Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 53. Hukuk Dairesi 2022/2382 E. 2023/70 K. 24.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
53.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/2382
KARAR NO: 2023/70
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: TEKİRDAĞ ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 26/10/2022
NUMARASI: 2022/693 Esas, (Derdest)
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)|Tazminat (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 24/01/2023
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde; taraflar arasında 24/09/2021 tarihinde eser sözleşmesi akdedildiğini, götürü bedel kararlaştırıldığını, sözleşmenin yüklenici sıfatıyla tarafı olan davacının yapacağı işin beton, demir, bir kısım ara mamuller, akaryakıt, elektrik ve işçilik gibi bir takım girdi maliyetlerinden oluşan prefabrik yapıların imalatı ve montajı işi olduğunu, davalı iş sahiplerinin yükümlülüğü olan onaylı mimari projenin ve şantiye sahasının işe uygun halde davacıya tutanakla teslimini beklediğini, davalıların söz konusu yükümlülüklerini yerine getirmemesi nedeniyle davacı tarafından keşide edilmiş bulunan … Bank Çorlu Şubesi’nin … seri numaralı 13.050.000,00 TL bedelli keşide edildiğinde tarih ve keşide yeri bulunmayan fakat davalılar tarafından sonradan doldurulan çekten ötürü davacının borçlu olmadığının tespitine, yaşanması muhtemel mağduriyetin önlenmesi bakımından dava konusu çek bedelinin ödenmemesi zımnında ihtiyati tedbir kararı verilmesine, ihtiyati tedbir kararı verilmesinden evvel çek bedelinin ödenmesi durumunda çek bedeli yönünden de davanın istirdat davası olarak devamına ve ödenen çek bedelinin davalılardan faiziyle birlikte istirdadına, davanın ikamesinden sonra icra takibi başlatılması durumunda icra takibinin durdurulmasına yönelik ihtiyati tedbir talebinde bulunma hakkının saklı tutulmasına ve bu halde davalı aleyhine kötüniyet tazminatına hükmolunmasına karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece 26/08/2022 tarihli ara kararı ile; davacı vekilinin ihtiyati tedbir talebinin kabulü ile çek bedeli olan toplam 13.050.000,00 TL’nin % 15’i olan 1.957.500,00 TL teminatın nakit olarak Tekirdağ … bank Adliye Bağlı Şubesi’ne açılacak olan vadeli hesaba yatırdığında veya aynı miktarda kesin ve süresiz banka teminat mektubunu dosyaya sunduğunda; … Bank Çorlu Şubesi’nin … seri numaralı 13.050.000,00 TL bedelli çeki üzerine dava sonuçlanıncaya kadar ihtiyati tedbiren ödeme yasağı konulmasına karar verilmiştir. Davalılar vekili 14/09/2022 havale tarihli itiraz dilekçesinde; davacı tarafın sözleşme ile yüklendiği edimlerini bir takım ekonomik bahanelerle ifa etmediğini, aynı zamanda davalı şirketlerin sözleşmede kendilerine yüklenen tüm edimleri eksiksiz ve zamanında yerine getirdiğini, çeke ilişkin olarak ödeme yasağı verilmesinin ancak keşidecinin rızası dışında elden çıkması halinde mümkün olduğunu, ancak söz konusu maddi olayda rıza dışında elden çıkmanın söz konusu olmadığını, bu nedenlerle ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince duruşmalı inceleme sonucunda; 26/10/2022 tarihli ara kararı ile dava konusu uyuşmazlıkta, davanın konusunun ana dava dosyasında taraflar arasında yapılan eser sözleşmesi kapsamında dava konusu 13.050.000,00 TL bedelli çekin teminat senedi olup olmadığı, taraflar arasındaki eser sözleşmesi gereğince tarafların edimlerini yerine getirip getirmediği, edimleri yerine getirmeyen ve kusurlu olan tarafın kim olduğu, bu kapsamda taraflarca yapılan edimler, edimlerin karşılıklı olarak değerleri, tarafların birbirlerine borçlu olup olmadıkları, bu kapsamda 13.050.000,00 TL çekten ötürü davacının davalıya borçlu olup olmadığının tespitine yönelik olup, davacı tarafın dava dilekçesinde öne sürmüş olduğu iddialar, davalıların sözleşmedeki edimlerini yerine