını, 251.689,88 TL bedelde iade fatura kesildiğini, sonuç olarak müvekkilinin takip tarihi itibariyle davacıdan toplamda 393.357,45 TL alacağı bulunduğunu, müvekkilinin muaccel diğer alacaklarını saklı tutarak icraya koyduğu asıl alacak miktarının ise şimdilik 302.446,80 TL olduğunu, davacının her ne kadar müvekkilince düzenlenen 27/12/2017 tarihli ve 315.000 TL bedelli fatura karşılığında müvekkilinin kendilerine bir iş yapmadığını ve bu faturanın sehven düzenlendiğini iddia etse de bunun kabul edilemeyeceğini, müvekkilince bu faturanın ticari defterlerine işlendiğini, ayrıca davacının da bu faturayı herhangi bir iade veya itirazda bulunmadan kabul ettiğini ve ticari defterlerine işlediğini, 26/03/2018 tarihinde müvekkilinin muhasebesine e mail olarak gönderilen cari hesap dökümünde de davacının müvekkiline Manisa-Salihli-Turgutlu işi nedeni ile kesilen ve itiraza konu fatura nedeni ile 315.000,00 TL tutarında borcu bulunduğunu bildirerek mutabakat yapıldığını, haksız davanın reddine, davacının kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece; tüm dosya kapsamı ve delillerin değerlendirilmesi sonucunda; davacı ile dava dışı … arasında imzalanan sözleşmeye ilişkin Manisa-Salihli-Turgutlu Şehir içi-Şehirler arası fiber optik kablolu erişim şebekeleri tesisi işinin alt yapı kazı işlemlerinin taşeron firmalara verildiği, bu işi yüklenen taşeron firmalardan birinin de davalı …-… İnşaat olduğu, davalı … tarafından düzenlenen 22/12/2017 tarihli … sıra numaralı 315.000 TL tutarındaki faturanın davacı şirketin TTK.nun 64, ve HMK.nun 222 .maddesi kapsamında usulüne uygun şekilde tutulan ticari defterlerine kaydedildiği, davacı tarafından fatura bedelinin gerçeği yansıtmadığı, davalı şirketin fatura bedeli kadar iş yapmadığı iddiasında bulunulduğu, delil olarak dosyaya ibraz edilen e-postaların yaptırılan incelemesinde excel dökümanlarının resmi defterlerdeki bilirkişi tespitleri ile uyuştuğunun belirlendiği, dava dışı … ile davacı arasında akdedilen fiber optik kablolu erişim sözleşmesinin 11/1 maddesinde yüklenicinin vermiş olduğu hakediş hesabını asbuilt proje metrajına bağlı kalarak yapacağı, hak edişlerin metraj kontrollleri yapılırken teslim edilen asbuilt projelerinin dikkate alınacağı, yüklenicinin ayrıca hak edişe konu imalatı yapılan hak ediş ekinde …’a belgeleyeceğinin düzenleme konusu yapıldığı, … tarafından hakediş detaylarının ve yapılan ödeme miktarlarının mahkemeye ibraz edildiği, davacı ve davalı taraf arasında akdedilen sözleşmenin 3. maddesinde de …’nın müşterisine tamamlanan işleri fatura ettikten sonra taşeron firmanın faturalama işlemi yapabileceği, taşeron firması için gerekli metraj ve tarih bilgilerinin … tarafından taşerona iletileceğinin düzenlendiği, dava dışı … tarafından sunulmuş bulunan belgelerden davalı …’in ne kadarlık iş yaptığı veya yapmadığının tespit edilmesinin mümkün olmadığı, bu konuyu aydınlatacak herhangi bir belgenin dosyaya sunulmadığı, davalı tarafından düzenlenmiş bulunan faturanın davacının resmi defterlerine işlendiği, davacının kendi defterlerinde davalıya 331.798,07 TL borçlu gözüktüğü, davacı borçlu lehine İİK.nun 72/3 maddesi uyarınca %20 teminat mukabilinde icra veznesine yatırılan paranın alacaklıya ödenmemesi yönünde ihtiyati tedbir kararı verildiği, ihtiyati tedbir kararının davacı borçlu tarafından infaz edildiği, tedbir nedeniyle alacaklının alacağını geç almaktan dolayı İİK 72/4 maddesi uyarınca tazminat talep edebileceği gerekçesi ile; Davanın reddine, karar verilmiş karara karşı davacı vekili istinafa başvurmuştur. Davacı vekili istinaf dilekçesi ile; müvekkilinin, … Hizm. A.