Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 53. Hukuk Dairesi 2022/2159 E. 2023/10 K. 10.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
53.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/2159
KARAR NO: 2023/10
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 15/06/2022
NUMARASI: 2021/831 Esas, 2022/485 Karar
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 10/01/2023
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesi ile, davalı şirket tarafından, müvekkili aleyhine İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, icra takibine konu olan alacağın, davalı-alacaklının 20.03.2014 düzenleme, … no.lu ve 35.105,00 TL bedelli “Harfıyat Taşıma-Kazma ve Yükleme” bedeli olarak müvekkili firmaya tanzim ettiği faturadan kaynaklandığını, müvekkili firma ile alacaklı olduğunu iddia eden firma arasında bugüne kadar hiçbir hukuki ve ticarî alışveriş olmadığını, takip konusu faturanın da müvekkiline tebliğ edilmediğini, icra dosyasından alınan son kapak hesabında 35,188,00 TL borç gözüktüğünü, icra takibinin kesinleşmesi üzerine alacaklı vekilinin talebiyle müvekkiline ait; … Mah., … Ada, … Parsel, 1, 2, 18 no.lu Bağımsız bölüm ve … Mah, … Ada, … Parsel … no.lu bağımsız bölüm üzerine haciz tesis edildiğini, yine alacaklı vekilinin talebi üzerine 15 adet bankaya haciz ihbarnamesi gönderildiğini, müvekkilinin bankalarda bulunan tüm hesaplarına bloke konulduğunu, ticari faaliyetlerinin tamamen durdurulduğunu, müvekkili firmanın, daha önce hiçbir şekilde ticari faaliyette bulunmadığı bir firma yüzünden ticari faaliyetini yapamaz duruma geldiğini, müvekkilinin dosya borcunu ödemeyecek durumda olmadığını, icra dosyasından da anlaşıldığı üzere borcun çok üzerinde bir mal varlığına sahip olduğunu, müvekkilinin sahip olduğu 4 adet gayrimenkul üzerine asıl alacağı da geçecek şekilde taşkın haciz işlemi tesis edildiğini, müvekkilinin davalıya hiçbir şekilde borcunun bulunmadığını bu nedenlerle, davanın kabulü ile İstanbul Anadolu ….îcra Müdürlüğümün … Esas sayılı icra dosyasından davalıya borçlu olmadığının tespitine, başlatılan icra takibinin iptali ile kötü niyetli yapılan icra takibi nedeniyle takip konusu alacağın %20′ sinden aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin, takibe dayanak olarak düzenlemiş olduğu faturanın, Kadıköy … Noterliğinin 07,04.2014 tarih ve … yevmiye no.lu ihbarnamesi ile davacıya 24.04.2014 tarihinde gönderildiğini, işbu ihbarname ticaret sicil müdürlüğünde açıkça bildirilen resmi faaliyet adresine tebliğ olunduğunu, davacı tarafın dava dilekçesindeki, söz konusu faturanın hiçbir zaman tebiiğ edilmediği hususunun da gerçeği yansıtmadığını, davacı tarafın bahse konu faturadan müvekkili ile yapılan şifahi görüşmeler neticesinde zaten haberdar olduğunu, 2014 yılından itibaren müvekkilinin, davacı tarafla faturanın ödenmesi konusunda şifahi görüşmelere devam ettiğini, ancak tüm ısrarlara rağmen sadece 13.000,00 TL kadar kısmi bir ödeme alabildiğini, kalan bakiye için görüşmelere rağmen herhangi bir ödeme alamadığını, bir de bu faturadan mütevellit KDV ödemek zorunda kaldığını, artık oyalandığını ve alacağını tahsil edemeyeceğini anlayınca davacı aleyhine icra takibi başlatmak zorunda kaldığını, hafriyat işi ile iştigal eden müvekkili şirket ile inşaat firması olan davacı firma arasında sözlü olarak hafriyat taşıma – kazma ve yükleme işi anlaşması yapıldığını, bu