Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 53. Hukuk Dairesi 2022/2444 E. 2023/81 K. 24.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
53.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/2444
KARAR NO : 2023/81
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
DAVANIN KONUSU: Alacak
KARAR TARİHİ : 24/01/2023
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sırasında verilen ara kararına karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ :
Davacı vekili, davacı ile davalı şirket arasında dava konusu taşınmazla ilgili taşeronluk sözleşmesi yapıldığını, sözleşmeye göre davacı tarafından kaba inşaatın yapıldığını, davalı şirketin diğer davalılar ile kat karşılığı inşaat sözlemesi yaptığını, davalı şirketin inşaatı tamamlamayacağı anlaşılınca arsa sahipleri ile davacı şirket arasında 10.09.2021 tarihli sözleşme yapıldığı, inşaatın davacı şirket tarafından tamamlanacağı kararlaştırıldığını, karşılığında 9 adet dairenin davacıya devrinin öngörüldüğünü, sonrasında devirlerin yapılmadığını ,vekaletnamelerin verilmediğini ve davalı arsa sahiplerinin sözleşmeyi feshettiğini, talep olarak yaptığı kaba inşaat bedelini, ödemiş olduğu 104.600 TL bedelin tahsilini ayrıca davalılar adına kayıtlı taşınmazlar üzerinde ihtiyati tedbir ve alacağın temini için ihtiyati haciz talep ettiğini belirtmiştir.Davalı arsa sahipleri, davacının davalı şirket ile sözleşme imzaladığını, alacağını diğer davalı şirketten istemesi gerektiğini, davanın husumetten reddini belirtmişler, davacılar ile arsa sahipleri arasında imzalanan inşaat sözleşmesi yada taşeron sözleşmesi olmadığını davacının talep ettiği 104.600 TLnin kendisine ödendiğini ve 9 daireyi davalı şirkete temlik ettiklerini belirterek davanın reddini talep etmişlerdir. Mahkemece 20/12/2021 tarihli verdiği karar ile, gerekçesi yanlış oluşturularak ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiş, davacı vekili verdiği dilekçe ile ihtiyati haciz ve tedbir talepleri hakkında yeniden değerlendirme talebinde bulunmuş, bunun üzerine mahkemece 21/12/2021 tarihli ara karar ile, davanın alacak davası olması, taşınmazın dava konusu olmaması ,uyuşmazlık konusu olmayan şey hakkında ihtiyati tedbir kararı verilmeyeceği, verilen ara karar tarihinde yeniden koşulların oluşmadığı gerekçesiyle davacı vekilinin talebinin yeniden değerlendirilmesi talebinin reddine karar verilmiş olup, her iki ara karar da davacı vekilince istinaf edilmiştir.
Ayrıca mahkeme 04.02.2022 tarihli ara kararla, davacı vekilinin htiyati haciz, ihtiyati tedbir ve davalıdır şerhi kararı verilmesini talepleri hakkında, taşınmaz üzerindeki ihtiyati tedbir talebinin dava konusu olmadığı, ihtiyati haciz talebinin kaba inşaat bedelinin yaklaşık olarak ispatlanmadığı, davalıdır şerhi talebinin ancak dava konusu taşınmaz hakkında konulacağı ve taşınmaz dava konusu olmadığı gerekçeleriyle, tüm taleplerin reddine karar verilmiştir.Bu ara kararlara karşı davacı vekilince istinaf başvurusunda bulunulması üzerine, Dairemizin 2022/1901 E – 2022/44 K sayılı kararıyla, mahkemece verilen 21/12/2021 tarihli ara kararın içeriğinin, 20/12/2021 tarihli ara kararın HMK 396. Madde kapsamında yeniden değerlendirilmesine ilişkin olduğu, yapılan değerlendirme sonucu talebin reddine karar verildiği, bu kararın HMK 396/2 ye göre HMK 394. Maddesinin üçüncü ve dördüncü fıkrası gereği itiraza tabi olduğu anlaşılmakla, itiraz prosedürü işletilmeden doğrudan istinaf prosedürünün işletilerek dosyanın Dairemize gönderilmiş olmasının usule aykırı olduğu, davacı tarafından talep edilen 104.000 TL lik kısım için davalı tarafından ödeme iddiasına yönelik sunulan belgeler kapsamında ihtiyati haciz kararı verilmesini gerektirecek yaklaşık ispata yönelik bilgi ve bulunmadığı anlaşılmakla mahkemenin 04/02/2022 tarihli verdiği talebin reddine ilişkin kararın usul yasa ve dosya kapsamına uygun olduğu, davacı tarafından talep edilen kaba inşaat bedeli yönünden yapılan değerlendirmede, taraflar arasında yazılı sözleşme ilişkisi bulunmaması, davalı şirketlerin henüz davaya cevap vermemiş olması, bu haliyle davacı iddialarının inkar edilmiş olması, delil tespit raporunun itiraza tabi bulunması hususları birlikte değerlendirildiğinde, ihtiyati haciz kararı verilmesini gerektirir muayyen ve muaccel bir alacağın varlığına yeterli yaklaşık ispat ölçüsünde bilgi ve belge bulunmadığı, mahkemece ihtiyati haciz talebinin reddi