Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 53. Hukuk Dairesi 2022/228 E. 2023/804 K. 26.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
53.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/228
KARAR NO: 2023/804
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 12/11/2019
NUMARASI: 2017/1313 Esas, 2019/1202 Karar
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit
KARAR TARİHİ: 26/09/2023
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili, davalı şirket sahibi ve yetkilisi … Batum’da yapılacak otel projesi için numune hazırlanması konusunda mutabakata vardıklarını, taraflar arasından yazılı bir sözleşme olmadığını, taraflar arasında yapılmış olan yazışmaların yapılmış olan konuşmaların sözleşmenin varlığını ispat edeceğini, davacı tarafından yapılan numunelerin davalı fırına sahibi … sunulduğunu ve numuneler üzerinde yapılması istenilen değişiklerin konuşulduğunu, daha sonra numunelerin istek üzerine tekrar değiştirildiğini ve onaya sunulduğunu, beğenilip onaylandığını, 65.000,00-TL + KDV olarak anlaşmaya varıldığını, 10/03/2017 tarihinde davalı şirket sahibinin 27.154,00-TL karşılığında 2 adet müşteri çeki vererek işe başlamalarını istediğini, eser sözleşmesinin mevcut olduğunu, yüklenici davacının borcunu yerine getirdiğini, sözleşmeye konu olan ürünlerin üretildiğini, davalının bazı ürünlerin üstünde yapılacak işlemelere başlanması için kendisine talimat verildiğini geciktirdiğini, sözleşmede teslim tarihinin belirlenmediğini, bu sebeple buna dayanarak sözleşmenin feshedilemeyeceğini, bunun hakkın kötüye kullanılması sayılacağını, davalıya güvenip kendi finans kaynaklarından 28.00,00-TL harcadıklarını, davacı olarak 08/06/2017 tarihinde davacı şirket yetkilisini aradıklarını, ürünleri teslim almalarını talep ettiklerini, ancak kendisinin yıırtdışında olduğunu, bayramdan sonra ürünleri teslim alabileceklerini beyan ettiğini, daha sonra … isimli şahsın davacıyı arayarak kendisinin davalı şirketi teslim aldığını, davacı ile davalı arasındaki sözleşmeyle alakalı bilgilerin gönderilmesini istediklerini, davacının da kendisinden şirket yetkilisi olduğuna ilişkin belgeyi göndermesi halinde bu bilgiyi kendisi ile paylaşabileceğini, aksi taktirde paylaşamayacağını bildirdiğini, daha sonra şirket avukatı olduğunu beyan eden Av. … mail aldıklarını, taraflar arasındaki sözleşmenin feshedildiğini, daha sonra ihtarnameler yollandığını, ihtarnamelere sağlık sorunları nedeniyle süresinde cevap verilemediğini ve davalının icra takibi başlattığını, davacı olarak davalıya borçlarının olmadığını, aksine uğradıkları zarar haricinde 55.000,00-TL alacaklı olduklarını beyan etmiş ve takibin durdurulmasını, İstanbul Anadolu … İcra Dairesinin … esas sayılı icra dosyasının iptaline, davalıya karşı borçlarının olmadığına dair menfi tespit davasının kabulünü, kotüniyetle hareket ederek ticari hayatlarından onarılamaz zarar veren firma hakkında %40’tan aşağı olmamak üzere tazminata mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalılar vekili cevabında, davacı ile müvekkili şirketlerin arasında sözlü anlaşma sağlandığını, …’nın davalıya sadece danışmanlık yaptığını ve bu sözleşmenin tarafı olmadığını, …’ya husumet yöneltilemeyeceğini, … davalı şirketin hisselerinin … aldığını, sözleşme gereğince havlu, bornoz, yatak çarşafı, nevresim, yastık kılıfı ve yastık gibi otel malzemelerinin yapılmasının ve en geç 2017 Mayıs ayının başında davalı şirkete teslim edilmesinin kararlaştırıldığını, ürünlerin teslim yerini davalı adresi olduğu, teslim atında davacıya ait