anlaşma çerçevesinde Maltepe İlçesinde 900 m3 hafriyat taşıma, kazma ve yükleme işinin alacağa konu fatura tutarındaki bedel karşılığında ve plakaları da açıkça yazılı araçlar ile gerçekleştirildiğini, açıklanan nedenlerle haksız ve dayanaktan yoksun bulunan davanın reddine, davacı aleyhine %20 ‘den aşağıya olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece; davanın ilk olarak mahkemenin 2017/465 sayılı esasında görülmekte iken yapılan yargılama sonunda 2018/1049 K. Sayılı 17/10/2018 tarihli kararı ile; “Davanın Kabulü ile davacının İst. Anadolu … İcra Md. … E. sayılı dosyasından davalıya Borçlu Olmadığının Tespitine, Davalının İİK 72/3 md. gereğince asıl alacak 22.105,00 TL nin %20 si oranında tazminat ile mahkumiyetine davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,” karar verildiği, verilen karara karşı davalı vekilinin istinaf yoluna başvurusu üzerine, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi’nin 2019/474 Esas, 2021/2125 Karar sayılı 16/11/2021 tarihli kararı ile kararının kaldırılmasına karar verildiği, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi’nin 2019/474 Esas, 2021/2125 Karar sayılı 16/11/2021 tarihli ilamı doğrultusunda davacı şirket yetkilisine yemin teklif edildiği, şirket yetkilisi …’nun taraflar arasında akdi ilişki bulunmadığına dair yemin ettiği, tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davanın, faturaya dayalı olarak yapılan takipten dolayı borçlu olmadığının tespitine ilişkin olduğu, tarafların ticari defter ve kayıtlarının incelenmesi için kesin süre verildiği, davalı tarafından ticari defter ve kayıtların inceleme günü sunulmadığı, davacı tarafça sunulan ticari defter ve kayıtları incelendiğinde, taraflar arasında ticari ilişki bulunmadığı, ayrıca davalı tarafın hafriyatın yapıldığını ileri sürdüğü yerle ilgili olarak Maltepe Belediyesine yazı yazıldığı, gelen yazı cevabında hafriyatın davacı firma adına olmadığı ve davacı şirket ile bir bağlantısının olmadığının belirtildiği, mahkemece davalıya yemin delilinin kullandırıldığı, davacı temsilcisinin usulünce yemin ettiği ve taraflar arasında ticari ilişki olmadığını beyan ettiği, taraflar arasındaki ticari ilişkinin yemin ile de ispatlanamadığı gerekçesi ile; Davanın KABULÜ ile davacının İst. Anadolu … İcra Md. … E. sayılı dosyasından davalıya BORÇLU OLMADIĞININ TESPİTİNE, Davalının İİK 72/3 md. gereğince asıl alacak 22.105,00 TL nin %20 si oranında tazminat ile mahkumiyetine, davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, karar verilmiş, karara karşı davalı vekili istinafa başvurmuştur. Davalı vekili istinaf dilekçesi ile, davacı tarafın dava dilekçesinde takibe konu faturanın tebliğ edilmediğini beyan ettiğini, İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı İcra dosyasında da açıkça görüleceği üzere müvekkilinin takibe dayanak olarak düzenlenen faturayı Kadıköy … Noterliği’nin 7.04.2014 tarih ve … yevmiye numaralı ihbarnamesi ile 24.04.2014 tarihinde davacıya gönderdiğini, iş bu ihbarnamenin Ticaret Sicil Müdürlüğünde açıkça bildirilen resmi faaliyet adresine tebliğ olunduğunu ve davacı tarafından iş bu faturaya süresinde herhangi bir itirazda bulunmadığını, bu hususun da hüküm tesis edilirken yerel mahkemece hiçbir şekilde değerlendirilmediğini, ikinci cevap dilekçesinde yargılama konusu olayda taraflar arasındaki hukuki ilişkiyi açıkça ortaya koyabilecek hususları