Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 53. Hukuk Dairesi 2022/2202 E. 2023/1222 K. 12.12.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
53.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/2202
KARAR NO: 2023/1222
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEME: İSTANBUL 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 26/04/2022
NUMARASI: 2018/691 Esas, 2022/326 Karar
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ: 12/12/2023
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:Asıl davada; davacı-b.davalı vekili, müvekkili şirketin mimari tasarım firması olduğunu, davalı şirketin … ili, … ilçesi, … Mahallesi, … ada, … parsel ile … ada, … parselde bulunan ve kaba inşaatı davalı şirket tarafından sağlanan Residence’de 4 farklı tip sosyal tesis alanı ve restaurantın dış ve iç mimari projesini ve tasarımını gerçekleştirmek üzere, müvekkili ile anlaşmak istediğini, tarafların irade beyanlarını ortaya koymakla öncesinde sözlü olarak ve daha sonra 12/01/2017 tarihinde yazıya dökülerek mimari tasarım sözleşmesinin akdedilmiş olduğunu, yüklenici konumuna haiz olan müvekkili şirketin davalıya karşı sözleşmeden kaynaklı olarak borcunun; dış ve iç mimari projelendirme ve detaylı tasarımlar olduğunu, tarafların sözleşme ile iş sahibi konumunda yer alan davalının menfaatlerine ayrıntılı olarak yer vermiş olduklarını, bir bakışta dahi tamamıyla davalının menfaatlerinden başka hiçbir kayda yer vermeyen sözleşmenin müvekkili şirket nazarında ne denli bağlayıcı olduğunun anlaşılmakta olduğunu, buna rağmen müvekkilinin, davalıya karşı sözleşme ile yükümlülük altına girdiği her bir edimi tek tek ve ayrıntılı olacak şekilde en ufak bir ihtilafa mahal vermeyecek derecede üstün bir gayretle yerine getirdiğini, iş sahibi konumunda yer alan davalının sözleşme ile tek sorumluluğunun sözleşmenin 3. maddesinde yer alan sözleşme bedeli ve ödeme planı başlıklı maddesi olduğunu, davalı şirketin projelendirme bedeli olarak müvekkiline 150.000,00 USD (KDV Hariç) bedel ödemeyi kabul ve taahhüt etiğini, bu bedelin ödenmesi konusunda ise tarafların, parça teslimi halinde bedelin muaccel olacağını kararlaştırdıklarını, işbu davaya konu icra takibini başlatma zorunluluğu doğuran ve davalının edimini yerine getirmediği kısmın, son olarak hüküm altına alınan son bentte yer alan 30.000.00 USD olduğunu, müvekkili tarafından husumete konu yapılan numune bloğun (Örnek Ev) sözleşmedeki şartları haiz olarak tam ve eksiksiz bir şekilde tamamlandığını, müvekkilinin sözleşme ile yükümlendiği edimi ifa ederek davalıya başvurduğunu ve davalıdan bakiye 30.000 USD’yi talep ettiğini, aynı zamanda davalı şirketin örnek evin bedeline ilişkin müvekkilince ödeme talep edilen tarihe kadar hiçbir itirazda bulunmadığını, ayrıca davalı şirketin herhangi bir talebi ya da itirazı olsaydı bunu yazılı olarak bildirmesinin gerekeceğini, zira sözleşmenin 5. maddesinde işverenin her türlü talep ve düşüncelerini yazılı olarak yapacağını kabul ve taahhüt ettiğini, bahsi geçen örnek evin, davalının sosyal medya araçlarından, facebook ve instagram hesaplarından paylaşılarak satışa çıkarıldığını, davalı şirketin örnek evi, sadece sosyal medya hesaplarında paylaşmakla da kalmayarak gazeteciler önünde örnek evin lansmanını dahi yaptığını, bunun üzerine müvekkilinin bakiye olan 30.000,00 USD’yi 15.05.2018 tarihinde davalı şirket yetkililerinden talep ettiğini, şirket yetkilisinin ödeme konusunda biraz beklenmesi gerektiğini söylemesi üzerine müvekkilinin 06.06.2018 tarihine kadar beklediğini, ancak davalının beklemesi gerektiği beyanları hiçbir sonuç doğurmayınca bakiye tutar yönünden müvekkili tarafından İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … E.sayılı dosyası ile davalı şirket hakkında icra takibi başlatıldığını, davalı şirketin haksız ve hukuka aykırı olarak borca itiraz ederek takibi durdurduğunu belirterek, davalının İstanbul …. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasına yaptığı itirazın iptali ile takibin devamına ve davalı aylehine % 20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı-b.davacı vekili asıl davaya cevabında, davacı tarafın haksız ve mesnetsiz beyan ve iddialarının aksine, müvekkili davalının, alacaklı olduğunu iddia eden davacı tarafa herhangi bir borcu bulunmadığı gibi, müvekkili davalının davacı taraftan önemli miktarlarda alacağı bulunduğunu, taraflar arasındaki sözleşme çerçevesinde, müvekkili şirket tarafından sözleşme’nin ilgili düzenlemeleri çerçevesinde her ne kadar üzerine düşen yükümlülükler yerine getirilmiş ise de, karşı tarafça sözleşmeden kaynaklanan ve yerine getirilmesi gereken sair yükümlülüklerin ihlal edilerek, bugüne kadar sözleşme ile belirlenen zamanda ve gerektiği şekilde yerine getirilmediğini ve sözleşme hükümlerine uygun davranılmadığını, davacı tarafından sözleşme konusu işin yapılması bakımından, özgün ve münhasır bir tasarım çalışması için sözleşme yapılmış olmasına rağmen, sözleşme ile belirlenen koşullara aykırı bir şekilde iş ve dış tasarım çalışmalarının başka bir tasarımcıya ait olduğu, başka tasarımcı firmaların tasarım çalışmalarından bire bir kopyalandığını, sözleşmeye aykırılık teşkil edilmesi nedeniyle müvekkilinin maddi zarara uğradığını ve ticari itibarının zedelendiğini, bu durumun davacı tarafa defalarca iletildiğini, müvekili şirketin tüm girişimlerinden olumlu sonuç alınamadığını, dava dilekçesinde her ne kadar karşı tarafa yapılan ödemelerin karşı tarafın yükümlülüklerini yerine getirdiğinin ve örnek evin tesliminin de