Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 53. Hukuk Dairesi 2022/21 E. 2022/117 K. 04.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
53.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/21
KARAR NO: 2022/117
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 02/05/2019
NUMARASI: 2017/1105 Esas, 2019/554 Karar
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ: 04/10/2022
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesi ile davacı şirketin davalının inşaat işlerini yaptığını, işlere istinaden 43.430,61 TL alacağı bulunduğunu, alacağın ödenmediğini, müvekkili şirketin alacağına istinaden İstanbul … İcra Müdürlüğünün … sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalının haksız ve hukuka aykırı olarak itiraz ettiğini, taraflar arasında 7 Ağustos 2017’de whatsapp üzerinde yapılan ve delil olarak sunulan yazışmalardan da anlaşılacağı üzere davacı şirketin davalı şirketten icra takibine konu ettiği miktarda alacağı olduğunun sabit olduğunu, davalıya Kartal Noterliği’nce düzenlenmiş 18/08/2017 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarname gönderildiğini ileri sürerek davalının itirazının iptaline ve takibin devamına, haksız yere ve kötüniyetli yapılan itiraz nedeniyle davalının IKK Md.67 gereği %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, müvekkili şirketin inşaat işlerini yaptırmak üzere davacı ile anlaşma yapıldığını, anlaşmaya göre davacı şirketin davalıya çelik konstrüksiyon imalat ve montaj işini yaptığını, icra takibine konu faturalarında bu iş için düzenlendiğini, bu işten bağımsız olarak Mayıs 2014 tarihinde davacı şirketin talebi üzerine davalı tarafından davacıya 12,5 ton inşaat demiri verildiğini, inşaat demirlerinden davalının doğan alacağının 56.250,00 TL olduğunu, müvekkilin mevcut alacağının davacı tarafından talep edilen 43.430,61 TL’nin çok üstünde olduğunu, davacının davalıya 12.819,39 TL tutarında borcu bulunduğunu, davacıdan alacağın tahsili adına 25/10/2017 tarihinde İstanbul … İcra Müdürlüğünün … sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını ileri sürerek davanın yetki yönünden reddine, takas mahsup talebinin kabulü ile davacının haksız davasının esastan reddine, %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama, toplanan deliller ve alınan bilirkişi rapor içeriğine göre; davacı, davalı ile ticari ilişki kapsamında itirazın iptaline konu takipte davalının inşaat işlerini yaptığını, bakiye cari hesap alacağının ödenmediğini ileri sürerek itirazın iptalini istemiştir. Davalı ise cevabında davacı şirketin davalıya imalat ve montaj işi yaptığını, takibe konu faturaların da bu iş için düzenlendiğini, bu işten bağımsız olarak davacıya 12,5 ton inşaat demiri verdiğini, bu inşaat demirinden dolayı davacıdan alacaklı olduğunu belirterek takas ve mahsup iddiasında bulunmuştur. Davacı şirketin usulune uygun tutulan ticari defter ve kayıtlarında davacının icra takip tarihi itibari ile davalıdan 43.185,00 TL alacağı olduğu belirlenmiş, incelenen davalı ticari defter kayıtlarında ise icra takip tarihi olan 08/09/2017 tarihi itibari ile davacıya borcu ve alacağının bulunmadığı, hesabın sıfırlandığı rapor edilmiştir. 6098 sayılı TBK 139. Maddesi gereğince, iki tarafın para veya benzer diğer edimleri birbirine borçlu oldukları takdirde her iki borç muaccel ise, her bir alacağını borcu ile takas edebilir. Alacaklardan birisi çekişmeli olsa bile takas ileri sürülebilir, yine 6098 sayılı TBK’nın 143. Maddesi hükmüne göre takas, ancak borçlunun takas iradesini alacaklıya bildirmesi ile gerçekleşir, bu durumda her iki borç takas edilebileceği anda daha az olan borç tutarınca sona erer. Keza takas için mutlaka karşılık dava açılması zorunlu değildir. Davalı karşı dava açmadan da takas savunmasında bulunabilir. Somut davada davacı takas iddiasında bulunmuş ise de 12,5 ton demiri davacıya verip teslim ettiğine dair her hangi bir delil sunmadığı gibi ticari defter ve kayıtlarında da bu yönde iddiasını ispatlayacak bir delil sunmamıştır. Bu çerçevede davacının davalı aleyhine icra takibinde bulunmakta belirlenen asıl alacak ve işlemiş faiz yönünden hukuki yararının bulunduğu, denetlenebilir bilirkişi raporundan da anlaşıldığı gibi davacının davalıdan 43.185,00 TL asıl alacak ve 173,04 TL işlemiş faiz alacağının bulunduğu, davacının ihtarnamesinin 22/08/2017 tarihinde davalıya tebliğ edildiği ve 25/08/2017 tarihinde davalının temerrüde düştüğü gerekçesi ile, davanın kısmen kabulü ile takip dosyasında; davalının 43.185,00 TL asıl alacak ve 173,04 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 43.358,04 TL ye yönelik itirazının iptali ile takibin bu miktar üzerinden devamına, asıl alacak 43.358,04 TL ye takip tarihinden itibaren yıllık %9,75 ve değişen oranlarda avans faizi uygulanmasına, alacağın likit olduğu gözönüne