Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 53. Hukuk Dairesi 2022/203 E. 2023/432 K. 10.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
53.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/203
KARAR NO: 2023/432
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 21/10/2019
NUMARASI: 2015/486 Esas, 2019/861 Karar
BİRLEŞEN İSTANBUL ANADOLU 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİNİN 2016/734 ESAS SAYILI DOSYASI.
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ: 10/05/2023
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin dava dışı … Bankası A.Ş.’nin Beyoğlu, İstanbul Şubesinin tadilat ve onarım işi için 01.09.2010 tarihli sözleşme ile ihale bedeli olarak 1.744.000,0011 bedel ile anlaştığını, müvekkilinin yüklendiği işin Havalandırma- Klima İşlerini montaj ve işçilik dahil olarak davalı şirkete 295.000,00 TL bedel ile alt taşeron olarak verdiğini, davalı ile yapılan sözleşmede işin bitim tarihinin 03.05.2014 olduğunu, davalının işi 07.07.2014 tarihinde teslim ettiğinden, müvekkili şirkete 70 gün gecikmeli iş yapılması nedeniyle de iş sahibi tarafından 73.248,00 TL ceza, ayrıca gecikme süresince bankanın kirası olarak 75.789,02 TL gecikmeden kaynaklı kira bedelli olmak özere toplam 149.037,02 TL ceza kesildiğini, davalının sözleşmeden kaynaklanan ceza payının 21.364,25 TL, iş teslim gecikmesinden kaynaklanan ceza payının 36.130,83 TL olmak üzere toplam 57.495,08 TL olduğunu ve ayrıca sözleşmeye göre havalandırma kanallarının alüminyum olarak yapılması gerekirken sözleşmeye aykırı olarak sac yapıldığından yine müvekkilinden 6.592,23 TL fiyat düşülerek hak edişlerinden kesildiğini ve bununla birlikte yapılan kesintiler nedeniyle davalıdan toplam alacağının 64.087,31 TL olduğunu, davalının sözleşmeden kaynaklı, müvekkilinden cari hesap alacağı 15.000,00 TL’nin 64.087,31 TL den mahsup edildiğinde bakiye alacaklarının 49,087,31 TL olduğunu belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalması kaydı ile şimdilik 49.087,31 TL alacaklarının dava tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile davalının, … Bankası Beyoğlu Şubesindeki havalandırma ve klima işlerini yapmak üzere bir sözleşme imzaladığını, taraflarca imzalanan sözleşmede kabul edilmiş bir cezai şart maddesinin olmadığını, müvekkilinin klima satış ve montaj işi yaptığını, müvekkili firmanın montaj işini yerine getirebilmesi için davalı tarafın elektrik işlerini tamamlaması, şaftlarının açılması gerektiğini ve sözleşmede not olarak yazılan maddede taraflarca elektrik işlerinin, şaft açılışlarının ve inşa işlerinin davalı tarafça yapılacağının açık bir şekilde imza altına alındığını, tüm işlerin yapılmış olmasına rağmen davalı firmanın ödemeleri zamanında yapmayarak 18.540,00 TL cari hesap borcunu halen ödemediğinden, aleyhine 26.03.2016 tarihinde İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile takip yapıldığını, davacının itiraz ederek, somut davayı ikame ettiğini belirterek davanın reddi ile davacmın %20 tazminata mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir, Birleşen davada davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı borçlunun 03/02/2014 tarihli sözleşme uyarınca … Bankası, Beyoğlu Şubesine havalandırma ve klima işlerini yapmak üzere anlaştığını, müvekkilinin sözleşme gereğince üzerine düşen tüm edimleri yerine getirmiş olmasına rağmen davalının cari hesaptan kalan bakiye borcunu ödemediğini, müvekkilinin, davalıdan toplamda 19.364,52 TL alacağı olduğunu, alacak için İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü … esas sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi başlatıldığını, davalı borçlunun süresi içinde itiraz ettiğini, davalının borca itirazının haksız olduğunu, bu nedenlerle İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü … esas sayılı dosyasındaki itirazın iptali ile takibin devamına, takip konusu alacağın %20 ‘den az olmamak üzere icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili birleşen davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece; alınan bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde