Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 53. Hukuk Dairesi 2022/1906 E. 2022/19 K. 13.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
53. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/1906
KARAR NO: 2022/19
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 15/04/2022
NUMARASI: 2020/190 Derdest
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ:13/09/2022
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sırasında verilen ara kararına karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Talep eden davacı vekili; dosyada mübrez 31.03.2022 tarihli talep dilekçesine konu ihtiyati haciz talebi hakkında mahkemenin 01.04.2022 tarihli kararıyla, 272.487,55 TL alacak yönünden alacağın %15’ine tekabül eden teminat karşılığında ihtiyaten haczine karar verildiğini, ancak işbu 01.04.2022 tarihli ihtiyati haciz kararına konu alacak miktarının düşük kaldığını, bilirkişi raporlarındaki tespitler ve ihtiyati haciz talebine konu alacağın çok daha fazla olduğunu, mahkemenin iş bu kararı oluşturulurken 24.12.2021 tarihli raporundaki alacak tespitlerinden yalnızca 272.487,55 TL’nin dikkate aldığını, dosyada mübrez 24.12.2021 tarihli bilirkişi heyet raporunda da 5. sayfanın son paragrafında “Bu tespitler sonucunda davacı tarafından yapılmış olan 272.487,55 TL + 6.490 TL + 11.210 TL = 290.187,55 TL harcama bedelini talep edebileceği kanaati hasıl olmuştur.” tespitini sunduğunu, aynı bilirkişi raporunda ilaveten “23.010 TL Arsa Geliştirme ve Danışmanlık raporu bedelinin arsa maliklerinin yararına olacağı ancak öncelikli ve zorunlu olmadığı, davacının talep edebileceği ” tespit edildiğini, bu bedelle ilgili takdirin mahkemeye bırakıldığını, 24.12.2021 tarihli bilirkişi heyet raporunda 290.187,55 TL + 23.010 TL = 313.197,55 TL dava konusu asıl alacağın talep edilebilir olduğunun tespit edildiğini, işbu tespit edilen 313.197,55 TL asıl alacak üzerinden ihtiyati haciz talebinin kabul edilmesi gerektiğini, buna rağmen mahkemenin yalnızca 272.487,55 alacak yönünden ihtiyati haciz hükmü kurulmasına itiraz ettiklerini, mahkemenin 01.04.2022 tarihli ihtiyati haciz ara kararına itirazın dikkate alınarak düzeltilmesini, neticeten 313.197,55 TL asıl alacak miktarı üzerinden ihtiyati haciz kararı verilmesini talep etmiştir. Mahkemece, 2004 sayılı İİK’nın 258/1. maddesi hükmüne göre ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için mahkemenin ”alacağın varlığı hakkında kanaat edinmiş olması” yeterlidir. Mahkemenin ”alacağın varlığına kanaat edinmiş olmasından” anlaşılması gereken alacağın usul hukuku kurallarına göre kesin veya tam olarak ispat edilmesi değildir. Ancak bu noktada alacağın varlığı ve muacceliyeti ile ilgili kanaat verici belgenin varlığı dahi şarttır. Taraflara sözlü yargılama duruşması için ihtar yapıldığı, bu aşamada ihtiyati haciz talebinin değerlendirilemeyeceği anlaşılmakla ihtiyati haciz talebinin reddine karar vermek gerekmiştir. Gerekçesi ile, ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmiş, karara karşı ihtiyati haciz talep eden davacı vekili istinafa başvurmuştur. İhtiyati haciz talep eden davacı vekili istinaf dilekçesi ile: 01.04.2022 tarihli ihtiyati haciz kararına konu alacak miktarının düşük kaldığını, zira bilirkişi raporlarındaki tespitler ve ihtiyati haciz talebine konu alacaklarının hükmedilenden daha fazla olduğunu, mahkemenin iş bu kararı oluşturulurken 