bunun bir göstergesi olduğu, karşı tarafça ödemenin talep edilmesine kadar müvekkili şirket tarafından herhangi bir talepte ya da itirazda bulunulmadığı yönünde beyanlara yer verilmiş ise de, karşı tarafın bu yöndeki beyanlarının yanlış ve mahkemeyi yanıltıcı nitelikte olduğunu, davacı tarafça düzeltilmeyen, müvekkili şirketin kendi emek, çaba ve imkanları ile yeniden imal edilerek/çizilerek uygulama projesi haline getirilmek zorunda kalınan eksik ve hatalı uygulama projelerinin sözleşmeden kaynaklanan sair yükümlülüklerin ihlal edildiğini, bunun üzerine davacı tarafa Beşiktaş … Noterliğinin 09/07/2018 tarihli … yevmiye nolu ihtarnamesinin gönderildiğini, ihtara rağmen olumlu sonuç alınamadığını, bu bağlamda davacının sözleşme ile belirlenen yükümlülüklerine aykırı davranması, sözleşme konusu işi gerektiği şekilde ve zamanında ifa etmemesi, ifası mümkün ve muaccel borcunu zamanında ifa etmemesi nedeniyle somut olayda borçlu temerrüdünün oluştuğunun açık ve net olduğunu, mütemerrit davacının müvekkili … ile arasındaki sözleşmeden kaynaklanan yükümlülüklerini gereği gibi zamanında ifa etmemesinin ve kendisine ihtarname ile verilen süreye rağmen herhangi bir olumlu girişimde bulunmamasının akabinde, …’nın borçlu temerrüdüne düşmesinin sonucu olarak müvekkil tarafından …’ya noter aracılığıyla gönderilen bildirimde de belirtildiği üzere, ilgili mevzuat hükümleri ve sözleşme hükümleri çerçevesinde mütemerrit konumda bulunan …’nın sözleşmeye aykırı davranışları nedeniyle taraflar arasındaki sözleşme usul ve yasaya uygun şekilde haklı olarak sona erdirildiğini, sözleşmeden kaynaklanan yükümlülüklerini zamanında yerine getirmeyen davacının müvekkilinin uğradığı veya uğrayacağı zararları tazminle ve müvekkili şirketin cezai şart alacağını da ödemekle mükellef olduğunu, karşı taraf davacının sözleşmeye aykırı davranışları nedeniyle sözleşmenin sora erdirilmek zorunda kalındığını, sözleşme konusu işin üçüncü bir kişiye yaptırılmak zorunda kalınması, yaşanan gecikmeler nedeniyle sair ilgili kurum ve kuruluşlar nezdinde fazladan yapılmak zorunda kalınan/kalınacak olan harcamalar/ masraflar da dahil olmak ancak bunlarla sınırlı olmamak kaydıyla müvekkili şirketin kazanç kaybı ve uğradığı her türlü zararlara ilişkin olarak fazlaya ilişkin tüm talep ve dava haklarının saklı tutulduğunu ve bu konuya ilişkin olarak müvekkili şirket nezdinde uğranılan zarar miktarlarının netlik kazanmasının akabinde, söz konusu zararların tahsili zımnında ayrıca talepte bulunulacağını belirterek davacının tüm taleplerin reddine karar verilmesini talep etmiştir. Birleşen davada; davalı-b.davacı vekili, müvekkili ile davalı şirket arasında sözleşme akdedildiğini, davalı şirketin sözleşmeye ve sözleşmeden kaynaklanan yükümlülüklerine aykırı davranışlarda bulunduğunu, davalının sözleşme ile kendisine verilen işi belirtilen zamanda teslim etmediğini belirterek, müvekkili şirketin davacıya ödediği 60.000,00-USD’nin kendilerine iadesine, ayrıca fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 10.000,00-USD ceza-i şart alacağının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davacı-b.davalı vekili birleşen davaya cevabında, davacı tarafın belirsiz alacak davası açtığını ancak belirsiz alacak davasının açılabilmesi için, davanın açıldığı tarihte alacağın miktarı yahut değerinin tam ve kesin olarak belirlenebilmesinin davacıdan beklenemeyecek olması veya bu belirlemenin yapılabilmesinin davacı için imkânsız olması gerektiğini, kati suretle kabul anlamına gelmemekle birlikte; bir an için davacı yanın cezai şart alacağına hak kazandığı düşünülse dahi söz konusu alacağın sözleşme uyarınca hesaplanılabilir nitelikte bir alacak olacağını, bu durumda davacı tarafın işbu eldeki davaya konu cezai şart talebini belirsiz alacak davası şeklinde ileri sürmesinde hiçbir “hukuki yararı” olmamakla davanın bu yönüyle usulden reddi gerektiğini, müvekkili şirketin davacı ile arasındaki sözleşmeye uygun olarak tüm yükümlülüklerini eksiksiz ve zamanında yerine getirdiğini, davacının, bir adetinin satış fiyatının 1.500.000,00USD ile 2.000.000,00USD arasında değişkenlik gösterdiği toplamda 17 adet yalıyı 30.000.000,00-USD’ye satmayı hedef edindiği … Yalılarının tasarımlarının tamamının müvekkili firma tarafından yapıldığını, 12.01.2017 tarihinde imzalanan Mimari Tasarım Sözleşmesi’nin 3. maddesinde sözleşme bedeli ve ödeme planına yer verildiğini, müvekkili firmanın sözleşmedeki tüm bentlerde yazılı olan yükümlüklerini sırasıyla eksiksiz ve zamanında yerine getirdiğini, müvekkilinin ilk iki bentte yazılı yükümlülüklerini yerine getirmesi akabinde davacı tarafın müvekkiline sözleşmede belirtilen tutarları ödediğini, müvekkili şirketçe son bentte yazılan yükümlülüklerin de son olarak gereği gibi, tam ve zamanında yerine getirilmesine karşın davacı tarafın taahhüt ettiği ödemeyi müvekkiline yapmadığını, bunun üzerine 30.000,000,00-USD alacağın tahsili amacıyla icra takibi başlatıldığını, karşı tarafın itirazı üzerine ise itirazın iptalı davası açıldığını, bu noktaya kadar davacı yanın hiçbir şekilde herhangi bir talepte bulunmamasına, müvekkilinin iddia ettiği gibi projeye aykırı davrandığına dair herhangi bir ihtarname ya da yazılı bir bildirim yapmamasına rağmen, kendilerince dava açıldıktan sonra, müvekkiline karşı husumet besleyerek ödeme yapmaktan kurtulmak amacıyla hukuka aykırı iddialarla işbu eldeki davayı ikame ettiğini, müvekkili şirketin 12.01.2017 tarihli “Mimari Tasarım Sözleşmesi” uyarınca tüm yükümlülüklerini tam ve zamanında yerine