Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 53. Hukuk Dairesi 2022/1967 E. 2022/131 K. 04.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
53.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/1967
KARAR NO: 2022/131
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 25/07/2022
NUMARASI: 2022/229 D.İş Esas – 2022/232 Karar
DAVANIN KONUSU: İhtiyati Tedbir
KARAR TARİHİ: 04/10/2022
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sırasında verilen ara kararına karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: İhtiyati tedbir talep eden vekili, müvekkili …nın, karşı taraflar arasındaki birim fiyat usulü inşaat sözleşmesine uygun olarak inşaatlara başladığını, inşaatları, ruhsatına, projelerine, revize projelerine, Kooperatif yetkililerinin talimatına uygun olarak imal ettiğini, inşaatlar çok büyük oranda tamamlanmış iken, müvekkilinin herhangi bir kusuru olmaksızın, tamamen Belediyenin imar uygulamasının iptal edilmesi neticesinde idare mahkemesince verilen yürütmenin durdurulması kararı ile yapı tadil tutanağı düzenlenerek inşaatın mühürlendiğini, hal böyle iken müvekkilinin sözleşmeye uygun bir şekilde düzenlediği hakedişlerinden kaynaklı alacaklarının karşı taraf Kooperatifçe ödenmediğini, başlatılan icra takiplerine haksız şekilde itiraz edildiğini, ayrıca karşı taraf kooperatife teslim edilen teminat mektuplarının nakde tahvil etme tehdidi ile karşı karşıya kalındığını, bu sebeple taraflar arasındaki sözleşmenin 21. maddesi uyarınca karşı tarafa teslim edilen … Bankası A.Ş.’nin İkitelli Şubesine ait 23.10.2020 tarihli, … numaralı, 1.990.000 TL’lik avans teminat mektubunun, … Bankası A.Ş.’nin Yeşilyurt/İstanbul şubesine ait 26.10.2020 tarihli, … referans numaralı, … numaralı, 4.410.000 TL’lik kesin teminat mektubunun, … Bankası A.Ş.’nin Yeşilyurt/İstanbul şubesine ait 12.11.2020 tarihli, … referans numaralı, … numaralı, 976.000 TL’lik kesin teminat mektubunun ve … Bankası A.Ş.’nin Yeşilyurt/İstanbul şubesine ait 12.11.2020 tarihli, … referans numaralı, … numaralı, 2.400.000 TL’lik kesin teminat mektubunun nakde tahvilinin önlenmesi hakkında ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiştir. Karşı taraf yetkilisi cevabında, davacı yanın kötü niyetli olarak ihtiyati hacze başvurduğunu, bunun davacının 2. kez ihtiyati hacze başvurusu olup Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2022/108 D. İş. dosyasından ihtiyati haciz kararı aldırıldığını, aldırılan bu kararın itiraz üzerine kaldırıldığını, davacının muaccel olmuş bir alacağı olmayıp aksine Kooperatifin davacıdan alacaklı olduğunu, taraflar arasında 04-08-2020 tarihinde anahtar teslim bir sözleşme akdedildiğini, sözleşme içerisinde yapım işleri şartnamesine atıf yapıldığını, davacı ile Kooperatif arasındaki sözleşmenin anahtar teslime dayalı bir inşaat taahüt sözleşmesi olup, bir eser sözleşmesi niteliğinde olduğunu, davacının taahütünü tamamlamadığını ve inşaatların yaklaşık yüzde 50’sini tamamlandığını, davacı tarafın düzenlediği hakedişlerin ihtilaflı olup Kooperatifçe kesinlikle kabul edilmediğini, taraflar arasında düzenlenen 02-06-2022 tarihli toplantıda hakedişlerde mutabakatsızlık olduğunun açıkça beyan edildiğini, davacı yanın depreme dayanıksız, cana kast eden inşaat imal etmiş olup, müvekkiline yapmış olduğu eksik üretimlerin de ayıplı olduğunu, bu hususun üniversite raporu ve mahkeme kanalı ile de tespit edildiğini belirterek, davacı tarafın ihtiyati tedbir talebinin reddini talep etmiştir. Mahkemece istinafa konu D.