Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 53. Hukuk Dairesi 2022/212 E. 2023/423 K. 09.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
53.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/212
KARAR NO: 2023/423
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 04/07/2019
NUMARASI: 2017/507 Esas, 2019/745 Karar
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ: 09/05/2023
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili, müvekkili ile davalı arasında 03.09.2016 tarihinde ”…” model elbiselerin üretimi konusunda sipariş sözleşmesi akdedildiğini, sözleşme uyarınca 2.200 adet model elbise için birim fiyatı 27,00-TL’den anlaşıldığını, müvekkili tarafından üretilen elbiseler için KDV dahil 63.460,80-TL tutarlı 05.10.2016 tarihli … no.lu fatura kesildiğini, davalının ise haksız bir şekilde müvekkilinden 27.696,11-TL tutarında 20.10.2016 tarih ve … no.lu fatura ile reklamasyon bedeli talep ettiğini, müvekkilinin Beyoğlu … Noterliğinin 26.10.2016 tarihi ve … yevmiye nolu İhtarnamesi ile faturayı kabul etmediğini, içeriğine itiraz ettiğini, müvekkilinin üretilen elbiselere ilişkin herhangi bir ürün eksiği olmadığının malların teslimi sırasında imzalanan irsaliye ve belgeler ile sabit olduğunu, hiçbir itirazı kayıt belirtilmeden malların davalı tarafından teslim alındığını, böyle bir reklamasyon faturasının yansıtılmasının kabul edilmediğini, davalının, Üsküdar … Noterliğinin 03.11.2016 tarih ve … yevmiye no.lu İhtarnamesi ile 19.10.2016 tarih ve 6.705,38 EURO bedelli reklamasyon faturası tekrar tebliğ ettiğini, bunun üzerine müvekkilinin Beyoğlu … Noterliğinin 09,11,2016 tarih ve … yev no.lu ihtarnamesi ile haksız olarak yansıtılan reklamasyon bedelinin iptal edilmesini ve davaya konu elbiselerin dikimi karşılığında yapılan hizmet bedeli olan 63,460,80 TL’ den kalan 12.700,00 TL’nin ödenmesinin ihtar edildiğini, davalının 09.09.2016 ile 20.10.2016 tarihinde toplam 51.000,00 TL ödeme yaptığını, kalan 12.00,00-TL’ yi ödemediğini, müvekkili tarafından İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile takip başlatıldığını, takibe yapılan itirazın haksız olduğunu belirterek, davalının yapmış olduğu itirazın iptaline, takibin devamına, borçlunun haksız ve kötü niyetli itirazından dolayı İİK’na göre % 20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatını davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.Davalı vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde, dava dilekçesinde belirtildiği gibi müvekkili şirket ile davacı şirket arasında 03.09.2016 tarihinde ”…” model elbise üretimi konusunda sipariş sözleşmesinin imzaladığını, adı geçen sözleşme uyarınca davacı tarafça 05.10.2016 tarihinde fatura kesildiğini ve kesilen faturanın bakiye kısmının ödenmemesi hususunda icra takibi yapıldığını haklı itirazları akabinde ise iş bu davanın açıldığını, müvekkilinin bu faturaya karşılık olarak 27.696,11-TL tutarında 20.10.2016 tarihli ve seri … sıra … nolu reklamasyon faturasının kesildiğini, her ne kadar bahsi geçen reklamasyon faturasının haksız denilip davacı tarafça kabul edilmediğine dair ihtarname çekilse de sunulan deliller ile durumun haklılığının ortada olduğunu, şöyle ki öncelikle davacı tarafça üretilen elbiselere ilişkin herhangi bir ürün eksiği olmadığını, malların teslimi sırasında imzalanan irsaliye ve belgelerle sabit olduğunu aksine hiçbir ihtirazı kayıt belirtmeden malların teslim alındığı ileri sürülmüş ise de, taraflar arasında imzalanan sözleşmeye bakıldığında reklamasyon uyarısı ve dönüşleri başlığı altında; ”Ürünler müşteri deposuna teslim edildikten sonra müşteri tarafından yapılacak olan depo kalite kontrolünden sonra üretici tarafından oluşabilecek tüm kalite problemlerinden doğacak maddi zarar üreticiye yansıtılacaktır. Yüklenen ürünler ile ilgili reklamasyon kapsamında görülen sorunlarda, alıcılardan gerçekleşecek dönüşlerde; iade edilen ürün adeti, yüklenen adet üzerinden hesaplanarak, % 2 oranından itibaren gerçekleşen dönüşlerde; tarafınıza ilgili kusurları temsil edecek şekilde referans numuneleri gönderilecektir ve ayrıca bir şekilde “reklamasyon uyarısı” adı altında bildirilecektir. % 2 üzerinde iade edilen ürün adedi tarafınıza % 100 satış