Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 53. Hukuk Dairesi 2022/217 E. 2023/457 K. 16.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
53.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/217
KARAR NO: 2023/457
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 13/11/2019
NUMARASI: 2015/461 Esas, 2019/1316 Karar
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ: 16/05/2023
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili, davacı ile davalı arasındaki 17/01/2012, 17/09/2012 tarihli ve bu sözleşmelerin eki niteliğinde 29/05/2013 tarihli ek eser sözleşmesi ile 29/07/2013 tarihli eser sözleşmesine istinaden Mersin ilinde bulunan Mersin Üniversitesi Tıp Fakültesi Araştırma ve uygulama hastanesi inşaatının asma tavan imalatı ve montajı işinin davacı tarafça eksiksiz olarak yerine getirildiğini, iş bu sözleşmelerden kaynaklı bakiye iş bedelinin davalı tarafça ödenmemesi nedeniyle davalı aleyhine icra takibi başlatıldığını ancak bu takibe itiraz edildiğini belirterek, itirazın iptaline, takibin devamına ve davalı alyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili cevabında, davacı şirketin üstlendiği edimlerin zamanında teslim etmediğini, bu nedenle yapılan şifahi görüşmelerde uyarılarda bulunulduğunu ancak davacının sözleşmeye aykırı tutum ve davranışlarının devam ettiğini belirterek, davanın reddini talep etmiştir.Mahkemece, davaya konu eser sözleşmesiyle ilgili geçici kabul tutanağının 28.04.2014’de idare tarafından onaylandığı, işin geç yapıldığına dair herhangi bir tespit tutanağı bulunmadığı, ticari defter kayıtlarına göre, davacı tarafça kullanılan yardımcı malzeme, araç gereç gibi işlerle ilgili toplam 43.181,55-TL’lik fatura bedelleri düşüldükten sonra, davalının davacıya borcunun 143.890,16-TL olarak hesaplandığı gerekçesiyle, davanın kısmen kabul kısmen reddine, davalının , İstanbul Anadolu …. İcra Dairesi … sayılı takip dosyasında 143.890,16 TL alacağa yönelik yapmış olduğu itirazın iptaline, bu miktar yönünden takip tarihinden itibaren yasal faiz işletilmek suretiyle takibin devamına, alacağın (143.890,16 TL) %20’si oranında icra inkar tazminat bedelinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, fazlaya dair istemin reddine, karar verilmiştir.Davalı vekili istinafında, hükme esas alınan bilirkişi raporunun hatalı olduğunu, rapora karşı sunmuş oldukları 01.11.2019 tarihli itiraz dilekçelerinin dikkate alınmadığını, ek rapor talep etme nedenlerinin bilirkişinin sözleşme bedeli olan %5 nakit teminatın hesaplanarak dışlanması olduğunu, sözleşmenin “Teminat” başlıklı 14. Maddesine göre davacı ile müvekkili arasında yapılan 4 adet sözleşme kapsamında işin zamanında teslim edilmemesinden dolayı uygulanan toplam 2.409,483,00 TL ceza tutarının dikkate alınması ve işin bedelinden %5 nakdi teminat kesintisi yapılması gerektiğini, dava konusu işin kesin kabulünün dava dışı idare tarafından halen yapılmadığını ve %5 nakdi teminatın iade edilmediğini, bu nedenle davacı firmanın müvekkili firmadan muaccel bir alacağı bulunmadığını, bilirkişi ek raporunda hak edişlerin tümünün dava dosyasında bulunmadığı gerekçesiyle talep edilen %5 oranındaki teminat kesintisinin hesaplanamadığı belirtilmiş ise de bu hususta ispat yükü davacıda bulunduğundan hak edişleri dosyaya sunması gereken tarafın davacı olduğunu, resmi defter incelemelerine göre, hükme esas alınan raporda, davacının kendi cari hesap dökümünde 129.114,55-TL %5 nakit teminat tutarının dahil edildiğinin görüldüğünü, raporda davalı alacağının 187.071,66 – TL gözüktüğünü, davalı cari hesabında ise %5 teminat kesintisi (129.114,55 – TL) ve 14.775,61 TL toplamı 143.890,16 – TL olarak gözüktüğünü, ancak müvekkilinin cari hesabında borç tutarı olarak gözüken %5 teminat kesintisine karşılık gelen 129.114,55- TL’nin işin kesin hesabı halen yapılmadığından bu aşamada davacı alacağı