Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 53. Hukuk Dairesi 2022/2392 E. 2023/231 K. 14.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
53.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/2392
KARAR NO: 2023/231
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 21. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 12/10/2022
NUMARASI: 2020/530 Esas, 2022/666 Karar
DAVANIN KONUSU: Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 14/03/2023
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili ile … AVM eski kiracısı … arasında 425.000 TL+ KDV bedel ile bowling salonu tadilat işi sözleşmesi imzalandıklarını, AVM yöneticinin bu işin yapılmasını istediğini, AVM’nin bowling salonuna ortak olduğnu, inşaat mailyetlerinin de AVM tarafından karşılanacağını belirttiklerini, bowling salonun mimari elektrik ve mekanik projelerinin teslim edilmesini talep ettiklerini, AVM yöneticisinin projelerin hazır olmadığını, bir firma ile görüştüklerini ancak yapılan çalışmayı beğenmediklerini bildirerek, mimari, elektrik ve mekanik uygulama projelerinin taraflarınca yapılmasını istediklerini, ücretin de, projenin teknik ofisin uygunluk onayı vermesi şartıyla piyasa ücreti araştırılarak AVM tarfnıdan karşılanacağını bildiriklerini, şirketinin proje çizdiğini ve onay aldığını, sözleşmede adı geçen … ile tekrar bir iletişim kurulamadığını, tüm işlemlerin AVM yönetimi ile görüşülerek yapıldığını, işin yapımı sırasında AVM yönetimi ile …’nın araları bozulduğundan …’nın ortaklıktan atıldığını, inşaat ve proje masraflarının AVM tarafından karşılanmadığını, tüm eksiklikler giderilip işler bitince AVM yöneticisine fatura bilgilerinin sorulduğunu, yöneticinin bazı belirsizliklerin olduğunu ve şu an ödeme yapamayacaklarını bildirdiğini, ödeme yapılmazsa taraflarınca yapılan imalatların söküleceğini bildirdiklerini, kendileriye yapılan bu görüşmeden sonra inşaat alanının kapatılıp kilitlenerek güvenlik tarafından görüşme tarihinden itibaren girişlerinin engellenildiğini, 2018 yılı sonlarından kapatılıp kilitlenen salonun kendi projeleri ile açıldığını ve faal bir şekilde kullanıldığını, bu hususta savcılığa başvuruda bulunduklarını, savcının konunun hukuki ihtilaf olduğundan takipsizlik kararı verdiğini, davalı şirkete ihtarname keşide ettiklerini, ihtarnameye verilen cevapta tüm AVM’nin maliki olduklarını ancak daha sonra AVM’ yi aynı gruba ait başka bir şirkete sattıklarını, … ile anlaşmayı kendilerinin yaptıklarını ancak daha sonra fesh ettiklerini, taraflarınca ödeme yapamayacaklarını bildirdiklerini, bu nedenlerle dava şartı olan arabuluculuğa başvurduklarını ancak sonuç alamadıklarını, bilirkişi tespit raporunda tespit edilen malzeme, proje ve işçilik masraflarının, icra takipleri vb sebeplerle oluşan tüm zararlarının, tüm alacaklarının tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı ile müvekkili şirketi arasında akdedilmiş bir sözleşmen olmadığını, davaya konu sözleşmenin tarafı olan … ile aralarında ortaklık ilişkisinin bulunmadığını, … isimli şahıs ile 15/04/2015 tarihinde … AVM’de kendi adına Bowling oyun alanı işletmek üzere kira sözleşmesi yaptıklarını, müvekkili ile … arasındaki tek sözleşmenin kira sözleşmesi olduğunu, müvekkili şirketin taahüdünü tamamlamayan kiracının sözleşmeye aykırı davranışları nedeniyle 2016 yılında kira sözleşmesinin feshedildiğini, davacı ile müvekkili şirketin eski kircası … arasında taşınmaza yapılacak mimarlık işlerine ilişkin bir sözleşme imzalandığını, müvekkili şirketin bu sözleşmedinin tarafı olmadığını, imzalanan sözleşemede de ödemeyi iş sahibinin yapacağının belirtildiğini, AVM yönetiminin rutin uygulaması olan tüm kiracıların dekorasyon onay süreçlerinin AVM işletmesine ve operasyonuna ilişkin taleplerin karşılanması süreçlerinin tamamının AVM yönetim