getirdiğini, davacı yanın ne müvekkiline sözleşmedeki edimini yerine getirmesi karşılığında ödediği 60.000,00-USD meblağı geri istemesinin, ne de müvekkilinin işi zamanında bitirmediği iddiasıyla 10.000,00 TL cezai şart talebinin hiçbir mantıklı izahı olmadığını belirterek, öncelikle davalı-b.davacının cezai şart alacağını hesaplama imkanı olmasına rağmen birleşen davayı belirsiz alacak davası olarak açması nedeniyle birleşen davanın usulden reddine, davacı yanın haksız ve hukuka aykırı davasının esastan da reddine karar verilmesini talep etmiştir.Mahkemece, asıl davalı birleşen davacı tarafça, asıl davacı birleşen davalının sözleşmedeki edimlerini eksik ve hatalı ifa ettiği ve bu eksikliklerin yüklenici adına kendileri tarafından giderildiği ileri sürülmüş ise de; dosya kapsamına yasal süresi içerisinde bu iddiayı ispata elverişli hiçbir delil sunulmadığı, alınan bilirkişi heyet raporunun mimari ve teknik değerlendirmeleri içerir 16 ila 34 sayfalarında yapılan tespitler kapsamından; sözleşme konusu edimin birinci kısmını içerir mimari konsept tasarımlarının yapıldığı ve asıl davalı birleşen davacıya teslim edildiği, edimin İkinci kısmını içeren mimari uygulama projelerinin de yapılarak tamamının parça ve kesitler halinde asıl davalı birleşen davacıya mail yolu ile gönderildikleri, sözleşmeden döndüğünü beyan etmesine rağmen yaptığı ödemenin yalnızca 60.000,00-USD’lik kısmının iadesini talep eden asıl davalı birleşen davacının bu talebi göz önünde bulundurulduğunda, sözleşme konusu edimin birinci kısmının ifa edildiği hususunun da taraflar arasında ihtilaf konusu olmaktan çıkmış olduğu, asıl davalı birleşen davacı tarafça sözleşme konusu edimin ikinci kısmında eksik ve hatalar olduğu, mimari uygulama projelerinin eksik ve hatalı teslim edildiği savunulmakla birlikte, alınan bilirkişi raporunda, projenin her bir detayına ilişkin uygulama projelerinin, asıl davalı birleşen davacının revize talepleri de karşılanarak parça ve kesitler halinde asıl davalı birleşen davacıya e-mail yolu ile iletildiğinin tespit edildiği, asıl davalı birleşen davacı tarafından, uygulama projelerinin uygulama mimarı …’a teslim edilmediği savunulmuş ise de; projenin parça ve kesitler halinde mail yolu ile asıl davalı birleşen davacıya iletildiği, 14/03/2017 tarihli asıl davalı birleşen davacı şirket yetkilisi tarafından atılan e-mailden sonra da bu konuda herhangi bir itirazda bulunulmadığı, öte yandan asıl davalı birleşen davacı tarafından ödemelerin sözleşmede kararlaştırıldığı gibi iki seferde 60.000,00-USD olarak ödenmediği, parça parça ödendiği, yine bilirkişiler tarafından yapılan teknik değelendirmeler ile, mimari konsept tasarımının çalıntı olmadığının ve özgün olduğunun tespit edildiği, asıl davalı birleşen davacı tarafından asıl davacı birleşen davalıya, 26/06/2018 tarihli e-mail tarihinde dek eksik ve ayıplı ifa bildiriminde bulunulmadığı gibi, asıl davalı birleşen davacının, sözleşmenin konsept tasarımına ilişkin birinci kısmından beri asıl davacı birleşen davalı ile birlikte hareket ettiği, asıl davacı birleşen davalı tarafından tasarlanan konseptin kendisine iletildiği, konseptin özgünlüğüne ilişkin herhangi bir itiraz ileri sürülmediği, mimari uygulama projesinin hazırlanması sürecinde de asıl davalı birleşen davacının tüm sürece dahil olduğu, istediği revizyonların asıl davacı birleşen davalı tarafından yerine getirildiği, alınan bilirkişi heyet raporunda, edimin ikinci kısmı olan uygulama projesinin her bir parça ve kesitinin revize halleri ile birlikte asıl davalı birleşen davacı tarafa iletildiği tarihlerin tespit edildiği, tamamının 2017 yılı içerisinde gönderildiğinin anlaşıldığı, edimin birinci kısmı olan konsept tasarımının ise ikinci kısımdan önce tamamlanıp teslim edildiğinin açık olduğu, asıl davalı birleşen davacı şirket yetkilisinin 14/03/2017 tarihli mailinde tasarımın taraflarca bilinip onaylandığını açıkça belirttiği, tasarımda kendi onayları olmaksızın hiçbir değişikliğin yapılmamasını da talep ettiği, buna rağmen asıl davalı birleşen davacı tarafça 26/06/2018 tarihine dek konseptin özgünlüğüne veya eksik ve hatalı işlere ilişkin bir ayıp yahut eksik ifa bildiriminin mevcut olmadığı, nitekim bilirkişilerce yerinde yapılan keşifte mimari uygulama projelerinin yerine uygulandığının da tespit ediliği, asıl davacı birleşen davalının 27/06/2018 tarihinde davalı aleyhine takip başlatması sonrasında, asıl davalı birleşen davacvı tarafça, asıl davacı birleşen davalıya 09/07/2018 tarihli ihtarnamenin gönderildiği, tüm bu hususlar birlikte değerlendirildiğinde, asıl davacı birleşen davalının birinci ve ikinci kısım işlere ilişkin edimini yerine getirdiğinin ve mimarı uygulama projelerini de davalıya teslim ettiğinin, konspet tasarımının çalıntı olmadığının kabulünün gerektiği sonucuna ulaşıldığı, asıl davalı birleşen davacı tanığının beyanının, dosya içeriği deliller ile uyuşmadığı, tanık beyanının aksine, asıl davalı birleşen davacı tarafından 2018 yılı Haziran ayı öncesinde asıl davacı birleşen davalıya eksik ve ayıplı ifa bildirimi içerir mail atıldığına dair dosyada yazışma mevcut olmadığı, yine tanık tarafından eksik gönderilen veya hiç gönderilmeyen uygulama projesi kesit detayları bulunduğu belirtilmekle birlikte, bilirkişi heyetince projeye ilişkin tüm kesit ve detayların asıl davalı birleşen davacıya iletildiğinin tespit edildiği, tanığın daha önce asıl davacı birleşen davalı çalışanı iken, halen asıl davalı birleşen davacı çalışanı olduğu hususları nazara alınarak, tanığın dosya içeriği deliller