Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 53. Hukuk Dairesi 2022/2225 E. 2022/407 K. 13.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
53.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/2225
KARAR NO: 2022/407
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 12/08/2022
NUMARASI: 2022/668 Esas (Derdest)
DAVANIN KONUSU: Tazminat
KARAR TARİHİ: 13/12/2022
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sırasında verilen ara kararına karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Davacılar vekili, müvekkili yüklenici şirket … A.Ş. ile arsa sahibi S.S. Sistem Konut Yapı Kooperatifi arasında “… Mah. … Cad. No:… Güneşli Bağcılar” adresinde kain, … Ada … Parsel ve … Pafta Nolu taşınmaza ilişkin, 289 konut ve 12 iş yeri olmak üzere toplam 301 bağımsız bölümden oluşan inşaatın yapımı için Bakırköy … Noterliği’nin 21/08/2017 tarih ve … Yevmiye Nolu Düzenleme Şeklinde Taşınmaz Satış Vadi ve Arsa Payı Karşılığı İnşaat sözleşmesi akdedildiğini, bu projenin kentsel dönüşüm projesi olduğunu, inşaat sahasında bulunan eski taşınmazların yıkım işlemlerinin müvekkili şirketçe gerçekleştirildiğini, alanın hafriyatının aldığını, inşaat ruhsatı alındığını ve inşaata başladığını, davalı … San. ve Dış Tic. A.Ş. ile 05/11/2018 tarihinde devir protokolü akdedilerek inşaat projesinin bu şirkete devredildiğini, bu protokole arsa sahibi SS Sınırlı Yapı Kooperatifi’nin de 05/12/2018 tarihinde Bakırköy … Noterliğinin … yevmiye nolu evrakı ile onay verdiğini, onay sonrasında Bağcılar Belediyesi nezdinde hak sahibi olduğu inşaat ruhsatını davalı tarafa devrettiğini, inşaatın devredilmesi esnasında devir protokolüne, hem arsa sahibi olan kooperatifi hem kendisinden daire satı alan üçüncü kişileri hem de inşaatta iş yapmaya devam eden taşeron firmaları korumak için çeşitli hükümler konulduğunu, müvekkili şirketin bu sözleşme kapsamında davalı taraftan devir bedeli olarak 4 adet 3+1 daire ve daha önce müvekkili şirketten daire satın alan kişilerin haklarına halef olunması kapsamında 7 adet daire almaya hak kazandığını, tarafların mutabakatı ile müvekkili şirket tarafından davalı şirkete 07/05/2019 tarihli 22.487.067,66-TL bedelli … nolu faturanın keşide edildiğini, davalı tarafın da bu faturayı kabul ettiğini, müvekkili … A.Ş. Şirketinin bu sözleşme ve fatura kapsamındaki bütün alacaklarını diğer müvekkili … A.Ş.’ye temlik ettiğini, bu hususun davalı tarafa Büyükçekmece … Noterliğinin 12/07/2019 tarihli, … yevmiye nolu ihtarnamesi ile bildirildiğini, davalı şirketin müvekkili şirket yetkililerine haklarını vermeyeceğini beyan ettiğini, bunun üzerine davalı tarafa Bakırköy … Noterliğinin … yevmiye nolu ihtarnamesinin keşide edildiğini belirterek, bu nedenlerle öncelikle davalı şirkete ait olan … ada … parsel ve … PAFTA nolu taşınmaz üzerindeki bütün taşınmazlar üzerine ihtiyati haciz niteliğinde ihtiyati tedbir konulmasına ve davalı tarafın Bağcılar Belediyesi nezdinde bulunan inşaat yapım ruhsatı üzerine de ruhsatın üçüncü kişilere devrini engelleyici ihtiyati tedbir konulmasına, şimdilik 100.000,00-TL devir bedeli alacağının davalı taraftan tahsiline ve şimdilik 100.000,00-TL sözleşmeden kaynaklı, alacağın temliki yoluyla alınan dairelerden kaynaklı alacağın davalı taraftan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Mahkemece 12.08.2022 tarihli ara kararla, ihtiyati haciz talebi yönünden; dosya kapsamındaki belgelerin davacının ihtiyati haciz isteminde haklı olduğuna dair kanat uyandıracak nitelikte bulunmadığı, karşı tarafın mallarını kaçırdığına ve adres değiştirdiğine dair herhangi bir somut bilgi ve belge de ibraz edilmediği, taraflar arasındaki sözleşme ve belgeler kapsamında tarafların edimlerini yerine getirip getirmediklerinin ve davacı iddialarının yargılamaya muhtaç olduğu, ihtiyati tedbir talebi yönünden; dava konusunun devir bedeli ve sözleşmeden kaynaklı para alacağı olduğu, tedbir talep edilen hususların dava ve uyuşmazlık konusu olmadığı, dava konusu olmayan unsurlar üzerine ihtiyati tedbir konulmasının mümkün olmadığı gibi gecikmesinde zarar umulan ya da telafisi imkansız zarar koşullarının da bulunmadığı ve yine talebin yargılamayı gerektirdiği gerekçesiyle, koşulları oluşmayan ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz isteminin ayrı ayrı reddine, karar verilmiştir.Davacılar vekili istinafında, dava dışı … İnşaatın söz konusu taşınmazlardaki resimlerini