Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 53. Hukuk Dairesi 2022/231 E. 2023/807 K. 26.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
53.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/231
KARAR NO: 2023/807
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 12/11/2019
NUMARASI: 2015/942 Esas, 2019/1034 Karar
DAVANIN KONU: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ: 26/09/2023
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili, taraflar arasında “Layer Fason Bakım ve Yumurta Üretim Sözleşmesi” isminde eser sözleşmesinin tanzim edildiğini, işbu sözleşme gereğince müvekkili şirketin ‘iş sahibi’ davalı tarafın ise ‘yüklenici’ konumunda olduğunu, sözleşmenin ‘5.Özel Şartlar’ maddesinin ‘H)Hakediş İle İlgili Maddeler’ alt bendinin ikinci fıkrasında “Yumurtaların üzerine Tarım Bakanlığı’nın talebi üzerine yazılacak her türlü yazı işçiliği ve yazı ile ilgili makine ve ekipmanlar Yükleniciye ait olacaktır” hükmünün bulunduğunu, işbu maddenin Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı tarafından düzenlenen 2014/55 sayılı Türk Gıda Kodeksi Yumurta Tebliği’nin 12.maddesi ile birebir örtüşmekte olduğunu, davalı yüklenicinin hem taraflar arasındaki sözleşmeden hem de mevzuattan kaynaklanan yükümlülüğünü özenli ve kendisinden beklenen şekilde tam olarak yerine getirmediğini ve müvekkili şirketin zarara uğramasına yol açtığını, davalı taraftan alınan yumurtaların Irak’a ihraç edilmek üzere yola çıkarıldığını ve Şırnak/Habur sınır kapısı kontrol noktasında resmi veteriner hekimler tarafından yapılan kontrolde 2014/55 sayılı tebliğe göre net, okunaklı ve belirli ölçülere göre yumurta kabuğu üzerine basılması gereken işletme numarası ve son kullanma tarihinin silik ve okunaksız olması nedeni ile reddedildiğini, bu olay nedeniyle müvekkili şirketin Irak’a ihraç etmek üzere 01.04.2015 tarihli, … seri numaralı ve 22.500,- USD meblağlı olarak faturalandırdığı işbu yumurtaları 7.500-TL zarar ederek ülke sınırları içerisinde daha ucuza satmak zorunda kaldığını, bu zarara ek olarak gümrükleme ve navlun gibi birçok masraf vs gideri karşılamak zorunda kaldığını ve toplamda 24.839,40 TL zarara uğradığını, işbu zararın taraflar arasındaki sözleşmenin 5.H maddesinin gereği gibi ifa edilmemesi nedeniyle oluşan “Sözleşme Tazmin Bedeli” olduğunu, müvekkili şirket tarafından 12.05.2015 tarihli, … seri numaralı fatura ile davalı yükleniciden talep edildiğini, davalı şirketin işbu faturayı 25.05.2015 tarihli, … sıra numaralı iade faturası ile birlikte müvekkili şirket ile arasında yer alan başka bir sözleşmeye ilişkin hakediş faturasını düzenleyerek müvekkili şirkete gönderdiğini, davalının gönderdiği faturaları müvekkili şirketin Ankara …. Noterliği’nin 28 Mayıs 2015 tarihli ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile iade ettiğini, bu nedenle davalı yüklenici aleyhine İstanbul …. İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyası ile icra takibine geçildiğini, ancak davalı yüklenicinin kötü niyetli ve haksız bir şekilde borca, faize ve yetkiye itiraz ettiğini belirterek, itirazın iptaline, takibin devamına, alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatı ödemesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili cevabında, taraflar arasında akdedilen sözleşme uyarınca müvekkili şirketin davacı tarafın yumurtalarının etiketlenmesi işini üstlendiğini, davacı tarafın etiketlenen yumurtaların bir bölümünü Kuzey Irak’a ithal etmek üzere teslim aldığını, ardından etiketleri silik olduğu için ithalat yapamadıklarını iddia ettiğini ve tazminat bedeli adı altında fatura düzenleyerek müvekkili şirkete gönderdiğini, hukuka