Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 53. Hukuk Dairesi 2022/1896 E. 2022/374 K. 06.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
53.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/1896
KARAR NO: 2022/374
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 27/02/2019
NUMARASI: 2016/955 Esas, 2019/155 Karar
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ: 06/12/2022
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı şirketin sağlık kuruluşu inşa eden bir şirket olduğunu, Türkmenistan’da aldığı hastane inşaatı ihalesi kapsamında “…” isimli hastanenin projesinin bir kısım işlerini müvekkili şirkete verdiğini, taraflar arasında 17.04.2015 tarihinde malzeme alımı, montaj hizmet sözleşmesinin imzalandığını, müvekkilinin davalı tarafından hazırlanan projeye uygun olarak gerekli ürünlerin temini, montajı ve devreye alınması işini üstlendiğini, sözleşmenin 9.maddesi gereğince sözleşme bedelinin %5’i kadar teminat mektubu verdiğini, müvekkilinin sözleşmedeki tüm edimlerini eksiksiz olarak yerine getirdiğini, ancak davalının mesnetsiz olarak teminat mektubunu nakde çevirdiğini, davalının haksız yere teminat mektubunu nakde çevirmesi neticesinde İstanbul … İcra Müdürlüğünün … E sayılı dosyası ile haksız olarak tahsil edilen paranın geri alınması amacı ile icra takibine başladıklarını, davalının haksız olarak itirazı neticesinde icra takibinin durduğunu beyanla, itirazın iptaline, takibin devamına ve borçlunun % 20 den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatı ödemesine karar verilmesini talep etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle dava dilekçesi ile sunulan 17/04/2015 tarihli sözleşmede tarafların imzaları bulunmadığını, her iki tarafın imzasını içeren sözleşmenin 06/05/2015 tarihli sözleşme olduğunu, davacının sözleşmeyi ihlal ettiğini, üstlendiği edimi sözleşme hükümlerine göre yerine getirmediğini, vekil edenin zarara uğramasına neden olduğunu, şöyle ki taraflar arasında sözleşme akdedildiğini, sözleşme uyarınca davacı şirketin marka, model, teknik özellikleri ve miktarları sözleşme ekinde belirtilen malzemeleri temin ederek vekil edene teslim edeceğini, vekil edenin de şantiyede montajı yaparak devreye alınmasını sağlayacağını ve eğitimleri vereceğini, karşılığında hizmet bedelini ödeyeceğini, vekil edenin ödeme yükümlülüğünü tam olarak yerine getirdiğini, davacının sözleşmenin 6.1.maddesinde yer alan hüküm uyarınca iş ile ilgili olarak mutlaka ve yalnızca davalı vekil eden ile irtibat halinde olacağını, 6.2.maddesi uyarınca yapılan işler ile ilgili vekil eden ile değerlendirme ve çalışma yapacağını, 13.2 maddesi uyarınca yükümlülüklerini vekil edenin yazılı onayı olmaksızın 3.kişilere devredemeyeceğini, davacının sözleşmede üstlendiği yükümlülüklerini yerine getirirken vekil eden davalı ile tüm irtibatını kestiğini, yapılan işler ile ilgili her hangi bir bilgi ve değerlendirmede bulunmadığını, davalıyı yok sayarak davalının aynı iş kapsamında anlaşması olduğu başka bir şirket ile irtibata geçtiğini, yükümlülüklerini bu şirkete karşı yerine getirdiğini, doğrudan doğruya bu şirkete hizmet vermeye başladığını, söz konusu sözleşmeye aykırı davranışı ve vekil eden davalıya karşı sözleşmesel yükümlülüklerini yerine getirmemesi nedeni ile dava dışı şirketin vekil edeni davalı şirkete karşı olan borcunu ödemediğini, vekil edenin bu yönden de zarara uğradığını, sözleşme ile