İş kararı ile, talep eden tarafın iddia ettiği “Belediyenin imar uygulamasının iptal edilmesi neticesinde idare mahkemesince verilen yürütmeyi durdurma kararı ile yapı tadil tutanağı düzenlenerek inşaatın mühürlenmesi” hususunun yargılamayı gerektirdiği, bu hususun ispatı talep edene ait olduğundan bu aşamada sözleşmenin haksız olarak feshedilmiş olması iddiasının basit bir iddiadan fazla kabul edilemeyeceği, Teminat Mektuplarının sebep-sonuç ilişkinden ari olup ihtiyati tedbire taraf olmayan banka tarafından muhataba ödenmek zorunda olunan kıymetli evrak olduğu, taraflar arasındaki ilişkinin bankayı bağlamayacağı gerekçesiyle, ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiştir. İhtiyati tedbir talep eden vekili istinafında, Mahkeme tarafından verilen ret kararı hukuki gerekçeden yoksun ve yasanın amacına aykırı olduğunu, tedir talebinin uyuşmazlık konusu hakkında olduğunun görmezden gelindiğini, sundukları deliller yeterince incelenmiş olsaydı, taraflar arasındaki sözleşme gereği davalıya verilen teminat mektuplarının henüz tazmin şartları oluşmamasına rağmen, davalı kooperattif tarafından tazmin edileceklerinin ihtar edilmiş olduğunun, böylece teminat mektuplarının tazmin edilip edilememe durumunun taraflar arasında uyuşmazlık haline geldiğinin anlaşılabileceğini, ihtiyati tedbir kavramı üzerinde durması gerekirken, sanki talebin ihtiyati haciz müessesesi ile ilgili olduğu yönünde yanlış bir hukuki nitemele yapıldığını, müvekkili şirketin tarafın olmadığı ve ispat yükümlülüğü altına sokmayan İdari Yargıdaki davanın ahi yanlış yorumlanarak müvekkili şirket aleyhine dikkate alındığını, idare mahkemesince verilen yürütmenin durdurulması kararının, müvekkilini de mağdur eden bir karar olduğunu, Mahkemenin ret gerekçesinde yer verdiği “Teminat Mektupları sebep-sonuç ilişkinden ari olup ihtiyati tedbire taraf olmayan banka tarafından muhataba ödenmek zorunda olunan kıymetli evraktır. Taraflar arasındaki ilişki bankayı bağlamayacağı…” gerekçesinin de doktrin ve Yargıtay kararlarına, yasa ve hukuka açıkça aykırı olduğunu, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 28.02.1990 tarih ve 6-1/141 sayılı kararında, banka teminat mektuplarının bir kıymetli evrak olmadığı gibi mücerret bir borç taahhüdü niteliğinde bulunmadığının belirtilmekte olduğunu, teminat mektuplarına ilişkin ödeme talebinin ancak garanti sözleşmesinde belirtilen rizikonun gerçekleştiği takdirde ileri sürülebileceğini, Mahkemenin tedbir taleplerini ret kararında ortaya koyduğu gerekçenin HMK 389. maddesinin özüne ve ruhuna aykırı olduğunu, dava dilekçesinden, müvekkili şirketin davalıdan ciddi tutarda hakediş alacağı olduğunun anlaşılmakta olduğunu, teminat mektupların davalı tarafından tazmini halinde, müvekkilinin telafisi imkansız denecek boyuttta zarar göreceğini belirtmiş ve devamında talep dilekçesindeki beyan ve iddialarını tekrar ederek, İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2022/229 Değişik İş dosyasında verdiği 25.07.2022 tarihli kararının kaldırılmasına ve ihtiyati tedbir taleplerinin kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.Taraflar arasındaki uyuşmazlık, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu 470 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. İhtiyati tedbir talep eden yüklenici, karşı taraf ise iş sahibidir.Talep, ihtiyati tedbir talep eden yüklenici tarafından taraflar arasındaki sözleşmeye konu