ile dava konusu olmadığından taşınmazlar üzerine ihtiyati tedbir ve davalıdır şerhi taleplerinin reddine dair verilen kararın usul yasa ve dosya kapsamına uygun olduğu gerekçesiyle, mahkemesince 21/12/2021 tarihli yeniden değerlendirme ara kararına ilişkin istinaf dilekçesi tedbire itiraz dilekçesi olarak kabul edilerek, diğer hükümlerle birlikte HMK’nın 394. maddesi hükmüne uygun bir itiraz değerlendirmesi yapılarak, itiraza dair verilecek karara karşı süresi içerisinde bir istinaf başvurusu olduğu taktirde Dosyanın istinaf incelemesine gönderilmek üzere mahal mahkemesine geri çevrilmesine, mahkemenin 04/02/2022 tarihli ara kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin buna dair istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.Dairemizin bu kararından önce ilk derece mahkemesince verilen 31.08.2022 tarihli ara kararla, davacılar vekilinin dava konusu 4 parsel sayılı taşınmaz üzerine ihtiyati tedbir konulmasına ve bu parseldeki davalılar adına kayıtlı kar irtifaklarının ihtiyaten haczine karar verilmesine dair talebinin reddine karar verilmiş olup, davacılar vekili bu ara karara karşı istinaf başvurusunda bulunmuştur.Dairemizin kararı gereğince Mahkemece yapılan değerlendirme neticesinde ise 08.11.2022 tarihli duruşmada, ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz taleplerinin reddine ilişkin kararlara itirazların reddine karar verilmiş, sonrasında bun ilişkin 10.11.2022 tarihli gerekçeli ara karar yazılmış olup, davacılar vekili bu ara karşı da istinaf başvurusunda bulunmuştur. Taraflar arasındaki uyuşmazlık, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu 470 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesi ve bu sözleşmenin bir türü olan kat karşılığı inşaat sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Davacı taşeron, davalılar ise yüklenici ve arsa sahipleridir.Dosya kapsamı değerlendirildiğinde; davacı taşeronun, davalılardan yüklenici …İnşaat Ticaret Ltd. Şti. ile yapmış olduğu taşeronluk sözleşmesine dayalı olarak, davalılar arasında yapılan kat karşılığı inşaat sözleşmesinin feshedilmiş olması sebebiyle, yaptığı kaba inşaat bedelini ve bu sözleşme kapsamında davalı arsa sahipleri adına ödemiş olduğu 104.600,00 TL bedelin tahsilini talep ettiği ve bu kapsamda davalılar adına kayıtlı taşınmazlar üzerinde ihtiyati tedbir ve alacağın temini için ihtiyati haciz konulmasını talep ettiği, Dairemizin yukarıda değinilen kararında da belirtildiği üzere, davacı tarafından talep edilen 104.000,00 TL’lik kısım için davalı tarafından ödeme iddiasına yönelik sunulan dekontlar karşısında ihtiyati haciz kararı verilmesini gerektirecek yaklaşık ispata yönelik bilgi ve bulunmadığı, kaba inşaat bedeli yönünden ise, taraflar arasında yazılı sözleşme ilişkisi bulunmaması, davalılar vekilince sunulan cevap dilekçesinde davacı iddialarının inkar edilmiş olması, delil tespit ve yargılama sırasında alınan raporların itiraza tabi bulunması hususları birlikte değerlendirildiğinde, ihtiyati haciz kararını verilmesini gerektirir muayyen ve muaccel bir alacağın varlığına yeterli yaklaşık ispat ölçüsünde bilgi ve belge bulunmadığı anlaşıldığından, mahkemece ihtiyati haciz talebinin reddi ile dava konusu olmadığından taşınmazlar üzerine ihtiyati tedbir ve davalıdır şerhi taleplerinin reddine dair verilen kararın usul yasa ve dosya kapsamına uygun olduğu anlaşılmıştır.Açıklanan nedenlerle, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzeni gözetilerek yapılan istinaf incelemesi sonucunda, dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenler ve ileri sürülen istinaf sebeplerine göre, mahkeme ara kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davacılar vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1. bendi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 10/11/2022 tarih ve 2021/833 Esas sayılı ara kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, davacılar vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince REDDİNE,
2-Alınması gereken 179,90 TL istinaf karar harcından peşin alınan 80,70 TL’nin mahsubu ile bakiye 99,20 TL istinaf karar harcının davacıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
3-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde BIRAKILMASINA,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 362/1-f bendi gereğince KESİN olmak üzere 24/01/2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.