Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 53. Hukuk Dairesi 2022/210 E. 2022/306 K. 15.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
53.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/210
KARAR NO: 2022/306
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 07/05/2019
NUMARASI: 2018/870 Esas, 2019/409 Karar
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ: 15/11/2022
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, müvekkili ile davalı arasında 23.03.2016 başlangıç tarihli 1 yıl süreli iş elbisesi imalat sözleşmesi imzalandığını, müvekkilinin sözleşme uyarınca kendi sorumluluğunu yerine getirdiğini ve davalıya iş elbiselerini teslim ettiğini, taraflar arasında imzalanan sözleşmenin 5.3.maddesi gereği faturanın teslimden itibaren 60. Gün nakit olarak bankaya havale edileceğinin kararlaştırıldığını, borçlunun 22.12.2017 tarihinden itibaren hiç bir ödeme yapmadığını, sözlü ödeme taleplerine rağmen davalı borçlunun borcunu ödemediğini, bu nedenle İstanbul … İcra Müdürlüğü … esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalı borçlunun icra takibine haksız ve kötü niyetli olarak itiraz ettiğini ve takibin durduğunu, İstanbul … İcra Müdürlüğü … esas sayılı dosyasına haksız ve kötü niyetli yapılan itirazın iptali ile takibin ticari temerrüt faizi ile devamına, davalı aleyhine %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı cevap dilekçesinde özetle: davacı- karşı davalı ile müvekkili arasında iş kıyafeti sözleşmesi akdedildiğini, iş bu sözleşmenin geçerlilik süresinin taraflarca 1 yıl olarak belirlendiğini, sözleşmenin genel hükümleri saklı kalmak kaydıyla tedarik edilen ürünlerin cinsi ve fiyatlandırmasında yapılan değişiklikleri konu edinen ek protokoller marifetiyle bu sürenin uzatıldığını, davacı- karşı davalının sipariş edilen ürünlerin tedariki hususunda bir çok defa temerrüde düştüğünü, müvekkili şirket tarafından yaşanan 10-15 günlük gecikmelerin ticari hayatın yoğunluğu çerçevesinde değerlendirildiğini ve sözleşmenin ceza-i şart öngören ilgili maddesinın uygulamaya konulmadığını, müvekkili şirketin … Tekstil ile 08.09.2017 tarihinde toplamda 274.126,76 TL değerinde 12.044 adet ürün siparişi konusunda anlaştıklarını, teslimat tarihini de 01.11.2017 olarak belirlediklerini, ancak belirlenen tarihte teslim edilmediğini, teslim süresinin 15.11.2017’ye ertelendiğini, bu tarihte de teslim edilmediğini, ürünlerin eksik bir şekilde ancak 25.12.2017 tarihinde teslim edildiğini, sözleşme’nin 3.2. maddesi’nde yer alan ceza-i şart hükmünün müvekkili şirket tarafından uygulamaya konulduğunu ve bu nedenle 08.09.2017 tarihinde verilen siparişe istinaden tebellüğ edilen faturayı … Tekstil’e ödemediğini, İstanbul … İcra Dairesi … E. Sayılı dosya borcuna da süresinde itiraz edilerek haksız takibin durdurulduğunu, müvekkili şirket tarafından … Tekstil’e … no’lu 475.256,62 TL tutarında ceza-i şart bedelli e-faturanın gönderildiğini, … Tekstil tarafından Kadıköy …. Noterliği’nin … yevmiye numaralı ve 06 Nisan 2018 tarihli ihtarnamesi ile faturaya itiraz edildiğini, Beyoğlu … Noterliği’nin … yevmiye numaralı ve 13 Nisan 2018 tarihli ihtarnamesi marifetiyle … Tekstil’e ceza-i şartın ödenmesi için 3 günlük kesin süre verildiğini ancak herhangi bir ödeme