şirketi ekiplerince gerçekleştiğini, bunun haricinde herhangi bir katılım veya ödemenin söz konusu olmadığını, oyun alanı için sözleşmenin feshinden sonra yeni bir kiracı ile sözleşme imzalandığını, yeni kiracı tarafından dekorasyon işlerinin yapılarak kullanıma başlandığını, müvekkili şirket ile kiracı … arasında imzalanan kira sözleşmesinde kiracının yaptıracağı dekorasyon, tamirat ve tüm sair yapım giderleriniden tamamen kiracının sorumlu olduğunun ve sözleşme sona erdiğinde kiracının hiçbir bedel talep etmeden kiraya verene bıracağının kararlaştırıldığını, İstanbul 5. Sulh Hukuk Mahkemesinin tespit dosyasına sunulan bilirkişi heyet raporundan anlaşılacağı üzere, oyun salonunun bir başka şirketin inşa etmesinden dolayı davacı şirketin sayılan işleri eda edip etmediğinin tespitinin imkansız olduğunu, sebepsiz zenginleşmeye konu edilen miktarın davacının süresinde yargı yoluna başvurmadığınan zamanaşamından reddinin gerektiğini, bu nedenlerle haksız ve hukuki dayankatan yoksun davanın müvekkiline yöneltilmesinin mümkün olmadığını, husumetten ve esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece, davanın sebepsiz zenginleşme nedeniyle tazminat davası olduğu, uyuşmazlığın, davacı ile dava dışı … arasında akdedilen sözleşme uyarınca davalının maliki olduğu AVM ‘de gerçekleştirilen imalat bedellerinden davalının sorumlu olup olmadığı, bu bedellerin davalıdan talep edilip edilemeyeceği, eğer talep edilebilecek ise imalat bedelinin tespiti, davacının manevi tazminat talep hakkı olup olmadığı noktalarında çıktığı, davacının 2015 yılında kiracı ile yaptığı sözleşmeye istinaden imalat yaptığı, davalının, malik ve AVM yöneticisi olduğundan davacının davalıya karşı talepte bulunduğu, asıl kiracıya ve sözleşme tarafına karşı eldeki dosyada bir dava açılmadığı, davalının, AVM yöneticisi olarak plana ve AVM’nin yönetimine uygun dekorasyon yapılıp yapılmadığını, yapılan imalatların yapıya ve diğer işletmelere zarar verip vermediğini kontrol etmekle yükümlü ve yetkili olduğu, davacı işin davalı tarafça yaptırıldığını iddia ederek davalının sorumlu olduğunu ileri sürmüş ise de, proje onayı ve kontrol işinin davalıda olduğu, davacı ile dava dışı kiracı arasında imzalanan 01/06/2015 tarihli sözleşmesinin 27. maddesinde de belirtildiğinden, davalının eyleminin kontrol ve onayın ötesine geçmediği, davalının borcu üstlendiğine dair bir delil sunulamadığı, davalı, pasif husumet itirazında bulunmuş ise de, yapı maliki olması nedeniyle sebepsiz zenginleşme davasında hasım olacağı ve davalının bu savunmasına itibar edilmediği, dava konusu yerin, dava dışı … tarafından kiralanıp işler davacıya yaptırıldıktan sonra terk edildiği ve davalı tarafça sonradan … Ltd. Şti’ye kiralandığı, davacının, işi 2015 yılı Haziran ayında yaptığı ancak eldeki davayı 16/10/2020 tarihinde, yani 5 yıl sonra açtığı, davalının, davada sebepsiz zenginleşen konumunda olduğu, sözleşmeden kaynaklı bir sorumluluğu bulunmadığı, davalının süresinde zaman aşımı itirazında bulunduğu, TBK’nın sebepsiz zenginleşmeyle ilgili zaman aşımını düzenleyen 82. Maddesinde, “Sebepsiz zenginleşmeden doğan istem hakkı, hak sahibinin geri isteme hakkı olduğunu öğrendiği tarihten başlayarak iki yılın ve her hâlde zenginleşmenin gerçekleştiği tarihten başlayarak on yılın geçmesiyle zamanaşımına uğrar.” şeklinde olduğu, söz konusu yasa hükmü uyarınca, davacının yasal sürede dava açmadığından talebin zaman aşımına uğradığı gerekçesi ile; Davacının davasının zamanaşımı nedeniyle reddine, karar verilmiş, karara karşı davacı vekili istinafa başvurmuştur. Davacı vekili istinaf dilekçesi ile, davanın konusunun alacak davası olduğunu, dava dilekçesinde dava konusuna yönelik ”sebepsiz zenginleşme” ifadesinin kullanılmadığını veya böyle bir tanımlama da yapılmadığını, tahkikat aşaması tamamlandıktan