Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 53. Hukuk Dairesi 2022/248 E. 2023/418 K. 09.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
53.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/248
KARAR NO: 2023/418
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 25/11/2019
NUMARASI: 2018/788 Esas, 2019/1115 Karar
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 09/05/2023
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Dava, taraflar arasında düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanan fatura alacağına ilişkin başlatılan takibin itirazın iptali istemine ilişkin olup, mahkemece davanın reddine dair verilen karara karşı, davacı vekilince istinaf talebinde bulunulmuştur. Davacı vekili; davada takibe konu olan miktarın 18.02.2017 tarihli … No’lu Fatura ile KDV dahil 19.296,36-TL, 28.02.2017 tarihli … No’Iu Fatura ile KDV dahil 4.355,00- TL, 20.03.2017 tarihli … No’lu Fatura ile KDV dahil 5.922,00-TL, 27.03.2017 tarihli … No’lu Fatura ile KDV dahil 1.967,00-TL, 27.03.2017 tarihli … No’lu Fatura ile KDV dahil 636,50-TL, 27.03.2017 tarihli … No’lu Fatura ile KDV dahil 578,96-TL, 27.03.2017 tarihli … No’lu Fatura ile KDV dahil 15.823,80-TL, 05.04.2017 tarihli … No’lu Fatura ile KDV dahil 13.195,73-TL, 14.04.2017 tarihli … No’lu Fatura ile KDV dahil 6.876,00-TL, 15.04.2017 tarihli … No’lu Fatura İle KDV dahil 2.990,52-TL, 18.04.2017 tarihli … No’lu Fatura ile KDV dahil 1.697,43-TL olacak şekilde toplam 73.339,30-TL’lik fatura alacaklarına ilişkin olarak 40.000,00-TL’lik kısmı ödenmiş olduğunu, bakiye 33.339,30-TL’nın borçlu firma tarafından ödenmesi gerektiğini, müvekkili ile davalı yan arasında ticari ilişkiye dayalı faturalardan doğan alacak müvekkili tarafından tahsil edilemeyince Bakırköy … İcra Dairesi … Esas Numaralı dosya ile takip yapıldığını, borçlu şirket aleyhine başlatılan icra takibine 30.05.2018 tanzim tarihli dilekçe ile itiraz edilmesi üzerine, takibin durdurulmasına karar verildiğini, açıklanan nedenlerle, fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydı ile davanın kabulünü, borçlu tarafından haksız ve kötüniyetli olarak Bakırköy … İcra Dairesi … Esas Numaralı dosyaya sunulmuş olan itirazın iptalini, borca kötüniyetli olarak itiraz eden borçlunun takip konusu miktarın %20′ sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı taraf üzerinde bırakılmasını talep ve dava etmiştir. Davalı vekili; davacı tarafın talep ve iddiaları haksız olup, davanın reddinin gerektiğini, müvekkil şirket ile davacı şirket arasında Fason Üretim Sözleşmesi imzalandığını, bu sözleşme uyarınca davacı tarafın, müvekkili şirkete Sipariş Formu ve Model Teknik Dosyalarında belirtilen modellerin dikimi ve kalite kontrolünün yapılması hususunda hizmetini sağlayacağını, ancak karşı tarafça sözleşme uyarınca sağlam ve kalite kontrolünün yapılarak teslim edilmesi gereken ürünler tarafımıza ayıplı olarak teslim edildiğini, müvekkili şirket yetkililerinin tarafından bu malların ayıplı olduğu hususunun karşı tarafa bildirildiğini, ancak tüm uyarılara rağmen davacı şirket tarafından herhangi bir olumlu dönüş olmadığı gibi ayıplı malların onarımının da yapılmadığını, bunun üzerine müvekkili şirket tarafından bu ayıplı mallara ilişkin olarak Bakırköy 4. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2017/141 D.iş sayılı dosyasıyla üretimin ayıplı olduğunun tespit edildiğini, davacı tarafın sözleşme hükümlerine aykırı davrandığını, Müvekkil şirket tüm sorumlulukları yerine getirerek ihbar bildiriminde bulunduğunu, malın ayıplı olduğuna ilişkin tespitin yaptırıldığını, dava dilekçesinde ifade ettiği üzere müvekkili şirketin karşı tarafa 40.000,00-TL’lik bir ödeme yaptığını, açıklanan nedenlerle açılan haksız davanın reddi ile yargılama giderleri ve vekalet ücretimizin karşı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece; davacı tarafından sözleşme gereği üretilerek davalı tarafa teslim edilen tekstil ürünlerinin ayıplı olduğu ve ayıbın davacı taraftan kaynaklandığının teknik bilirkişi raporları ile saptandığı, davalının ürünlerin ayıplı olduğunu … firması tarafından yapılan teknik inceleme sonucunda ürünlerin kendisine iade edilmesiyle öğrendiği ve Bakırköy 4. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2007/141 D.İş sayılı dosyası ile delil tespiti yaptırarak bilirkişi raporunun davacıya tebliğ edilmek suretiyle davalının ihbar yükümlülüğünü yerine getirdiği, taraflar arasındaki yazılı sözleşmenin 20. maddesinde de son kontrolde kabul edilmemiş ürünlerin sorumluluğunun fason üretici firmaya (davacıya) ait olduğunun kararlaştırılmış olduğu, teknik bilirkişi raporuyla ürünlerin tamir bedelinin 8-10-TL/adet olduğunun tespit edildiği, mahkememizce takdiren ortalama olarak 9-TL/adet tamir bedelinin baz alınması sonucunda (toplam 35.118,00-TL tamir bedeli) ve bu bedelin alacak meblağından düşülmesi sonucunda davacının davalıdan alacağı bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Davacı vekili istinafında; malın ayıplı olduğu iddiasının doğru olmadığını, ayıp ihbar süresine uyulmadığını, süresinde ayıp ihbarı yapılmadığını kararın kaldırılmasını talep etmiştir. Taraflar arasındaki uyuşmazlık, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu 470 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Davacı yüklenici, davalı iş sahibidir. Davacı yüklenici davaya konu takiple bakiye bedel talebinde bulunmuş davalı iş sahibi ise işin ayıplı yapıldığını ayıp ihbarının süresinde yapılmadığını savunarak davanın reddini istemiştir. Davadaki uyuşmazlık ayıbın varlığı niteliği ve ayıp ihbarının süresinde yapılıp yapılmadığına ilişkindir.Eser sözleşmesinde ayıp ihbarı kural olarak teslimden itibaren makul süre içerisinde yapılması gerekir. Dosya kapsamında işin ne zaman teslim edildiği anlaşılamamaktadır. Davalı iş sahibi dava dışı firma tarafından ürünlerin iadesi sonrasında yaptırdığı tespitle ayıbın varlığını belirlemiş ve tespit raporunun yükleniciye tebliği ile de ayıp ihbarında bulunmuştur. Taraflar arasında düzenlenen yazılı sözleşmeye göre sözleşme bedeli ihtilafsız olup ayıpların miktar ve bedeli bilirkişi tarafından belirlenerek davacı alacağında mahsup edilmiştir. Sonuca göre davacının herhangi bir alacağın bulunmadığı anlaşılmış olup mahkemece de bu şekilde belirleme yapan bilirkişi rapor esas alınarak verilen karar usul yasa ve dosya kapsamına uygun olduğu anlaşılmakla davacı vekilinin istinaf talebinin reddine karar vermek gerekmiştir. Açıklanan nedenlerle, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzeni gözetilerek yapılan istinaf incelemesi sonucunda, dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenler ve ileri sürülen istinaf sebeplerine göre, mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1. bendi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 25/11/2019 tarih ve 2018/788 Esas, 2019/1115 Karar sayılı kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan REDDİNE, 2-Alınması gereken 179,90-TL istinaf karar harcından peşin alınan 54,40-TL’nin mahsubu ile bakiye 125,50-TL istinaf karar harcının davacıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA, 3-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde BIRAKILMASINA, 4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince KESİN olmak üzere 09/05/2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.