olduğunu, anlaşma gereğince davalı şirketin davacı şirkete … Bankası Koşuyolu Şubesi’ne ait 22/03/2017 tarih … sayılı müşteri çeki ile 18.863,61-TL ve … sayılı müşteri çeki ile de 8.440,90-TL olmak üzere 27.154,51-TL ödeme yapıldığını, davalı şirketin edimlerini yerine getirdiğini, ancak davacı şirketin teslim edimini yerine getirmediğini, edimin yerine getirilmesi için girişimlerde bulunduklarını ancak davacı şirketin edimini yerine getirmediğini, davacının edimini ifa etmemesi üzerine 25/08/2017 tarihinde noterden ihtarname çekerek sözleşmeyi feshettiğini, paranın iadesinin gerektiğini bildirdiğini, yapılan ihtarnameye davacı tarafından cevap verilmediğini ve ödemenin de yapılmadığını, davalı şirketin paranın ödenmemesi üzerine 11/10/2017 tarihinde İstanbul Anadolu … İcra Daıresi’nin … esas sayılı dosyası ile icra takibi başlattığını ve takibin kesinleştiğini, davalının teslim etmiş olduğu iki adet müşteri çekini tahsil ederek haksız kazanç elde ettiğini beyan etmiş ve davanın reddini talep etmiştir. Mahkemece, taraflar arasındaki sözlü sözleşme ilişkisinde kararlaştırılan bir teslim tarihi bulunmadığı, bu nedenle davacının 2017 Mayıs’ta temerrüde düştüğü iddiasının yerinde olmadığı, davalı ihtarnamesinde fesih ibaresi açık bir şekilde belirtilmediğinden sözleşmenin halen ayakta olduğu, kaldı ki haklı bir fesih gerekçesinin de bulunmadığı, zira davacının temerrüde düşürülmediği, davalının TBK md. 117 vb hükümlerini uygulamadığı, bu nedenle TBK md. 125 kapsamında “sözleşmeden dönme” seçimlik hakkını kullanamayacağı, buna göre davalının davaya konu icra takibindeki alacak hakkını dayandırdığı sözleşme gereğince takip tarihi itibariyle doğmuş bir alacağı bulunmadığı, davalı …’nın sözleşmenin tarafı olmadığı gibi davaya konu icra takibinde alackalı konumunda da bulunmadığı, kötü niyet tazminatı şartlarının mevcut olmadığı gerekçesiyle, davalı … aleyhine açılan davanın pasif husumet yokluğundan reddine, davalı … San. Tic. A.Ş aleyine açılan davanın kabulü ile davacının İ.A.A …İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı dosyasına konu borçtan dolayı davalıya borçlu olmadığının tespitine, borçlu davacıyı menfi tespit davası açmaya zorlayan takibin haksız ve kötü niyetli olduğu dosya kapsamı itibari ile ispat edilemediğinden şartları oluşmayan tazminat isteminin reddine, karar verilmiştir.Davalı şirket vekili istinafında, müvekkilinin 25.08.2017 tarihli ihtarname ile sözleşmeyi haklı olarak feshettiğini, buna rağmen sözleşmenin ayakta olduğuna dair tespitin hatalı olduğunu, ihtarnamenin 3.bendinde açık bir şekilde tarihi 25.08.2017 itibariyle sözleşmeden dönüldüğünün ve ödenen bedelin iadesinin istenildiğinin belirtildiğini, davacının bu ihtar tebliğine itiraz etmediği gibi herhangi bir cevap da vermediğini, ayrıca icra takibindeki itiraz edilmeyen ödeme emri ile de davacının temerrüde düşürüldüğünü, bilirkişi raporunda da tespit edildiği üzere, davacının ürünleri üretip teslim alınmaya hazır hale getirildiğine dair hiçbir kanıt bulunmadığını, Mahkemece kararındaki “teslim tarihinin belli olmadığı” yönündeki tespite katılmadıklarını, teslim tarihinin 2017 Mayıs olarak kararlaştırılmış olduğunu, bu nedenle davacının bu tarihte temerrüde düşmüş olduğunu, sözleşmenin kuruluş aşamasında bütün unsurların taraflar arasında netleştirildiğini, ürünlerin teslimi için müvekkilinin vermesi gereken bir talimatın bulunmadığını belirterek, kararın kaldırılmasını talep etmiştir.Taraflar arasındaki uyuşmazlık, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu 470 