yapılmadığını, müvekkili şirketin geç teslimden dolayı zor durumda kaldığını belirterek, müvekkili aleyhinde ikame olunan haksız ve yasal dayanaktan yoksun davanın esastan reddine, davaya konu İstanbul … İcra Müdürlüğü’ nün … esas sayılı icra dosyasının iptaline, davacı- karşı davalı aleyhine kötü niyet tazminatına hükmedilmesine ve mahkemenin davacının müvekkilinden alacağının olduğuna karar vermesi halinde, bu rakamın müvekkili alacağından mahsubuna karar verilmesini, Davalı vekili, karşı dava dilekçesinde ise taraflar arasındaki sözleşme maddesi gereği, siparişlerin gecikmesi halinde cezai şart düzenlendiğini, somut olayda davacı -karşı davalının ürünlerin tedariğinde 1 haftalık gecikmeyi aştığını ve bu nedenle gecikmeye konu her iş günü için fatura tutarının yüzde on’u (%10) kadar cezai şart ödemesi gerektiğini, siparişlerin tedariğinde 22 iş günü gecikme yaşandığını ve buna binaen 475.256,62 TL cezai şart bedelinin tahsil edilmesi gerektiğini, taraflar arasında akdedilmiş sözleşmenin 8.32 maddesine göre, davacı/karşı davalı şirketin edimini geç ifa etmesi durumunda ödenecek cezai şartın nasıl hesaplanacağı açıkça gösterildiğini, cezai şartın şimdilik 475.256,62 TL’sini talep ettiklerini ve fazlaya ilişkin hakklarını saklı tuttuklarını, bir an için davacı şirketin müvekkili şirketten alacağı kabul edilse dahi, bu durumda takas-mahsup defi ileri sürerek davacı şirketin alacağının müvekkili şirketin alacağından mahsubunu talep ettiklerini belirterek karşı davasının kabulüne, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, müvekkili şirketin cezai şart alacağının şimdilik 475.256,62 TL’sinin … nolu faturanın … Tekstil tarafından tebellüğ edilen tarihinden itibaren işleyecek ticari faiz ile tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Karşı davalı vekili karşı davanın reddini talep etmiştir.Mahkemece, taraflar arasındaki 04.05.2015 tarihli sözleşmenin bir nevi çerçeve sözleşme olup, talep üzerine de tedarik süreleri ve tedarik miktarları davalı tarafça bildirildiğinde, davacı tarafın da bu tedarik talebinin karşılanması gerekeceği, ek protokol ile yeni döneme ilişkin fiyat ve diğer konulardaki düzenlemelerin, sipariş tarihlerinin belirlendiği, ek protokolün 1. maddesi ile önceki sözleşmenin diğer hükümlerinin devam ettiği ve o sözleşmenin ek protokolle getirilen düzenlemeler harici kısımların aynı koşullarla devam edeceğinin kararlaştırıldığı, buna göre de değerlendirme yapılırken 04.05.2015 tarihli (ek protokolde bahsedilen tarih) sözleşmenin hükümlerinin esas alınması gerektiği, taraflar arasındaki sözleşmenin 3.1.maddesinde davacının yükümlülüklerini hangi süreler içerisinde yerine getireceğinin kararlaştırıldığı ve sözleşmenin 3.2.maddesinde de davacı tarafça edimin yerine getirilmesinde gecikmesinin 1 haftayı aşması halinde davacı tarafça söz konusu ücret indiriminin gecikilen her gün için söz konusu siparişin KDV dahil toplam fatura tutarının günlük %10’u olarak uygulanacağı kararlaştırılmış olup, davalı tarafça bu hükme dayalı olarak davacının edimini süresinde yerine getirmediğinden dolayı fatura bedelinin talep edilmeyeceğinin savunulmuş olmasına rağmen bu savunmasına itibar edilmediği, zira bahse konu bu düzenlemenin 6098 sayılı TBK’nun 179/2.maddesi uyarınca ifaya eklenen