yükümlendiği edimleri gereği gibi ifa ettiğine dair belge veya bilgiyi dosyaya sunmadığını, sözleşmenin 7.5 maddesi uyarınca iş bittiğinde test edilerek devreye alınacak ve akabinde taraflar arasında teslim tutanağı hazırlanarak imzalanacağını, tutanak veya belge sunulmadığını, zira davacının sözleşme yükümlülüklerini tam olarak yerine getirmediğini irtibatını kesmek sureti ile dava dışı şirket ile iş yapmaya başladığını, sözleşmenin 9.2 maddesi uyarınca 20/06/2016 tarihinde teminat mektubunun nakde çevrilerek hesaba aktarılmasının hukuka uygun olduğunu beyanla davanın reddini, davacı şirketin icra takibini başlatmakla kötü niyetli olduğundan davacı şirket aleyhine asıl alacağın % 20 sinden aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir. Mahkemece; tüm dosya kapsamı birlikte incelenip değerlendirildiğinde, taraflar arasında Malzeme Alımı Montaj Hizmeti Sözleşmesi akdedilmiş olup Sözleşmenin 9.2 maddesi ile yüklenicinin iş verene teminat mektubu vermesinin kararlaştırıldığı, uyuşmazlığın teminat mektubunun davalı tarafından nakde çevrilmesinin haklı olup olmadığı noktasında olduğu, davalının savunmasında, davacının sözleşmenin 6.1, 6.2, 13.2, 7.1, 7.5, maddelerine aykırı davrandığını, bu kapsamda davalı ile tüm irtibatını kestiğini, yapılan işler ile ilgili her hangi bir bilgi ve değerlendirmede bulunmadığını, davalıyı yok sayarak davalının aynı iş kapsamında anlaşması olduğu başka bir şirket ile irtibata geçtiğini, yükümlülüklerini bu şirkete karşı yerine getirdiğini, sözleşme yükümlülüklerinin bu şekilde ihlali nedeni ile, teminat mektubunun nakde çevrilmesinin hakli olduğunu savunduğu, dosya kapsamında yaptırılan bilirkişi incelemeleri ile sözleşme konusu malların teslim ve montaj edilerek montaj işlemlerinin yapıldığı, ilgili personellere eğitimlerin verildiği, davacının sözleşmeden kaynaklanan tüm edimlerini yerine getirdiği, davalı tarafından da davacıya sözleşme edimleri gereği olan tüm ödemeleri yapıldığının tespit edildiği, dosya kapsamı ve taraflarca sunulan deliller bir bütün olarak değerlendirildiğinde, her iki tarafın da sözleşme yükümlülüklerini yerine getirdiği, davalı sözleşmenin az yukarıda belirtilen maddelerinin ihlal edildiğini beyanla teminat mektubunu nakde çevirmiş ise de, davalının ihlal edildiğini beyan ettiği maddelerin, işin teslimi, kabulü ve ödemenin yapılmasından sonra, sonuca etkisi bulunmadığı, anılan maddelerin işin yürütülmesi, devamı, ifası sırasında davacının yükümlülüklerini düzenlediği, ancak bu aşamalarda bir anlam ifade edeceği, işin teslimi ve bitiminden sonra, üstelik ödemelerin tamamı yapıldıktan sonra bu maddelere uyulmadığından bahisle teminat mektubu bedelinin tahsil edilmesinin dürüstlük kurallarına uygun olmadığı, öte yandan, bilirkişi raporları ile tespit edilen hususlar dikkate alındığında, davalının, işin yürütülmesi sırasında yapılan işlerden haberdar olmamasının da gerçekçi bulunmadığı, tüm bu nedenlerle, teminat mektubunun davalı tarafından haklı neden olmaksızın nakde çevrildiği kanaatine varıldığı, asıl alacak yönünden davanın kabulü gerektiği, her ne kadar takipte işlemiş faiz talep edilmiş ise de asıl alacağa faiz yürütülebilmesi için borçlunun TBK’nın 117. (BK’nın 101.) maddesi uyarınca temerrüde düşürülmesi gerektiği, dosyaya bu yönde sunulmuş bir delil ve iddia bulunmadığı gerekçesi ile; Davanın kabulü ile davacı tarafından davalı aleyhine başlatılan İstanbul 31.