aykırı olarak düzenlenen işbu faturanın Ankara …. Noterliği’nin 28 Mayıs 2015 tarih, … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile iade ettiğini, yumurtaların etiketlenmesi işi sırasında davalı şirket yetkilisinin sürekli olarak tesislerde bulunmakta ve etiketlenen yumurtaların bu yetkili tarafından kontrol edilmekte olduğunu, ayrıca ürünler ithal edilmeden önce Tarım İl Müdürlüğü’nün yetkilendirdiği iki veteriner tarafından tekrar kontrol edilerek gümrük ve yasal mevzuata uygun olduğu tespit edildikten sonra ithalat işlemine başlamakta olduğunu, tarafların uzun yıllardır bu şekilde çalışmakta olduğunu, dolayısıyla davacı tarafa ait yumurtalar üzerindeki etiketlerin hem davalı şirket yetkilisi hem de Tarım İl Müdürlüğü’nün yetkilendirildiği veterinerler tarafından kontrol edildiğini, etiketlemede bir sorun olmadığının tespit edilmesinden sonra ithalat işleminin başlatıldığını, ancak yumurtalar ithal edilmek üzere Habur sınırına doğru yola çıktıktan sonra Kuzey Irak’ta yumurta fiyatlarında düşüş yaşandığını, bu nedenle alıcının yumurta fiyatında indirim talep ettiğini, davacı tarafın bu indirimi kabul etmediği için ithalat işlemlerinin gerçekleşemediğini, ithalat işlemlerinin gerçekleşememesi nedeniyle davacı şirket yetkililerinin müvekkili şirket yetkililerini arayarak fiyatların düşmesi nedeniyle ithalat işleminin yapılamadığı konusunda müvekkili şirket yetkililerine bilgi verdiklerini, dava dilekçesinde Habur Sınır Kapısında veteriner hekimler tarafından düzenlenen 16.04.2015 tarihli red tutanağı olduğundan bahsedilmekte olduğunu, ancak işbu tutanağın Habur Sınır kapısında düzenlenmediğini, tutanağın malların tekrar yurda sokulması amacıyla Konya’da düzenlendiğini, tutanağın altında imzaları yer alan veteriner hekimlerin Konya Çumra Tarım İl Müdürlüğü yetkilisi veterinerleri olduğunu, Habur sınır kapısında bu yönde hiçbir tutanağın düzenlenmediğini, söz konusu tutanak ürünlerin Habur sınır kapısından tekrar Konya’ya dönmesinden sonra davacı şirket yetkililerinin Tarım İl Müdürlüğü veterinerlerini yönlendirmeleri sonucunda düzenlendiğini, gerçek durumu hiçbir şekilde yansıtmamakta olduğunu, tutanak altında imzası yer alan veteriner hekimler ile yapılan görüşmelerde, veteriner hekimlerin ürünleri görmeden davacı şirketin yönlendirmesi ile tutanağı düzenlediklerini açıkça beyan ettiklerini, Davacı tarafın delil listesinde yer alan ürünlere ilişkin fotoğrafların ithal edilen ürünlere ait olup olmadığı anlaşılamadığını, bir an için fotoğrafta yer alan ürünlerin ithal edilen ürünler olduğu varsayılsa bile, yumurta üzerindeki etiketlerin basit bir sıvı, örneğin su yardımıyla dahi silinerek fotoğraftaki hale getirilebileceğini, taraflar arasında akdedilen Sözleşmenin 5/C maddesinin “c” fıkrasında davacının yumurtaları sayarak teslim alacağı ve sonrasında meydana gelen zararlardan müvekkili şirketin sorumlu olmayacağının açıkça düzenlendiğini, sözleşme hükümleri gereği yumurtaların sayılarak ve kontrol edilerek teslim alındığını, bu nedenle yumurtaların etiketlerinde daha sonra meydana gelen silinmelerden müvekkili şirketin sorumlu olamayacağını belirterek, davanın reddine, davacı taraf aleyhine %20’den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.Mahkemece, ibraz edilen bilirkişi raporunda belirtildiği üzere, taşımacılık yönünden uygulanması gereken hukukun CMR Konvansiyonu olduğu, ancak malın kısmen veya tamamen hasarı veya ziyası söz konusu olmadığı için, dava dışı taşımacıya yönelik bir kusurda söz konusu olmadığı için taşımacılık yönünden davalının kusurlu olduğuna yönelik bir emarenin mevcut olmadığı, İhracat eşyalarının işlemleri yapılan gümrük