Ş. ile aralarında imzaladıkları ana sözleşmeye istinaden “Salihli-Turgutlu Şehir içi Şehirler arası Fiber Optik Kablolu Erişim Şebekeleri Tesisi” işinin yapılıp tamamlanması hususunda, iki altyapı kazı firması ve bir de yatay sondaj firması ile ayrı ayrı taşeronluk sözleşmeleri yaptığını, imzalanan sözleşmeler gereğince iş yapılıp tamamlandığında ana sözleşmenin tarafı … Hizm. A.Ş. Tarafından iki ayrı yöntemle ve bağımsız bir firmaya yaptırılan ölçümler neticesinde toplamda 69.811 metre uzunluğunda altyapı kazısı ve sondaj imalatının yapıldığının tespit edildiğini ve buna göre hakediş düzenlendiğini. toplamda 69.811 metre uzunluğunda yapılan bu işin, müvekkilinin taşeronluk sözleşmesi imzaladığı üç firma arasındaki dağılımı ile davalı …-… İnşaatın, bu işin 33.706 metre uzunluğundaki kışmının imalatını yaptığını, altyapı kazı firması olan … Mak. San. Tic. Ltd. Şti.’nin bu işin 34.431 metre uzunluğundaki kısmının imalatını yaptığını, yatay sondaj firması … Tic. Ltd. Şti.’nin ise bu işin 1.674 metre uzunluğundaki kısmının imalatını yaptığını, bu metrajdaki yapılan imalatlara göre hesaplanan hakedişler neticesinde de davalıya 397.730.80-TL hakediş çetveli; … San, Tic. Ltd. Şti.’ne 781.059,70-TL hakediş cetveli, … Tic. Ltd. Şti.’ne ise 173.531,15-TL tutarında hakediş celtveli hazırlanarak tahakkuk ettirildiğini. davalı ile birlikte söz konusu diğer iki firmaya ait tüm sözleşmeler, yazışmalar, hakediş cetvelleri ve faturaların dava dosyasına sunulduğunu, hukuka ve sözleşmeye aykırı şekilde kötüniyetle hareket eden davalının hak etmediği ve alacağı olmadığı halde 27/12/2017 tarihli, 53119 sıra numaralı ve 315.000,00 TL tutarındaki faturayı fazladan kestiğini, davalının bu fatura karşılığı herhangi bir hizmet sunmadığını, imalat yapmadığını, davalının kestiği diğer faturalarda hakediş numaraları yazılı olmasına rağmen 27/12/2017 tarihli fazladan kesilen bu faturada herhangi bir hakediş numarası yazılı olmadığını, … tarafından hazırlanan kesin hakediş ölçüleri ve … verilerinin, müvekkiline 25/04/2018 tarihinde ulaştırılıp bildirildiğinden, davalı tarafından fazladan ve haksız yere kesilen 27/12/2017 tarihli faturanın, kesin ölçümlerin ulaştırıldığı 25/04/2018 tarihinden sonra tespit edildiğini, dosyaya sunuları 02/10/2019 tarihli bilirkişi raporunda “… tarafından dosyaya sunulan hakediş detayında Turgutlu-Salihli Projesi’nin tamamlanan metrajının 69.811 metre olduğu, … taraflar arasında imzalanan sözleşmeye göre, … Tic. A.Ş. ‘nin tamamlanan işleri müşterisine fatura ettikten sonra taşeronun faturalama yapabileceğinin …” açıkça tespit edildiğini, bu açık tespite ve dava konusu 315.000,00-TL tutarındaki faturanın taraflarca onaylanmış bir hakedişi bulunmamasına rağmen, bilirkişi raporunda. dosyaya sunuları teknik bilgi ve belgelerin hiç birisıni incelemeksizin, sadece dava konusu faturanın müvekkili şirketın resmi deflerlerine işlenmiş olmasından yola çıkılarak, müvekkilinin davalıya 331.798,07-TL tutarında borçlu olduğuna yönelik varılan görüşün yasalara, hukuka, toplanan delillere ve dosya kapsamına aykırı olduğunu, buna rağmen bilirkişi raporunun hükme esas alınmasının hukuka aykırı olduğunu, bilirkişi heyetinin usülüne ve hukuka uygun şekilde oluşturulmadığını, 20/06/2016 tarihli celsede, inşaat bilirkişisi … ve elektrik elektronik mühendisi …’in bilirkişi olarak tayinine karar verildiğini, inşaat bilirkişisi olarak tayin edilen …’ın 19/07/2019 tarihinde yapılan incelemeye