Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 53. Hukuk Dairesi 2022/252 E. 2023/530 K. 30.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
53.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/252
KARAR NO: 2023/530
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 27/11/2019
NUMARASI: 2015/1071 Esas, 2019/1079 Karar
DAVANIN KONUSU: Alacak
KARAR TARİHİ: 30/05/2023
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı arasında 02/12/2013 tarihli Demi Tankı İmalat Mal Alım Sözleşmesi ve 02/01/2014 tarihli Demi Tankı Montaj Yüklenici Sözleşmesinin imzalandığını, söz konusu sözleşmeler uyarınca … A.Ş Soğutma Kulesi Besi Kuyu ve Demineralize Su Tesisinin Çelik İmalat Montaj İşleri çerçevesinde Aksa Bolu Göynük Şantiyesinde kurulu 1000 metrekare kapasiteli Demi Tankı ile ilgili olarak hammadde tedariki ve saha imalatları ile montajı işinin davalı tarafından yüklenildiğini, taraflar arasındaki sözleşmenin alt istisna sözleşmesi niteliğinde olduğunu, müvekkilinin dava dışı … Üretim A.Ş tarafından yapılan hasar bildirimi üzerine gerçekleştirdiği incelemeler sonucunda demi tankının üst çatı imalatının çıplak gözle teşhis edilebilecek şekilde aşağıya doğru çökme, sehim yaptığını, tank çatısının tank gövdesi ile bağlantı noktalarında yer alan birleştirme saclarının deforme olduğunu, davalı şirketin gerçekleştirdiği imalat ve montajın ayıplı olduğunun tespit edildiğini, davalı tarafından eksiksiz olarak oluşturulması ve temin edilmesi gereken tedarik edilen hammadelere ilişkin sertifikalar ile kaynak noktalarına ait tetkikleri içeren kontrol ve onay dosyalarının eksik olduğunun tespit edildiğini ve davalıya gönderilen noter ihtarnamesi ile kullanılan hammadde ve yapılan uygulamanın kusurlu olduğunun, sahaya gidilerek duruma ve arızaya müdahale edilmesi gerektiğinin ihtar edildiğini, davalı tarafından gönderilen Bakırköy … Noterliğinin 29/05/2015 tarih ve … yevmiye nolu cevabi ihtarnamesinde, hasarın, kendileri tarafından yapılan işçilik ya da montajdan değil, müvekkilinin hazırladığı imalat projesinin hatalı olmasından kaynaklandığının ve davalının garantisi altında olmadığının belirtildiğini, arızanın giderilmediğini, davalının verilen süre içinde edimini yerine getirmediğini, yerine getirmeyeceğini açıkça beyan ettiği cevabi ihtarnameden sonra Bolu Göynük Asliye Hukuk Mahkemesinin 2015/12 D.iş sayılı delil tespiti neticesinde bilirkişi kurulu tarafından düzenlenen raporda, demi tankının aşağı doğru sehim yapmış vaziyette 0,7 metre çökme yaptığının tespit edildiğini, keşif sırasında tank su ile dolu olduğundan dışarıdan inceleme yapılsa da, müvekkili şirket mühendisleri tarafından tankın boş olduğu sırada çekilen hasar fotoğraflarının incelendiğini, davalı tarafından Bolu Göynük Sulh Hukuk Mahkemesinin 2015/2 D.iş sayılı dosyasında yaptırılan delil tespiti raporunda tarafların %50-50 oranında kusurlu bulunduğunu, söz konusu tespitin demi tankı su dolu olduğundan dışarıdan çıplak gözle yapılıdğını, bu tespit sırasında hasarın mahiyetini görme imkanı olmadığını, bilimsel esaslara dayanmadan kusurun belirlendiğini, davalının arızayı gidermeyi reddetmesi üzerine 3. kişi aracılığıyla arızanın giderildiğini, bu nedenle 74.760,80 TL ödeme yapıldığını, müvekkilinin iş sahibine karşı üstlenmiş olduğu yükümlülükler çerçevesinde tazminat ve cezai şartlarla karşı karşıya kaldığını, iş sahibi … tarafından 30/07/2015 Geçici Kabul Eksiklikler Listesi ile demi