ve özellikle teknik bilirkişiler tarafından yapılan tespitler ile çelişen beyanlarının hükme esas alınmadığı, asıl davalı birleşen davacının birinci ve ikinci aşamaya yönelik sözleşmenin 6/1 maddesine dayalı ceza-i şart talebinin ifaya ekli cezai şart mahiyetinde olduğu, asıl davalı birleşen davacı tarafça birinci ve ikinci kısım işlere ilişkin ifa kabul edilmiş ve her iki aşamaya yönelik cezai şarta alacağına dair çekince sunulmaksızın ödemeler yapılmış olmakla, TBK’nun 179/2 fıkrası uyarınca bu kısımlara ilişkin sözleşmenin 6/1 fıkrasına dayalı cezai şart alacağının tahsilinin talep edilemeyeceği, asıl davacı birleşen davalının sözleşme konusu edimin üçüncü kısmı olan numune bloğu tamamladığının yerinde yapılan keşif ile tespit edilmiş olduğu, sözleşmenin 3/c bendinde yalnızca bir bloğa ilişkin numunenin tamamlanması halinde 30.000,00-USD ödemeni yapılacağının açıkça kararlaştırılmış olduğu, asıl davalı birleşen davacının, projede dört tip villa bulunmasına rağmen, asıl davacı birleşen davalı tarafından yalnızca bir tip villa için numune bloğun tamamlandığı yönündeki savunmasının, anılan sözleşme hükmüne uygun olmadığından, yerinde görülmediği, yine taraflar arasındaki sözleşmede numune bloğun tamamlanacağı tarih kararlaştırılmadığı gibi, bloğun tamamlanmasının geciktiğine dair asıl davalı birleşen davacı tarafından herhangi bir itiraz ileri sürülmediği, bu konuda dosyaya herhangi bir delil sunulmadığı, bu nedenle asıl davacı birleşen davalının sözleşmenin 3/c bendi uyarınca bakiye 30.000,00-USD alacağı bulunduğu, asıl davalı birleşen davacının ise edimin üçüncü kısmına ilişkin herhangi bir cezai şart alacağı bulunmadığının kabul edildiği, bilirkişi heyeti tarafından, asıl davacı birleşen davalı şirket yetkilisinin şantiye sahasını ayda dört kez ziyaret etmesi gerekirken, bu edimini yerine getirmediği tespit edilmiş ve bu ücretten indirim sebebi olarak kabul edilmiş ise de; sözleşmenin 3/c bendinde kararlaştırılan ücretin eser sözleşmesinden doğan edimin hangi kısımlarına ilişkin olduğunun açıkça kararlaştırıldığı, eser sözleşmesine ilişkin ediminin üç kısmını da yerine getiren asıl davacı birleşen davalı ücretinden, şantiye sahasının ayda dört kez ziyaret edilmemesi nedeniyle, sözleşmeye aykırı olarak indirim yapılamayacağı gerekçesiyle, asıl davanın kabulü ile davalı tarafın İstanbul … İcra müdürlüğünün … esas sayılı takibine yaptığı itirazın iptaline, takibin 30.000,00-USD alacağa takip tarihinden itibaren 3095 sayılı kanunun 4/a maddesi uyarınca devlet bankalarının USD cinsinden 1 yıllık vadeli mevduat hesabına uyguladıkları en yüksek faiz işletilmek suretiyle devamına, yasal koşulları oluşmayan inkar tazminatı talebinin reddine, birleşen davanın reddine, karar verilmiştir.Davalı-birleşen davacı vekili istinafında, bu derece önemli ve kapsamlı bir davada tek bir bilirkişi raporu ile yetinildiğini, bilirkişi raporuna yapmış oldukları itirazların da dinlenmediğini, yapılan bütün eksikliklere ilişkin çalışmanın flash disk içerisinde yerel mahkemeye sunularak ek rapor alınması talep edilmiş olmasına rağmen, sunmuş oldukları bu belgelerin değerlendirilmediğini ve tekrar inceleme yaptırılıp hükme esas teşkil edebilecek bir rapor aldırılması gerekirken aldırılmadığını, özellikle birleşen davaları için herhangi bir inceleme içermeyen bilirkişi raporuna riayet edildiğini, gerekçeli kararda da itirazlarının neden kabul edilmediğine dair doyurucu bir gerekçe yer almadığını, bilirkişi raporuna yaptıkları itirazların yeniden inceleme gerektirir, hatta ikinci bir keşif gerektirir itirazlar olduğunu, tam ve doğru bir inceleme yapıldığında …’nın sözleşme hükümlerini açık bir şekilde ihlal ettiğinin ve iddia ettiği şekildeki alacağına ilişkin bir hak edişi olmadığının açıkça tespit edileceğini, raporda çoğunlukla hatalı tespitler olsa da haklılıklarını ispat eder şekilde … tarafından uygulama danışmanlığı yapılmadığının, tasarımcının sahada sürekli bir teknik ekip bulundurması gerektiğinin, sürekli irtibat halinde olması gerektiğinin tespit edildiğini ve …’nın tedarik ve alt taşeronlarla yerinde uygulamalardaki sıkıntılarda müdahil olmadığının belirtildiğini, taraflar arasındaki sözleşmede açıkça bizzat … sorumlusunun ayda 4 defa sahaya geleceğinin yer almakta olduğunu, bilirkişi raporunda da sözleşmenin bu kısmının ihlal edildiğinin, sözleşme ile kararlaştırılan saha ziyaretlerinin yapılmadığının tespit edildiğini ve seçenekli olarak %50 indirim ile 15.000,00 USD’ye hükmedilebileceğinin belirtildiğini, davacı üzerine düşen tüm edimleri layıkıyla tamamladığından projenin halen bitmediğini, keşif tarihinde dahi inşaat halinde olduğunu, herhangi bir şekilde mimarlık eğitimi olmayan bir kişinin dahi çıplak gözle tespit edebileceği şekilde tasarımlar bire bir kopya iken Yerel Mahkemenin yapılan tasarımların orijinal olduğuna ve bu hususta da sözleşmeye aykırılık bulunmadığına kanaat getirmiş olmasının anlaşılamadığını, proje logosunun …, … firmasından birebir alınarak kullanıldığının Bilirkişilerce tespit edildiğini fakat mimari tasarım olarak bütünleştirildiği gibi hatalı bir değerlendirmede bulunduklarını, bu hususta haklılıklarının tespit edildiğini, bilirkişiler palmiye kapı tasarımın alındığı sitenin ücretsiz ve telifsiz olarak grafik vectoral çizim sitesi olduğunu belirtmiş olsalar dahi bu durumun tasarımın orijinal/özgün olmadığı gerçeğini değiştirmediğini, çıplak gözle dahi tasarımın kopyalanmış olduğunun görülebileceğini, dosyada yer alan elektronik posta yazışmasında da açıkça görüleceği üzere, logonun