İcra Müdürlüğünün 2016/20762… esas sayılı takip dosyasında vaki davalı itirazının iptaline, takibin 7.000 Euro asıl alacak üzerinden devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren 3095 sayılı Yasanın 4/a maddesi uyarınca bu yabancı para cinsinden açılacak 1 yıl vadeli mevduat hesabına uygulanan en yüksek mevduat faizi oranında faiz işletilmesine, takipteki işlemiş faizin reddine, Hüküm altına alınan asıl alacağın takip tarihindeki kur üzerinden TL’ye çevrilmesi ile belirlenen alacağın % 20’si oranında hesaplanan 4.551,26 TL icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, karar verilmiş karara karşı, davalı vekili istinafa başvurmuştur.Davalı vekili istinaf dilekçesi ile, taraflar arasında imzalanan 06.05.2015 tarihli Malzeme Alımı, Montaj Hizmeti Sözleşmesi uyarınca davacı şirketin marka, model, teknik özellikleri ve miktarları sözleşme ekinde belirtilen malzemeleri temin ederek müvekkiline teslim etmek, belirtilen şantiyede malzemelerin montajını yaparak devreye alınmasını sağlamak ve gerekli eğitimleri vermek, müvekkilinin ise sözleşmede belirtilen hizmet bedelini ödemek yükümlülüğünü üstlendiğini, müvekkilinin, hizmet bedeli ödeme yükümlülüğünü tam ve eksiksiz olarak yerine getirmiş olmasına rağmen, davacının, taraflar arasındaki sözleşmeye aykırı davrandığını ve hizmeti sözleşmeye uygun olarak vermediğini, taraflar arasındaki sözleşmede, yüklenicinin ilk saha ziyaretinde mevcut proje ve malzeme listesi ile sahada yapılabilecek montajları karşılaştırarak ilave malzemeler ile projenin uygulanabilirliğini işverene yazılı olarak bildireceği (madde 2.1), yüklenicinin projede gördüğü standartlara uymayan ve/veya eksik olan kısımları yazılı olarak işverene bildireceği (madde 2.2), montaja engel bir husus olup olmadığının yüklenici tarafından işverene bildirileceği (madde 2.6), yüklenici ve işveren yetkilisi tarafından bir iş planı belirleneceği (madde 2.7), yüklenicinin programda meydana gelebilecek aksaklıkları önceden görüp önlem alabilmesi için işveren ile sürekli yazılı ve sözlü olarak irtibatta olacağı (madde 6.1), işveren ve yüklenici temsilcilerinin her günün sonunda sahada değerlendirme toplantısı yapacakları, değerlendirme toplantısı neticesinde çıkacak karara göre bir önceki programın yüklenici tarafından revize edilerek işverene yazılı olarak bildirileceği (madde 6.2), işler tamamlandığında sistemin beklenen performansta çalışıp çalışmadığının yüklenici ve işveren yetkililerince tutanak altına alınacağı (madde 7.1), işverenin belirleyeceği personele işverenin belirleyeceği zaman ve yerde kullanma/çalıştırma/bakım eğitimi verileceği (madde 7.2), işin teslimi esnasında yüklenici ve işveren arasında teslim tutanağı oluşturulup karşılıklı olarak imzalanacağı (madde 7.5), hükümlerinin yer aldığını, ancak davacı şirketin, bu yükümlülüklerine uymadığını, dosyada, müvekkiline yapılmış herhangi bir yazılı bildirim, hazırlanmış bir iş planı, değerlendirme toplantısı tutanağı, kurulan sistemlerin çalışıp çalışmadığına dair tutanak, eğitim verilecek personelin belirlediğine, eğitim yerine ve zamanına ilişkin olarak müvekkilinden sadır herhangi bir yazı, eğitim verildiğine dair ve işin teslimine ilişkin herhangi bir tutanak bulunmadığını, diğer taraftan davacının, müvekkili ile yazılı veya sözlü hiçbir irtibat kurmadığını, tüm iletişim ve irtibatını kestiğini, davacının, müvekkili ile irtibatını keserek doğrudan, hastane inşası işini