tankının çatısında meydana gelen arıza nedeniyle müvekkilinin hak edişinden 13.377,93 Euro+KDV kesinti yapıldığını, bu taleple ilgili …’ya karşı hukuki yollara gidileceğinden şimdilik davalıdan talep edilmediğini, haklarını saklı tuttuklarını, davalı şirket tarafından verilen 20.000,00 TL tutarlı teminat mektubunun paraya çevrilmek zorunda kalındığını, müspet zarar talebinden bu miktarın mahsup edildiğini beyanla fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, arızayı gidermek için 3. kişiye ödenen 74.760,80 TL tutar ile delil tespiti kapsamında ödenen avukatlık ücretinden resmi avukatlık ücreti tarifesine göre 300,00 TL tutarındaki kısmının toplamı olan 75.060,80 TL’den paraya çevrilen 20.000,00 TL teminat mektubunun düşülmesi ile kalan toplam 55.060,80 TL’nin ayrıca 1.172,75 TL tutarındaki delil tespiti masrafları ve 226,55 TL tutarındaki ihtarname masraflarının işlemiş faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı cevap dilekçesinde özetle; taraflar arasında imzalanan Demi Tankı İmalat Mal Alım Sözleşmesi ve Demi Tankı Montaj Yüklenici Sözleşmesi gereğince müvekkilinin üzerine düşen edimleri tam ve eksiksiz olarak yerine getirdiğini ve eseri teslim ettiğini, eserin davacının uygulanmasını istediği proje doğrultusunda müvekkiline atfedilecek herhangi bir kusur olmaksızın projeye uygun olarak ifa ve teslim edildiğini, 25/05/2014 tarihli tutanaktan görüldüğü üzere asıl iş sahibi … A.Ş mühendisleri ve davacı mühendisi tarafından eserin detaylı olarak incelenerek teslim alındığını, test kontrolünün yapıldığını, 28/05/2015 tarihli ihtarnamede davacının birleştirme saclarındaki deformasyonun çıplak gözle dahi görüldüğü iddiasının 25/05/2014 tarihli tutanak ile bağdaşmadığını, Göynük Sulh Hukuk Mahkemesinin 2015/2 D.iş sayılı dosyası ile delil tespiti istendiğini, tank dolu olduğundan ve detaylı inceleme yapılamadığından sağlıklı bir rapor almanın mümkün olmadığını ancak raporda taraflar arasındaki sözleşme gereğince, imalat ve projeyi hazırlamanın … A.Ş.’nin görevi olduğunun, müvekkilinin görevinin projeyi teknik resimlere göre imal etmek olduğunun, proje hatasının olup olmadığının ise statik hesapların yeniden yapılması gerektiğinin vurgulandığını, ayrıca çatı üzerinde çatının taşıyabileceği yük katsayısından fazla yükle çalışıldıysa da çatının çökme veya hasar görme ihtimalinin bulunduğunu, bu nedenle tarafların %50-50 oranında kusurlu olduklarının belirlendiğini, dava dilekçesi ekinde kendilerine tebliğ edilen Göynük Asliye Hukuk Mahkemesinin 2014/12 D.İş sayılı tespit raporunu kabul etmediklerini, davacı dilekçesi ekinde tebliğ olunan 08/12/2015 tarihli teknik raporu da kabul etmelerinin mümkün olmadığını, eserin, metal ve makine mühendislerince yapılmasının teknik yönden sakıncalı olduğunu, bu nedenle teknik raporun hükme esas alınamacağını, bilirkişilerin yerinde inceleme yapmadığını, eserin projeye uygun imal edilip edilmediğini tetkik etmediklerini, öncelikle sözleşme akdedilirken, ibraz edilen proje üzerinde tarafsız bilirkişi heyeti oluşturularak statik, dinamik ve mukavemet hesaplarının yeniden yaptırılması, projenin teknik hata içerip içermediğinin, mevcut standartlara göre hazırlanıp hazırlanmadığının tespitinin gerektiğini, ayrıca tank üzerinde fiziken inceleme yapılarak tankın projeye uygun çökme ve deformasyonun bir başka firmaya yaptırıldığı iddia edildiğinden tankı tamir ettiği iddia olunan dava dışı … Ltd.