ve binanın giriş kapısının … firmasından bire bir alınarak kullanıldığının belirtildiğini ve sözleşmenin ihlal edildiğinin ve cezai şart talep edileceğinin …’ya ihtar edildiğini, bilirkişiler mutfak tasarımlarının … sitesindeki görselle benzerlik taşıdığını beyan etmiş iken akabinde ”belirtmişler” şeklinde tek taraflı bir ifadeye ver verdiklerini, mutfak tasarımının Polonyalı İç Mimar ve Tasarımcı …’ya ait olduğunun çıplak gözle dahi belli olduğunu, …’nın başka bir tasarımcının mutfak tasarımını bire bir kopyalayarak kendi tasarımı gibi vermiş olduğunun mutfağın imalatı aşamasında anlaşıldığını, tedarikçiye üretmiş olduğu mutfak parası ödenerek çöpe atıldığını ve yeni mutfak tasarımının müvekkilinin çabası ile yeniden tasarlandığını, bu hususun dahi …’nın edimini layıkıyla yerine getirmediğinin göstergesi olduğunu, bilirkişiler tasarımlar arasındaki benzerliği kabul etmekle birlikte keşif mahalline gidildiğinde ön tezgah-adanın müvekkiline ait olduğunun belirtildiğini beyan ettiklerini, bilirkişilerin projenin dış ahşap işlerinin bire bir olmamakla birlikte … ve …’dan alınan görsellerle şekil olarak benzerlik taşıdığını belirttiklerini, bunun benzerlik değil bire bir kopyalamak olduğunu, herhangi bir uzmanlık gerektirmeden dahi bu görsellerdeki tasarımların aynı olduğunun, özgün olmadığının herkes tarafından tespit edilebileceğini, yatak odalarındaki yatak başı ve yatak tasarımlarının da … sitesinden ve web sayfalarından bire bir alıntılandığını, projenin özgün olmadığının sabit olduğunu, basiretli tacir gibi hareket etmesi beklenen …’nın müvekkilinden onay almadan kopyalanmış tasarımları kullandığını ve orijinal tasarımlarmış gibi müvekkiline sunduğunu, bilirkişi heyeti arasında hukukçu bilirkişi olmadığı için muhtemel olarak …’nın bu kopyalama tasarımlarının fikri ve sinai hakların ihlali niteliğinde olduğuna ve bilirkişilerin tespit ettiği en ufak bir benzerliğin dahi haklılıklarını ispat ettiğine ilişkin bir değerlendirmenin raporda yapılamadığını, sözleşmenin ”Diğer Hükümler” başlıklı 10. maddesinden de görüleceği üzere … fikri mülkiyet haklarını ihlal etmemeyi açıkça kabul ettiğini, sözleşmenin ihlal edildiğinin sabit olduğunu, projenin teslim edildiğine ilişkin yapılan değerlendirmenin de tamamı ile fahiş hata olduğunu, bilirkişi raporunda dahi teslim olgusuna ilişkin net bir tespit bulunmadığını, teslim olgusunun araştırılması gerektiğini beyan ettiklerini, mimari konsept tasarımların sözleşmeye uygun olmadığının ve …’nın sözleşmeye aykırı hareket ettiğinin yukarıda izah edildiğini, sözleşmenin ikinci kısmına ilişkin uygulama projelerindeki aksaklıklar ve eksikliklerin defalarca kez dile getirildiğini, bu itirazları üzerinden şüpheye yer bırakmayacak bir rapor alınmadığını, davacının sözleşme konusu tüm edimleri teslim ettiğini ispat etmekle yükümlü olduğunu, dosyada bu yönde bir bilgi-belge olmadığını, tanığın da açıkça eksik teslim yapıldığını beyan ettiğini, bilirkişiler her ne kadar mail ile teslimden bahsetseler de teslim edilen projelerin eksik ve hatalı olduğunu ve aksaklıklar çıkabileceğini kabul ettiklerini, sözleşmeye göre tüm materyallerin spect listelerinin ve dosyalarının resimli olarak oluşturularak işverene sunulacağının belirtildiğini, davacı birleşen davada davalı …’nın açıkça bu edimini yerine getirmediğini, gerek tasarımların özgün olmamasının gerekse de eksik teslimin davacının sözleşmesel edimini yerine getirmediğinin göstergesi olduğunu, bu halde her halde davacının sözleşmeye göre bu miktarı hak ettiğinden bahsedilemeyeceğini, sözleşmede tüm iç ve dış tasarımlara ilişkin mimari uygulama projelerinin ve teknik şatnamelerinin eksiksiz teslim edilmesi gerektiği açıkça düzenlenmişken …’nın bu yükümlülüğünü yerine getirmediğinin çok açık olduğunu, bilirkişilerin işin proje mimarına eksiksiz teslim edildiğine ilişkin bir belgenin dosyada olmadığını tespit etmiş olup, bu doğrultuda …’nın teslim iddiasını usulüne uygun bir şekilde ve şüpheye yer bırakmayacak şekilde ispat ettiğinden bahsedilemeyeceğini, buna rağmen Yerel Mahkemece teslim olgusunun ”sözleşmeye uygun bir şekilde” gerçekleşip gerçekleşmediğine ilişkin denetimi mümkün ve kuşkuya yer bırakmayacak incelemeler içeren bir rapor alınmadığını, karşı tarafın 4 tip villadan sadece birinine ait uygulama projesini teslim ettiğini, ancak diğer 3 tip villaya ait uygulama projelerini hiç teslim etmediğini, numune evin projesinin karşı tarafta mevcut dahi olmadığını, bilirkişilerin numune evin tamamlanmış olmasını adeta bütün evlerin projelerinin teslim edilmesi gibi algılamış olup fahiş hata yapıldığını, yerel mahkemenin de sözleşmenin 3/c maddesine göre yalnızca bir bloğa ilişkin numunenin tamamlanması halinde 30.000,00 USD ödemenin yapılacağının kararlaştırıldığını ve sadece bir tip villa için numune bloğun tamamlandığına ilişkin savunmaya itibar edilemeyeceğini belirttiğini, ancak yerel mahkemenin ilgili sözleşme maddesinin devamını dikkate almadığını, sözleşmenin ilgili maddesinde numune olarak yapılacak bir bloğa ait uygulamanın tamamlanmasına ve mimari uygulama projelerinin ”eksiksiz” teslim alınmasına müteakiben 30.000,00 USD ödeneceğinin kararlaştırıldığını, oysa ki mimari uygulama projelerinin eksiksiz olmadığını, hatalar verdiğini, sözleşmeye uygun bir numune ev de bulunmadığını, bilirkişiler numune evin tamamlandığından bahsetse de ev tiplerinin farklı olduğunu ve diğer tiplere ilişkin uygulama projelerinin teslim edilmediğini, bu yöndeki itirazının da değerlendirilmediğini, buna göre sözleşmenin ilgili maddesinin