fiyatı üzerinden “…” olarak fatura edilip kesilecektir. Bu dönüşler, ürün mağazaya sevk edildikten sonra, 8 haftalık bir zaman dilimi içinde yapılacaktır.” denildiğini, reklamasyon noktasının gayet açık olduğunu, Sözleşmede yapılacak işin mahiyeti gereği her noktanın ayrıntılı bir şekilde belirtilmesine rağmen aksine teslim edilen ürünlerin kalite kontrolünden geçemediğini, reklamasyon maddeleri doğrultusunda, davacının ihtirazı kayıt belirtmeden davalı müvekkilce malların teslim alındığı iddiasının izahtan vares olduğunu, sözleşmede belirtildiği üzere reklamasyona ilişkin dönüşlerin 8 haftalık bir dilim içerisinde olacağının kararlaştırıldığını, ürünlere ait kalite kontrolleri tamamlandığında davacı şirkete gerekli bilgilendirmeler yapıldığını, mail kayıtlarından da görüleceği üzere ürünler üzerindeki eksikliklerin tek tek açıklandığını, davalı müvekkili tarafından kesilen reklamasyon faturasının kabul edilmediği ve haksız olarak icra takibi yapıldığını belirterek, davanın reddini talep etimiş,
Karşı davalarında ise, davacı şirketle müvekkili arasında 03.09.2016 tarihinde … model elbise üretimi konusunda sipariş sözleşmesi imzalandığını, iş bu sözleşme kapsamında teslim edilen ürünlerin bir kısmının sözleşmede belirtildiği şekilde yapılmadığını, kalite kontrolünden geçemediğini, öncelikle kalite kontrol aşamasında karşı tarafa mail yoluyla bilgilendirme yapıldığı, akabinde ise kontrol tamamlandığında, kontrol sonucu kalite problemlerinden dolayı elde kalan ürünlerin özetinin ayrıntılı bir şekilde taraflarına iletildiğini, her nedense davalı şirketçe bu uyarıların dikkate alınmadığını, akabinde ise müvekkili şirketçe kesilen 27.696,11 TL tutarında 20.10.2016 tarihli ve seri … sıra … nolu reklamasyon faturasına karşılık olarak, haksız şekilde ihtarname ile cevap verilerek kabul etmediklerini dile getirdiklerini belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik 27.696,11-TL’lik alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece, alınan bilirkişi raporu ve tekstilci bilirkişi eklenerek alınan ek raporu doğrultusunda, tarafların ticari defterleri arasındaki farkın davalı-k.davacı tarafından düzenlenen ancak davacı-k.davalı defterlerinde kayıtlı olmayan 27.696,11-TL’lik reklamasyon faturasından kaynaklandığı, taraflar arasındaki 03-09-2016 tarihli sözleşmeye konu ürünlerde bir takım eksiklik ve kusurların bulunduğunun kayıt altına alındığı ve buna dair söz konusu reklamasyon faturasının düzenlendiği, tespit edilen kusurların sözleşmeye uygun olarak ve belirtilen sürede davalı-k.davacı tarafından davacı-k.davalıya bildirildiği, buna göre davacı-k.davalının bakiye iş bedeli alacağı talebinin yerinde olmadığı, davalı-k.davacı talebinin ise taraf ticari defter kayıtları ve yerinde görülen reklamasyon faturasına göre 15.255,31-TL bakımından kısmen yerinde olduğu gerekçesiyle, asıl davanın reddine, karşı davanın kısmen kabulü ile; 15.255,31 TL nin davacı- karşı davalıdan alınarak davalı-karşı davacıya verilmesine, karar verilmiştir.Davacı-k.davalı vekili istinafında, davaya konu sözleşme kapsamında üretilen ürünlerde herhangi bir eksik-ayıp bulunmadığını, ürünlerin ihtirazi kayıtsız olarak teslim alındığını, bu nedenle sonradan reklamasyon faturası düzenlenemeyeceğini, davalı-k.davacı tarafça bir ürün iadesi yapılamadığını, ayrıca bir an için bilirkişi raporu esas alındığında bakiye 12.700,00-TL’lik işbedeli ödenmediği halde reklamasyon faturası ile haksız bir şekilde fazladan 12.440,80-TL iade talebinde bulunulduğunu, ayrıca davalı-k.davacının reklamasyon talebi 20.10.2016 tarihine dayanmasına rağmen aradan geçen uzun zamanda buna dair bir talepte bulunmayarak haksızlığını ortaya koyduğunu, davalı-k.davacı şirketin başkaca şirketlere de bu şekilde reklamasyon faturaları düzenlediğini, bunlara dair çeşitli icra dosyaları ve davaları olduğunu, davalı-k.davacı şirketin sahibi …’in eşi …’nın Fransa’daki “…” isimli şirketin davaya konu faturayı kestiğini, davanın tarafının ise “…” olduğunu, yani davalı-k.davacının bir şirketinden diğer şirketine fatura kesip müvekkiline borç çıkarttığını, o dönemde davalı şirkette çalışan işçilerin bu konuda tanık olarak dinletilebileceğini, söz konusu reklamasyon faturasına