inşaatlar büyük oranda tamamlanmış iken, herhangi bir kusuru olmaksızın, Belediyenin imar uygulamasının iptali ve İdare Mahkemesince verilen yürütmenin durdurulması kararı gereği inşaatın mühürlendiği, buna rağmen hakedişlerinden kaynaklı alacaklarının karşı taraf Kooperatifçe ödenmediği iddiasıyla, bu sözleşme kapsamında karşı taraf kooperatife teslim edilen teminat mektuplarının nakde tahvil edilme tehdidi bulunduğundan bahisle, sözleşmenin 21. maddesi uyarınca karşı tarafa teslim edilen 4 adet kesin teminat mektubunun nakde tahvilinin önlenmesi için ihtiyati tedbir kararı verilmesine ilişkin olup, karşı tarafça, talep edenin muaccel olmuş bir alacağı olmayıp aksine Kooperatifin talep edenden alacaklı olduğu, talep edenin taahütünü tamamlamadığı ve inşaatların yaklaşık yüzde 50’sini tamamlandığı, talep eden tarafın düzenlediği hakedişlerin ihtilaflı olup kabul edilmediği, depreme dayanıksız inşaat yapıldığı, mevcut imalatın ayıplı olduğu, bu hususun üniversite raporu ve mahkeme kanalı ile de tespit edildiği belirtilerek, ihtiyati tedbir talebinin reddi istenmiştir.Dosya kapsamı değerlendirildiğinde; Taraflar arasındaki uyuşmazlığa ilişkin olarak henüz açılmış bir dava bulunmayıp, tarafların iddia ve savunmalarını ispatlayacak deliller tam olarak toplanmamıştır. İhtiyati tedbir talep edenin, karşı tarafa karşı sözleşmeyle yüklendiği mevcut aşamaya kadarki edimlerinin tam ve eksiksiz yerine getirilip getirilmediği, depreme dayanıksız ve ayıplı inşaat yapılıp yapılamadığı, bu surette teminat mektuplarının karşılıksız kalıp kalmadığı yargılama sonucu belirlenebilecek olup, karşı tarafça sunulan Yıldız Teknik Üniversitesi Raporu ve İstanbul 16. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2022/72 D.İş dosyasından aşınan bilirkişi heyeti raporu göz önünde bulundurulduğunda, talep eden tarafından sunulan mevcut delilerin, talep edenin iddiaları yönünden, teminat mektubunun niteliği dikkate alındığında seviyesi yükseltilmiş yaklaşık ispat koşulunu ve bu bağlamda HMK’nın 389. maddesindeki şartları sağlamaya yeterli olmadığı anlaşılmaktadır. Bu nedenle mahkemece dosya kapsamındaki delillerin değerlendirilmesi suretiyle, bu aşamada, talep eden tarafın teminat mektubunun nakde çevrilmesinin tedbiren durdurulmasına ilişkin ihtiyati tedbir talebinin reddine karar vermiş olmasında bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Yaklaşık ispat kriterleri ile yargılama sırasında sunulacak delillere göre talep halinde ihtiyati tedbir şartları her zaman yeniden değerlendirilebilecektir.Açıklanan nedenlerle, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzeni gözetilerek yapılan istinaf incelemesi sonucunda, dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenler ve ileri sürülen istinaf sebeplerine göre, mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, talep eden vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1. bendi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 25/07/2022 tarih ve 2022/229 D.İş Esas – 2022/232 Karar sayılı kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, talep eden vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince REDDİNE, 2-İstinaf harçları peşin alındığından ayrıca harç alınmasına YER OLMADIĞINA, 3-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde BIRAKILMASINA,4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 362/1-f bendi gereğince KESİN olmak üzere 04/10/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.