getirmediklerine dair iddiası, yine teminat çeki olarak verildiği iddia edilen çek yönünden menfi tespit talebinde bulunması ve dava dilekçesi ile ekindeki belgeler kapsamında ihtiyati tedbir için yaklaşık ispatın dosya kapsamı itibariyle oluştuğu, İcra ve İflas Kanunu’nun 72. maddesi uyarınca menfi tespit davasının icra takibinden önce açılması halinde icra takibinin durdurulmasına yönelik ihtiyati tedbir kararının verilebileceğinin ifade edildiği yani takipten önce açılan menfi tespit davasının ödemeye engel teşkil edebilecek şekilde takibin durdurulması yönünde tedbir kararı verilebileceği düzenlendiğinden davaya konu çek yönünden de menfi tespit davasının açılması ve ödeme yasağının talep edilmesi kapsamında bu madde kapsamındaki düzenlemeye göre ödeme yasağı yönünden ihtiyati tedbir kararının teminatlı olarak verilebileceği teminat yönünden itiraza gelince yukarıda da ifade edildiği üzere İcra ve İflas Kanunu’nun 72. maddesinde %15 oranında teminat alınarak takiplerin durdurulmasına yönelik tedbir kararının verilebileceğinin düzenlendiği, bu kapsamda davaya konu çek yönünden de %15 oranında teminatın dosya kapsamı itibariyle uyumlu olduğu gerekçesi ile Davalılar vekilinin 26/08/2022 tarihli ara kararı ile verilen ihtiyati tedbir kararına karşı yapmış olduğu itirazın REDDİNE, karar verilmiş, karara karşı ihtiyati tedbire itiraz eden davalı vekilli istinafa başvurmuştur. Akabinde davacı vekili tarafından, 30.09.2022 tarihli cevaba cevap dilekçesi ile, İhtiyati Tedbir kararının genişletilerek, … Bank Çorlu Şubesi’nin … seri numaralı, 13.050.000,00 TL bedelli çekin davalılar zilyetliğinde ise davalılardan, bankaya ibraz edilmiş ise senedin bulunduğu banka şubesinden veya yerden celbolunarak dava sonuna kadar mahkeme kasasında saklanması yönünde EK KARAR verilmesi talep edilmiş, İlk derece mahkemesince, 26/10/2022 tarihli ara kararı ile, çekin alacaklının elinden çıkması halinde çek borcunun ödendiğine yönelik karine bulunduğu, bu yüzden dava konusu uyuşmazlıkta çekin teminat çeki olup olmadığı yönünde taraflar arasında uyuşmazlık olduğu ve söz konusu çek yönünden de davacı tarafından davalıya borçlu olmadığının tespiti yönünde dava açıldığı, söz konusu çekin davalının uhdesinden alınıp veya bankadan alınarak mahkeme kasasında saklanmasına dair karar verilmesi halinde uyuşmazlığın esasını çözer şekilde karar verileceği, ayrıca söz konusu çekin 3. kişiler tarafından bankaya ibrazı halinde dava konusu uyuşmazlıkta taraf olmayan 3. kişiler açısından 3. kişileri bağlayacak şekilde tedbir kararı verilemeyeceği, söz konusu talebin uyuşmazlığın esasını çözer şekilde olduğu, bu yüzden ihtiyati tedbir kararı verilemeyeceği, ayrıca dava dışı 3. kişileri de bağlayacak şekilde ihtiyati tedbir kararı verilemeyeceği gerekçesi ile Davacı vekilinin … Bank Çorlu Şubesi’nin … seri numaralı, 13.050.000,00 TL bedelli çekin davalılar zilyetliğinde ise davalılardan, bankaya ibraz edilmiş ise senedin bulunduğu banka şubesinden veya yerden celbolunarak dava sonuna kadar mahkeme kasasında saklanması yönünde ek karar verilmesi talebinin REDDİNE, karar verilmiş bu ara karara karşı da davacı vekili istinafa başvurmuştur. İhtiyati tedbire itiraz eden davalı vekili istinaf dilekçesi ile davacının, söz konusu çeke ilişkin olarak ödeme yasağı talep etmesindeki tek amacın müvekkilinin Tekirdağ İli, Ergene İlçesi, … Mah. … Ada, … Parsel’de yapılacak … fabrikasının yapılmasını engellemek ve müvekkilini ciddi bir zarara uğratmak olduğunu, karşı tarafın başka herhangi bir saikle hareket etmesinin söz konusu olmadığını, davacı ile müvekkili şirketlerin 24/09/2021 tarihinde … A.