alındığında kabul edilen asıl alacak üzerinden hesaplanan %20 İcra inkar tazminatı tutarı 8.671,60 TL nin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş, karara karşı davalı vekili istinafa başvurmuştur. Davalı vekili istinaf dilekçesi ile, davacı tarafın belirtmiş olduğu gibi, müvekkili şirketin inşaat işlerini yaptırmak üzere davacı ile anlaşma yaptığını, anlaşmaya göre de davacı şirket tarafından müvekkil şirkete, çelik konstrüksiyon imalat ve montaj işi yapıldığını, icra takibine konu olan faturaların da bu iş için düzenlendiğini, bu işten bağımsız olarak Mayıs 2014 tarihinde, davacı şirketin talebi üzerine, müvekkili şirket tarafından kendilerine 12.5 ton inşaat demiri verildiğini, anlaşma gereği kilosu 4,50 TL’den davacı şirkete teslim edilen inşaat demirlerinden müvekkilinin doğan alacağının, 56.250,00 TL olduğunu, müvekkili şirketin mevcut alacağının, davacı şirketin talep ettiği 43.430,61 TL’nin üzerinde olduğunu, müvekkilinin davacı şirkete ödemediği iddia edilen tutarın bahsedilen inşaat demiri alacağından mahsup edildiğinde, davacının 12.819,39 TL borcu bulunduğunu, davacı şirketten söz konusu alacağı tahsil edebilmek adına, 25.10.2017 tarihinde İstanbul … İcra Müdürlüğü nezdinde … E. sayılı icra takibi başlatıldığını, takip miktarının, 12 ton inşaat demiri bedelinin yani 56.250,00 TL’nin 2014 yılının Mayıs ayından günümüze kadar işlemiş olan yasal faiz ve vekalet ücreti ile birlikte yaklaşık 79.900,00 TL civarında olduğunu, velhasıl davacının iddia ettiği borcun bir an için gerçek olduğunu kabul ettiklerinde ve bu borcu da kendilerinin alacağından düştüklerinde ortaya çıkan meblağ 36.469,39 TL civarında olduğunu, yani davacı şirketin müvekkiline, en pesimist bakış açısıyla 36.469,00 TL borçlu olduğunu, bu açık delillerinin mahkeme kararında değerlendirilmemesinin ve davanın reddine karar verilmesi gerekirken kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğunu, delilleri arasında yemin delili bulunduğu halde mahkemece karar verilmeden önce davacıya yemin teklif edip etmeyeceklerinin sorulmadığını, bunun da hatalı olduğunu belirterek istinaf başvurusunda bulunmuştur.Dava, eser sözleşmesi kapsamında ödenmeyen fatura bedelinin tahsili için yapılan takibe itirazın iptali istemine ilişkin olup, davacı yüklenici, davalı iş sahibidir. Davacı, sözleşme gereğince davalıya çelik konstrüksiyon imalat ve montaj işi yaptığını, işlere istinaden 43.430,61 TL alacağı bulunduğunu, alacağın ödenmediğini tahsili için yaptıkları takibe haksız itiraz ediliğini belirterek itirazın iptaline karar verilmesini talep etmiş, davalı ticari ilişkiyi ve borcu kabul etmiş ancak taraflar arasında daha önceki ticari ilişkiden dolayı davacıdan alacaklı olduğunu bu alacağın mahsubu halinde davacıya borcu kalmayacağını belirterek davanın reddini savunmuştur. Davalı her ne kadar taraflar arasındaki önceki ticari ilişkiden kaynaklı olarak (davacıya 12,5 ton demir satarak bedelini alamadığı) davacıdan alacaklı olduğunu bu alacağının mahsubunu talep etmiş ise de bu savunmasını ispatlayamamıştır. Davalı, taraflar arasında daha önceden demir alım satımına dair ticari ilişki bulunduğuna, davacıya demir teslim ettiğine, bundan dolayı alacaklı olduğuna dair her hangi bir belge sunmadığı gibi kendi ticari defter kayıtlarında da bu ticarete ilişkin bir kayıt bulunmamaktadır. Bu nedenle davalının bu yöne ilişkin istinaf sebebi yerinde değildir.Davalı cevap dilekçesinde delil bildirilmemiş, ikinci cevap dilekçesi sunmamıştır. Davalı vekili, delil dilekçesi sunmuş ve delil dilekçesinde yemin deliline dayanmış ise de bu delil dilekçesi ön inceleme duruşmasından sonra verilmiş olup süresinde verilmediğinden usulüne uygun olarak yemin deliline dayandığından bahsedilemeyecektir. Süresinden sonra verdiği dilekçede yer alan yemin deliline dayanıp dayanmayacağının hatırlatılmasına da gerek bulunmamaktadır bu nedenle bu istinaf sebebi de yerinde değildir. Açıklanan nedenlerle, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzeni gözetilerek yapılan istinaf incelemesi sonucunda, dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenler ve ileri sürülen istinaf sebeplerine göre, mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1. bendi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 02/05/2019 tarih ve 2017/1105 Esas, 2019/554 Karar sayılı kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan REDDİNE, 2-Alınması gereken 2.961,79 TL nisbi istinaf karar harcından davalı tarafça peşin olarak yatırılan 753,00 TL harcın mahsubu ile bakiye 2.208,79‬ TL harcın davalıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA, 3-Davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde BIRAKILMASINA,4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince KESİN olmak üzere 04/10/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.