Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 53. Hukuk Dairesi 2022/184 E. 2023/198 K. 28.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
53.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/184
KARAR NO: 2023/198
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 25/09/2019
NUMARASI: 2018/1198 Esas, 2019/836 Karar
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 28/02/2023
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde; davalı ile aralarındaki cari hesapdan kaynaklı alacak için Bakırköy … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile icra takibi yürüttüklerini, davalının icra takibine haksız olarak itiraz ettiğini, davalı tarafından 3919 metre kumaşının işlemleri yapılmak üzere müvekkili deposuna teslim edildiğini ancak cari hesaptan kaynaklı borcun ödenmemesi nedeniyle ellerindeki kumaş üzerinde hapis hakkını kullandıklarını beyan ederek itirazın iptali ile takibin devamına, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde Davacının öncelikle müvekkiline ait kumaşları teslim aldığını, daha sonra kumaşları yapılması gereken işlemler yönünden tamamlayıp hazır olduğunda kendilerine haber verdiğini, kumaşların incelenip test edilmesini müteakip davacının cari ödemesinin gerçekleştirildiğini, dava dilekçesinde bahse geçen 3919 metre kumaşın işlem yapılmak üzere davacı tarafça teslim alınıp depoda tutulduğunun ikrar edildiğini, bu mal üzerinde hapis hakkı kullanılamayacağını, alacak ile rehin konusu arasında doğal bir bağlantı bulunmadığını, diğer yandan cari hesap kapsamında davalıya borçlu olmadıklarını, icra takibine yönelik itirazlarını tekrarladıklarını beyan ederek davanın reddine, karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece; toplanan delillere göre, tarafların ticari defterlerinin lehlerine delil niteliği taşıdığı, davacının ticari defterlerine göre; takip tarihi itibariyle davalıdan 36.223,12 TL alacaklı olduğu, davalının ticari defterlerine göre; takip tarihi itibariyle davacıya 36.217,48 TL borçlu olduğu, takip konusu davacı tarafından davalıya düzenlenen faturaların davalının ticari defterlerine kaydedildiği, taraf ticari defterlerinde cari hesap farkının 5,64 TL olduğu, bu farkın ise davalının davacıya yapmış olduğu ödemeden kaynaklandığı, sonuç olarak takip tarihi itibari ile davacının davalıdan taleple bağlılık ilkesi gereği 36.194,09 TL alacaklı olduğu, davacının takip tarihinden önce davahya ödeme ihtarının bulunduğu, ancak ödeme ihtarında takip konusu faturalara ilişkin bir bilgi bulunmadığı, başkaca temerrüt tarihine ilişkin sözleşme vb. bilgi belge sunulmadığı, davacının işlemiş faiz talebinin dayanağının bulunmadığı, alacağın faturaya bağlı olması nedeniyle likit olduğu, itirazında haksız olan davalının alacağın % 20 si oranında icra inkar tazminatına mahkum edilmesi gerektiği gerekçesi ile, Davanın KISMEN KABULÜ ile, Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasındaki icra takibine davalının itirazının kısmen iptali ile icra takibinin 36.194,09 TL asıl alacak üzerinden devam ına, Davacının fazlaya ilişkin taleplerinin reddine, Asıl alacak miktarı olan 36.194,09 TL nın % 20’ si oranına isabet eden 7.238,818 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,, karar verilmiş, karara karşı davalı vekili istinafa başvurmuştur. Davalı vekili istinaf dilekçesi ile davacının, keşide ettiği, Beyoğlu … Noterliğinin 30.11.2018 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile kumaşlar üzerinde hapis hakkını kullandığını, öncelikle iddia olunan borcun taraflarına ödenmesini buna müteakip kumaşların teslim edilebileceğini bildirdiğini, dava dilekçesinin 6. maddesinde “3919 metre kumaşın işlemleri müvekkil tarafından yapılmak üzere” ibaresiyle kumaşların kendileri tarafından teslim alındığını ve kendi deposunda tutulduğunu ikrar ettiğini, taraflar arasındaki ticari teamül ve adetlerin öncelikle kumaşların teslim alınması, daha sonra kumaşlara yapılması istenen işlemlerin tamamlandıktan sonra müvekkiline haber verilmesi, müvekkili tarafından kumaşların incelenip ayıp ve eksik, fire olmaması urumunda davacıya ücretinin ödenmesi şeklinde olduğunu, davacının tüm bu teamülü