Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 53. Hukuk Dairesi 2022/1837 E. 2022/172 K. 18.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
53.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/1837
KARAR NO: 2022/172
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 09/02/2022
NUMARASI: 2021/843 Esas, 2022/147 Karar
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit
KARAR TARİHİ: 18/10/2022
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesi ile müvekkilinin davalıya hiçbir borcunun bulunmamasına rağmen davalı tarafından Bakırköy … İcra Müdürlüğünün …4 Esas sayılı dosyasından takip yapıldığını, davacı müvekkilinin davalıya teslim ettiği halde iade almadığı toplam 78.916,24 TL değerinde iplik olduğunu, ipliklerin veya değerinin iadesi yapılmadığını, müvekkili aleyhine yapılan takip nedeniyle borçlu bulunmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesi ile Bakırköy … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasından faturaya dayalı takip yapıldığını, takibin kesinleşmesinden sonra davacının özgür iradesi ile 10.000 TL ödeme yaptığını, kalan kısım için de protokol düzenlendiğini, davacının müvekkiline teslimatı bulunmadığını, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece; dosya tüm deliller ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesinin 29/09/2021 tarih ve 2019/350 Esas 2021/1758 Karar sayılı ilamı birlikte değerlendirildiğinde kaldırma kararı doğrultusunda davacı vekilince sunulan 05/10/2020 tarihli ibraname başlıklı belgenin altındaki imzanın davalıya ait olup olmadığı ve içeriğinin doğru olup olmadığı konusunda davalı asilin isticvab edildiği, davalı asilin imza inkarında bulunmadığı, hata/hile ile imzalandığını belirtiği, hata ve hile her türlü delil ile ispatlanabilir olduğundan bu hususta delillerini sunmak üzere süre verilmesine rağmen süresinde dosyaya bu yönde bir delil sunulmadığı, tanık dinletme talebinde bulunulmadığı buna göre hata/hile iddiasının ispatlanamadığı, imzanın davalı asile ait olduğu da gözönünde bulundurulduğunda açılan davanın kabulü gerektiği gerekçesi ile; DAVANIN KABULÜNE, Davacının Bakırköy … İcra Dairesinin … Esas Numaralı icra dosyasına konu alacak bakımından 39.073,73-TL borçlu olmadığının TESPİTİNE, davacının icra veznesine ödemiş olduğu 10.000,00-TL nin davalıdan istirdadı ile davacıya ödenmesine, Davacının kötü niyet tazminat talebinin REDDİNE, karar verilmiş, karara karşı davalı vekili istinafa başvurmuştur.Davalı vekili istinaf dilekçesi ile protokolde belirtilen hiçbir husus ve yükümlülüğün iki tarafça da yerine getirilmediğini, bu durum da protokolün geçersiz olduğunu ve müvekkilinin iradesinin sakatlanarak imzalatıldığını, davacı tarafın protokolün geçerli olduğunu belirtiğini ancak protokolde davadan feragat edeceği belirtilmiş olmasına rağmen feragat etmediğini, bu hususunda davacılarında söz konusu protokolün geçerli bir protokol olmadığını bildiklerinini gösterdiğini, protokolde taraf olarak gösterilen … Firmasının ne dava ile ne icra takibi ile nede müvekkili ile ile bir bağlantısı olmadığını, söz konusu protokolün daha öncesinde hazırlanan ve kontrolü bile yapılmadan alel acele imzalatılan bir evrak olduğunu, ancak tarafları dahi tutmayan ve hiçbir hükmü yerine getirilmeyen bir protokolün mahkemece geçerli kabul edilerek davanın kabul edilmesinin hukuken kabul edilebilecek bir durum olmadığını, kendilerini avukat ile temsil eden tarafların vekil olmadan işleme zorlanmasının hukuken kabul edilemeyeceğini, mahkeme nezdinde dahi en küçük bir tebligatın vekil ile temsil edilen avukata gönderilme zorunluluğu var iken asil ile dava konusu bir işleme zorlanması veya protokolün geçerli bir protokol olabilmesi için vekilin imzası ve onayı şartı gerekmesine rağmen asile okunmasına dahi müsade edilmeden imzalatılan bir protokolün geçerliliğinden söz edilemeyeceğini, mahkemece yapılan ilk yargılama da müvekkili lehine karar verildiğini, istinaf aşamasından gelen dosyada ve devam eden aşamada mahkeme kararını değiştirmesini gerektirecek herhangi bir durum söz konusu olmadığını, kesinlikle kabul anlamına gelmemesi kaydıyla, protokolün geçerli olabilmesi için alacaklı görünen müvekkiline herhangi bir ödeme yapılmadığını, elden ödeme yapılmasının mümkün olmadığını, çünkü alacak konusu ile ilgili olarak Bakırköy … İcra Müdürlüğünün … E. sayılı dosyası ile icra takibi yapıldığını, borcunu ödemek isteyen davacının takip dosyası olduğundan elden ödeme yapmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, sabit olan icra dosyasına ödeme yaparak hiçbir sıkıntı yaşamadan dosyadan kurtulması mümkün iken elden ödeme yapılmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, davacı tarafın dava aşamasında icra takibinden sonra bir takım faturalar düzenleyerek müvekkilinin alacağının olmadığına yönelik evraklar hazırladığını. ancak yapılan bu durumun mahkemeye izah edildiğini ve akabinde müvekkili lehine karar çıktığını, yani davacı tarafın davanın başından bu yana bu tür hukuka aykırı evraklar ile davayı yönlendirmeye çalıştığını, sunulan evrağında hiçbir hükmü olmadığı gibi ibraname karşılığında müvekkiline herhangi bir ödeme de yapılmadığını, kesinlikle kabul anlamına gelmemesi kaydıyla bir an için dahi protokolün geçerliliği konusunda mahkemede kanaat oluşması durumunda davanın protokol gereği feragat ile sonuçlandırılması gerektiğini, mahkemece davanın kabulü yönünde karar oluştururken protokolün dikkate alındığını ancak hükümlerinin dikkate almadığını, davacının vekalet ücreti talebi olmamasına rağmen davacı yana vekalet ücretine hükmetmesinin hatalı olduğunu belirterek istinaf başvurusunda bulunmuştur. Dava, faturaya dayalı takipten dolayı borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkin olup, ilk derece mahkemesince yapılan yargılama sonunda davanın reddine dair verilen 03/12/2018 tarih 2017/533 E., 2018/1241 K. Sayılı kararın istinaf edilmesi üzerine İstanbul BAM 15 HD’nin 29/09/2021 tarih 2019/350 E., 2021/1758 K. Sayılı kararı ile davacı vekilince sunulan 05/10/2020 tarihli ibraname başlıklı belgenin altındaki imzanın davalıya ait olup olmadığının ve içeriğinin doğru olup olmadığının davalı vekilinden sorulması, gerekirse davalının bu yönde isticvabı, imza inkarı halinde belge aslının sunulması istenerek imza incelemesi yaptırılması ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekçesi ile istinaf talebinin kabulüne kararın kaldırılmasına karar verilmiş, ilk derece mahkemesince kaldırma kararı sonunda istinafa konu karar verilmiştir. Dosya içine davacı tarafça sunulan ibraname başlıklı 05/10/2020 tarihli belge incelendiğinde ibra edenin davalı-alacaklı …, ibra edilenin davacı- borçlu olduğu, ibranamenin konusunun istinafa konu davada yargılaması yapılan takip borcu olduğu, davalı alacaklının belge ile davacı borçluyu takip konusu borçtan dolayı ibra ettiği belgenin davalı alacaklı asil tarafından imzalandığı görülmüştür. Kaldırma kararı sonrası mahkemece yapılan yargılamada 17/11/2021 tarihli celsede davalı asil duruşmada dinlenilmiş ve dosyaya sunulan ibraname başlıklı belgede bulunan imzanın kendisine ait olduğunu kabul etmiştir. Ancak söz konusu belgeyi okumadan imzaladığını, iradesinin fesada uğratıldığını söylemiştir. Mahkemece irade fesadı yönünden delillerini bildirmek üzere davalı tarafa kesin süre verilmiş, verilen kesin süre içinde davalı tarafça irade fesadına yönelik her hangi bir delil bildirilmemiştir. Davalı- alacaklı davaya konu alacak nedeniyle 05/10/2020 tarihli ibraname ile davacı borçluyu ibra ettiğinden ve TBK’nın 132. Maddesi hükmü gereğince ibra ile borç sona erdiğinden davalının bu yöne ilişkin istinaf sebebi yerinde değildir. Davalı, belgeyi iradesi fesada uğratılarak imzaladığını savunmuş ise de verilen kesin süre içinde bu yöne ilişkin her hangi bir delil bildirmemiştir. İbra, sulh, feragat, kabul gibi işlemleri fiil ehliyetine sahip taraf kendisi de yapabileceğinden ve bunlara ilişkin işlemlerde vekilin hazır bulunmasına veya onayına gerek bulunmamaktadır. Dosyaya sunulan ibraname başlıklı belge incelendiğinde belgede davacı borçlunun açılmış olan istinafa konu menfi tespit davasından feragat edeceğine, yargılama giderleri talebi olmadığına ilişkin bir ibare yer almadığından, davanın kabulüne dair mahkeme kararı usul ve yasaya uygun olup davalı vekilinin bu yönlere ilişkin istinaf sebebi de yerinde değildir.Açıklanan nedenlerle, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzeni gözetilerek yapılan istinaf incelemesi sonucunda, dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenler ve ileri sürülen istinaf sebeplerine göre, mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1. bendi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 09/02/2022 tarih ve 2021/843 Esas, 2022/147 Karar sayılı kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan REDDİNE, 2-Alınması gereken 2.669,12 TL nisbi istinaf karar harcından davalı tarafça peşin olarak yatırılan 586,58 TL harcın mahsubu ile bakiye 2.082,54‬ TL harcın davalıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,3-Davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde BIRAKILMASINA,4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince KESİN olmak üzere 18/10/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.