sonra esasa ilişkin beyan dilekçelerinde takdir mahkemeye ait olmak üzere davanın vekaletsiz iş görme hükümleri esas alınarak karara bağlanmasının talep edildiğini, somut olayda da; davalı ile müvekkili arasında herhangi bir vekalet ilişkisi bulunmadan yapılmış bir iş söz konusu olduğunu, bir borç kaynağı olduğunu, müvekkilinin vekâlet olmaksızın iş sahibinin menfaatine ve varsayılan iradesine uygun olarak veya onun hukuka ve ahlaka aykırı yasaklaması olmadan işini gördüğünü, yüksek yargı kararların da vekâletsiz iş görmenin unsurlarının iş görme, işin başkasına ait olması, vekâletin bulunmaması ve iş görme iradesinin varlığı olarak belirlendiğini, dava konusu olay ile de birebir örtüştüğünü, yapılan imalatların, işin yapılmasına ilişkin olayların bütünüyle bunu gösterdiğini, mahkemenin sebepsiz zenginleşmeye bağlı tazminat davası tespitinin hatalı olduğunu, somut olayda dosya kapsamındaki deliller incelendiğinde, gerek davalı taraf (AVM yönetimi) ile oyun salonunun yapımına ilişkin mail yazışmaları, gerek taraflarınca sunulan yapım işlerine ilişkin faturalar, dosya kapsamındaki kira sözleşmelerindeki (önceki kiracı … ile yapılan kira sözleşmesi ile ile … Ltd. Şti. ile yapılan kira sözleşmesi) farklılıklara bakıldığında, … ile davalı arasındaki kira akdine nazaran, kira bedelinde açıkça artışa gidildiği görülmekte olup davalının bu menfaatinin sebebi müvekkilinin yaptığı yapım işleri neticesinde kiralanana değer kattığı ve davalının menfaat sağladığınun anlaşıldığını, müvekkilinin işgören vasfıyla iş sahibi davalının menfaatine olacak şekilde masrafta bulunduğunu ve zarara uğradığını, bu nedenle davalı tarafın vekaletsiz iş görme hükümleri kapsamında sorumlu olduğunu ve müvekkilinin yapmış olduğu masrafları ve zararları karşılamakla yükümlü olduğunu, somut olayda vekaletsiz iş görme kapsamında değerlendirme yapılması için tüm şartların oluştuğunu, davanın vekaletsiz iş görme hükümlerine göre değerlendirilmesi gerektiğini, sebepsiz zenginleşme yönünde ki değerlendirme ile davanın zaman aşımı nedeniyle reddinin hukuka aykırı olduğunu, dava dilekçelerinde ve duruşmalarda ısrarla belirttikleri üzere, mimari, mekanik ve elektrik projelerinin hazırlanmasının ayrı bir iş, bu projelere göre uygulama yapılmasının ayrı bir iş olduğunu, dava dışı … ile yapılan sözleşmede proje hizmeti bulunmadığını, kendisi ile bu yönde bir görüşme ve anlaşma da yapılmadığını, proje hizmeti konusunda müvekkilinin AVM yönetimi ile anlaşma yaptığını, AVM yönetiminin talimatlarına göre mimari, mekanik ve elektrik projeleri hazırlandığını ve AVM yönetimine elektronik ortamda eposta yoluyla teslim edildiğini, e-postaların mahkemeye sunulduğunu, bu e-postaların davalı ile olan anlaşmayı da teslimi de tartışmasız biçimde ortaya koyduğunu, kabul anlamına gelmemekle birlikte davanın inşaat yapım kısmının, sebepsiz zenginleşmeye dayansa da, proje hizmet anlaşmasının tarafının dava dışı … olmayıp davalı olduğundan mahkeme kararının hukuka aykırı olduğunu, davalı ile dava dışı …’nın açılacak olan bowling salonunun işletmesinde ciro üzerinden ortak olduğu hususunun, davalı tarafından dosyaya sunulan kira sözleşmesi ile ispatlandığını, sunulan kira sözleşmesinin 1.4 Maddesinde aylık kira bedelinin net satış cironun %8’i olduğunun belirtildiğini, bunun yanında müvekkili tarafından ikmal edilen iklimlendirme tesisatına yönelik yapılacak masrafın AVM tarafından karşılanacağının da, sözleşmenin 4.9 maddesinde kiraya veren iklimlendirme tesisatına ilişkin 75.000 TL + KDV inkişaf bedeli ödeyecektir ifadeleriyle yer aldığını, bu itibarla iddialarının doğrulandığını, kabul anlamına gelmemekle birlikte sebepsiz zenginleşmede zaman aşımının, öğrenme tarihinden başlayacağını, dava konusu uyuşmazlık sebepsiz zenginleşme olarak değerlendirilse bile davamının zaman