yerel mahkeme dosyasına sunduklarını, Proje mahalinde dava dışı … İnşaat diye bir şirketin amblemlerinin asıldığını, davalının gayrimenkulleri 3. Kişilere devir ve temlik etmesinin veya satışa çıkarmasının son derece mümkün olduğunu, bu durumda ihtiyadi tedbir ve ihtiyadi haciz taleplerinin kabul edilmesi gerektiğini, aksi halde müvekkili şirketin gayrimenkulleri ve alacaklarını alma imkanından mahrum kalacağını, yerel mahkemece yaklaşık haklılığın ispat edilmediği ve davanın yargılamayı gerektirdiği ifade edilmiş ise de arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin dosyada mübrez olduğunu, fotoğraflardan da görüleceği üzere devir yapılma ihtimalinin oldukça kuvvetli olduğunu, karşı tarafın ödeme yapmadığına dair ihtarnamesinin de dosyada mübrez olduğunu, devir sözleşmesi, fatura ve ihtarnameler ile yaklaşık ispat şartının yerine getirildiğini belirterek, 12.08.2022 tarihli ihtiyadi tedbir ve ihtiyadi haciz taleplerinin reddi ara kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.Taraflar arasındaki uyuşmazlık, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu 470 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Davacılar; dava dışı arsa sahibi ile kat karşılığı inşaat sözleşmesi yapan yüklenici şirket ile bu sözleşmeden kaynaklı alacak haklarını temlik ettiği diğer şirket, davalı ise; davacı yüklenici şirketin kat karşılığı inşaat sözleşmesini (bir kısım dairelerin kendisine bırakılması karşılığında) devrettiği şirkettir. HMK’nın 389. maddesi uyarınca, “Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme sebebiyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir.” Aynı Kanun’un 390/3 maddesinde, ”Tedbir talep eden taraf,  dilekçesinde  dayandıgı ihtiyati tedbir sebebini  ve türünü açıkca belirtmek ve  davanın esası yönünden  kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır” düzenlemesini içermektedir. İhtiyati haczi düzenleyen İ.İ.K.’nın 257. maddesi uyarınca, rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmemiş bir para borcunun alacaklısı, borçlunun yedinde veya 3. şahısta olan menkuller ve gayri menkul mallarını ve alacaklarıyla diğer haklarını ihtiyaten haczettirebileceği, borçlunun muayyen ikametgahı yoksa veya borçlu taahhütlerinden kurtulmak maksadıyla mallarını gizlemeye kaçırmaya veya kendisi kaçmaya hazırlanır yahut kaçar ya da bu maksatla alacaklının haklarını ihlal eden hileli işlemlerde bulunursa, borcun vadesi gelmemiş olsa bile ihtiyati haciz istenebileceği düzenlenmiştir. İhtiyati haciz talep eden, öncelikle dilekçesinde dayandığı ihtiyati haciz sebebini açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak, yasal delillerle ispat etmek zorundadır.Dosya kapsamı değerlendirildiğinde; dava dosyası henüz layihalar aşamasında olup, tarafların iddia ve savunmalarını ispatlayacak deliller tam olarak toplanmamış, dava dilekçesinde ileri sürülen iddiaların haklılığını yaklaşık ispat ölçüsünde ortaya koyacak deliller henüz sunulmamış olduğundan HMK’nın 389. ve 390/3. Maddeleri ile İİK’nın 257. Maddesinde düzenlenen ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz için yaklaşık ispat koşulu bu aşamada henüz gerçekleşmemiştir. Ayrıca tedbir talep edilen hususlar dava ve uyuşmazlık konusu olmayıp, dava konusu olmayan unsurlar üzerine ihtiyati tedbir konulması da mümkün bulunmamaktadır. Bu nedenle mahkemece dosya kapsamındaki delillerin değerlendirilmesi suretiyle davacı vekilinin ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz taleplerinin reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Yaklaşık ispat kriterleri ile yargılama sırasında sunulacak delillere göre talep halinde ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz şartlarının her zaman yeniden değerlendirilebileceği göz önüne alındığında, HMK’nın 355. Maddesi gereğince istinaf sebepleriyle bağlı kalınarak yapılan değerlendirme neticesinde, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1. bendi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin 12/08/2022 tarih ve 2022/668 Esas sayılı ara kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince REDDİNE, 2-İstinaf harçları peşin alındığından ayrıca harç alınmasına YER OLMADIĞINA, 3-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde BIRAKILMASINA, 4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 362/1-f bendi gereğince KESİN olmak üzere 13/12/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.