24.12.2021 tarihli bilirkişi raporundaki alacak tespitlerinden yalnızca 272.487,55 TL’yi dikkate aldığı, oysa 24.12.2021 tarihli bilirkişi heyet raporunda “davacı tarafından yapılmış olan 272.487,55 TL + 6.490 TL + 11.210 TL = 290.187,55 TL harcama bedelini talep edebileceği” denildiğini, aynı bilirkişi raporunda ilaveten “23.010 TL Arsa Geliştirme ve Danışmanlık raporu bedelinin arsa maliklerinin yararına olacağı ancak öncelikli ve zorunlu olmadığı, davacının talep edebileceği”nin tespit edildiğini, dolayısıyla bilirkişi heyet raporunda; 290.187,55 TL + 23.010 TL = 313.197,55 TL dava konusu asıl alacağın talep edilebilir olduğunun tespit edildiğini, iş bu tespit edilen miktar üzerinden ihtiyati haciz taleplerinin kabulü gerektiğini belirterek istinaf başvurusunda bulunmuştur.Talep, davacı ile davalı arsa malikleri … ve … arasında akdedilen 24.10.2016 tarihli ön protokol ve davacı ile diğer davalı arasında akdedilen 11.11.2016 tarihli Mimarlık Proje Hizmetleri Sözleşmesi kapsamında ödenen bedellerin iadesi için yapılan takibe vaki itirazın iptali davasında ihtiyati haciz istemine ilişkindir.Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; arsa malikleri sıfatıyla davalılar … ve … ile müvekkili arasında Sarıyer ilçesi, … mahallesi, … ada, … parseldeki taşınmaz üzerine ileride yapılacak Gayrimenkul Satış Vadi Kat Karşılığı İnşaat Sözleşmesi için 24.10.2016 tarihinde Ön Protokol adı altında bir sözleşme imzalandığını, müvekkilinin çalışmalara başladığını ve arsa maliklerinin bilgi ve istekleri dahilinde davalı mimar … ile söz konusu taşınmazla ilgili olarak mimarlık ve tüm proje hizmetleri ve ilgili mercilerden yasal onaylarla birlikte ruhsat alınması işi konusunda 11.11.2016 tarihli Mimarlık Proje İşi Sözleşmesinin ve aynı tarihli İnşaat Kontrollük ve Uygulama Protokolünün akdedildiğini, müvekkilince arsa maliklerine muhtelif tarihlerde ödemeler yapıldığını, ayrıca davalı …’a da ödeme yapıldığını, ancak resmi şekilde Gayrimenkul Satış Vadi Kat Karşılığı İnşaat Sözleşmesinin düzenlenmediğini, müvekkilinin bu konudaki ihtarnamelerinin cevapsız bırakıldığını, davalı …’ın da üzerine düşen edimlerini yerine getirmediğini, arsa maliki ve mimar olan davalılara akdedilen ön protokoller kapsamında toplamda 428.197,55 TL ödeme yapıldığını, resmi sözleşme yapılmadığından ödenen bedelin iadesini teminen İstanbul … İcra Dairesinin … E. Sayılı dosyasıyla ilamsız icra takibi yapıldığını, davalıların itirazı üzerine takibin durdurulduğunu belirterek anılan icra dosyasında davalıların haksız itirazının iptaliyle takibin devamına alacağın %20’si oranındaki icra inkar tazminatının davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiş, dava sırasında ihtiyati haciz konulmasını istemiştir. Mahkemece ihtiyati haciz talebinin reddine dair ilk kararın istinaf edilmesi üzerine, İstanbul BAM 15. HD’nin 08/02/2022 2022/228 -234 E.K. kararı ile “Dava dosyası içinde bulunan belge ve bilgilerden davalılardan … hakkında yaklaşık ispat koşulu gerçekleşmediğinden ihtiyati haciz talebinin reddine dair mahkeme kararı doğru olmakla birlikte, davalı arsa sahipleri … ve … davaya verdikleri cevap dilekçesi ile ön protokolün imzalandığını ve davacı tarafça kendilerine 115.000 TL ödeme yapıldığını, kabul ettiklerinden davalıların bu beyanının yaklaşık ispata yeterli olduğu ve görevsiz İstanbul 20. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2018/49 E. sayılı dosyası üzerinden 30/04/2019 tarihinde dairemiz kaldırma kararı doğrultusunda ihtiyati haciz kararı verildiği ve bu kararın uygulandığı gözetildiğinde, bu davalılar yönünden kabul ettikleri miktarla sınırlı olarak ihtiyati haciz talebinin şartlarının oluşmadığından dolayı ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmesi hatalı olmuştur. Açıklanan nedenlerle, ihtiyati haciz talep eden davacının, davalı … yönünden ihtiyati haciz talebinin şartları oluşmadığından reddine dair mahkeme ara kararı doğru olmakla birlikte, diğer davalılar yönünden verilen red kararı hatalı olduğundan, davacının istinaf talebinin kabulü ile diğer davalılar yönünden mahkeme kararının kaldırılmasına, bu davalıların kabul ettikleri miktar olan 115.000 TL yönünden, görevsiz mahkemede verilen ihtiyati haciz talebinin reddi kararının istinaf edilmesi üzerine dairemizce verilen istinaf talebinin bu davalılar yönünden kabulüne dair kararı üzerine aynı mahkemece verilen 30/04/2019 tarihli ara kararı ve karar sonrası işlemler, bilgi ve belgeler de gözetilmek suretiyle, ihtiyati haciz talebinin değerlendirilmesi için HMK’nın 353/1-a6 maddesi ile dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir. Gerekçesi ile kaldırılmış, mahkemece bu kararımız sonrasında istinafa konu ihtiyati haciz talebinin kısmen kabulüne dair karar verilmiştir. Davacı ihtiyati hacze karar verilen miktarın düşük olduğunu bilirkişi raporu ile tespit edilen miktar üzerinden ihtiyati haciz kararı verilmesi gerektiğini belirterek istinafa başvurmuştur.Yapılan yargılamada, mahkemece önce ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmiş, bu kararın istinaf edilmesi üzerine, dairemizce davalı … yönünden kararın doğru olduğu diğer davalıların 115.000 TL yönünden kabulleri bulunduğu bu miktar yönünden ihtiyati haciz talebinin kabul edilmesi gerektiği belirtilerek karar kaldırılmış mahkemece davalılar … ve … yönünden ihtiyati haciz talebinin 115.000 TL yönünden kısmen kabulüne karar verilmiştir. Davacı vekilinin kalan kısım için ihtiyati haciz kararı verilmesi talebinin reddi kararının istinaf edilmesi üzerine dairemizce yukarıdaki karar verilmiş, bunun üzerine mahkemece davacının davalı mimar …’e ödediği miktar yönünden de kabul kararı vermiştir. Davacının talep ettiği diğer alacak kalemi bilirkişi raporuna göre davacı tarafça 3. Kişilere yapılan ödemeye ilişkin olup, bu ödemelerin ispatlanması gerekmektedir. Dosya da bu ödemelerden davalıların sorumlu olduğuna dair yaklaşık ispata yeterli delil bulunmadığından davacının istinaf sebebi yerinde değildir, Açıklanan nedenlerle, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzeni gözetilerek yapılan istinaf incelemesi sonucunda, dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenler ve ileri sürülen istinaf sebeplerine göre, mahkeme ara kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1. bendi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 15/04/2022 tarih ve 2020/190 Esas sayılı ara kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince REDDİNE, 2-İstinaf harçları peşin alındığından ayrıca harç alınmasına YER OLMADIĞINA, 3-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde BIRAKILMASINA, 4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 362/1-f bendi gereğince KESİN olmak üzere 13/09/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.