Şti’den işin projesinin, sözleşmenin, fatura ve yapılan işin teknik hesaplamalar ve detaylarının celbini talep ettiklerini, fiziki incelemede davalıya sunulan proje ile tankın tamir görmüş durumun karşılaştırılması yapılarak, tamir sırasında hesaplamaların değiştirilip değiştirilmediğinin tespitini talep ettiklerini, ayırca tadilat işinin oranı gözetilerek, günün koşullarına ve piyasa verilerine göre deformasyonun giderilmesi için gereken bedelin belirlenmesini istediklerini, işçilik hizmetin kusurlu olduğu kesin ve net tespit edilmeden müvekkilinin garanti sorumluluğuna gidilemeyeceğini, davacının iddiasını ispatla mükellef olduğunu, proje kusurlarından müvekkilinin sorumlu tutulamayacağını, kusur sorumluluk dağılımını gösterecek şekide rapor alınması gerektiğini, imal ya da işçilik hatası kesin tespit edilmeden teminat mektubunun paraya çevrilmesinin müvekkilini maddi zarara uğrattığını, banka ve ticari çevresinde ihtibarını zedeleyerek manevi zarara uğrattığını, maddi ve manevi tazminat haklarını saklı tuttuklarını beyanla davanın reddine, karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece; taraflar arasında imzalanan 02/01/2014 tarihli demi tankı montajı yüklenici sözleşmesi 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 470. maddesinde tanımlanan eser sözleşmesi niteliğinde olduğu, eser sözleşmesinde kural olarak yüklenici, yükümlendiği imâlatı fen ve sanat kurallarına, sözleşmeye ve iş sahibinin amacına uygun tamamlayarak teslim etmekle yükümlü olduğu, imâlatın ayıplı olması halinde iş sahibinin haklarının TBK’nun 475. maddesinde sayıldığı, eser sözleşmelerinden kaynaklanan uyuşmazlıklarda işin yapılıp teslim edildiğini yüklenici, iş bedelinin ödendiğini ve varsa ayıplı imâlat yapıldığını iş sahibinin ispatlaması gerektiği, davalı tarafça sözleşme ile üstenilen işe 29/01/2014 tarihinde başlanıldığı ve tankın davacıya teslim edildiği, teslimden sonra tankın çatısında çökme meydana geldiği, davacı tarafça hasar tespiti yaptırıldığı ve davalıya gönderilen Akyazı Noterliğinin 28/05/2015 tarihli ihtarnamesi ile demi tankında çökme meydana geldiği belirtilerek sözleşme gereği 24 ay süre ile garanti kapsamında olan tankta meydana gelen hasarın giderilmesinin talep edildiği, aksi halde üçüncü kişilere onarım yaptırılarak bedelinin taraflarından tahsil edileceğinin bildirildiği, davalı tarafından gönderilen 29/05/2015 tarihli cevabi ihtarname ile, işin eksiksiz ve kusursuz olarak yerine getirildiği, projeye uygun olarak işçilik yapıldığı, garanti kapsamında bir hasar olmadığı bildirilerek hasarın giderilmediği, bundan sonra taraflarca ayrı ayrı delil tespiti yaptırıldığı ve alınan bilirkişi raporlarının dosyaya sunulduğu, Göynük Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2015/2 değişik iş sayılı dosyasına sunulan raporda, her iki tarafa %50 oranında kusur atfedildiği, alınan ek raporda ise tankın içine girilemediği için projesine uygun olarak yapılıp yapılmadığının tespit edilemeyeceğinin, tankın mevcut durumu ile kullanılamayacağının, hasarın giderilmesi için gerekli bedelin 51.870,00 TL olduğunun beyan edildiği, Göynük Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2014/12 değişik iş sayılı dosyasında alınan bilirkişi raporunda, tankın projesine uygunluğu yönünden bir değerlendirme yapılamadığının, hasarın garanti kapsamında olduğunun beyan edildiği, mahkemece alınan ek bilirkişi raporunda ise tarafların %50 oranında kusurlu olduklarının