Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 53. Hukuk Dairesi 2022/2065 E. 2022/254 K. 01.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
53.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/2065
KARAR NO: 2022/254
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 17/06/2022
NUMARASI: 2019/199 Esas (Derdest)
DAVANIN KONUSU: Tapu İptali Ve Tescil
KARAR TARİHİ : 01/11/2022
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sırasında verilen ara kararına karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Dava, davacı yüklenici ile davalı iş sahibi arasında yapılan 11/04/2014 tarihli adi yazılı “hisse karşılığı inşaat sözleşmesine” dayalı olarak, davacı tarafından sözleşmeye konu otel inşaatının %45 seviyesine getirilmesine rağmen davalı arsa sahibinin sözleşme gereği devretmesi gereken tapu hissesini devretmediği iddiasıyla, davacıya bu aşamaya kadar devredilmesi gereken İstanbul İli Bağcılar İlçesi … Ada …Parsel sayılı taşınmazın %45 hissesinin iptali ile davacı adına tescili, aksi takdirde sebepsiz zenginleşme hükümleri gereğince davacının otel inşaatı için bugüne kadar yapmış olduğu tüm masraflara ilişkin şimdilik 10.000,00 TL bedelinin tazmini talebine ilişkindir. Yargılama sırasında … İnş…Ltd.Şti. Vekilince sunulan 10/11/2021 tarihli asli müdahale dilekçesiyle davaya müdahil olunarak, yüklenici … ile yapılan 01.06.2018 tarihli “cephe kaplama işlerine” ilişkin eser sözleşmesi kapsamında doğan 204.711,12 USD iş bedeli alacağının davacı yükleniciden temlik alan …’dan ve davalı iş sahibinden tahsili talep edilmiş olup, bu kapsamda; davalılar adına kayıtlı taşınmazlar üzerine ihtiyati tedbir konulması ve TMK md. 833 kapsamında davaya konu inşaatın bulunduğu taşınmaza “yapı ipoteğinin tedbiren geçici/daimi tesciline” karar verilmesi de talep edilmiştir. Mahkemece 17.06.2022 tarihli ara kararla, asli müdahilin arsa maliki ile yüklenici arasındaki sözleşmenin tarafı olmadığı gibi arsa malikinin de asli müdahilin alacağının varlığını kabul etmediği, buna göre ihtiyati tedbir kararı verilmesi için gerekli olan şartların mevcut olduğu hususunda bir kanaat oluşmadığı tedbir kararı verilebilmek için gerekli olan somut sebeplerin ve ihtiyati tedbir kararının haklılığını ortaya koyacak delillerin yaklaşık ispat ölçüsünde ortaya konulamadığı gerekçesiyle, asli müdahilin ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmişitr. Asli müdahil vekili istinafında özetle, asli müdahale dilekçesini tekrar ederek, dosyaya sunulan bilirkişi ve tespit raporları ile müvekkilinin alacağının kesin ispat ölçüsünde ispatlanmış olduğunu, davacı … ile temlik olan …’un da beyan ettikleri tüm işlerin asli müdahil tarafından yapıldığını kabul etmiş olduklarını, 29.03.2022 tarihli rapordaki aleyhe değerlendirmelerin kendi içinde çelişkili ve geçersiz olduğunu, iş sahibi ile yüklenici arasındaki sözleşmenin 11.maddesine göre inşaatın %25-%50 seviyesinde feshi halinde yükleniciye yaptığı imalatın (müteahhit karı olmaksızın %50’sinin) serbest piyasa rayicine göre ödenmesi gerektiğini belirterek, kararın kaldırılmasını ve tedbir/geçici tescil şerhi taleplerinin kabulünü talep etmiştir. Taraflar arasındaki uyuşmazlık, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu 470 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Davacı yüklenici (temlik alan), davalı arsa (iş) sahibi, asli müdahil ise taşerondur. Davalı arsa sahibi ile davacı … arasında 11/04/2014 tarihli adi yazılı “hisse karşılığı inşaat sözleşmesi” imzalanmıştır. Bu sözleşmeye göre, yüklenici … arsa sahibinin taşınmazına hisse karşılığı sistemine göre bedel alarak otel binası inşaat edecek olup, sözleşmenin 7.maddesinde yükleniciye yapılacak hisse devirleri aşamalı olarak öngörülmüştür. Asli müdahil ….Ltd.Şti. İle de yüklenici … arasında söz konusu otel projesinin silikon cephe, alüminyüm cam, konpazit levha kaplama vs. İşlerinin asli müdahil tarafından yapılması için 01/06/2018 tarihli birim fiyatlı eser sözleşmesi imzalanmıştır. Asli müdahil tarafından, bu sözleşme kapsamında yapmış olduğu işlerden dolayı 204.711,12 USD iş bedeli alacağı doğduğu belirtilerek, bu alacağın yüklenici (temlik alan) ve arsa (iş) sahibinden tahsili talep edilmiş olup, bu kapsamda söz konusu alacağın teminat altına alınması için davalılar adına kayıtlı taşınmazlar üzerine ihtiyati tedbir konulması ve TMK md. 893 kapsamında davaya konu inşaatın bulunduğu taşınmaza “yapı ipoteğinin tedbiren geçici/daimi tesciline” karar verilmesi