Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 53. Hukuk Dairesi 2022/26 E. 2022/146 K. 11.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
53.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/26
KARAR NO: 2022/146
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 28/05/2019
NUMARASI: 2017/665 Esas, 2019/371 Karar
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ: 11/10/2022
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesi ile müvekkili şirketin hammadde üretimi yaparak ambalaj malzemesi yada ısı yalıtımı yapan şirketlere hammadde tedarik ettiğini, müvekkilinin hammaddeyi ithal ettiğinden, üretip satışını yaptığı EPS maddesinin fiyatını da yabancı para cinsinden belirlediğini, bu nedenle satışların USD’li satışlar olduğunu, davalıya EPS satışı ile ilgili çeşitli tarihlerde ve 18.02.2014 tarihinde 34.515,55-USD miktarında faturalar tanzim ettiğini, davalının ödemelerinin borç tutarından düşülerek kalan bakiye borcun 9.184,82-USD olduğunu, bu borcun 5 gün içerisinde ödenmesi için Bursa … Noterliği’nin … yevmiye numarası ile 15.02.2017 tarihinde ihtarname gönderildiğini, ihtarname 20.02.2017 tarihinde tebliğ edilmiş ve karşı taraf Bakırköy …Noterliği’nin … yevmiye numaralı ve 01.03.2017 tarihli ihtarnamesi ile ödeme yapamayacağını bildirdiğini, bu sebeple İstanbul …İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasından 24.03.2017 tarihinde 9.184,82-USD asıl alacak ve 38,00-USD faiz olmak üzere toplam 9.222,82-USD için icra takibi başlatıldığını, davalının borca, işlemiş faiz ve işleyecek faiz ile borcun tamamına itiraz ettiğini, davalı borçlunun faize de itiraz ettiğini ancak takipte istenilen faiz tutarının ihtarnamenin tebliğinden itibaren işlemiş faiz miktarı olup faturalar 2014 yılına ait olmasına karşın faiz ihtarnamenin tebliğinden itibaren işletildiğinden itiraz edilebilir ve yasaya aykırı herhangi bir durum söz konusu olmadığını, takip öncesi ve sonrası için USD mevduata bankalarca fiilen uygulanan azami yıllık %5 faiz uygulandığını, davanın kabulü ile takibin devamına, borçlunun aleyhine alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle tarafların ticari defter ve kayıtları incelendiğinde, davacı şirketin müvekkili şirkete borcunu ödemediğinin tespit edileceğini, ticari defter ve kayıtlarda görüleceği üzere müvekkilinin üzerine düşen tüm yükümlülük ve borcunu yerine getirmesine karşın davacının borcunu ödemekten imtina ettiğini, davacı şirketin başlatmış olduğu takibin haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, müvekkili şirketin davacı şirketten aksine 4.033,95-TL cari hesap alacağı olduğunu, bu durumun Bakırköy … Noterliği 01.03.2017 tarihli … yevmiye nolu ihtarnamesinde belirtildiğini, davalının müvekkili aleyhine başlatılmış olan icra takibinin iptaline, haksız ve kötü niyetli olarak açılmış olan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.Mahkemece taraf defterlerinin incelenmesi neticesinde defterlerinin usulüne uygun tutulduğu, tarafların kendi lehine delil vasfında olduğu ve takibe konu faturanın her iki tarafın defterlerinde kayıtlı olduğu, davacının defter kayıtlarını davalının defter kayıtlarının doğruladığı, davalının defterinde borç göründüğüne göre davalının ödemeyi belge ile ispat etmek zorunda olduğu, davalı tarafın ödeme yaptığını ispat edememiş olmakla davalı tarafın icra takibine yaptığı itirazın yerinde olmadığı, denetime ve hüküm kurmaya elverişli bilirkişi raporu ile tespit edilen bedel tutarında borçlu olduğu, davalı tarafın, davacı tarafa ayıplı mal zararı nedeniyle fatura gönderdiğini, davacının sevk irsaliyesini imzalamaktan ve malları iade almaktan imtina ettiğini iddia etmişse de faturaya ilişkin kayıtların davacı defterinde bulunmadığı, davalının ayıplı malların iade edildiği hususunu ispatlaması gerektiği, ilgili faturaya konu sevk irsaliyesinde teslim alan ve teslim eden kısımlarının bulunmadığı, davacının ayıplı olduğu iddia edilen malları iade almaması iddiasına karşılık basiretli tacir olan davalının mahkemeye başvururak tevdii mahalli tayini isteyebileceği ve/veya delil tespiti talebinde bulunabileceği, ancak bu yönde de dosyaya sunulmuş bir delil bulunmadığı, netice olarak dosya kapsamında davalının ayıp iddiasını kanıtlar nitelikte delil sunamadığı ve iddiasını ispat edemediği, yapılan açıklamalar, denetime ve hüküm kurmaya elverişli bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamına göre davanın kısmen kabulüne karar verilmesi gerektiği, asıl alacak likit ve hesaplanabilir olduğundan davacı taraf lehine %20 oranında icra inkar tazminatına hükmedildiği gerekçesi ile; Davanın kısmen kabulü ile İstanbul … İcra Müdürlüğünün … sayılı takip dosyasına, davalının itirazının kısmen iptali ile takibin 9.184,82-USD asıl alacak ve 33,97-USD faiz alacağı olmak üzere takibin takip talebindeki diğer koşullarla devamına, Asıl alacağın takip tarihindeki TL karşılığı olan (9.184,52 USD x 3.6305-TL= 33.345,48-TL) 33.345,48-TL üzerinden hesap olunan %20 oranındaki 6.669,09-TL icra inkar tazminatının davalıdan alınıp davacıya verilmesine, karar verilmiş, karara