yerine getirilmediği sabit olup, doğal olarak da …’nın yerine getirmediği aşama için bir alacağı olmadığı kabul edilerek asıl davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, sözleşmede ayrıca teslim dosyasının kapsamının da belirtildiğini, ankastre uygulama projelerinin eksik ve yanlış gönderilmiş, salon kat planında yer alan kütüphanede kayar kapakları istenmesine rağmen uygulama sistem detayları müvekkili şirkete iletilmemiş, 3 katın birbiri ile bağlantısını belirten mahallere ait mimari kesitler gönderilmemiş, projenin en önemli mimari objesi olan merdiven uygulamaları detaylı istenmesine rağmen hiç bir zaman gönderilmemiş, A blok yatak üzeri kesitleri ile planlar üzerinde farklılıklar olduğu tespit edilmiş, duşlar için gönderilen kapak tasarımlarının uygulama projesinde belirtilen kalınlıklarının hatalı olduğu anlaşılmış, bu da hatalı imalata ve sonrasında yeniden imalat yapılmak zorunda kalınmasına sebebiyet vermiş, zemin katlarda uygulama projesinden çizilen misafir tuvaletlerinin kapıları yanlış yöne açılan detayda hatalı çizdiğinden imalat ve uygulama hatasına neden olmuş, projenin tüm kapılarının imalat ve uygulama projeleri gönderilmemiş, çatı uygulama detayları gönderilmemiş, projede yer alan paraduş ve cam sistemleri uygulama detayları gönderilmemiş, ayrıca davacı temsilcisi … tarafından Sözleşmede belirlendiği şekilde saha ziyaretlerinin yapılmamış, projedeki eksiklik ve hatalara ilişkin çözüm bulunmamı olmakla, kontrol yükümlülükleri de dahil olmak ancak bunlarla sınırlı olmamak üzere, Sözleşmeden kaynaklanan sair yükümlülüklerin ihlal edildiğini, Beşiktaş … Noterliği 09.07.2018 tarihli … Yev. Numaralı ihtarnamesinde uygulama projesinin ve eksikliklerinin belirtildiğini, dış perde duvar harpuştası ve korkuluk birleşim detaylarının projede mevcut olmadığını, TIP F Bloğun zemin katı merdiven altında çizilen misafir wc’nin hem ergonomik olmadığını hem de müvekkili şirketin elinde o mahale ait herhangi bir kesit bulunmadığını, Master 1 yatak odasının banyo camlarının kullanıcı tarafından kazara kırılması durumunda değiştirilmesi için birçok şeyin yeni baştan sökülmesi gerektiğini, salonda çizilen eğimli ahşap tavanın proje ofisinden gelen kesitlere göre uygulanmasının imkansız olduğunu, Cumba camının değişimi söz konusu olursa yapılan uygulamaya göre değişiminin zor olduğunu, yine aynı şekilde birçok şeyin yeni baştan sökülmesi gerekeceğini, F Blok kesitlerinin hepsinin hem eksik hem avam projeye göre çizilmiş olduklarını, bu kesitlere göre saha imalatı yapılamayacağını, zaten bu zamana kadar sahanın bundan dolayı F blokta ancak çok az yol kat edebildiğini, … Proje ofisi tarafından gelen kesitlerin hiç birinde iç mekanların zemin kat teraslarla bağlantı ilişkileri bulunmadığını, F2 Zemin kata ait müvekkili şirketin elinde hiç kesit olmadığını, müvekkili tarafından karşı tarafa 03-07-2017 tarihinde E Blok Kritikler isimli mail gönderildiğini, mail içeriğinde E Blokla ilgili muallakta kalan yerlerin, eksikliklerin, hatalı bölümlerin halka içine alındığını, ancak karşı tarafça herhangi bir cevap dahi verilmediğini, hatalı ve eksik uygulama proje ile tasarımlara ilişkin bu hususların bilirkişiler tarafından incelenmediklerini, bununla beraber; konsept avan projelerin ve Uygulama projelerinin zamanında veya tam olarak teslim alınmadığını, İhale, spect list, satınalma danışmanlığına ilişkin bir dosyanın şirket tarafından hazırlanıp teslim edilmediğini, bilirkişiler birtakım projelerin mail ile teslim edildiği yönünde değerlendirme yapmış ise de, bu tarihte yapılan teslimler tam ve eksiksiz olsa idi müvekkilinin ihtarname keşide ederek eksiklikleri ihtar etmesine gerek olmayacağını, eksiklikler ve hatalar olduğu için ihtarname keşide edildiğini, ihtarname tarihi dahi 09.07.2018 olduğunu, bilirkişilerin mail ile teslim edilen tasarımları yeterli bulmasının hatalı olduğunu, nitekim teslim edilen tasarımların uygulanamıyor olması halinde sözleşmeye uygun teslimin gerçekleşmiş olduğundan bahsedilemeyeceğini, yazılı beyanlarında eksik ve hatalı olduğunu belirtmiş oldukları her bir detayın karşılanıp karşılanmadığının bilirkişilerce net bir şekilde ve denetime açık bir şekilde açıklığa kavuşturulmadığını, fakat yerel mahkemece bu eksikliğin giderilmediğini, sözleşmeye göre ihale ve spec dosyasının teslim edilip edilmediği hususunda inceleme yapılmadığını, oysa sözleşmeye göre tüm materyallerin spect listelerinin sunulacağının açıkça kararlaştırıldığını, salt bu hususun dahi mail ile teslimin yeterli olmadığının ispatı olduğunu, tanıkları …’in beyanlarının da dikkate alınmadığını, tanık beyanı karşısında ayıp ihbarının yapılmadığını kabul etmenin de son derece hatalı olduğunu, Yerel Mahkemece müvekkilinin bir itirazı olmadığı kabul edilmiş ise de dosyada mübrez 26.08.2018 tarihli mailin tam tersini işaret etmekte olduğunu, davacı tarafından Sözleşme konusu işin yapılması bakımından, özgün ve münhasır bir tasarım çalışması için sözleşme yapılmış olmasına rağmen, Sözleşme ile belirlenen koşullara aykırı şekilde iç ve dış tasarım çalışmalarının (proje logosu, bina giriş kapıları, mutfak tasarımları, projenin dış ahşap işlerinde yer alan yine dış mekanda sürekliliği ve sağlamlığı açısından uygulanması nerdeyse mümkün olmayan fakat müvekkil şirketin ayrı bir mühendislik çalışması ile ekstra masraf ve çabası sayesinde yapabildiği tasarımlar, projenin yatak odalarında kullanılan yatak başı ve yatak tasarımları, vb.) başka tasarımcılara ait olduğu, başka tasarımcı/firmaların çalışmalarından bire