müvekkili tarafından 26.10.2016 tarihli ihtarname ile itiraz edildiğini belirterek, kararın kaldırılarak, asıl davalarının kabulüne, karşı davanın ise reddine karar verilmesini talep etmiştir.Taraflar arasındaki uyuşmazlık, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu 470 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Davacı-k.davalı yüklenici, davalı-k.davacı iş sahibidir.Dava, “Elbise üretimine” ilişkin eser sözleşmesi ilişkisi kapsamında bakiye 12.700,00 TL iş bedelinin davalıdan tahsili için başlatılan ilamsız icra takibine yapılan itirazın iptali talebine ilişkindir.Karşı dava, ayıplı ifa nedeniyle meydana gelen zarar kapsamında düzenlenen 27.696,11 TL’lik reklamasyon faturası bedelinin davacı-k.davalıdan tahsili talebine ilişkindir.Dosya kapsamı değerlendirildiğinde; Asıl ve karşı davadaki uyuşmalık, davacı-k.davalı yüklenicinin sözleşmeye konu edimini eksiksiz ve ayıpsız olarak yerine getirip getirmediği, ayıbın varlığı, miktarı ve bedeline ilişkin olup, sözleşeme bedeli ve yapılan ödeme miktarında bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Mahkemece uyuşmazlığın çözümü için alınan bilirkişi raporunda, davaya konu ürünler üzerinde doğrudan inceleme ve gözleme dayalı bir bilirkişi incelemesi yaptırılmadan, sadece davacı-k.davalı tarafça sunulan davaya konu ürünlere ilişkin fatura, üretim sırasında düzenlenen gözetim raporu, mailler, ürünlerin davalı-k.davacı tarafça gönderilmek istendiği müşteri tarafından kabul edilmediklerine ilişkin gözetim raporu, reklamasyon faturası ve tarafların karşılıklı ihtarnameleri üzerinden yapılan bilirkişi incelemesine dayalı olarak yargılama neticelendirilmiştir. Ayıplı ifa savunmasına ilişkin bu inceleme usulü yerinde olmadığı gibi, tekstilci bilirkişi de eklenerek alınan ek raporda mevcut belgeler üzerinden yapılmaya çalışılan ayıp değerlendirmesi ve bulunan ayıp oranı da davaya konu toplam ürün sayısı göz önünde bulundurulduğunda hükme esas alınmaya uygun bulunmamaktadır. Ayrıca, yine ek raporda ayıplar için esas alınan reklamasyon faturası, sözleşme bedeli ve ilgili sözleşme maddesi esas alınmadan, yurt dışı müşterisi tarafından davalı-k.davacıya kesilen Euro cinsi iade fatırasına dayalı olarak düzenlenmiş olup, ek raporda bu yönden de bir değerlendirme yapılmamıştır.Buna göre, Mahkemece, davalı-k.davacı tarafça ayıplı olduğu ileri sürülen tüm ürünler üzerinde keşif ve bilirkişi incelemesi yapılmak suretiyle, ayıplı ifa savunmasının yerinde olup olmadığının, eğer ayıplı ifa mevcut ise bunun miktarının ve sözleşmenin ilgili maddelerine göre bunlar için belirlenmesi gereken ayıp bedellerinin ne kadar olması gerektiğinin, davalı-k.davacı tarafça buna dair düzenlenen reklamasyon faturasının yerinde olup olmadığının alınacak denetime ve hüküm kurmaya elverişli bilirkişi raporuyla açıklığa kavuşturulması ve neticesine göre asıl ve karşı davalardaki taleplerle iligili olarak bir değerlendirme yapılması gerekirken, evrak üzerinde yaptırılan usulsüz bilirkişi incelemesine dayalı olarak yazılı olduğu şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olmuştur.Açıklanan nedenlerle, davalı-k.davacı vekilinin istinaf talebinin kabulü ile usul ve yasaya uygun bulunmayan yerel mahkeme kararının 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince kaldırılarak yukarıda açıklanan şekilde inceleme ve araştırma yapıldıktan sonra oluşacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi için dosyanın yerel mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-Davacı-karşı davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE,2-istanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 04/07/2019 tarih, 2017/507 Esas, 2019/745 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,3-Dosyanın Dairemiz kararına uygun şekilde inceleme yapılarak yeniden bir karar verilmek üzere yerel mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 4-Davacı-karşı davalı tarafından yatırılan istinaf karar harcının istek halinde kendisine İADESİNE,5-Davacı-karşı davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda DİKKATE ALINMASINA,6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince KESİN olmak üzere 09/05/2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.