Ş. ve… Sözleşmesini imzaladığını, söz konusu sözleşmeye göre Tekirdağ İli, Ergene İlçesi, … Mah. … Ada, … Parselde yapılacak olan Fabrika İnşaatının prefabrike betonarme taşıyıcı sistem elemanlarının ve prefabrike taşyünü izolasyonlu cephe elemanlarının Çorlu’daki üretim tesisinde üretilmesi, şantiyeye nakliyesi ve montajının götürü bedel ile yapılması hususunda davacı tarafla anlaşıldığını, ancak davacı/tedbir talep eden tarafın, yukarıda bahsi geçen sözleşme ile yüklendiği edimlerini bir takım ekonomik bahanelerle ifa etmediğini, aynı zamanda müvekkili şirketlerin sözleşmede kendilerine yüklenen tüm edimleri eksiksiz ve zamanında yerine getirdiğini, sözleşme bedelinin 5.750.000 TL’ sini peşinat olarak davacı tarafa verdiğini ve bu güne kadar da davacı şirkete toplamda 9.050,000 TL ödeme yaptığını, müvekkili şirketler tarafından sözleşme gereği üzerine düşen ödemenin (9.050.000 TL/ 13.050.000 TL) % 69,34’sinin yapıldığını, aynı zamanda davacıya teslim edilen dört adet çekin de, davacının kendi iradesi ile tahsil edilmediğini, müvekkil şirketlerin sözleşme gereği kendisine yüklenen ödemelerin %69,34’ünü yapmış olmasına rağmen, davacı şirketin hiçbir edimini yerine getirmediğini ve müvekkili şirketlere hiçbir teslimat yapmadığını, davacının kasıtlı olarak çekleri tahsil etmemiş olması ve müvekkili şirketler tarafından sözleşme bedelinin % 69,34’lik kısmının ödenmiş olmasına rağmen, davacının sözleşme konusu inşaat mahallinde gerekli işlemlere başlamamış olmasının ve üstelik sözleşmeye müvekkili şirketlerin aykırı davrandığını iddia etmesinin davacının kötü niyetini ortaya koyduğunu, çekin teminat senedi olarak verilmesine ilişkin beyanın gerçeği yansıtmadığını, şöyle ki; söz konusu çekin üzerinde çekin teminat çeki olarak verildiğine ilişkin herhangi bir ibare bulunmadığını, bu sebeple söz konusu çekin teminat olarak verildiğini kabul etmenin mümkün olmadığını, bu hususu ispat etmekle yükümlü taraf davacı olmakla birlikte, Yargıtayın 11. Hukuk Dairesinin 2009/14273 E. ve 2010/3312 K., 28.03.2010 tarihli kararında özetle “dava konusu çekin teminat senedi olup olmadığı konusunun ise ancak satım sözleşmesinin tarafları arasında tartışılabileceği, teminat senedi olmasının dahi tek başına bir çekin kambiyo senedi vasfını yitirmesine neden olmayacağı gibi ödenmesini de engellemeyeceğinin” ifade edildiğini, dolayısıyla söz konusu karar uyarınca bu şekildeki çeklerin kambiyo vasfını kaybetmeyeceğinin açık olduğunu, dava konusu çekin taraflar arasındaki ticari ilişki sebebiyle verilmiş olup, bu çekin teminat olarak kabul edilmesi ve bu şekilde ödenmesinin engellenmesinin mümkün olmadığını, ayrıca taraflar arasındaki borç ilişkisinin bir ediminin teminatı olarak tanzim edilen kambiyo senetlerinde, teminat edilen husus gerçekleşmezse senetteki bedelsizliğin de ortadan kalkacağını, bu hususun Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 2017/40E. 2021/542K. sayılı ilamında “…Kambiyo senedinin teminat amacıyla verildiği iddiası da temelinde bedelsizliğe dayalı bir iddiadır. Ancak kural olarak kambiyo senedinin teminat olarak verilmesi senedin doğrudan bedelsizliğine yol açmaz; teminat altına alınan borcun yerine getirilmesi ve teminat ihtiyacının ortadan kalkması ile senet bedelsiz hâle gelir. Temel borç ilişkisindeki bir edimin teminatı olarak düzenlenen kambiyo senetlerinde, teminat ettikleri husus gerçekleşinceye kadar geçici bedelsizlik, gerçekleşince kesin bedelsizlik söz konusudur. Eğer teminat ettikleri husus gerçekleşmez ise senette bedelsizlik ortadan kalkacaktır.” şeklinde belirtildiğini, somut olaydaki çekin teminat çeki olmadığı gibi, doğal olarak buna dayanarak bedelsizlik iddiasında bulunulamayacağını, davacının işbu davayı açmakta hukuki yararı olmadığını, dava konusu çeke ilişkin olarak ödeme yasağı kararı alınmışsa da, TTK uyarınca çeke ilişkin olarak ödeme yasağı kararı verilmesinin ancak keşidecinin rızası dışında elden çıkması halinde mümkün olduğunu, ancak söz konusu maddi olayda rıza dışında elden çıkma söz konusu olmadığını, dava konusu olayda davacının, çeki, rızası dışında değil sözleşmede