bir kopyalanarak alıntı yapılmış olduğu ve böylelikle tasarım sahiplerinin fikri mülkiyet haklarının usul ve yasaya aykırı şekilde izinsiz olarak adeta gasp edilerek projeye uygulandığı, kopyalanarak uygulama projesi verilen ve buna göre imal edilen mutfakların kullanılamadığı, mutfak projesinin yeniden çizilmek ve imal edilmek zorunda kalındığı ve kopya tasarımların müvekkili şirket tarafından kabulünün mümkün olmadığı, davacı tarafın bu yöndeki davranışlarının Sözleşme’ye aykırılık teşkil etmesinin ve müvekkili şirketin maddi zarara uğramasına sebep olmasının yanı sıra müvekkili şirketin kurumsal ve ticari itibarını da zedelediği hususları da dahil olmak üzere karşı tarafın sair sözleşme ihlallerinin 26.08.2018 tarihli e-posta ile sözleşmeyi akdeden …’ya bildirildiğini, birleşen davaları özelinde herhangi bir değerlendirme ve inceleme yaptırılmadığını, bu husustaki itirazlarına karşın Yerel Mahkemece 29.03.2022 tarihli 2 nolu ara karar ile yeni bir heyetten veya önceki heyetten ek rapor alınması taleplerinin haksız olarak reddedildiğini, taraflar arasındaki sözleşmenin müvekkili şirket tarafından haklı olarak feshedilmesi söz konusu olduğundan ödenen 60.000 USD’nin iadesinin talep edildiğini, Bilirkişilerin de bu kısım ödemenin karşılığının teslim edildiğinin ispat edilemediğini kabul ettiklerini, Yerel Mahkeme hükmünün bu açıdan da hatalı bir inceleme içermekte olduğunu, müvekkili şirket tarafından keşide edilen Beşiktaş … Noterliği 09.07.2018 tarihli … Yev. Nolu ihtarname ile hatalı/eksik yapılan işler belirtilmiş ve 7 günlük süre içinde tamamlanması düzeltilmesi talep edilmiş olmakla temerrüt tarihinin belirli olduğunu, sözleşmede teslim tarihleri düzenlenmiş olup geç teslimin süresinin de bu teslim tarihlerine göre tespit edileceğini, sözleşmeye göre müvekkiline gecikilen gün başına 1.000,00 TL gecikme cezası ödenmesi gerektiğini, bu halde öncelikle sözleşmedeki teslimat aşamalarına göre teker teker bir ayrım yapılması, teslim olgusunun gerçekleşip gerçekleşmediğinin araştırılması, sözleşmenin her aşamasının ayrıştırılması ve teslim tarihlerine göre gecikilen günün hesaplanması ve gün başına 1.000,00 TL cezai şart hesaplanması gerektiğini, fakat tüm bunlara rağmen dosyada mübrez bilirkişi raporunda birleşen davalarına ilişkin herhangi bir değerlendirme ve hesaplama yapılmamış olup, zaten cezai şart hesabının da mimar bilirkişilerce değil hesap bilirkişilerince yapılması gerektiğini, Yerel Mahkemece davanın esasına ilişkin yapmış olduğu hatalı değerlendirme akabinde sözleşmedeki birinci ve ikinci kısımlar için ifanın çekincesiz kabul edildiği yanılgısına düşülerek cezai şart taleplerinin reddedildiğini, hükümde vekalet ücretinin de hatalı hesaplandığını, dava dilekçesinde harca esas değer 139.440,00 TL olarak belirtilmiş olmakla vekalet ücreti hesaplamasına göre fazla nispi vekalet ücretine hükmedildiğini, birleşen dava yönünden de harca esas değer 362.272,00 TL olmakla fazla nispi vekalet ücretine hükmedildiğini belirterek, kararın kaldırılarak, gerekirse bilirkişi incelemesi yaptırılmasını ve asıl davanın külliyen reddine karar verilmesini, birleşen davalarının kabulünü talep etmiştir.Taraflar arasındaki uyuşmazlık, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu 470 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Davacı-b.davalı yüklenici, davalı-b.davacı iş sahibidir.Asıl dava, taraflar arasındaki 12/01/2017 tarihli “mimari tasarımı sözleşmesi” kapsamında 30.000,00 USD bakiye iş bedeli alacağın davalıdan tahsili için başlatılan ilamsız icra takibine karşı yapılan itirazının iptali talebine,Birleşen dava ise, aynı sözleşme ilişkisi kapsamında, geç teslim nedeniyle şimdilik 10.000,00 TL ceza-i şart alacağı ile ayıplı ve eksik ifa nedeniyle, ödenen toplam 120.000,00 USD iş bedelinin, 60.000,00 USD’lik kısmının iadesi taleplerine ilişkindir.Davalı-birleşen davacı iş sahibi, davacı-birleşen davalı yüklenicinin edimlerini yerine getirmediğini, birçok mimari uygulama projesini eksik ve hatalı teslim ettiğini, bu eksikliklerin onun adına kendileri tarafından giderildiğini, projede dört tip villa bulunmasına rağmen yalnızca bir tip villa için numune bloğu tamamladığını, sözleşme konusu tasarımın özgün değil çalıntı olduğunu, eksik ve hatalı ifa edilen edimler ile ilgili olarak taraflar arasında mail yazışmaları bulunduğunu, davacı-birleşen davalıya takip tarihinden önce bu konuda mail atıldığını, takip tarihinden sonra ise ihtarname gönderildiğini ancak eksikliklerin giderilmediğini ve sözleşmenin gereği gibi ifa edilmemesi nedeniyle taraflarınca sözleşmeden dönüldüğünü belirterek, gecikmeye dayalı ceza-i şart alacağı ile davacı-birleşen davalıya ödenen tutardan 60.000,00-USD’nin iadesini talep etmiş, ayrıca asıl davada içeriğini ve dayanağını açıklamaksızın takas def’i ve mahsup itirazı ileri sürmüştür.Taraflar arasında imzalanan 12/01/2017 tarihli mimari tasarım sözleşmesi ile, davacı-birleşen davalı “… Yalıları’nın tüm iç ve dış konsept tasarımlarını hazırlamayı ve davalıya teslim etmeyi, yine numune bloğun tamamlanmasını ve teslimini” yüklenmiştir. Sözleşme bedeli götürü olarak 150.000,00 USD (KDV Hariç) olarak kararlaştırılmış ve ödemelerin üç etapta yapılacağı belirtilmiştir. Buna göre davacı-birleşen davalıya; 1-)Tüm iç ve dış konsept tasarımlarını tamamlayarak projenin son halini içeren tasarımı teslim etmesi akabinde 60.000,00-USD + KDV, 2-)Tüm iç ve dış tasarımlara ait mimari uygulama projesini ve teknik şartnameleri proje uygulama mimarına teslimi akabinde 60.000,00-USD + KDV, 3-)Numune bloğun tamamlanması ve teslimi akabinde ise 30.000,00-USD ödenecektir. Asıl davada son etaba ilişkin bu 30.000,00-USD + KDV’lik bakiye alacak talep edilmiştir. Davacıya daha önce sözleşmede kararlaştırıldığı şekilde iki seferde 60.000,00’er USD ödeme yapılmamış olmakla birlikte, altı seferde toplam 120.000,00 USD ödeme yapılmıştır.Dosya kapsamı değerlendirildiğinde, Mahkemece, taraf delilleri toplanmak, tanıkları dinlenmek ve talimat mahkemesi aracılığıyla mahallinde keşif yaptırılmak suretiyle, iki mimar, bir iç mimar ve bir inşaat mühendisi bilirkişisinden oluşan bilirkişi heyetinden alınan 29/04/2021 tarihli rapordaki dosya kapsamına uygun teknik değerlendirmeler ve tüm dosya kapsamı göz önünde bulundurulduğunda, taraflar arasındaki 12/01/2017 tarihli mimari tasarım sözleşmesine konu edimin birinci kısmını içerir mimari konsept tasarımları ile ikinci kısmını içeren mimari uygulama projelerinin yapılarak davalı-birleşen davacıya teslim edildiği, bilirkişilerce yerinde yapılan keşifte mimari uygulama projelerinin yerine uygulandığının da tespit ediliği, sözleşmede bunlara ilişkin olarak kararlaştırılan toplam 120.000,00 USD iş bedelinin de ödenmiş olduğu, davalı-birleşen davacı tarafça, davacı-birleşen davalının sözleşmedeki edimlerini eksik ve hatalı ifa ettiği ve bu eksikliklerin yüklenici adına kendileri tarafından giderildiği ileri sürülmüş ise de bu iddiayı ispata elverişli bir delil sunulamadığı, bilirkişi heyeti raporundaki teknik değerlendirmeye göre mimari konsept tasarımının çalıntı olmadığı ve özgün olduğu, davalı-birleşen davacı tarafından, davacı-birleşen davalıya, 26/06/2018 tarihli e-mail tarihine dek eksik ve ayıplı ifa bildiriminde bulunulmadığı gibi, davalı-birleşen davacının, sözleşmenin konsept tasarımına ilişkin birinci kısmından beri davacı-birleşen davalı ile birlikte hareket ettiği, davacı-birleşen davalının 27/06/2018 tarihinde davalı aleyhine takip başlatması sonrasında, davalı-birleşen davacı tarafça 09/07/2018 tarihli ihtarnamenin gönderildiği, davalı-birleşen davacı tanığı …’in beyanının, dosya içeriği deliller ile uyuşmadığı, tanığın daha önce davacı-birleşen davalı çalışanı iken, halen davalı-birleşen davacı çalışanı olduğu, bu nedenlerle dosya içeriği deliller ve özellikle teknik bilirkişiler tarafından yapılan tespitler ile çelişen beyanlarının hükme esas alınmayacağı, davalı-birleşen davacı tarafça birinci ve ikinci kısım işlere ilişkin ifa kabul edilmiş ve her iki aşamaya yönelik cezai şart alacağına dair çekince sunulmaksızın ödemeler yapılmış olmakla, TBK’nın 179/2 fıkrası uyarınca bu kısımlara ilişkin sözleşmenin 6/1 fıkrasına dayalı cezai şart alacağının tahsilinin talep edilemeyeceği, sözleşme konusu edimin üçüncü kısmı olan numune bloğu tamamladığının da yerinde yapılan keşif ile tespit edilmiş olduğu, sözleşmenin 3/c bendinde yalnızca bir bloğa ilişkin numunenin tamamlanması halinde 30.000,00-USD ödemenin yapılacağı kararlaştırılmış, numune bloğun tamamlanacağı tarih belirlenmemiş, bloğun tamamlanmasının geciktiğine dair bir delil sunulmamış olmakla, davacı-birleşen davalının sözleşmenin 3/c bendi uyarınca bakiye 30.000,00-USD alacağa da hak kazanmış olduğu, davalı-birleşen davacının bu kısma ilişkin de herhangi bir cezai şart alacağı bulunmadığı, bilirkişi heyeti tarafından, davacı-birleşen davalı şirket yetkilisinin şantiye sahasını ayda dört kez ziyaret etmesi gerekirken, bu edimini yerine getirmediği tespit edilmiş ve bu ücretten indirim sebebi olarak kabul edilmiş ise de, eser sözleşmesine ilişkin ediminin üç kısmını da yerine getiren davacı-birleşen davalı yüklenici alacağından sırf bu nedenle indirim yapılamayacağı anlaşıldığından, ilk derece mahkemesince de aynı değerlendirmeler doğrultusunda, asıl davanın kabulüne, birleşen davanın ise reddine dair verilen karar usul ve yasaya uygun bulunmuştur.Açıklanan nedenlerle, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzeni gözetilerek yapılan istinaf incelemesi sonucunda, dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenler ve ileri sürülen istinaf sebeplerine göre, mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davalı-birleşen davacı vekilinin asıl ve birleşen davalarda verilen kararlara yönelik istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1. bendi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 26/04/2022 tarih ve 2018/691 Esas, 2022/326 Karar sayılı kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, davalı-birleşen davacı vekilinin asıl ve birleşen davalarda verilen kararlara yönelik istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan REDDİNE, 2-Asıl davada alınması gereken 9.850,17 TL nisbi istinaf karar harcından davalı-birleşen davacı tarafça peşin olarak yatırılan 2.462,7‬0 TL harcın mahsubu ile bakiye 7.387,47‬ TL harcın davalı-birleşen davacıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,3-Birleşen davada alınması gereken 269,85 TL istinaf karar harcından davalı-birleşen davacı tarafından peşin olarak yatırılan 80,70 TL harcın mahsubu ile bakiye 189,15‬ TL harcın davalı-birleşen davacıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,4-Davalı-birleşen davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde BIRAKILMASINA,5-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince asıl dava yönünden KESİN, birleşen dava yönünden 6100 sayılı HMK’nın 361. maddesi gereğince kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay’da temyiz yolu AÇIK olmak üzere 12/12/2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.