idaresinden mühürlenerek çıkış yapmalarından sonra, herhangi bir ihbar ya da özel bir durum olmadıkça, sınır kapılarında mühürler sökülerek ikinci bir denetime tabi tutulmaları gibi rutin bir uygulama bulunmamakta olup, Yapılan denetimin, Türk Gıda Kodeksi Yumurta Tebliği Madde 12’nin c bendine ifade olunan kritere göre yapılmadığı, bahsedilen etiketleme hatasına davalı yanın yol açtığı konusunda somut delilin bulunmadığı, davaya dayanak yapılan 16.04.2015 tarihli tutanağın Habur sınır kapısında tutulduğu hususunun ortaya konulamadığı gibi Çumra İlçe Gıda, Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğü veterinerleri tarafından resmi olarak tutulduğu ve resmi belge niteliği taşıdığı hususunun da ortaya konulamadığı dolayısıyla davalı tarafın davacı …San. ve Tic. AŞ. firması ihraca konu yumurtaların geri gelmesi ile iç piyasada düşük fiyata satmış olmasının davacının tek taraflı iradesine bağlı tercihi olup, oluştuğu iddia edilen zarar bedelini davalı firmadan talep edemeyeceği gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.Davacı vekili istinafında, mahkemece hatalı değerlendirmeler içeren kök ve ek bilirkişi raporları esas alınarak karar verildiğini, ek bilirkişi raporunun 3.sayfasındaki “kök raporun V-sonuç bölümünde yapılan bir kısım değerlendirmenin sehven yapıldığına dair açıklamanın başlı başına kök ve ek bilirkişi raporlarına itibar edilemeyeceğini ortaya koyduğunu, delil olarak dayandıkları Çumra Tarım İlçe Müdürlüğünde görevli resmi veteriner hekimlerce tanzim edilen 16.04.2015 tarihli “tutanağın” fotokopi olduğundan bilirkişilerce değerlendirme dışı tutulmuş olmasının hatalı olduğunu, bu tutanağı düzenleyen veteriner hekimlerin talimat ifadelerinde tutanak içeriğini ve iddialarını doğruladıklarını, yine delil olarak dayandıkları … sayı ve 06.04.2015 tanzim tarihli, dava konusu yumurtaların “geri ithaline” ilişkin kayıt içeren resmi belge içeriğinin de gereği gibi dikkate alınmadığını, 16.04.2015 tarihli tutanağın bu belge kapsamında düzenlendiğini, 16.04.2015 tarihli tutanakta “1.000 koli halindeki 360.000 adet yumurtanın bizzat yerinde tespitinin yapıldığının” belirtildiğini, bu belgenin aksinin ispat edilemediğini, mahkemece, Habur Gümrük Müdürlüğünden, Çumra Tarım İlçe Müdürlüğü’ne gönderilen “faks yazısının aslının” istenmesi gerekirken bunun yapılmadığını, davalının, dava konusu yumurtaların yurt dışına ihraç edilmek üzere doğrudna kendi tesislerinden sevk edilmekte olduğunu inkar etmediğini, bu durumun dosya kapsamında yer alan hakedişler, sevk irsaliyeleri ve faturalar da sabit olduğunu, bilirkişilerin öncelikle yumurtalardaki mevcut durumdan davalının kusurlu olup olmadığını değerlendirmeleri gerektiğini belirterek, kararın kaldırılmasını talep etmiştir.Taraflar arasındaki uyuşmazlık, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu 470 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Davacı iş sahibi, davalı yüklenicidir. Dava, davalı yüklenicinin, taraflar arasındaki “Layer Fason Bakım ve Yumurta Üretim Sözleşmeden” kaynaklanan yükümlülüğünü özenli olarak yerine getirmemesi nedeniyle, davalıdan alınan yumurtaların Gümrük kapısından (üzerilerindeki baskıların ilgili tebliğe uygun olmamalarından dolayı) geri çevrildikleri, davacının bu nedenle zarara uğradığı, ihraç edilecek yumurtaları yurt içinde daha ucuza satmak zorunda kaldığı, ayrıca gümrükleme ve navlun gibi masraflarının da olduğu, toplamda 24.839,40-TL zarara uğradığı, bu bedelin 12.05.2015 tarihli fatura ile davalıdan talep edilmesine rağmen bu faturanın iade edildiği iddiasıyla, bu bedelin davalıdan tahsili için başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali talebine ilişkindir.Davalı vekili cevabında, davaya konu yumurtaların etiketlenmesi sırasında davacı iş sahibinin yetkilisinin sürekli tesislerde olduğunu ve etiketlenen yumurtaları kontrol ettiğini, ayrıca ürünlerin ithal edilmeden önce Tarım İl Müdürlüğü’nün yetkilendirdiği iki veteriner tarafından da kontrol edilerek bir sorun olmadığının tespit edilmesinden sonra ithalat işlemlerinin başladığını, ithalat işleminin Kuzey Irakta’ki alıcının fiyatta indirim istemesi ve davacı tarafın bunu kabul etmemesi nedeniyle gerçekleşmediğini, dava dilekçesinde dayanılan 16.04.2015 tarihli tutanağın yumurtaların tekrar yurda sokulması sırasında Konya’da düzenlendiğini (davacı şirket yetkililerinin yönlendirmesi ile), bu tutanağı düzenleyen veteriner hekimlerin ürünleri hiç görmeden tutanağı düzenlendiklerini beyan ettiklerini, yumurtalar üzerindeki etiketlerin davacının teslim almasından sonra basit bir sıvı ile rahatlıkla silinebileceğini, sözleşmenin 5/c. maddesi gereğince yumurtaların tesliminden sonra zararlardan davalı şirketin sorumlu olmayacağını, yumurtaların sayılarak ve kontrol edilerek teslim alındığını belirterek, davanın reddini istemiştir.Dosya kapsamı değerlendirildiğinde, taraflar arasındaki uyuşmazlığın, sözleşmeye konu yumurtalardaki ayıbın varlığı, miktarı ve bedeline ilişkin olduğu, ayıp iddiası tüm yumurtalar incelenerek belirlenmesi gerektiğinden, teknik olarak ortaya konulması gereken bu konunun sadece tanık dinlenerek ve rakamı belli olmayan bir kısmının incelenerek ispat edilemeyeceği gibi, davacı tarafça dayanılan 16/04/2015 tarihli tutanağın ve bir kısım fotoğrafların iddia edilen ayıplı ifa hususunu ispata yeterli görülmediğinin mahkemece alınan 21/12/2018 tarihli kök ve 12/09/2019 tarihli ek bilirkişi heyeti raporlarında açıklanmış olduğu, yine bu raporlarda davacının dayandığı Habur Veteriner Sınır Kontrol Noktası Müdürlüğü’ne ilişkin 06/04/2015 tarihli yazının da davacının iddiasını ispat bakımından yeterli olmadığının değerlendirilmiş olduğu, yapılan bu değerlendirmelerin dosya kapsamına uygun olduğu, Mahkemece hem Habur Gümrük Müdürlüğünden hem Mersin Gümrük Müdürlüğünden hem de Çumra İlçe Gıda, Tarım ve Hayvancılık Müdürülüğünden davaya konu yumurtalara ilişkin tüm kayıt ve belgeler getirtilerek gerekli bilirkişi heyeti incelemesinin yaptırıldığı, taraflar arasındaki sözleşme hükümleri de göz önünde bulundurulduğunda, davacı tarafça bahsedilen etiketleme hatasına davalının yol açtığının, söz konusu yumurtaların bu nedenle gümrükten geri geldiklerinin ve bu nedenle davacının zarara uğramış olduğunun ispat edilememiş olduğu, mahkemece de bu doğrultuda yapılan değerlendirme neticesinde ispatlanamayan davanın reddine karar verilmiş olmasının usul ve yasaya uygun bulunduğu anlaşılmıştır.Açıklanan nedenlerle, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzeni gözetilerek yapılan istinaf incelemesi sonucunda, dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenler ve ileri sürülen istinaf sebeplerine göre, mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1. bendi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 12/11/2019 tarih ve 2015/942 Esas, 2019/1034 Karar sayılı kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan REDDİNE,2-Alınması gereken 269,85 TL istinaf karar harcından peşin alınan 44,40 TL’nin mahsubu ile bakiye 225,45‬ TL istinaf karar harcının davacıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA, 3-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde BIRAKILMASINA,4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince KESİN olmak üzere 26/09/2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.