belirtildiği, buna göre demi tankında bir çökme olduğu konusunda bir uyuşmazlık olmadığı, uyuşmazlığın çökmenin imalattan mı projenin uygunsuzluğundan mı kaynaklandığı noktasında olduğu, her ne kadar mahkemece alınan bilirkişi raporunda her iki hususta da eksiklikler olduğu ve tarafların hasarın meydana gelmesinde %50 oranında kusurlu oldukları belirtilmiş ise de, TBK’nın 472/3. maddesinde yer alan “Eser meydana getirilirken, işsahibinin sağladığı malzemenin veya eserin yapılması için gösterdiği yerin ayıplı olduğu anlaşılır veya eserin gereği gibi ya da zamanında meydana getirilmesini tehlikeye düşürecek başka bir durum ortaya çıkarsa, yüklenici bu durumu hemen işsahibine bildirmek zorundadır; bildirmezse bundan doğacak sonuçlardan sorumlu olur.” düzenlemesi gereğince malzeme ve eserin meydana getirileceği yere benzer şekilde, basiretli tacir olan davalının işin ehli olarak, projede bir eksiklik veya hata olduğunu tespit etmesi halinde bunu davacıya bildirmesi gerektiği, davalı tarafça böyle bir bildirim veya uyarının yapıldığına dair bir delil sunulmadığı, bu nedenle hasarın tamamen imalat hatasından kaynaklandığı, kullanımla ortaya çıktığı ve gizli ayıp niteliğinde olduğu kanaatine varıldığı, taraflar arasında imzalanan sözleşmenin J maddesi ile işin 24 ay süre ile davalının garantisi altında olduğu, bu nedenle davalı tarafından onarılması gerektiği ancak davacının ihtarına rağmen davalının onarımı gerçekleştirmediği, davacının üçüncü bir firmaya yaptırdığı onarım bedelini talep etmekte haklı olduğu, talep edilen bedelinin hasar ile uyumlu olduğunun bilirkişi raporunda tespit edildiği, davacının onarım bedeli talebinin kabulü gerektiği, delil tespiti dosyasında ödenen avukatlık ücretine dair talebin yargılama gideri niteliğinde olduğu, ayrıca buna dair ödeme belgesi de sunulmadığından bu talep yönünden istemin reddedildiği, delil tespiti dosyasında yapılan yargılama giderlerinin ise kabul ve red oranına göre taraflara yükletildiği gerekçesi ile; Davanın Kısmen Kabulü ile 54.760,80 TL nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle davalıdan alınarak davacıya verilmesine, karar verilmiş karara karşı davalı vekili istinafa başvurmuştur. Davalı vekili istinaf dilekçesi ile; davacı tarafın, eseri test ve muayene sonrasında teslim aldığını, 25.5.2014 tarihli, tutanak başlıklı belgede görüldüğü üzere, asıl iş sahibi … A.Ş. mühendisleri ve davacı mühendisi tarafından, eserin detaylı olarak incelenerek teslim alındığını, test kontrolünün yapıldığını, davacının, gönderdiği ihtarında, “çıplak gözle dahi görülebildiği” iddiası ile demi tankının birleştirme saclarında deformasyon olduğunu iddia ettiğini, davacı şirket yetkilisinin ve asıl iş sahibi … A.Ş. yetkililerinin teslim ve inceleme tutanağı ile bu iddianın bağdaşmadığını, tespit dosyalarında ve mahkemece alınan bilirkişi raporlarında, olayın proje hatasından mı yoksa malzeme ve işçilik hatalarından mı kaynaklandığı konusunun ayınlatılması için bir takım testlerin yapılması, eksik belgelerin sunulması gerektiğinin belirtildiğini, tüm raporlarda kusurun kimden ve neden kaynaklandığının tam olarak belirtilmeden taraflara %50 oranında kusur verildiğini, bilirkişi raporlarında müvekkiline atfedilen kusuru kabul etmediklerini, bu konuda bilirkişi raporlarına itiraz ettiklerini, raporlarda belirtilen eksiklikler giderilmeden ve mahkemece bu eksiklikler giderilerek yeniden bilirkişi raporu alınmadan karar