alt üst ederek, teslim etmediği ve ne halde olduğu hatta mevcut olup/olmadığı belli olmayan kumaşlara uygulama bedelini peşin olarak talep ettiğini, davacı tarafından işlenmek üzere teslim alınan kumaşların, işlemleri bitmesine müteakip müvekkiline teslimi ile birlikte iddia ettiği alacağına hak kazanabilecekken, sebebi anlaşılamaz şekilde müvekkilinden hak edilmeyen bir para talep edildiğini, bahsi geçen alacağın muaccel olmadığı gibi, taraflar arasındaki önceki döneme ilişkin ödeme teamüllerinin de bu şekilde olmadığını, mahkemenin gerekçeli kararında sanki ortada muaccel alacak varmışçasına ve taraflar arasında davacının uhdesinde kaldığı ihtilafsız olan malların teslimi hususunda hiçbir dayanak gösterilmeden, aleleacele işbu kanunsuz kararın verildiğini, ayrıca yine alacak yönünden inkar tazminatına mahkum edilmesinin de hiçbir gerekçesi olmadığını zira ortada teslim edilmeyen bir mal sebebiyle ihtilaf ve devamında yapılmış bir yargılama olduğunu, davalı vekili olarak taraflarına sadece “29,03-TL” vekalet ücreti takdir edildiğini, davanın kısmen red/kismen kabul edildiği değerlendirildiğinde, asgari ücret tarifesinde Asliye Ticaret Mahkemesinde görülen işlerdeki vekâlet ücret miktarının altında bir vekâlet ücretine karar verilmesinin hatalı olduğunu belirterek istinaf başvurusunda bulunmuştur. Dava, eser sözleşmesinden kaynaklı açık hesap ticari ilişkiden kaynaklı alacağın tahsili için yapılan takibe itirazın iptaline ilişkin olup, davacı yüklenici, davalı iş sahibidir. Davacı yüklenici, taraflar arasında süren ilişkide cari hesap alacakları olduğunu, davalının bu borcunu ödememesi üzerine yaptıkları takibe haksız itiraz edildiğini belirterek itirazın iptalini talep etmiştir. Mahkemece taraf ticari defter ve belgeleri üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmış, alınan bilirkişi raporuna göre taraf ticari defterleri arasında küçük fark dışında mutabakat olduğu, davacı faturalarının her iki taraf ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, ödemeler düşüldüğünde her iki tarafın ticari defterlerinde de davada talep edilenden fazla davalının borçlu göründüğü belirtilmiş olup, davalı kendi ticari defterlerinde bulunan kayıtlarda görünün borcu ödediğini veya bunun talep edilemeyeceğini ispatlayamamıştır. Buna göre davalının ticari defter kayıtlarına göre takip tarihi itibarıyla davacıya takipte talep edilen miktardan daha fazla borcu olduğu kayıtlı olduğundan davalı vekilinin dava konusu olmayan hususlardaki istinaf sebepleri yerinde değildir. Davaya konu takip faturaya dayalı açık hesaptan kaynaklı bakiye alacağa ilişkin olup, davalı ticari defter kayıtlarına göre davalı takipte talep edilen asıl alacaktan daha fazla borçlu göründüğünden alacak belirli ve likit olup şartları oluşmakla kabul edilen alacak miktarı üzerinden icra inkar tazminatına hükmedilmesi yerinde olmuştur. Karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nin 13/2 maddesinde hükmedilecek vekalet ücretinin kabul veya reddedilen miktardan fazla olamayacağı düzenlendiğinden ve mahkemece anılan düzenleme gereğince reddedilen miktarı geçmemek üzere vekalet ücretine hükmedilmesinde yasaya aykırılık bulunmamakla davalı vekilinin bu yönlere ilişkin istinaf sebebi de yerinde değildir. Açıklanan nedenlerle, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzeni gözetilerek yapılan istinaf incelemesi sonucunda, dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenler ve ileri sürülen istinaf sebeplerine göre, mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1. bendi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 25/09/2019 tarih ve 2018/1198 Esas, 2019/836 Karar sayılı kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan REDDİNE, 2-Alınması gereken 2.472,42-TL nisbi istinaf karar harcından davalı tarafça peşin olarak yatırılan 618,10-TL harcın mahsubu ile bakiye 1.854,32‬-TL harcın davalıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,3-Davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde BIRAKILMASINA,4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince KESİN olmak üzere 28/02/2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.