cezai şart hükmünde olduğu, ifaya eklenen cezai şartta ise 6098 sayılı yasanın 179/2.maddesinde yer alan “ceza, borcun belirlenen zaman ve yerde ifa edilmemesi durumu için kararlaştırılmışsa alacaklı, hakkından açıkça feragat etmiş veya ifayı çekincesiz olarak kabul etmiş olmadıkça, asıl borçla birlikte cezanın ifasını da isteyebilir.” hükmü dikkate alındığında, davacı tarafça üzerine düşen edim geç ifa edilmiş olmasına rağmen, davalı tarafça davacının edimini geç ifası dolayısıyla ifayı kabul ederken, davacının ürettikleri ürünleri teslim alırken ihtirazi kayıt koymadığı, teslim öncesinde de davacıya bu yönde bir ihtar gönderilmediği bu haliyle de yasanın açık hükmüne göre ifayı ihtirazi kayıt koymadan davalı kabul etmiş olduğundan, davacıdan artık ifaya eklenen cezai şart hükmündeki sözleşmenin 3.2.maddesindeki cezai şart talebinde bulunamayacağı ve buna göre de asıl alacak yönünden davalı itirazının tamamının iptaline karar vermek gerektiği, davacı 01.01.2018 ila 28.03.2018 icra takip tarihi arasında %25 oranında faiz hesaplaması ile 16.935,94 TL’lik işlemiş faiz talep etmiş olmasına rağmen, taraflar arasındaki ihtilafın ek sözleşmeden kaynaklı alacak olduğu ve bu sözleşmenin de 04.05.2015 tarihli asıl sözleşmenin eki olduğu, bu ek sözleşmede yer alan hükümlerin aynen geçerli olduğu bildirilmiş olduğundan 04.05.2015 tarihli sözleşmenin 5.3.maddesinde “…toplam fatura bedelinin, faturanın …’e tebliğ tarihi itibariyle 60 gün vadeli olarak yüklenici firmaya banka havalesiyle ödenecektir.” şeklindeki düzenleme uyarınca faturanın hangi tarihte ödeneceği kararlaştırılmış olup, buna göre de işlemiş faiz hesabının bu hüküm dikkate alınarak tespiti gerektiği ve faturanın teslimi hususunda taraflar arasında bir ihtilaf da bulunmadığından 22.12.2017 tarihli 283.578,54 TL’lik faturaya ilişkin ödeme tarihinin 20.02.2018 tarihi olacağı, buna göre davalı tarafın temerrütünün de 21.02.2018 tarihi olduğuna, bu tarihten itibaren takip tarihi olan 28.03.2018 tarihine kadar aradan geçen 36 günlük süre üzerinden (36x 283.578,54 x19,50 / 36500 =) 2.727,01 TL işlemiş faizin talep edilebileceği, bu kısma ilişkin itirazın haksız olduğuna ve iptaline, bu kısmı aşan fazlaya ilişkin davacı taraf talebinin ise reddine karar vermek gerektiği, kabul edilen davacı alacağı faturaya dayalı olmakla likit kabul edildiğinden, kabul edilen dava değeri 286.305,55 TL üzerinden takdiren %20 oranında hesaplanan 57.261,11 TL inkar tazminatının da davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar vermek gerektiği, reddedilen kısım üzerinden davalı tarafça kötü niyet tazminatı talebinde bulunulmuş ise de, açıkça davacının kötü niyeti iddia ve ispat edilemediğinden davalının kötü niyeti tazminatı talebinin şartları oluşmadığından reddi gerektiği, karşı dava yönünden yapılan incelemede; taraflar arasındaki sözleşme bir eser sözleşmesi olup, kararlaştırılan cezai şart da 6098 sayılı yasanın 179/2.maddesinde düzenlenmiş olan ifaya eklenen cezai şart niteliğinde olduğundan davacı tarafça, davacı/karşı davalıdan cezai şart talebinde bulunabilmesi için, davacı/karşı davalının edimini ifada gecikmiş olmasına rağmen ifa öncesinde kendisinin ihtar edilmiş olması ya da ifayı ihtirazi kayıtla kabul etmesi gerekmesine rağmen, davalı/karşı