tarafların ortak iradesi neticesinde kararlaştırılmış hüküm doğrultusunda, kendi rızasıyla verdiğini, sözleşmede de ifade edildiği gibi, yüklenici davacı tarafın sözleşmeye aykırı davranması, noksan ifada bulunması ve işi yarım bırakması hallerinde, söz konusu çekin nakde çevrilebileceği, somut olayda da, aşağıda ayrıntılarıyla açıklanacağı üzere, bu şartın gerçekleşmesi hasebiyle müvekkilinin çeki bankaya ibraz ettiğini, ancak hükmedilen ödeme yasağı sebebiyle çeki tahsil edemediğini, davacı tarafın müvekkil şirketlerin edimlerini yerine getirmediği iddiasının ise maddi olay özelinde kabul edilemeyeceğini, müvekkil şirketlerin, dava konusu sözleşme sebebiyle yukarıda ifade etdildiği üzere davacı tarafa toplam 9.050.000 TL ödeme yaptığını, ancak davacının, söz konusu eser sözleşmesinde üzerine yüklenen edimleri gerçekleştirmediğini, buna ilişkin olarak Çorlu 1. Sulh Hukuk 2022/36 D. İş sayılı dosyasından da tespit yaptırıldığını, söz konusu dosyada inşaat mühendisi bilirkişiden inşaatın mevcut durumunu tespiti zımnında rapor alındığını, raporda özetle; “prefabrik karkas alanının yaklaşık %65‘inde temel soketlerinin tamamlanmış olduğu, tamamlanmayan kısım olan kuzey kısmında bulunduğu ve yüklenici tarafından yapılması gereken işlerin yapılmadığı, işin tamamen eksik olduğu, montaj konusu işlere ait malzemenin inşaat alanında bulunmadığı“ tespitinde bulunulduğunu, söz konusu tespitten de görüleceği üzere; iddia edilenin aksine davacı tarafın, üzerine düşen edimleri yerine getirmediğini, ihtiyati tedbir konulabilmesi için tedbir talep eden tarafın davanın esası yönünden haklılığını yaklaşık olarak ispat etmesi gerektiğini, ancak talepte bulunan davacının haksız ve kötü niyetli olduğunu, davada dava konusu belirli taşınmazın bedelinin çok altında olacak şekilde dava açıldığını ve % 15’lik bir teminat karşılığında tedbir konulduğunu, söz konusu teminatın çekin tamamını karşılamayacağı açık olup bu kararın haksız ve hukuka aykırı olduğunu belirterek istinafa başvurmuştur. İhtiyati tedbirin genişletilmesini talep eden davacı vekili istinaf dilekçesi ile gerek İİK m. 72/2 hükmü, gerek HMK m. 389 vd. hükümleri bir arada değerlendirildiğinde, mahkemece verilen red kararının yerinde olmadığını, özellikle, ilk dava dilekçesi ile talep edilen dava konusu çek bedelinin ödenmemesi yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesine yönelik taleplerinin kabul edilmesi, yapılan duruşma sonrası davalılar vekilinin ihtiyati tedbir kararının kaldırılması yönündeki talebinin reddi ve bu yönde mahkemece yazılan ara karardaki gerekçeler dikkate alındığında, 30.09.2022 tarihli dilekçe ile talep edilen “İhtiyati Tedbir kararının genişletilerek, … Bank Çorlu Şubesi’nin … seri numaralı, 13.050.000,00 TL bedelli çekin davalılar zilyetliğinde ise davalılardan, bankaya ibraz edilmiş ise senedin bulunduğu banka şubesinden veya yerden celbolunarak dava sonuna kadar mahkeme kasasında saklanması yönünde ek karar verilmesi”ne ilişkin taleplerinin reddinin ve bu yönde yazılan ara karardaki gerekçelerin çelişki içerdiğini, dosya kapsamında yaklaşık ispat yönünde gerekli delillendirmenin yapıldığını, söz konu çekin teminat çeki olduğunun bizzat sözleşme hükümleri ile parallellik kurulmak suretiyle delillendirildiğini, teminat çekinin davalıların zilyetliğinde bulunmasının ve üçüncü kişilerin eline geçmesinin müvekkil açısından ileride telafisi mümkün olmayacak zararlar oluşturabileceğini, ek karar verilmesine ilişkin taleplerinin kesinlikle esası çözer mahiyette olmadığını, aksine “teminat amaçlı ihtiyati tedbir” niteliğinde olduğunu, öte yandan lehlerine ihtiyati tedbir kararı verilmesinde davalı tarafın hukuki menfaatlerini zedeleyecek herhangi bir durumun da söz konusu olmadığını, zira, mahkemece ihtiyati tedbire istinaden istenilen teminatın yatırıldığını hukuki yararında bu yönde sağlandığını