karşı davalı vekili istinafa başvurmuştur. Davalı vekili istinaf dilekçesi ile, her ne kadar bilirkişi raporunda müvekkili şirketin ayıplı mal zararı açıklaması ile düzenlemiş olduğu fatura ve 22.12.2014 tarihli … nolu sevk irsaliyesin de teslim alan ve teslim eden kısımlarının imzalanmadığı, ayıplı malın davacı şirkete iadesine ilişkin davalı tarafça ispat edici bir vesikanın dosyada mevcut olmadığı, ispat yükünün davalı tarafta olduğu, davalı şirketin kendi kayıtlarında davacı şirkete 8.689,40 TL borçlu olduğu mütalaa etmişse de daha önceki kök raporda bilirkişi tarafından da tespit edildiği üzere davalı müvekkilinin davacı şirkete borcu olmadığı gibi ayıplı mal zararı sebebiyle 4.033,95 -TL alacağı olduğunun tespit edildiğini, müvekkiline teslim edilen ayıplı mallara ilişkin davacıya gerek sözlü gerekse yazılı (mail) olarak ayıp ihbarı yapıldığını ve söz konusu ayıba ilişkin … nolu sevk irsaliyesi düzenlendiğini, ancak davacının ayıplı malları teslim almaktan ve sevk irsaliyesini imzalamaktan imtina ettiğini, hal böyle olunca bilirkişinin davalı şirketin iadeye ilişkin ispat yükünü yerine getirmediği tespitine itiraz ettiklerini, zira söz konusu mallara ilişkin ayıbın müvekkilince tespit edilmiş olup, yasal süresi içerisinde davacı tarafa bildirildiğini, akabinde düzenlenen sevk irsaliyesi ile birlikte ayıplı malların davacı şirkete teslim edildiğini, ancak davacı tarafın irsaliyeyi imzalamaktan imtina ettiğini, bilirkişinin bu kapsamda hukuki değerlendirme yaparak sevk irsaliyesini ve irsaliyeye istinaden tutulan müvekkili şirket kayıtlarını dikkate almamasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, söz konusu hukuki değerlendirme yetkisi mahkemeye aitken mahkemenin buna ilişkin inceleme ve değerlendirme yapmadığını, davalı müvekkilinin davacı şirketten 12.723,35 TL tutarında alacaklı olup, defter ve kayıtlarda da sabit olduğu üzere davalı müvekkilin davacı şirkete dolar bazında bir borcu olmadığını, her ne kadar davalı müvekkilinin defter kayıtları incelemesinde sevk irsaliyesinin imzasız olduğu belirtilmişse de müvekkili şirket kayıtlarında ayıba ilişkin olarak kayıt bulunduğunu, taraflarına 22.12.2014 tarihli … nolu 12.723,35 -TL tutarındaki ayıplı malın davacı şirkete iadesine ilişkin yazışmaların sunulmasına karar verilerek tüm eksik belgeler tamamlandıktan sonra yeni belgeler kapsamında yeniden bir rapor alınması gerekirken eksik incelemeye dayalı hüküm kurmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek istinaf başvurusunda bulunmuştur. Dava, eser sözleşmesinden kaynaklı bakiye alacağın tahsili için yapılan takibe itirazın iptaline ilişkin olup, davacı yüklenici, davalı iş sahibidir. Davacı, taraflar arasındaki ticari ilişkide yapılan iş karşılığı USD cinsinden faturaların davalı tarafa tebliğ edildiğini, davalının kısmi ödemede bulunduğunu, kalan alacaklarının tahsili için yaptıkları takibe haksız itiraz edildiğini belirterek itirazın iptalini talep etmiş, davalı ise asıl kendilerinin cari hesapta alacaklı olduklarını, davacının yaptığı işlerin bir kısmının ayıplı olduğunu, buna ilişkin fatura düzenleyerek, ayıplı ürünleri sevk irsaliyesi ile davacı tarafa gönderdiklerini, davacının fatura, sevk irsaliyesi ve malları teslim almadığını belirterek davanın reddini talep etmiş, mahkemece yapılan bilirkişi incelemesi sonucu taraf ticari defterlerinde davacı faturalarının kayıtlı olduğu, davalı ödemeleri konusunda da ihtilaf bulunmadığı, davalı defterlerinde kayıtlı bulunan ayıplı mal nedeniyle iade faturasının davacı defterlerinde kayıtlı olmadığı, buna ilişkin sevk irsaliyesinde teslim alan imzası bulunmadığı, davalının ayıp iddiasını belgeler ile kanıtlamak istediği, ayıp savunmasını kanıtlar dosya içine belge sunulmadığı gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Davalı iş sahibi ayıp savunmasında bulunmuş ve ayıplı olduğunu ileri sürdüğü mallara ilişkin iade faturası düzenlemiş ise de süresinde usulüne uygun ayıp tespit ve ihbarının yapıldığını ispatlayamamış, ayıp savunmasını belgeler ile kanıtlamak istemiş ancak buna ilişkin her hangi bir belge sunmamıştır. Buna göre davalı istinaf başvurusu yerinde değildir. Açıklanan nedenlerle, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzeni gözetilerek yapılan istinaf incelemesi sonucunda, dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenler ve ileri sürülen istinaf sebeplerine göre, mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1. bendi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 28/05/2019 tarih ve 2017/665 Esas, 2019/371 Karar sayılı kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan REDDİNE, 2-Alınması gereken 2.286,25 TL nisbi istinaf karar harcından davalı tarafça peşin olarak yatırılan 571,66 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.714,84‬ TL harcın davalıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA, 3-Davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde BIRAKILMASINA, 4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince KESİN olmak üzere 11/10/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.