bilirkişi raporunda asıl ve birleşen davalar yönünden tespit edilen alacakların mahsuplaştırması yapılmadan, asıl ve birleşen davalar yönünden ayrı ayrı hüküm kurulmak suretiyle asıl davanın kabulü, birleşen İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/734 esas sayılı davanın kısmen kabulü gerektiği gerekçesi ile; Davanın kabulü ile 49.087,31 TL ‘nin dava tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, Birleşen İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/734 esas sayılı dosya yönünden davanın kısmen kabulü ile davalının İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasına yaptığı itirazın kısmen iptali ile takibin 15.642,95 TL asıl alacağın takip tarihinden işleyecek yasal faiz ile birlikte devamına, karar verilmiş, karara karşı, asıl dava davalı-birleşen dava davacı vekili istinafa başvurmuştur. Asıl dava davalı- birleşen dava davacı vekili istinaf dilekçesi ile; sözleşmede açıkça klimaların teslimi için sekiz haftalık süre öngörüldüğünü, montaj ve işçilik için ise bir süre belirlenmediğini, müvekkili firmanın montaj işini yerine getirebilmesi için karşı tarafın elektrik ve inşai işlerini tamamlaması gerektiği konusunda anlaşıldığını, müvekkilinin karşı tarafla bu sözleşme dışında bir anlaşması, taahhüdü yahut karşı tarafın uğrayacağı zararı tazmin edeceği yönünde bir yükümlülüğü bulunmadığını, müvekkili için bağlayıcılığı olan tek sözleşmedeki yükümlülüklerin eksiksiz yerine getirildiğini, dosyaya sundukları teslim formunda da görüleceği üzere cihazların taahhüt edilen süreden de önce teslim edildiğini, bu durumun tutanakla da tespit edildiğini, montaj işinin yerine getirilmesi hususunun da sözleşmeden anlaşıldığı gibi karşı tarafın elektrik ve inşai işlerini tamamlamasını takiben eksiksiz yerine getirildiğini, müvekkilinin işin her aşamasında karşı tarafa iş teslimini yaptığını ve hakedişlerini fatura ederek teyitleştiklerini, tüm işlerin sözleşmede taahhüt edilen zaman ve koşullarla eksiksiz yapılmış olmasına rağmen karşı tarafın ödemelerini zamanında yapmayarak 18.540,00 TL cari hesap borcunu ödemediğinden, aleyhine İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile icra takibi yapıldığını, müvekkili tarafından cari alacağının tahsili için icra takibi yapılana kadar karşı tarafın hiç bir şekilde bir ayıp ihbarı yahut uzlaşmazlık iddiası yöneltmediğini, icra takibini müteakip haksız ve kötüniyetli olarak asıl iş sahibi Bankanın işin geç teslimi nedeniyle kendisinden kesinti yaptığı ve bu zararında müvekkilinin kusurlu işlerinin de payının olduğu ve belli işlerin de sözleşmeye aykırı yapıldığı yönünde haksız iddialarla tazminat davası açtığını, dava dosyasında bulunan sözleşmede müvekkilinin, açıkça malzemeleri 8 hafta içinde teslim edeceği ve montaj işine de elektrik ve inşai işlerin karşı tarafça tamamlanıp yer montaja hazır hale getirildiği zaman başlayacağını taahhüt ettiğini ve malzemeleri taahhüt ettiği süreden önce, montaj ve işçiliği de elektrik ve inşai işleri bitirilmesini müteakip sözleşmede bir süre öngörülmemiş olmasına rağmen ivedilikle yerine getirdiğini, bu hususların hepsini belgeleyen malzemelerin teslim tutanağı, iş bitirme ve hakediş tutanaklarının dosyada bulunduğunu, kaldı ki işin muhataba imza karşılığı teslimini müteakip müvekkilinin cari alacağının tahsili için icra takibi başlatmak zorunda kaldığı tarihe kadar sekiz aydan fazla bir süre geçmiş olmasına rağmen karşı tarafın işin eksik ya da kusurlu yapıldığına dair sözlü ya da yazılı beyanda bulunmadığı gibi süresi içinde bir ayıp ihbarı yahut gizli kusur iddiası da yöneltmediğini, müvekkilinin taraf olmadığı asıl iş sahibi … Bankası’yla karşı taraf arasında yapılmış sözleşmenin müvekkilini bağlamayacağını ve bu sözleşmedeki sürede işin teslim edilmemesinin gerekçesinin müvekkilinin yaptığı iş olmadığını, karşı tarafın müvekkilinden istediği işin tamamlanabilmesi için elektrik ve inşai işlerinin tamamlanmasının zorunlu olduğunu ve bu elektrik ve inşai işlerinin zamanında tamamlanması ve yerin montaj için müvekkiline geç teslim edilmiş olmasında kusurun tamamen karşı tarafa ait