belirtip, bu olayları bilen tanıklarının dinlenilmesinin talep edildiğini ve delil listesinde de açıkça belirtildiğini, buna rağmen ilk derece mahkemesinin bu konuda hiçbir karar vermeksizin, tanıkları dinlenmeden hüküm kurulduğunu, buna ek olarak talep etmelerine rağmen taraflar arasındaki ticari ilişkiyi ve dava konusu alacağa ilişkin kısmi ödemeleri ortaya koyan, davacı şirket yetkililerince keşide edilip müvekkili firmaya ulaştırılan çeklerin de yine mahkemece celp edilmeksizin karar verildiğini, bu hususlar dikkate alınmaksızın taraflar arasında ticari ilişki olmadığının kabulüne karar verilmesinin eksik ve hatalı inceleme yapıldığının açık göstergesi olduğunu, yerel mahkemece yapılan yargılama sırasında 11.04.2018 celse tarihli duruşmada (1) nolu ara karar ile ticari defterler üzerinde bilirkişi incelemesi yapılması için gün tayin edildiğini ve bu inceleme gününden 3 gün öncesine kadar bilirkişi ücretinin yatırılması için davalı müvekkiline süre verildiğini, bu süre içerisinde müvekkili şirketin içinde bulunduğu ekonomik sıkıntıdan dolayı bilirkişi ücretini ödeyemediğini, ödeyemediği için de bilirkişi incelemesi yapılamayacağı gerekçesi ile belirlenen gün ve saatte hazır bulunamadığını, elinde olmayan sebeplerden ötürü inceleme günü defterlerini hazır edemediğini, buna rağmen belirlenen günde bilirkişi incelemesi yapıldığını ve tek taraflı yapılan bu inceleme ile bilirkişi raporu düzenlendiğini, iş bu rapora süresi içerisinde beyan ve itirazlarını sunmalarına ve yeniden rapor alınması taleplerine rağmen bu taleplerinin de önceki talepleri gibi görmezden gelinerek bu hususta hiçbir karar verilmediğini, taraflar arasındaki ticari ilişkiyi, yapılan işi ve bu iş karşılığı yapılan ödemeyi ortaya koyan ve davacı tarafça keşide edilen çeklerin bilirkişi tarafından hiçbir şekilde değerlendirilmediğini, bunun neticesinde taraflar arasında ticari ilişki bulunup bulunmadığı hususunda kapsamlı araştırma yapılmadan, müvekkili şirket defterleri incelenmeksizin dosyada bilirkişi incelemesi yapılması ve bu hatalı bilirkişi raporu ile sonuca varılmasının hatalı olduğunu belirterek istinaf başvurusunda bulunmuştur. Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan alacağa yönelik borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkin olup, mahkemece davanın kabulüne dair verilen karara karşı, davalı vekilince istinaf talebinde bulunulmuştur. İlk derece mahkemesince, takip ilamsız fatura alacağına dayalı olarak başlatılmış olduğundan İİK 72 maddesi gereğince ve HMK 190 maddesi gereği ispat yükünün davalı alacaklı üzerinde olduğu, davacı şirket ünvanı …San.ve Tic.Ltd.Şti yetkilisinin … olduğu, davalı tarafından hafriyatın yapıldığı iddia edilen yerle ilgili olarak Maltepe Belediyesinden gelen yazı cevabına göre söz konusu adreste davacı firma adına bir hafriyat bilgisinin bulunmadığı, aynı yerdeki yapı ruhsatının ve yapı müteahhidinin …Müt.Tic şirketi olduğu ve davacı şirket ile ilgisinin bulunmadığı, mali müşavir bilirkişi ile yapılan inceleme sonucunda davacı ile davalı arasında TTK 64 maddeleri gereğince usulüne uygun defter kayıtlarına göre bir ticari ilişki bulunmadığı, verilen kesin süreye rağmen davalı takip alacaklısının inceleme günü kayıtlarını sunmadığı gerekçesiyle davacının davalıya İstanbul Anadolu … İcra Müd…. E. Sayılı dosyasından borçlu olmadığı, davalı alacaklının davacı hakkında ticari bir ilişkisi bulunmadan