olarak dikkate alınamayacağını, dolayısıyla müvekkilinin borç tutarının şuan için 14.775,61 TL olduğunu, raporda, müvekkilinin defterlerindeki 6.446,52 TL ve 10.691,53 – TL tutarlı faturalarının davacıya teslimine ilişkin belgeye rastlanmadığı belirtilmiş ise de, dosyaya sundukları bu iki faturaya ait hak ediş kapağı- kesintiler detayı ve kesilen faturaların mevcut olduğunu, bu nedenle alacak/borç hesaplarına dahil edilmesi gerektiğini, kök raporda tarafların defterleri arasındaki 43.181,55 – TL’lik farkın davacının ayıplı yaptığı işlemlerin başkasına yaptırılmasına ilişkin olarak kesilen faturadan kaynaklandığının belirtildiğini, bu değerlendirmenin doğru olduğunu, müvekkilinin defterlerinde 143.890,16 – TL borç gözükmesinin nedeninin ise 17.02.2012 tarihinde imzalanan sözleşmenin 14.maddesindeki teminat kesintisinde kaynaklandığını, bu hususun hükme esas alınan ek raporda ortaya konulmadığını belirterek, kararın kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.Taraflar arasındaki uyuşmazlık, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu 470 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Davacı yüklenici, davalı iş sahibidir.Dava, bakiye iş bedeli alacağının tahsili için başlatılan ilamsız icra takibine yapılan itirazın iptali talebine ilişkindir.Davalı vekilince, davacının üstlendiği edimleri zamanında teslim etmediği, sürüncemede bıraktığı, ihtara rağmen de bu tutumun devam etmesi üzerine sözleşmenin 17. Maddesi gereği işlemlerin başlatılarak, kalan işlerin 3.kişilere tamamlattırıldığı, bundan kaynaklı uğranılan zararların davacıya yansıtıldığı (idare tarafından uygulanan gecikme cezaları vs.), bu nedenle davanın reddi gerektiği savunulmuştur.Dosya kapsamı değerlendirildiğinde; Davalı istinafına göre itilafa konu husus, 129.114,55 TL’lik %5 nakit teminat kesintisine ilişkin olup, Mahkemece verilen kısmen kabul kararı ile davacının hakedişlerinden kesilen bu nakdi teminat kesintileri iade edilmiştir.Taraflar arasında imzalanan 17/01/2012 tarihli kök sözleşmenin 5.2.2. ve 14. Maddeleri ile geçici ve kesin kabul işlemlerinin niteliği bir arada değerlendirildiğinde, her ne kadar davalı tarafça, dava dışı asıl iş sahibi İdare ile davalı arasında kesin kabul yapılmadığından bahisle nakdi teminatların iadesi koşullarının oluşmadığı ileri sürülmüş ise de, nakdi teminat kesintilerinin genel olarak sözleşmeye aykırılık durumu için yapılması ve ayrıca 5.2.2. Maddesinde hakedişlerin onaylanmasından sonra iade edileceklerinin düzenlenmesi, İdare’nin cevabi yazısına göre geçici kabul eksikliği bulunmadığının ve davacının yaptığı işlere ilişkin hakediş bedellerinin davalıya kesintisiz olarak ödendiğinin belirtilmiş olması hususları bir arada değerlendirildiğinde, nakdi teminat kesintilerinin iadesini engelleyecek her hangi bir husus bulunmadığından, sözleşmenin tasfiyesi kapsamında bu bedellerin de davacıya iadesine karar verilmiş olmasında bir yanlışlık olmadığı anlaşılmıştır.Açıklanan nedenlerle, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzeni gözetilerek yapılan istinaf incelemesi sonucunda, dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenler ve ileri sürülen istinaf sebeplerine göre, mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1. bendi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 13/11/2019 tarih ve 2015/461 Esas, 2019/1316 Karar sayılı kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan REDDİNE, 2-Alınması gereken 9.829,13 TL nisbi istinaf karar harcından davalı tarafça peşin olarak yatırılan 2.458,00 TL harcın mahsubu ile bakiye 7.371,13 TL harcın davalıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,3-Davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde BIRAKILMASINA,4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince KESİN olmak üzere 16/05/2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.