katılmadığı gibi teknik yönden hiçbir inceleme yapmadan rapor sunduğunu, diğer bilirkişinin ise elektrik elektronik mühendisi değil “bilgisayar programcısı ve grafiker” ünvanını taşıdığını, “internet ve multimedya, yazılım, grafik ve görüntü işleme” alanlarında bilirkişiliğe ehil olduğunu, usulüne ve hukuka uygun şekilde oluşturulmamış ve inceleme yapmamış bilirkişi heyeti raporunun hükme esas alınmasının hatalı olduğunu, bilirkişi heyetince teknik yönden hiçbir inceleme yapılmadığını, davalının taraflar arasındaki sözleşmenin 5. maddesinde belirtildiği gibi Ek Protokolü’nün 3. ve 4. maddeleri hükümlerine, 8. maddesinde belirtildiği gibi Çerçeve Sözleşmesi’nin 11. 11.4. 29.1 ve 29.4 maddeleri hükümlerine, Manisa Salihli-Turgutlu Şehirlerarası Fiberoptik Tesisi İşi Ek-1 Taşeron Birim Fiyat Listesi’ndeki “taşeron ölçüleri hakedişleri müşteri tarafından belirlenen yaklaşık ölçülerden yapılacaktır. Ancak kesin hakediş as built ölçümleri baz alınarak yapılmasını kabul eder” hükmüne aykırı davrandığını, menfi tespit davasının reddedilmesi halinde, davacı aleyhine kötü niyet tazminatına hükmolunmasına yasal olarak imkan bulunmadığını, reddedilen her menfi tespit davasında koşulsuz, şartsız katü niyet tazminatına hükmedileceği yönünde hukuki düzenleme bulunmadığını, müvekkili aleyhine kötü niyet tazminatına hükmedilmesinin de hatalı olduğunu, davada müvekkilinin haksız ve kötü niyetli olduğuna yönelik ortaya konulmuş bir delil ve ispat bulunmadığını belirterek istinafa başvurmuştur. Dava, menfi tespit istemine ilişkindir. Davacı iş sahibi (asıl yüklenici), davalı yüklenicidir (taşeron). Davacı vekili, davalının, taraflar arasında sözleşmeler silsilesi içerisinde “… Muğla-Bodrum Şehiriçi/Şehirlerarası Fiber Optik Kablo Şebekesi”, “Turkcell Manisa-Salihli -Turgutlu Şehiriçi/Şehirlerarası Fiber Optik Kablo Şebekesi” ile “Maski Alaşehir Kanalizasyon ve İçme Suyu Şebekesi” işlerini yaptığını, müvekkilinin Turkcell ile aralarında imzalanan ana sözleşmeye istinaden Manisa-Salihli-Turgutlu Şehiriçi/Şehirlerarası Fiber Optik Kablo Şebekesi Tesisi işinin yapılıp tamamlanması hususunda iki altyapı kazı firması ve bir de yatay sondaj firması ile ayrı ayrı taşeronluk sözleşmesi imzalandığını, sözleşme gereğince Manisa-Salihli -Turgutlu Şehiriçi/Şehirlerarası Fiber Optik Kablo Şebekesi tesisi işinin yapılıp tamamlandığnda toplamda 69.811 metre uzunluğunda altyapı kazısı ve sondaj imalatının yapıldığını ve buna göre yapılan işin hakedişlerinin gerçekleştirildiğini, sözleşme gereğince davalının 33.706 metre uzunluğunda yaptığı iş için 397.730,80 TL tutarında hakediş cetveli hazırlanarak tahakkuk ettirildiğini, sözleşmeye aykırı olarak kötü niyetle hareket eden davalının 27/12/2017 tarihli, … sıra numaralı 315.000,00 TL bedelli faturayı fazladan düzenlediğini, bu fatura karşlığında davalının müvekkiline bir hizmet sunmadığını, imalat yapmadığını belirterek anılan faturadan ve takipten dolayı borçlu olunmadığının tespitini talep etmiştir. Taraflar arasında çeşitli sözleşmeler ile “… Muğla-Bodrum Şehiriçi/Şehirlerarası Fiber Optik Kablo Şebekesi”,”… Manisa-Salihli -Turgutlu Şehiriçi/Şehirlerarası Fiber Optik Kablo Şebekesi ile “Maski Alaşehir Kanalizasyon ve İçme Suyu Şebekesi” işlerinin yapımı konusunda alt taşeron sözleşmesi imzalandığı, uyuşmazlığın, Manisa-Salihli Turgutlu şehiriçi/şehirdışı fiber optik kablo şebekesi döşenmesi işinden kaynaklandığı, bu işe ilişkin davalı yüklenici tarafından düzenlenen 3 adet faturanın her iki tarafın ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, asıl