talep edilmiştir. Yüklenici ipoteği, tescile tâbi kanunî ipoteklerdendir (TMK.m.893/III). Yüklenici ipoteklerinin tescilinde tapu kütüğünün rehin haklarına ait düşünceler kısmında “inşaatçı ipoteği” olduğu belirtilir (TST m.37). Yüklenicinin kanunî ipotek hakları, eser sözleşmesine bağlı olarak çalışmayı veya malzeme vermeyi üstlendiği andan başlayarak tapu kütüğüne tescil olunabilir. Tescilin de yüklenilen işin tamamlanmasından başlayarak üç ay içinde yapılmış olması gerekir (TMK. m. 895/I,II). Bu süre, hak düşürücü nitelikte olup, üç ayın sonunda tescil isteme hakkı düşer. Ancak, tescilin yapılması için alacağın taşınmaz maliki tarafından kabul edilmiş veya mahkemece karara bağlanmış olması şarttır (TMK.m.895/III). İşe başlarken genellikle yüklenici alacağının miktarı kesin olarak belli olmaması ve taşınmaz mal sahibince de kabul edilmemesi durumunda Türk Medeni Kanunu’nun 1011. ve Tapu Sicili Tüzüğü’nün 58 ve 59. maddeleri hükümleri gereğince, inşaatçı ipoteğinin tescili ile ilgili geçici şerhin verilmesi istemi, mahkemece yapılır. Hukuksal düzenlemelere göre; yüklenici ipoteğinin geçici şerhi de, tescili de, yüklenici ve taşınmaz maliki arasında anlaşma olmadıkça dava yoluyla istenebilir. Taraflar, yüklenici alacağının miktarında ve gösterilebilecek teminatta anlaşamazlar ise, yüklenici ipoteğinin tescili davasının görülmesi ve verilecek kararın kesinleşmesi sürecinin uzaması ihtimâlini gözeterek geçici şerh davasını açabilirler ve bu davada geçici şerhe karar verilmesi sonucu yapılan geçici şerh, yüklenici ipoteğinin mahkemece ya da mal sahibince kabulü hallerinde geçici tescil tarihinden itibaren varlık kazanan ipoteğin kesin tescili, terkin olunacak geçici şerhin tarih ve yevmiye numarası ile yapılır ve sıra almasını sağlar. Geçici şerh davası, diğer koşullar bakımından yüklenici ipoteğinin tescili davası ile aynı koşulları taşımaktadır (15.H.D. 18.02.2008 T. ve 2006/6606 E., 2008/960 K. sayılı kararı). İhtiyati tedbir ise, niteliğince bir dava olmayıp, geçici hukuki korumalardandır. İhtiyati tedbirin şartları, uygulanması ve tedbir kararına karşı kanun yolları, tedbirin değiştirilmesi ve kaldırılması, ihtiyati tedbiri tamamlayan işlemler ve teminat bakımından, kanunî ipotek hakkının geçici şerhi davasından tamamen farklıdır. İhtiyati tedbir yoluyla geçici şerhe ya da tescile karar verilmesi durumunda, geçici hukuki koruma olan ihtiyati tedbir, davanın yerine ikâme edilmiş olur. Oysa, mahkeme uyuşmazlığın esasını çözümler şekilde ihtiyati tedbir kararı veremez. İhtiyati tedbir yoluyla inşaatçı ipoteğinin, tapu siciline geçici tesciline veya şerhine karar verilemez. Aksi halde, ihtiyati tedbir yoluyla uyuşmazlığın esası çözümlenmiş olur. Ayrıca, ihtiyati tedbirin şartları 6100 Sayılı HMK’nın 389/1. maddesinde genel olarak düzenlenmiştir. Buna göre, mevcut durumda meydana gelebilecek değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir. Bu düzenleme göz önünde bulundurulduğunda, asli müdahil vekilinin talep dilekçesinde ilk olarak talep etmiş olduğu, müvekkili şirketin hak ettiği iş bedelinin tahsilinin sağlanması için davalılar adına kayıtlı taşınmazlar üzerine ihtiyati tedbir konulması talebi de, ihtiyati tedbir kararı yalnızca uyuşmazlık konusuna yönelik verilebileceğinden, alacak davasında ihtiyati tedbir kararı verilemeyeceğinden yerinde bulunmamaktadır. Bu sebeplerle, ihtiyati tedbire ve yapı ipoteğinin tedbiren geçici tesciline karar verilmesi doğru olmadığından mahkemenin bu taleplerin reddine yönelik ara kararı yerinde olmuştur. Açıklanan nedenlerle, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzeni gözetilerek yapılan istinaf incelemesi sonucunda, dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenler ve ileri sürülen istinaf sebeplerine göre, mahkeme ara kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, asli müdahil vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1. bendi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 17/06/2022 tarih ve 2019/199 Esas sayılı ara kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, asli müdahil vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince REDDİNE, 2-İstinaf harçları peşin alındığından ayrıca harç alınmasına YER OLMADIĞINA, 3-Asli müdahil tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde BIRAKILMASINA,4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 362/1-f bendi gereğince KESİN olmak üzere 01/11/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.