aşımına uğramadığını, zira müvekkilinin, davalı tarafın kim olduğunu yani şirket bilgilerini çekmiş olduğu ihtarnameye verilen cevap ile öğrendiğini ve hemen akabinde önce tespit davası akabinde huzurdaki davayı açtığını, sebepsiz zenginleşmede taraflardan birinin fayda sağladığını veya zenginliştiğini, dava konusu uyuşmazlıkta, davalı tarafın işin yapıldığı yıl itibarıyla hemen zenginleşmediğini fayda da sağlamadığını, zira davaya konu işin yapıldığı salonun, birkaç yıl kilitli halde kapalı kaldığını, bowling salonu yapımından vazgeçilmesi ve yeni kiracı bulunmaması durumunda, yapılan dekorasyon, söküleceğinden davalının her hangi bir yarar sağlamayacağını, keşif günü yapılan incelemede dükkanın yıllar sonra başka bir amaçla kullanıldığı ve dekorasyonun da büyük oranda değişmiş olduğunun görüldüğünü, müvekkilinin 2015 yılı sonunda işi tamamladığını, AVM yöneticisi ile ödeme için son birkaç görüşme yaptığını ve kendisine … katında uygun kira bedelli, hava parasız teminatsız dükkan önerildiğini, müvekkilinin bu teklifi reddettiğini, müvekkili nakit ödeme konusunda diretince ve sahadan kullandığı malzemelerden (klima vs) sökülebilenleri geri almak isteyince dükkanın görevlilerce kapatıldığını ve birkaç yıl o şekilde kapalı kaldığını, müvekkilinin ara sıra gelip gidip AVM yönetimi ile görüşme yapmaya çalıştığı 2016-2017 ve 2018 yılı ortalarına kadar bowling salonunun hep kapalı olduğunu gördüğü için umutla bir çözüm olur diye beklediğini, müvekkilinin çözüm için (zaman aşımına uğradığı değerlendirilen dönemde) dava açmamış olmasının bir diğer gerekçesinin de, bowling salonunun kapalı ve pasif durumda olması yani, davacının yapmış olduğu dekorasyondan, AVM’nin fayda sağlamaması olduğunu, müvekkilinin 2018 yılı sonlarında bowling salonunun faal hale geldiğini öğrenince harekete geçtiğini, konunun şahsi bir dolandırıcılık olduğu düşüncesiyle AVM yöneticisi … hakkında savcılığa 03.12.2018 tarihinde suç duyurusunda bulunduğunu, savcılığın konuyu hukuki ihtilaf olarak değerlendirdiğini ve müştekinin hukuk davası açmakta muhtariyetine ve kovuşturmaya yer olmadığına karar verdiğini, savcılığın Aralık 2018 tarihli kararının, TBK 82. maddede ifade edilen ”hak sahibinin geri isteme hakkı olduğunu öğrendiği tarih” olarak değerlendirilmesi gerektiğini belirterek istinaf başvurusunda bulunmuştur. Dava, davalı şirketin maliki olduğu AVM’de bulunan bir dükkanın bowling salonu olarak tadilat işinin yapılmasına dair davacı ile dava dışı kiracı … arasında yapılan eser sözleşmesi kapsamında yapılan işler bedelinin tahsili istemine ilişkindir.Davacı vekili, müvekkili ile dava dışı … arasında davalının maliki olduğu ve … tarafından kiralanan bağımsız bölümün tadilatı konusunda yazılı eser sözleşmesi yapıldığını, davalının taahhüdü karşılığında sözleşme edimlerini yerine getirdiğini, tüm işleri davalının talimatları doğrultusunda yaptığını, sözleşme tarafı dava dışı … ile davalı arasındaki kira sözleşmesinin ilgili taraflarca feshedildiğini, …’nın iş bedelini ödemediğini, davalı şirketin sahibi olduğu AVM müdürünün iş bedelini kendilerinin de ödemeyeceğini ancak AVM’den kendisine bir yer gösterilerek burada kira bedeli ödemeden cafe açabileceğini, iş bedelini bu şekilde tahsil edebileceğini teklif ettiklerini, müvekkilinin kabul etmediğini, söz konusu iş yerine yaptığı imalatları söküp almak istediğinde buna engel olunduğunu, belirterek iş bedelinin davalıdan tahsilini talep etmiş, mahkemece davacının talebinin sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre değerlendirilmesi gerektiği buna göre de zaman aşımı süresinin dolduğu gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. HMK’nin 33. maddesi gereğince bir davada olayları anlatmak taraflara, hukuki nitelendirme görevi ise hakime aittir. Davacı vekili her ne kadar istinaf