yapan dava dışı … Şirketi’ne karşı hizmet vermeye başladığını, davacının sözleşmeye uygun şekilde müvekkili ile irtibatta kalmadığı ve sözleşmeyi gereği gibi ifa etmediği için de dava dışı … Şirketinin, müvekkiline karşı olan borcunu ödemediğini, müvekkilinin bu yönden zarara uğradığını, davacı şirketin sözleşme ihlalinin, sayılanlarla sınırlı olmadığını, davacı şirketin inşaat sahasına gönderdiği teknik destek elemanlarının, sözleşme kapsamında temin edilip montajı yapılan malzemelere müvekkilinin talebi, izni ve bilgisi olmaksızın fiziken el atmak suretiyle müdahale ettiğini, bu durumun müvekkil şirketin 3. kişilerle olan ticari/hukuksal ilişkilerini de olumsuz etkilediğini, müvekkilinin bu hususta davacıya, Ankara … Noterliği’nin 14 Haziran 2016 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesini göndererek ihtarda bulunduğunu, davacının sözleşmesel tek yükümlülüğünün malzemeleri teslim edip bunları monte etmek olmadığını, sözleşmeyi, müvekkili şirketin ticari itibarını da etkilemeyecek ve devre dışı bırakmayacak şekilde bir bütün olarak ifa etmesi gerektiğini, ancak davacının sözleşmede belirtilen yükümlülüklerini yerine getirmediğini, müvekkilini devre dışı bıraktığını, dava konusu teminat mektubunda, mektubun, ‘Davacı Şirket’in hizmeti 4734 sayılı Kanun ve 4735 sayılı Kanun ile ihale dokümanı ve sözleşme hükümlerine göre kısmen veya tamamen yerine getirmemesi halinde” tazmin edileceğinin belirtildiğini, davacının sözleşme ile üstlendiği yükümlülükleri yerine getirmemesi ve sözleşmeyi yukarıda maddeler halinde belirtilen şekilde ihlal etmesi üzerine, teminat mektubunu haklı olarak nakde çevrildiğini, teminat mektubu haklı sebeplerle nakde çevrilmiş olmasına rağmen yerel mahkemenin, teminat mektubunun nakde çevrilmesini haklı kılan sebepleri hukuka aykırı gerekçelerle dikkate almayan, hatalı ve eksik inceleme/değerlendirme ile tanzim edilmiş olması sebebiyle hüküm vermeye elverişsiz olan ve itiraza uğramış bulunan bilirkişi raporları doğrultusunda müvekkilinin icra takibine vaki itirazında haksız ve kötü niyetli olduğu kanaatine vardığını, taraflar arasındaki sözleşmede, davacının belirttiği şekilde ‘projenin başından sonuna kadar işin yürütülmesinin … tarafı yönünden dava dışı … A.Ş. firmasıyla yürütülmesi, ancak faturanın davalı …’e kesilmesi, ödemenin … tarafından yapılması’ gibi bir hüküm bulunmadığını, sözleşmede böyle bir hüküm bulunmadığı gibi müvekkilinin de davacıya bu yönde bir talimatı da bulunmadığını, dava dışı … firması ile müvekkili şirket arasında herhangi bir ortaklık ilişkisi bulunmadığını, dava dışı … firmasının sahibi ile müvekkil şirketin sahibinin kardeş olduğunun doğru olduğunu, ancak dava dışı … firmasının da müvekkili gibi Azerbaycan’daki …’ın inşası kapsamında kendi faaliyet alanı kapsamında iş aldığını, iki şirketin fiilen birlikte iş yapmadığını, aynı hastane projesinde farklı tüzel kişilikler olarak ve farklı iş yaptıklarını, söz konusu durumun, iki şirket arasında ticari bir bağ oluşturmadığı gibi dava dışı … firmasını da dava konusu sözleşmenin tarafı ya da davacının muhatabı haline getirmediğini, sözleşmenin tarafının müvekkili olduğunu, sözleşme konusu işin/projenin yürütülmesi bakımından davacının tek muhatabının da müvekkili olduğunu, taraflar arasında imzalanmış sözleşme hükümlerinin de bu durumun kanıtı olduğunu, müvekkili şirketten ve/veya yetkili ve çalışanlarından sadır olmayan mail