olduğunu, mahkemenin bu hususları da değerlendirmesi için bilirkişi heyetinden rapor alınmasını talep etmelerine rağmen bilirkişi heyetinin raporunda bu açıklamaları hiç değerlendirilmeden sözleşmede açıkça malzemelerin teslimine ilişkin olarak verilmiş olan süreyi işin tamamının bitirilmesi için taahhüt edilen süre olarak değerlendirerek ve sözü edilen eksik iş iddiasını da iş teslim tutanakları, hakediş evrakları ve taraflarına yöneltilmiş bir kusur ya da ayıp ihbarı bulunmadığını dikkate almaksızın, … Bankasının karşı taraf için tuttuğu tespit tutanağını kesin veri olarak kabul ederek ve anlaşılması güç taksim hesabıyla müvekkiline kusur atfedilmesinin hatalı olduğunu belirterek istinaf başvurusunda bulunmuş, Asıl dava eser sözleşmesi kapsamında davalı alt taşeron tarafından yapımı taahhüt edilen işin geç ve ayıplı teslimi nedeniyle uğranılan zararın tazmini, birleşen dava ise aynı sözleşme kapsamında ödenmeyen bakiye iş bedeli alacağının tahsili için yapılan takibe itirazın iptaline ilişkin olup asıl dava davacısı iş sahibi (asıl yüklenici), birleşen dava davacısı yüklenicidir (alt yüklenici). Asıl davada davacı vekili müvekkilinin dava dışı asıl iş sahibi … Bankası Beyoğlu şubesinin tadilat ve onarım işini aldığını, bu işlerin bir kısmını yapmak üzere davalı alt yüklenici ile taşeron sözleşmesi yapıldığını, sözleşmede işin teslim tarihinin belirleniğini, davalı alt yüklenicinin işi geç teslim etmesi nedeniyle müvekkilinin üstlendiği işinde asıl işverene geç teslim edildiğini, asıl iş verenin bu nedenle müvekkiline cezai şart uyguladığını ve gecikme nedeniyle kira zararı adı altında gecikme cezası uyguladığını, asıl iş verenin müvekkiline uyguladığı cezai şart ve gecikme cezasından davalı alt taşeronun sorumlu olduğu miktar ile davalının ayıplı işi nedeniyle asıl iş verenin hak edişten yaptığı kesinti bedellerinin tahsilini talep etmiş, birleşen davada birleşen dava davacısı alt taşeron taraflar arasındaki sözleşme edimlerini yerine getirmelerine rağmen davalı iş sahibinin (asıl yüklenici) iş bedelinin bir kısmını ödemediğini, bakiye alacakları için yaptıkları takibe haksız itiraz edildiğini belirterek itirazın iptalini talep etmiştir. Taraflar arasında 03/03/2014 tarihinde eser sözleşmesi imzalandığı, sözleşmede yapılacak işlerin, bedellerinin ve süresinin kararlaştırıldığı, yapılan iş karşılığında alt yüklenici tarafından faturalar düzenlendiği, faturaların her iki taraf defterlerinde kayıtlı olduğu, asıl dava davacısı iş sahibinin işe ilişkin yaptığı ödemeler konusunda ihtilaf bulunmadığı, açık hesap ticari ilişkide asıl dava davacısının 15.000 TL bakiye borcu kaldığı ihtilaf konusu değildir. Taraflar arasında imzalanan sözleşmede işin gecikmesi halinde cezai şart öngörülmemiştir. Birleşen dava davacısı, birleşen dava yönünden de istinaf başvurusunda bulunmuş ise de, birleşen davada reddine karar verilen miktar 3.721,57 TL olup karar tarihi itibarıyla miktar olarak kesin olduğundan birleşen dava davacısının birleşen davaya yönelik istinaf dilekçesinin HMK 341/2, 346 maddeleri gereğince reddine karar vermek gerekmiştir. Asıl davada davacı, işin davalı kusuru nedeniyle geciktiğini, ayıplı ifa bulunduğunu bu nedenlerle asıl iş sahibinin kendisine gecikme cezası ve tazminatı uyguladığını, ayrıca ayıplı iş nedeniyle hak ediş kesintisi uyguladığını iddia ederek bu tazminat ve kesintilerden davalının sorumlu olduğu tutar kadar alacak talebinde bulunmuş, davalı ise yer tesliminin yapılacak işe uygun yapılmadığını savunarak gecikmeden kendisinin kusuru olmadığını, süresinde ayıp ihbarında bulunulmadığını savunmuş, mahkemece asıl davanın kabulüne karar verilmiştir. Uyuşmazlık işin süresinde teslim edilip edilmediği, gecikme varsa kusurun kimde olduğu, ayıplı ifa olup olmadığı, ayıplı ifa nedeniyle süresinde ayıp ihbarı yapılıp yapılmadığı ve zararın miktarına ilişkindir. Mahkemece dava kabul edilmiş ise de uyuşmazlık konularına ilişkin inceleme, araştırma ve değerlendirme yapılmamıştır. Bu nedenle öncelikle taraflar arasındaki sözleşme hükümlerine göre işin teslim tarihinin belirlenmesi, işin fiilen teslim