takip yaparak kesinleştirmiş olması ve haciz uygulaması nedeni ile davalının haksız ve kötüniyetli olduğu gerekçesiyle davalının İİK 72/3 maddesi gereğince takip konusu asıl alacak 22.105,00 TL nin % 20 si oranında tazminatın davalıdan tahsiline dair verilen 17/10/2018 tarih, 2017/465 Esas, 2018/1049 Karar sayılı kararın istinaf edilmesi üzerine İstanbul BAM 15 HD’nin 16/11/2021 tarih, 2019/474 E., 2021/2125 K. Sayılı kararı ile “dava menfi tespit talebine ilişkin olup davalı taraf faturaya dayalı takip yapmıştır. Davacı akdi ilişkiyi reddetmiştir. Davalı taraf akdi ilişki yönünden tanıklarının dinlenmediğini, sözleşme kapsamında düzenlendiğini iddia ettiği takip dayanağı faturaya davacı tarafça itiraz edilmediğini ve sözleşme kapsamında davacı tarafça verilen bir kısım çeklerin bulunduğunu iddia etmiş ise de sözleşmenin yazılı delille ispatı gerektiği bu konuda tanık dinlenemeyeceği, faturanın da tek başına akdi ilişkiyi ve işin yapılıp teslim edildiğini isbata yetmeyeceği, ayrıca sözleşme kapsamında düzenlendiği iddia edilen çeklerinde sözleşmenin varlığıyla teyit edilmesi gerektiği gibi çek metninde veya harici bir bilgi veya belge ile çeklerin sözleşme kapsamında verildiği iddia ve ispat edilmiş olmadığı, buna göre davalı tarafça akdi ilişki, ispat edilmediği anlaşılmaktadır. Davalı taraf cevap dilekçesinden açıkça yemin deliline başvurmakla akdi ilişki konusunda davalı tarafa yemin hakkı hatırlatılarak sözleşme ilişkininin yeminle ispatı sağlanması halinde taraf iddia ve savunmaları ile delillerinin yeniden değerlendirilerek karar vermek üzere kararın kaldırılarak yerel mahkemesine gönderilmesine” karar verilmiş, kaldırma kararı sonrasında ilk derece mahkemesince davalı tarafa yemin delili hatırlatılmış, davalının yemin deliline başvurması üzerine usulüne uygun şekilde davacı şirket yetkilisi yemin ederek taraflar arasındaki akdi ilişkiyi reddetmiştir. Buna göre davalı takip konusu faturanın düzenlenmesine dayanak akdi ilişkiyi ispatlayamadığından ve tek başına fatura düzenlenmesi akdi ilişkinin varlığını ispata yeterli olmayıp, akdi ilişkinin yazılı delille ispatı gerektiği tanık dinlenilemeyeceği, akdi ilişki kapsamında verildiği iddia olunun çeklerinde akdi ilişkiyi ispata yeterli olmadığı, ispat külfeti üzerinde olan davalının akdi ilişkiyi yemin de dahil delilleri ile ispatlayamadığı anlaşılmakla davanın kabulüne dair verilen karar isabetli olmuştur. Açıklanan nedenlerle, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzeni gözetilerek yapılan istinaf incelemesi sonucunda, dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenler ve ileri sürülen istinaf sebeplerine göre, mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1. bendi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-İSTANBUL ANADOLU 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin 15/06/2022 tarih ve 2021/831 Esas, 2022/485 Karar sayılı kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan REDDİNE, 2-Alınması gereken 1.911,80-TL nisbi istinaf karar harcından davalı tarafça peşin olarak yatırılan 478,00-TL harcın mahsubu ile bakiye 1.433,80-TL harcın davalıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,3-Davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde BIRAKILMASINA,4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince KESİN olmak üzere 10/01/2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.