yazışmalarının bu haliyle müvekkilini bağlamayacağını, delil teşkil etmeyeceği gibi delil teşkil edeceği düşünülse dahi, olsa olsa davacı nın sözleşmesel yükümlülüklerini ihlal ettiğinin açık bir kanıtı olacağını, uyuşmazlık konusu teminat mektubunun alınmasının amacının davacının sözleşmeye konu yükümlülüklerinin tamamını sözleşmeye uygun şekilde ve gereği gibi yerine getirmesini garanti altına almak olduğunu, teminat mektubunun, sözleşmeye konu edimlerde asli veya fer’i gibi bir ayrım yapılmak suretiyle alınmadığını, sözleşmede, teminat mektubunun ancak ve ancak sözleşmeye konu asli edimler yerine getirilmediği takdirde nakde çevrileceğinin de belirtilmediğini, dolayısıyla teminat mektubunun, sözleşmenin ve asli-fer’i ayrımı olmaksızın sözleşme konusu tüm edimlerin garantisi olduğunu, müvekkilinin de teminat mektubunu bu sebeple ve haklı olarak nakde çevirdiğini, şartları oluşmadığı halde icra inkar tazminatına hükmedilmiş olmasının da hatalı olduğunu belirterek istinaf başvurusunda bulunmuştur.Dava, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 470. ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanmakta olup davacı yüklenici, davalı ise iş sahibidir. Davacı, taraflar arasında imzalanan eser sözleşmesi kapsamında takibe konu alacağın kaynağını oluşturan teminat mektubunun davalı iş sahibine verildiğini, sözleşme kapsamında üstlenilen işin eksiksiz olarak tamamlanarak teslim edilmesine rağmen davalının teminat mektubunu haksız olarak nakde çevirdiğini, haksız nakde çevrilen teminat mektubunun bedelinin tahsili için yaptıkları takibe haksız itiraz edildiğini belirterek itirazın iptalini talep etmiştir. Taraflar arasında 06/05/2015 tarihli malzeme alımı, montaj hizmeti sözleşmesi imzalandığı, sözleşme gereğince davacı yüklenicinin davaya konu teminat mektubunu davalı iş sahibine verdiği, teminat mektubunun davalı iş sahibi tarafından nakde çevriliği uyuşmazlık konusu değildir. Davalı iş sahibi sözleşmeye aykırılık iddiasında bulunmuş, sözleşme ile öngörülen işin ifasına ilişkin bir takım presedürlerin davacı tarafça yerine getirilmediğini ileri sürmüş ise de ilgili prosedürlerin yerine getirilmediğine ilişkin olarak davacı yükleniciyi temerrüde düşürmediği gibi sözleşmede öngörülen iş yapılıp, teslim edilmekle ifa edildiği anlaşıldığından ve bundan kaynaklı ayrıca bir zarar ispat edilemediğinden mahkemece verilen karar usul ve yasaya uygun olup davalının istinaf sebepleri yerinde değildir. Açıklanan nedenlerle, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzeni gözetilerek yapılan istinaf incelemesi sonucunda, dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenler ve ileri sürülen istinaf sebeplerine göre, mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1. bendi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-İSTANBUL 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin 27/02/2019 tarih ve 2016/955 Esas, 2019/155 Karar sayılı kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan REDDİNE, 2-Alınması gereken 2.890,87-TL nisbi istinaf karar harcından davalı tarafça peşin olarak yatırılan 722,63-TL harcın mahsubu ile bakiye 2.168,24-TL harcın davalıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,3-Davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde BIRAKILMASINA,4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince KESİN olmak üzere 06/12/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.