edildiği tarihe göre gecikme süresinin saptanması ve varsa gecikmede kusurlu olan tarafın belirlenmesi gerekir.Dosya kapsamına göre, davalı yüklenici tarafça yapılacak montaj işinin yapılabilmesi için davacı iş sahibi tarafından yapılarak tamamlanması gereken işler bulunduğunun anlaşılmasına göre montaj işi bakımından öncelikli edimin yerine getirilip getirilmediğinin araştırılması, yerine getirilmemiş ise davalı yüklenicinin yer teslimi için davacıya ihtarda bulunup bulunmadığının araştırılması, ihtar yapılmamış ise davacının temerrüdünden söz edilemeyeceğinden gecikmeden davalının sorumlu olduğu kabul edilerek gecikme süresine göre zarar hesabı yapılması gerekir. Taraflar arasındaki sözleşmede asıl iş sahibi ile davacı arasında yapılan sözleşmeye atıf yapılmamıştır. Bu nedenle davacı ancak ve sadece sözleşmede düzenlenmiş olmasa dahi kanunen gecikme tazminatı talep edebileceğinden zarar hesabına esas olmak üzere dava dışı asıl iş sahibindeki bu işe ilişkin tüm belge ve bilgiler getirtilerek gecikme nedeniyle davacı zararının usulüne göre hesaplanması gerekir. Her ne kadar davacı, asıl iş sahibi tarafından kendisine uygulanan cezai şartı da talep etmiş ise de taraflar arasındaki sözleşmede cezai şart öngörülmediğinden bu talebi de cezai şart olarak değerlendirilemeyeceğinden gecikme zararının miktarının tespitinde dikkate alınması gerekir. Yine asıl dava davacısı sözleşmeye göre havalandırma kanallarının alüminyum yapılması gerekirken davalının sözleşmeye aykırı olarak sac yaptığını, asıl iş sahibinin bu ayıplı ifa nedeniyle 6.592,23 TL hak ediş kesintisi uyguladığını belirterek bunun da tahsilini talep etmiş, davalı yüklenici, süresinde ayıp ihbarında bulunulmadığını savunarak bu kalem alacak yönünden de davanın reddine talep etmiştir. Bilirkişi raporlarında ayıplı ifa nedeniyle talep edilen bu miktar da hesaplamaya dahil edilmiş ise de ayıbın açık veya gizli ayıp olup olmadığı, süresinde ayıp ihbarında bulunulup bulunulmadığı konusunda bir değerlendirme yapılmadığı gibi, davalı yüklenicinin bu konuda bilirkişi raporlarına yaptığı itirazlar karşılanmamıştır. Mahkemece de gerekçeli kararda bu hususta her hangi bir değerlendirme yapılmamıştır. Davalı yüklenicinin bu savunmasının değerlendirilmemesi de hatalı olmuştur. Mahkemece yapılacak iş davacının dava dilekçesinde belirttiği bu ayıbın açık veya gizli ayıp olup olmadığı, süresinde ayıp ihbarında bulunulup bulunulmadığının da araştırılarak davalının bu savunmasının da değerlendirilmesi ve sonucuna göre karar verilmesi olmalıdır. Açıklanan nedenlerle, birleşen davaya yönelik istinaf dilekçesinin miktar itibarıyla kesinlik sınırı altında kaldığından reddine, asıl dava bakımında davalı vekilinin asıl davaya yönelik istinaf talebinin kabulü ile usul ve yasaya uygun bulunmayan yerel mahkeme kararının 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince kaldırılarak yukarıda açıklanan şekilde inceleme ve araştırma yapıldıktan sonra oluşacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi için dosyanın yerel mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Davalı-birleşen davacı vekilinin, asıl davaya yönelik istinaf başvurusunun KABULÜNE, 2-İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 21/10/2019 tarih, 2015/486 Esas, 2019/861 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA, 3-Dosyanın Dairemiz kararına uygun şekilde inceleme yapılarak yeniden bir karar verilmek üzere yerel mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 4-Birleşen davaya yönelik davalı-birleşen davacı vekilinin istinaf dilekçesinin kesinlik nedeniyle HMK 341/2 ve 346 maddeleri gereğince REDDİNE, 5-Davalı-birleşen davacı tarafından yatırılan istinaf karar harcının istek halinde kendisine İADESİNE, 6-Davalı-birleşen davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda DİKKATE ALINMASINA, 7-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, asıl dava bakımından 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince, birleşen dava bakımından 341/2 ve 352 maddeleri uyarınca KESİN olmak üzere 10/05/2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.