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Davacı yüklenici, davalılar iş sahibi şirket ve yetkilisi gerçek kişidir.Dava, taraflar arasında sözlü olarak akdedildiği belirtilen davalı şirkete ait Batum’daki bir otelin takım tefrişat – tekstil işlerinin davacı tarafından yapılmasına – hazırlanmasına ilişkin eser sözleşmesine konu edimin yerine getirilmesine rağmen, üretilen sözleşmeye konu ürünlerin davalı tarafça teslim alınmadığı ve bakiye iş bedelinin ödenmediği, üstüne davacı aleyhine haksız bir icra takibinin başlatıldığı, bu taklibe itiraz süresi kaçırıldığından dolayı takibin kesinleştiği, davalı tarafın sözleşmenin davacı temerrüdü nedeniyle feshedildiğine dair iddiasının yerinde olmadığı, belirlenen bir teslim tarihi bulunmadığı iddiasıyla, davalı tarafça davacı aleyhine başlatılan İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra dosyasının iptaline, davalı firmaya borçlu olmadıklarına dair menfi tespit davalarının kabulüne ve davalı firmanın %40’dan az olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesi talebine ilişkindir.Davalı şirket vekilince, davalı … husumet yöneltilemeyeceği, bu kişinin sözleşmenin tarafı olmadığı, taraflar arasındaki sözleşme gereğince davacı tarafından hazırlanacak tekstil ürünlerinin 2017 Mayıs ayının başında davalı şirkete teslim edilmeleri gerektiği halde bu tarihte teslim ediminin yerine getirilemediği, sözleşme kapsamında davacıya 2 adet çek ile toplam 27.154,51-TL ödeme yapıldığı, davalının edimini yerine getirememesi nedeniyle Noter’den çekilen 25.08.2017 tarihli ihtarname ile sözleşmenin feshedildiği ve para iadesinin istenildiği, paranın iade edilmemesi üzerine de davaya konu icra takibinin başlatıldığı ve takibin kesinleştiği, davacının iki adet müşteri çekini tahsil ederek haksız kazanç sağladığı belirtilerek, davanın reddi istenmiştir.Türk Borçlar Kanunu’nun 470’nci maddesine göre; eser sözleşmesi, yüklenicinin bir eser meydana getirmeyi, işsahibinin de bunun karşılığında bir bedel ödemeyi üstlendiği sözleşmedir. Buna göre yüklenicinin temel borcu, yükümlendiği işi sözleşmeye, amacına uygun tamamlayarak teslim etmek, iş sahibinin temel borcu ise iş bedelini ödemektir.Sözleşmeden dönme, sözleşmeyi sona erdiren ve tarafların iradelerine bağlı sebeplerden birisidir. Bedel karşılığı eser sözleşmelerinde dönme beyanı tek taraflı bozucu yenilik doğuran bir irade beyanı olduğundan, karşı tarafa ulaşması ile hukuki sonuçlarını doğurur (Yargıtay 15. Hukuk Dairesinin 17/03/2010 gün, 2010/98-1538 sayılı kararı). Fesih veya dönme sözcüğü kullanılmasa da iş bedelinin geri istenmesi gibi dönme iradesini gösteren beyanlarda bulunulmuş ise sözleşmeden dönme iradesinin bildirildiğinin kabulü gerekir (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 10/02/2010 gün, 2010/19-38 ve 2010/69 sayılı kararı). Dönme halinde sona erme geriye etkili sonuç doğuracağından taraflar sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre aldıklarını karşı tarafa iade etmekle yükümlüdür.Bu açıklamalar doğrultusunda dosya kapsamı değerlendirildiğinde, taraflar arasında sözlü olarak kurulmuş bulunan eser sözleşmesi ilişkisinde kararlaştırılan bir teslim tarihi bulunmadığı, davalı iş sahibi tarafından davacıya gönderilen 25/08/2017 tarihli ihtarname ile sözleşmenin feshedilerek ödenen bedelin iadesinin istenildiği, fesih tarihine kadar yapılmış bir ifanın bulunmadığı, davacı yüklenici tarafından fesih ihtarı öncesinde davalı iş sahibinin alacaklı temerrüdüne düşürüldüğü ileri sürülmüş ise de bu iddianın ispatına yönelik olarak bir delil sunulamadığı, her ne kadar