verildiğini, müvekkili şirketçe, orjinal imalatta kullanılan profillerin projeye uygun şekilde ve standart kalitelerde imal edilip tanka montajlandığını, bilirkişilerin, projedeki profillerin yetersiz olduğunu, destek profillerin sisteme ilave edilmesinin zaruri olduğunu belirttiklerini, yani olayın sadece, çöken bir tankın düzeltilmesi işlemi olmadığını, aynı zamanda projesinde eksik olan ilave profillerin de sistemne eklenmesi olduğunu, bu hususun, başından beri iddia ettikleri proje hatasını desteklediğini, çökmenin nedeninin, proje de olması gereken ancak olmayan ilave profil destek sistemi olduğunu, projenin tam ve doğru uygulanmasına rağmen çökme meydana geldiğini, bilirkişilerin, çökme sonrası yapılan tadilatı gerekçe göstererek, projenin de sağlıklı olmadığını kabul ettiklerini, davacıya da %50 kusur yüklediklerini, proje uygun değil ise, yani hatalı projenin uygulanması nedeni ile bir risk ve zarar doğmuş ise tüm sorumluluğun davacıda olduğunu, müvekkiline %50 kusur verilmesinin hatalı olduğunu, mahkemece kusur oranları dahi gözardı edilerek, tüm sorumluluğun davalı müvekkiline yüklenmesinin, adalete ve hakkaniyete aykırı olduğunu, davacının, projede kullanılan malzemelerin, standartların dışında olduğunu ispatlaması gerektiğini, teknik olarak yapılan bilirkişi incemesinde, davaya konu mazlemenin kalitesi konusunda numune alıp incelem yapmadan, tahmine dayalı kusur yüklenemeyeceğini, davacının, müvekkilinin kusurlu ürün kullandığını ispat edemediğini, mahkeme, TBK 472/3 gereğince proje hatasını, yüklenici olarak iş sahibine bildirme zorunluluğuna uymadıkları iddia edilmiş ise de, asıl iş sahibinin … A.Ş. olduğunu, projenin … A.Ş.nin projesi olup, davacının asıl yüklenici olduğunu, müvekkilinin, davacının alt yüklenicisi olduğunu, bu ilişki silsilesine göre, projeyi kabul eden ve uygulamak için işi müvekkiline verenin davacı olduğunu, projede bir eksiklik veya hata olduğunu tespit etmesi halinde bunu iş sahibine bildirmesi gerekenin davacı şirket olduğunu, davacı şirketin, proje ve iş sahibi … şirketine karşı TBK 472/3 gereğince bildirim yaptığına dair bir beyan veya delil ileri sürmediğine göre, hatalı projeden kaynaklanan çökme ile ilgili zarardaki tüm sorumluluğu alt yüklenici konumundaki müvekkiline yüklemenin adalet ve hakkaniyet ilkelerine aykırı olduğunu, davacının demi tankındaki çökmenin giderimi için yaptığı masrafın fahiş olduğunu ve mahkemece tazminat bedeli yönünden de hesaplama yapılmasını talep etmelerine rağmen, bu konuda net ve denetime açık şekilde rapor alınmadan, doğrudan davacının sunduğu masraf belgelerine göre karar verilmesinin de usul ve yasaya aykırı olduğunu, dosyada bilirkişiler tarafından, hasar giderim faturasına konu malzeme ve işçilik masrafları konusunda hiçbir denetleme ve hesaplama yapılmadığını, diğer yandan, davacı tarafından çökme sonrasında, demi tankına ilave destek profili inşa edildiğinin bilirkişi raporları ile sabit olduğunu, dolayısıyla, projeye ilave nitelikteki bu destek profil sisteminin masrafının da müvekkilinden talep edilmesinin haksız olduğunu, davacının dava dilekçesinde, tespit dosyası yargılama giderleri ile ihtarname masraflarını da dava konusu ettiği halde bu konuda karar verilmediğini, davacının talepleri ile mahkemece hüküm altına alınan tutar arasındaki farka göre, müvekkili aleyhine takdir edilen yargılama giderlerinin de hatalı hesaplandığını belirterek istinafa başvurmuştur.Dava, eser sözleşmesi kapsamında yapılan imalatın ayıplı olması nedeniyle ayıp giderim bedelinin tahsili istemine ilişkin olup davacı iş sahibi, davalı yüklenicidir.Davacı vekili taraflar arasında 02/12/2013 tarihli Demi Tankı İmalat Mal Alım Sözleşmesi ve 02/01/2014 tarihli Demi Tankı Montaj Yüklenici Sözleşmesinin imzalandığını, söz konusu sözleşmeler uyarınca … A.