belirterek istinaf başvurusunda bulunmuştur. Talep, eser sözleşmesi kapsamında teminat olarak verildiği iddia olunan çekten dolayı borçlu olunmadığının tespiti davasında çekin ödenmesinin ihtiyati tedbir yoluyla durdurulması talebine ilişkindir. Davacı vekili taraflar arasında 24/09/2021 tarihli eser sözleşmesi imzalandığını, müvekkilinin yüklenici olduğunu, sözleşmenin teminatlan başlıklı 11. Maddesi uyarınca müvekkili şirket tarafından keşide edilen davaya konu çekin teminat olarak davalı iş sahibine verildiğini, taraflar arasındaki eser sözleşmesinin davalı tarafın gecikmesi nedeniyle başlanamadığını, sürecin uzadığını, bu sürede dövizdeki artış ve ağır enflasyon şartları nedeniyle sözleşme konusu hammadde, işçilik ve emtia fiyatlarının hızla yükseldiğini, taraflar arasında uyuşmazlık çıktığını, feshin haksızlığının tespiti ve zararların tazmini davasında davalı iş verenin temerrüdünün ispatlanacağını belirterek sözleşme kapsamında teminat olarak verilen davaya konu çekten dolayı borçlu olunmadığının tespitini ve çeke ilişkin tedbiren ödeme yasağı konulmasını talep etmiş, mahkemece teminat karşılığında ihtiyati tedbir talebinin kabulü ile davaya konu çek üzerine dava sonuçlanıncaya kadar ödeme yasağı konulmasına karar verilmiş, davalı vekili süresinde ihtiyati tedbir kararına itiraz etmiş, davacı ise ihtiyati tedbirin, çekin bankada bulunması veya davalı elinde olması halinde mahkeme kasasına alınması yönünde genişletilmesi talebinde bulunmuş, mahkemece duruşmalı yapılan inceleme sonucunda tedbire itirazın ve genişletilmesi talebinin reddine karar verilmiştir. İhtiyati tedbire itiraz eden davalının istinaf başvurusunun incelenmesinde, HMK’nın 389. Maddesinde ihtiyati tedbir düzenlenmiş olup, dosyaya sunulan belgelerden, sözleşmeden, davaya konu çekin teminat çeki olarak verildiği yönünde yaklaşık ispata yeterli delil sunulduğundan ve madde de öngörülen diğer şartlarda oluştuğundan mahkemece teminat karşılığında davaya konu çekin ödenmemesi yönünde tedbir kararı verilmesi yerinde olmuştur. İhtiyati tedbir talep eden davacı vekilinin istinaf başvurusuna gelince, mahkemece davaya konu çekin dava sonuçlanıncaya kadar ödenmemesi konusunda ihtiyati tedbir kararı verilmiş olup, bu karardan sonra davacı yeni bir tedbir kararı verilmesini istemiş ise de davacı vekilinin talep ettiği yeni ihtiyati tedbir kararının uygulanma kabiliyeti bulunmadığından mahkemece ek ihtiyati tedbir kararı verilmesi talebinin reddi yerinde olmuştur. Açıklanan nedenlerle, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzeni gözetilerek yapılan istinaf incelemesi sonucunda, dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenler ve ileri sürülen istinaf sebeplerine göre, mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, taraf vekillerinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1. bendi gereğince ayrı ayrı esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-TEKİRDAĞ ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin 26/10/2022 tarih ve 2022/693 Esas, sayılı ara kararlarında usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, taraf vekillerinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince ayrı ayrı REDDİNE, 2-Alınması gereken 179,90-TL maktu istinaf karar harcından davacı tarafça peşin olarak yatırılan 80,70-TL harcın mahsubu ile bakiye 99,20-TL harcın davacıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,3-Alınması gereken 179,90-TL istinaf karar harcından davalı tarafça peşin olarak yatırılan 80,70-TL harcın mahsubu ile bakiye 99,20-TL harcın davalıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,4-Taraflarca yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerlerinde BIRAKILMASINA,5-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 362/1-f bendi gereğince KESİN olmak üzere 24/01/2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.