davacı tarafça, asıl dosya davacısı karşı davalıya bu manada ifa öncesinde çektiği bir ihtar olmadığı gibi, ifanında ihtirazı kayıt konulmadan kabul edildiği cihetiyle cezai şart talebinde bulunamayacağı gerekçesi ile; Asıl dava yönünden davacının davasının kısmen kabulü ile, davalının İst …İcra Müd…. E.sayılı dosyasındaki 283.578,54 TL asıl ve 2.727,01 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 286.305,55 TL ye ilişkin itirazın iptaline, takibin kabul edilen asıl alacak yönünden %9,75 ve değişen oranlarda avans faizi yürütülmek suretiyle tamamı tahsil oluncaya kadar takibin devamına, Fazlaya ilişkin istemin reddine, -Kabul edilen 286.305,55 TL üzerinden takdiren %20 üzerinden hesaplanan 57.261,11 TL inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, -Rededilen kısım yönünden şartlar oluşmadığından kötü niyet tazminatının reddine, Karşı dava yönünden davanın REDDİNE, karar verilmiş karara karşı, davalı karşı davacı vekili istinafa başvurmuştur. Davalı karşı davacı vekili istinaf dilekçesi ile; HMK m.33 gereği hakimin hukuku resen uygulamakla görevli olduğu, başka deyişle tarafların getirdiği dava malzemelerinde “hukuki nitelendirme” farklı olsa dahi bir sözleşmede bulunan hükmün “cezai şart mı yoksa başka bir tazminat hükmü mü” olduğunu mahkemenin kendiliğinden yorumlaması gerektiği, sözleşmede belirtilen hükmün “sözleşmesel bir tazminat olup, ifa ile beraber istenebilecek” şekilde yorumlanması gerektiğini, bir başka deyişle cezai şartta aranan “ihtirazi kayıt” şartının burada uygulanma alanı bulmayacağını, sözleşmenin hiç bir yerinde anılan sözleşme maddesi için cezai şart ifadesinin kullanılmadığını, sözleşmenin uygulama üst başlığını taşıyan 3.2. maddesinin “…Gecikme süresinin 1 (bir) haftayı aşması halinde halinde söz konusu ücret indirimi gecikilen her gün için söz konusu siparişin kdv dahil toplam fatura tutarının günlük 100/o’u olarak uygulanacaktır. …’in işbu Sözleşme’den ve/veya mevzuattan doğan tüm hakları saklı kalmak kaydıyla, gecikme süresinin 2 (iki) haftayı geçmesi halinde … işbu Sözleşme’yi tazminatsız olarak feshetme hakkına haizdir. Bu durumda yüklenici firma, …’in uğradığı kay kaybı dahil ancak bunlarla sınırlı olmaksızın uğradığı tüm doğrudan ve dolaylı zararları derhal ve nakden tazmin edeceğini kabul, beyan ve taahhüt eder. Ayrıca işbu madde uyarınca, tamamen …’in kendi takdirinde olmak ve …’in uğradığı kar kaybı dahil tüm diğer doğrudan ve dolaylı zararları tazmin etme hakkı saklı kalmak kaydıyla, … ürünleri kendi seçeceği başka bir tedarikçiden sağlama hakkına haizdir; yüklenici firma, …’in ödediği tüm tutarı derhal ve nakden ödemeyi kabul ve taahhüt eder.” şeklinde olduğunu, müvekkilinin sözleşmenin 3.2 maddesi uyarınca tazminat talep etme hakkına sahip olduğunu, nitekim söz konusu sözleşme maddesinin siparişlerin gecikmesi halinde cezai şart bedellerini düzenlemekte olup somut olayda davacı/karşı davalının ürünlerin tedariğinde 1 haftalık gecikmeyi aştığı ve bu nedenle gecikmeye konu her iş günü için fatura tutarının yüzde on’u (%10) kadar tazminat ödemesi gerektiğinin açık ve net olduğunu, taraflar arasında akdedilmiş sözleşmenin 832 maddesine göre, davacı/karşı davalı şirketin edimini geç ifa etmemesi durumunda ödenecek tazminatın nasıl hesaplanacağının açıkça gösterildiğini, bu doğrultuda hesaplama tablosunu da sunduklarını, mahkemenin atayacağı bilirkişinin hesaplaması sonucunda sözleşmeden talep edilebilecek tazminat rakamının ortaya çıkacağını belirterek istinaf başvurusunda bulunmuştur. Asıl dava, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 470. ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklı, ödenmeyen iş bedelinin tahsili için yapılan takibe itirazın iptali, karşı dava geç ifa nedeniyle cezai şart alacağının tahsili, mahsubu istemine ilişkin olup asıl dava davacısı yüklenici, karşı dava davacısı işsahibidir. Asıl davada, yüklenici tarafından yapılan iş ve bedeli konusunda ihtilaf bulunmayıp, takipte talep edilen dayanak fatura bedeli taraflar arasında uyuşmazlık konusu değildir. Uyuşmazlık davacı yüklenicinin edimini geç ifa etmesi nedeniyle davalı karşı davacı iş sahibinin sözleşmede öngörülen cezai şartı talebe hakkı olup olmadığı ile cezai şart bedelinin iş bedelinden mahsup edilip edilmeyeceğinden kaynaklanmaktadır. İlk derece mahkemesince karşı dava konusunun, taraflar arasındaki sözleşmenin 3.2 maddesinde öngörülen ifaya ekli cezai şart olduğu, davalı iş sahibinin ifayı çekince koymaksızın kabul ettiği bu nedenle cezai şart talep edemeyeceği gerekçesi ile karşı davanın reddine karar verilmiştir. Davalı karşı davacı sözleşmenin 3.2 maddesinde öngörülenin sözleşmesel (geç ifa) tazminat olduğunu, sözleşmenin hiç bir yerinde bu sözleşme maddesi için cezai şart ifadesinin kullnılmadığını, dolayısıyla burada ihtirazi kayıt aranmayacağını mahkemenin sözleşmenin anılan maddesini hatalı yorumladığını, belirterek istinaf başvurusunda bulunmuş ise de söz konusu sözleşme maddesi TBK’nın 176/2. Maddesinde düzenlenen ifaya ekli ceza koşulu olup, mahkemenin hukuki yorumu doğrudur. TBK’nın 179/2 maddesinde yer alan düzenlemeye göre ifaya ekli ceza koşulunun talep edilebilmesi için açıkça feragat edilmemiş veya çekince belirtilmeksizin ifanın kabul edilmemiş olması gerekmektedir. Davalı karşı davacı, gecikmiş ifayı kabul etmiş olup, ifayı kabul ederken çekince belirttiğini, ceza koşulu talep haklarını saklı tuttuğunu, buna dair şerh beyan ettiğini ispatlayamamıştır. Buna göre davalı karşı davacı vekilinin istinaf sebebi yerinde değildir. Açıklanan nedenlerle, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzeni gözetilerek yapılan istinaf incelemesi sonucunda, dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenler ve ileri sürülen istinaf sebeplerine göre, mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1. bendi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 07/05/2019 tarih ve 2018/870 Esas, 2019/409 Karar sayılı kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan REDDİNE, 2-Alınması gereken 19.557,53 TL nisbi istinaf karar harcından davalı tarafça peşin olarak yatırılan 8.117,00 TL harcın mahsubu ile bakiye 11.440,53 TL harcın davalıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,3-Davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde BIRAKILMASINA,4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nın 361. maddesi gereğince kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay’da temyiz yolu açık olmak üzere 15/11/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.