Ş Soğutma Kulesi Besi Kuyu ve Demineralize Su Tesisinin Çelik İmalat Montaj İşleri çerçevesinde … Bolu Göynük Şantiyesinde kurulu 1000 metrekare kapasiteli Demi Tankı ile ilgili olarak hammadde tedariki ve saha imalatları ile montajı işinin davalı tarafından yüklenildiğini, davalının eseri teslminden sonra müvekkilinin dava dışı … A.Ş tarafından yapılan hasar bildirimi üzerine gerçekleştirdiği incelemeler sonucunda demi tankının üst çatı imalatının çıplak gözle teşhis edilebilecek şekilde aşağıya doğru çökme/ sehim yaptığını, tank çatısının tank gövdesi ile bağlantı noktalarında yer alan birleştirme saclarının deforme olduğunu, davalı şirketin gerçekleştirdiği imalat ve montajın ayıplı olduğunun tespit edildiğini, ayıpların giderimi için davalıya ihtar gönderilmesine rağmen davalının söz konusu çökme olayının imalat ve işçilikten kaynaklanmayıp, projeden kaynaklandığını, hasarın garanti kapsamında olmadığını belirterek ayıbı gidermediğini, bunun üzerine 3. Kişiye ayıbın gidertildiğini, ayıp giderim bedeli ile tespit dosyasında ödenen avukatlık ücretinin ayrıca delil tespiti dosyasında yapılan yargılama giderlerinin tahsilini talep etmiştir.Taraflar arasında eser sözleşmesi imzalandığı, sözleşmede yapılacak işin ve bedelinin kararlaştırıldığı, yine sözleşmenin J maddesine göre yüklenici tarafından işverene teslim ettiği her türlü ürünün imalat işçiliği ve montaj hatalarına karşı işlerin müşteriye tesliminden itibaren işletme ve kullanma hatalarından doğan arızalar hariç 24 ay süre ile garanti altına alındığı, işin yapılarak teslim edildiği, 30/04/2015 tarihinde davaya konu eser sözleşmesinin konusunu oluşturan demi tankı üst çatı imalatında çökme/sehim yaptığının tespit edildiği, anılan durumun davacı tarafça süresinde ihtarname ile davalıya bildirilerek ayıbın giderilmesinin istendiği, davalının ayıbın imalattan kaynaklanmadığı, projeden kaynaklandığı dolayısıyla garanti kapsamında olmadığını bildirdiği, ayıbın 3. Kişi tarafından giderildiği sabittir.Dosyada bilirkişi raporları alınmış, bazı bilirkişi raporlarında ayıbın nedeninin tespiti için bir takım eksik belgelerin sunulması ve bazı tetkiklerin yapılması gerektiği belirtildikten sonra ayıbın hem projeden hemde imalattan kaynaklandığı belirtilerek taraflara %50 oranında kusur verilmiştir.TBK’nın 472/1 maddesinde Malzeme yüklenici tarafından sağlanmışsa yüklenici, bu malzemenin ayıplı olması yüzünden işsahibine karşı, satıcı gibi sorumludur. Hükmü, 3 fıkrasında Eser meydana getirilirken, işsahibinin sağladığı malzemenin veya eserin yapılması için gösterdiği yerin ayıplı olduğu anlaşılır veya eserin gereği gibi ya da zamanında meydana getirilmesini tehlikeye düşürecek başka bir durum ortaya çıkarsa, yüklenici bu durumu hemen işsahibine bildirmek zorundadır; bildirmezse bundan doğacak sonuçlardan sorumlu olur. hükmü düzenlenmiştir. Mahkeme gerekçesinde de belirtildiği üzere, anılan madde hükümleri gereğince eserde ortaya çıkan ayıp ister yüklenicinin kullanığı malzeme ve işçilikten isterse iş sahibi tarafından temin edilen projeden kaynaklansın bu durumda basiretli