işveren Turkcell Supronline’dan gelen yazı cevabından bu iş kapsamında asıl yüklenici olan davacının yaptığı iş miktarının 69.811 metre, hak ediş tutarının 4.188.660 TL olduğu sabittir. Davacı söz konusu işin 3 adet alt taşeron tarafından yapıldığını, diğer taşeronların yaptıkları imalat miktarları düşüldüğünde davalının yaptığı imalatın 33.706 metre olduğunu bunun hak edişinin de 397.730,80 TL ettiğini, bu hak ediş için davalının 25/10/2017 tarihli 220.860,60 TL bedelli ve 20/11/2017 tarih 176.870,20 TL bedelli faturaları düzenleyerek bedellerini tahsil ettiğini, bu işe ilişkin davalı tarafça düzenlenen 27/12/2017 tarihli 315.000 TL bedelli fatura konusu işin yapılmadığını belirtmiş olup, fatura davacının ticari defterlerine kaydedilip süresinde itiraz edilmediğinden fatura içeriği işin yapılıp teslim edildiğine ilişkin yüklenici lehine karine mevcut olup, bunun aksinin, iddia eden davacı tarafça ispatlanması gerekir. Davacı her nekadar dosyaya anılan işle ilgili diğer alt taşeronlarla yaptığı sözleşmeler ile bu alt taşeronlar taarfından kendisi adına düzenlenen faturaları sunmuş ise de bu faturalar ihtilafa konu işin davalı tarafça yapılmadığını ispata yeterli değildir. Asıl iş veren …’den yapılan işe ilişkin belgeler getirtilmiş olup belgelerde Manisa-Salihli Turgutlu şehiriçi/şehirdışı fiber optik kablo şebekesi döşenmesi işine ilişkin davacı asıl yükleniciye 69.811 metre iş karşılığında hak ediş tutarının 4.188.660 TL ödendiği belirtilmiş olup, yapılan bu işlerin ne kadarlık miktarının davalı tarafça yapıldığını tespite yeterli bir veri içermemektedir. Buna göre ispat külfeti üzerinde olan davacı iddiasını ispatlayamadığından davanın reddine karar verilmesi yerinde olmuştur. Mahkemece davacının talebi üzerine İİK 72/3 maddesi gereğince icra veznesine girecek paranın alacaklıya ödenmemesi yönünde tedbir kararı verilmiş olup, İİK 72/4 maddesinde düzenlenen “dava alacaklı lehine neticelenirse ihtiyati tedbir kararı kalkar. Buna dair hükmün kesinleşmesi halinde alacaklı ihtiyati tedbir dolayısıyla alacağını geç almış bulunmaktan doğan zararlarını gösterilen teminattan alır. Alacaklının uğradığı zarar aynı davada takdir olunarak karara bağlanır. Bu zarar herhalde yüzde yirmiden aşağı tayin edilemez.” hükmü karşısında şartları oluşmakla mahkemece davalı alacaklının alacağını geç alması nedeniyle tazminata karar verilmesi usul ve yasaya uygun olduğundan davacının bu yöne ilişkin istinaf sebebi de yerinde değildir. Açıklanan nedenlerle, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzeni gözetilerek yapılan istinaf incelemesi sonucunda, dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenler ve ileri sürülen istinaf sebeplerine göre, mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1. bendi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-İSTANBUL 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin 28/11/2019 tarih ve 2018/584 Esas, 2019/1223 Karar sayılı kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan REDDİNE, 2-Alınması gereken 179,90 TL istinaf karar harcından peşin alınan 54,40 TL’nin mahsubu ile bakiye 125,50 TL istinaf karar harcının davacıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA, 3-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde BIRAKILMASINA, 4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nın 361. maddesi gereğince kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay’da temyiz yolu açık olmak üzere 20/06/2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.