yerel mahkemenin gerekçeli kararında davalının 25/08/2017 tarihli ihtarnamesinde fesih iradesinin açık bir şekilde belirtilmediği ve bu nedenle sözleşmenin yürürlükte olduğu savunulmuş ise de, söz konusu ihtarnamede açık bir şekilde sözleşmenin sonlandırıldığının belirtilerek sözleşme kapsamında yapılan tüm ödeme miktarının iadesinin talep edilmiş olması karşısında bu değerlendirmenin yerinde olmadığı, buna göre, taraflar arasındaki eser sözleşmesi henüz ifa ile sonuçlanmadan davalı iş sahibi tarafından sözleşmeden dönülerek, davaya konu İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … Esas takip dosyasında davacı yükleniciye ödendiği ihtilafsız olan 27.154,51 TL iş bedelinin iadesi talep edildiğine göre, mahkemece TBK’nın 125/3 maddesindeki, ”sözleşmeden dönme hâlinde taraflar, karşılıklı olarak ifa yükümlülüğünden kurtulurlar ve daha önce ifa ettikleri edimleri geri isteyebilirler.” hükmü ve davanın menfi tespit talebine ilişkin olduğu, davadaki talebe göre feshin haklı olup olmadığının bu aşamada ayrıca değerlendirilmesine gerek olmadığı göz önünde bulundurulmak suretiyle, davalı şirket bakımından davanın reddine karar verilmesi gerektiği halde, Mahkemece yukarıda özetlenen hatalı gerekçeyle bu davalı bakımından davanın kabulüne karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı bulunmaktadır.Açıklanan nedenlerle, davalı şirket vekilinin istinaf talebinin kabulü ile, yerel mahkeme kararının HMK’nın 353/1-b-2. bendi gereğince kaldırılarak, davalı şirket bakımından davanın reddine dair yeniden esas hakkında karar verilmesi gerekmiş, istinaf konusu yapılmayan diğer davalı yönünden verilen husumetten ret kararı ve vekalet ücreti ise hüküm bütünlüğü açısından aynen korunmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;A)1-Davalı vekilinin istinaf talebinin KABULÜNE,2-İSTANBUL ANADOLU 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin 12/11/2019 tarih ve 2017/1313 Esas, 2019/1202 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA, 3-Davalı … aleyhine açılan davanın PASİF HUSUMET YOKLUĞUNDAN REDDİNE,4-Davalı … San. Tic. A.Ş aleyine açılan davanın REDDİNE,
B) İLK DERECE MAHKEMESİ YÖNÜNDEN 1-Alınması gereken 179,90 TL maktu karar ve ilam harcının peşin alınan 469,56 TL harçtan mahsubu ile fazla yatırılan 289,66 TL harcın kararın kesinleşmesini takiben ve istek halinde davacı tarafa İADESİNE,2-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde BIRAKILMASINA, 3-Davalılar tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,4-Davalı … kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin 3/2. Maddesi uyarınca ayrı belirlenen 2.725,00-TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak bu davalıya VERİLMESİNE,5-Davalı … San. Tic. A.Ş kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin 3/2. Maddesi uyarınca ayrı belirlenen 17.900,00-TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak bu davalıya VERİLMESİNE,6-Taraflarca yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın hüküm kesinleştiğinde yatıran tarafa İADESİNE,
C) İSTİNAF İNCELEMESİ YÖNÜNDEN 1-Davalı tarafından yatırılan istinaf karar harcının hüküm kesinleştiğinde ve talep halinde davalı tarafa İADESİNE,2-Davalı tarafından yapılan 148,60 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı, 47,90 TL posta gideri olmak üzere toplam 196,50 TL istinaf yargılama giderinin davacıdan alınarak davalı tarafa VERİLMESİNE, 3-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nın 362/1-a bendi gereğince KESİN olmak üzere 26/09/2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.