dilekçesinde sebepsiz zenginleşme hükümlerine dayanmadıklarını, olayda vekaletsiz iş görme hükümlerinin uygulanması gerektiğini belirtmiş ise de, dava eser sözleşmesinden kaynaklı iş bedeli alacağı istemine ilişkin olup, davacı dava dilekçesinde dava dışı … ile yazılı eser sözleşmesi yaptıklarını belirtmiş ve yazılı eser sözleşmesi sunmuştur. Anılan sözleşmede davalı taraf olmayıp, davacı yüklenicide davaya konu işi anılan eser sözleşmesi kapsamında yaptığını belirtmiştir. Buna göre olayda vekaletsiz iş görme hükümlerinin uygulanmasına olanak bulunmamaktadır. Davacının dava dilekçesindeki iddiasına göre, davalı, asıl borçlunun borcunu ödememesi halinde borcu ödeyeceğini taahhüt ettiğinden taraflar arasında garanti ilişkisi bulunmadığı gibi davalı, asıl borçluyu devreden çıkaracak şekilde borcu üstlendiği iddia olunduğuna göre müteselsil borçluluk doğuran borca katılmadan da söz edilemeyecektir. Taraflar arasında TBK’nın 195 vd maddelerinde düzenlenen borcun üstlenilmesi ilişkisi bulunduğu iddia edilmiş olması ve sebepsiz zenginleşme iddiası bulunmamasına göre mahkemece sebepsiz zenginleşmeye dayalı alacak isteminde bulunulduğuna dair hukuki nitelendirme hatalı olmuştur.Davacı yüklenici her ne kadar davalının borcu üstlenmesi nedeniyle dava dışı … ile eser sözleşmesi yaptığını, davalının, dava dışı … ile imzaladığı sözleşme ile kararlaştırılan işleri yapması, …’nın iş bedelini ödememesi halinde bedelin kendilerince ödeneceğini taahhüt ettiğini, … ile davalının davaya konu bağımsız bölümde kar ortağı olduklarını bu nedenle işleri yaptığını iddia etmiş ise de, davalı bu iddiayı kabul etmemiş, davacı da bu iddiasını ispatlayamamıştır. Bu nedenle mahkemece davacı tarafça iddia olunan taraflar arasındaki hukuki ilişki ispatlanamadığından husumet yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerekirken istinafa konu zaman aşımı nedeniyle davanın reddine karar verilmesi yerinde olmamıştır. Açıklanan nedenlerle davacı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının HMK 353/1-b2 maddesi ile kaldırılarak husumet yokluğu nedeniyle davanın reddine dair yeniden karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; A)1-Davacı vekilinin istinaf talebinin KISMEN KABULÜNE, 2-İstanbul 21. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 12/10/2022 tarih ve 2020/530 Esas, 2022/666 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA, 3- Davanın husumet yokluğu nedeniyle REDDİNE,
B) İLK DERECE MAHKEMESİ YÖNÜNDEN 1-Alınması gereken 80,70-TL maktu karar ve ilam harcının 4.722,89-TL peşin harç ile 5.104,30-TL tamamlama harcından mahsubu ile fazla yatırılan 9.746,49‬-TL harcın kararın kesinleşmesini takiben ve istek halinde davacı tarafa İADESİNE, 2-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde BIRAKILMASINA, 3-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesap ve takdir edilen 9.200,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE, 4-Zorunlu Arabuluculuk başvurusu nedeniyle harcanan 1.320,00-TL’nın davacıdan alınarak hazineye İRAT KAYDINA, 5-Taraflarca yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın hüküm kesinleştiğinde yatıran tarafa İADESİNE,
C) İSTİNAF İNCELEMESİ YÖNÜNDEN 1-Davacı tarafından yatırılan 80,70-TL istinaf karar harcının hüküm kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa İADESİNE, 2-Davacı tarafından yapılan 220,70-TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı, 27,00-TL posta gideri ve 72,00-TL dosya masrafı reddiyatı olmak üzere toplam 319,70-TL istinaf yargılama giderinin davalıdan alınarak davacı tarafa VERİLMESİNE, 3-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nın 361. maddesi gereğince kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay’da temyiz yolu açık olmak üzere 14/03/2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.