bir yüklenici gibi davranması gereken davalı projedeki eksik ve hataları öngörerek bunları davacı iş sahibine bildirmediğinden TBK 472. Maddesi gereğince bunlardan kaynaklı sonuçlardan sorumlu olacaktır. Davalı yüklenici de davaya konu demi tankı çatısındaki çökmenin kullanımdan kaynaklandığını iddia ve ispat edemediği gibi, projedeki olası hataları iş sahibine bildirdiğini, işte kullandığı malzemelerin ve işçiliğin standartlara ve işin tekniğine uygun olduğunu ispatlayamamıştır. Buna göre eserde ortaya çıkan ayıbın gizli ayıp olduğu, ayıbın kullanımdan kaynaklanmadığı, imalattan kaynaklandığı, ayıbın hem projedeki eksikliklerden hem de imalattaki kusurlardan meydana geldiği, buna göre projedeki eksiklikleri iş sahibine bildirmeyen davalı yüklenicinin meydana gelen sonuçtan sorumlu olduğu ayrıca sözleşmeye göre eserin imalattan kaynaklı ayıplara karşı 2 yıl yüklenici garantisi altında olduğu, ayıbın garanti süresi içinde meydana geldiği sabit olduğundan mahkemece bu gerekçelerle ayıptan davalı yüklenicinin sorumlu olduğuna ilişkin tespiti yerinde olmuştur, Davalı her ne kadar cevap dilekçesinde ayıp giderim bedelinin fahiş olduğunu, bedeli kabul etmediklerini belirtmiş ise de ayıp giderimi için yapılması gereken maliyet hesabına ve 3. Kişi tarafından yapılan ayıp giderim bedelinin piyasa koşullarına uygun olduğuna ilişkin bilirkişi raporuna açıkça ve özellikle miktar yönünden bir itirazda bulunmamıştır. Bu nedenle davalı vekilinin ayıp giderim bedelinin fahiş olduğuna yönelik soyut istinaf başvurusu yerinde değildir, Davacı dava dilekçesinde harca esas değer olarak 55.060,80 TL göstermiş olup harcı da bu miktar üzerinden yatırmıştır. Dava dilekçesinde dava değeri içerisinde 74.760,80 TL’nin ayıp giderimi için 3. Kişiye ödenen bedel, 300 TL’nin delil tespit dosyasında ödenen vekalet ücreti olduğu, bundan nakde çevrilen teminat mektubu bedeli 20.000 TL’nin mahsubu ile kalan bakiyeyi talep ettiklerini belirtmiş, delil tespiti dosyasında yaptıkları 1.172,75 TL masrafında yargılama giderleri içinde karara bağlanmasını istemiştir. Mahkemece davacının talebi kısmen kabul edilerek 3. Kişiye yapılan ödeme miktarı üzerinden 54.760,80 TL olarak davanın kabulüne karar verilmiş, vekalet ücretine yönelik talep reddedilmiştir. Delil tespiti masrafları ise yargılama giderleri içinde değerlendirilmiştir. Mahkemece delil tespiti dosyasında yapılan giderlerin yargılama giderleri içinde hesaplanması usul ve yasaya uygundur. Davalının bu yöne ilişkin istinaf sebebi de yerinde değildir. Açıklanan nedenlerle, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzeni gözetilerek yapılan istinaf incelemesi sonucunda, dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenler ve ileri sürülen istinaf sebeplerine göre, mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1. bendi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 27/11/2019 tarih ve 2015/1071 Esas, 2019/1079 Karar sayılı kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan REDDİNE, 2-Alınması gereken 3.740,71 TL nisbi istinaf karar harcından davalı tarafça peşin olarak yatırılan 935,18 TL harcın mahsubu ile bakiye 2.806,53 TL harcın davalıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA, 3-Davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde BIRAKILMASINA, 4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince KESİN olmak üzere 30/05/2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.