Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 53. Hukuk Dairesi 2022/1828 E. 2022/287 K. 08.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
53.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/1828
KARAR NO: 2022/287
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 02/02/2022
NUMARASI: 2020/3 Esas, 2022/51 Karar
DAVANIN KONUSU: Alacak
KARAR TARİHİ: 08/11/2022
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalının açmış olduğu ihaleye girerek Kartal Belediye Hizmet Binası İkmal İnşaatı ile ilgili işi aldığını, işi zamanında ve eksiksiz olarak yerine getirdiğini, davalı tarafın başka işler de talep etmesi üzerine müvekkilinin talep edilen diğer tüm işleri de yaptığını ve davalıya teslim ettiğini, ancak davalının sonradan yapılan işler bedelini ödemediğini iddia ederek 257.414,14.-TL alacağın tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; 09.08.2010 tarihinde ihale usulü ile Kartal sınırları içerisinde bulunan okulların boya ve badana işlerinin ihale edilip davacı firmanın 526.279,60.-TL bedel ile işi üstlendiğini, ihale kapsamı dışında iş olmadığını, birtakım ilave işlerin yaptırılıp bu işlerin keşif artışının toplam % 20’si olduğunu, yapılan iş bedellerinin ödendiğini, ödenmeyen bedel olmadığını savunarak davanın reddini talep etmiştir.Mahkemece; taraflar arasında Kartal Belediye Hizmet Binası İkmal İnşaatı işi olan 09.08.2010 tarihli ihale sonucu taraflar arasında 07.09.2010 tarihli sözleşmenin imzalandığı, sözleşme bedelinin 526.279,60.-TL olduğu, sözü edilen bedelin davacıya ödendiği, mahkemenin 2013/452 Esas ve 2017/1304 Karar, sayılı kararının, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesince 10/12/2019 tarih 2018/1197 E. 2019/1537 K. sayılı kararı ile kaldırıldığı, kaldırma kararı sonrasında dosyanın önceki bilirkişilere verilerek BAM kararı gereğince 29/12/2012 tarihli ek artış belgesi de dikkate alınarak bilirkişilerden ek rapor alındığı, bilirkişilerin 16/01/2022 tarihli ek raporunda, davaya konu işlerin …nın “Kartal Belediye Binası İkmal İnşaatı’nı” 4734 sayılı kamu ihale yasasına göre ihale ettiğini, iş tamamlanarak kabullerin yapıldığını ve işin kesin hesabının taraflarca ihtirazi kayıtsız imzalandığı, dava konusu işlerin, sözleşme keşif bedelinin yaklaşık %48,90 oranında iş artışıyla tamamlandığı dosya muhtevasından ve mahallen yaptıkları incelemelerden anlaşıldığı, 4734 sayılı kamu ihale yasasına ve ihale sözleşme hükümlerine göre, ihaleli işlerde azami fazla iş yaptırma oranının %20 olduğunu, huzurdaki davada, davaya konu Belediye Binasının inşası yapılırken %48,90 oranında fazla iş yapılmasında işin idarenin, zımni kabullerinde olduğu, bu durumda, fazla yapılan imalatların, faydalı ve zaruri imalatlar olması nedeniyle iş artışına tekabül eden iş artış bedeli talep edildiği, bu durumda yerel mahkemenin temyiz edilen kararının, İstanbul Bölge Adliyesi 15. Hukuk Dairesince bozma kararı doğrultusunda incelendiğinde %20 dahilinde yapılan fazla imalatların bedelinin 526.278,60 TL x%20 = 105.255 TL KDV, %28,90 dahilinde yapılan fazla imalatın serbest piyasa rayiç birim fiyatlarıyla bedelinin 526.278,60 TL x %28,90 x1,05 = 159.699,24 TL olacağı, hesap edilen bu bedelin, serbest piyasa rayiçlerine uygun ve kadri marufunda olduğunun rapor edildiği, yargılama sonunda toplanan tüm deliller ile denetlenip benimsenen ve somut olaya uygun görülen bilirkişi raporundaki gerekçeler ve hesaplamalara göre;, davacının, davalı Belediyenin Hizmet Binasının ikmal işini aldığı ve taraflar arasındaki sözleşme hükümleri gereğince işin yapılıp tesliminin de yapıldığı, dava konusunun davacının sözleşme dışında yapmış olduğu işler ve bedelinin davalı tarafından ödenmesi gerekip gerekmediği noktasında toplandığı, davacı yüklenicinin işi sözleşme dışında gerçek vekaletsiz iş görme olarak davalı yararına yaptığı ve bu hususun bilirkişi raporları ile sabit olduğu, yapılan işlerin davalı belediyenin zımni kabulünde olduğu, davacı yüklenici tarafından yapılan işlerin davalı belediyenin yararına olduğu ve bilirkişiler tarafından düzenlenen rapor ile yapılan fazla imalatların bedeli olan 257.414,14 TL ‘nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalı belediyeden alınarak davacıya ödenmesine, karar verilmesi gerektiği gerekçesi ile; Davanın Kabulü ile; 257.414,14 TL ‘nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalı belediyeden alınarak davacıya ödenmesine, karar verilmiş karara karşı, davalı vekili istinafa başvurmuştur. Davalı vekili istinaf dilekçesi ile; ihale kapsamında yapılması öngörülen işlerin gerek teknik şartnamede gerekse idari şartname ve sözleşme tasarısında birim ve miktarları açıkça yazılmak suretiyle belirlendiğini, söz konusu hizmetin işyerinin teslimi ile başlayıp ve ihale kapsamında öngörülen işlerin tamamlanıp, kesin hak edişin yapılmasıyla sona erdiğini, davacı firmanın iddia ettiği gibi ihale kapsamı dışında başkaca herhangi bir hizmetin söz konusu olmadığını, kaldı ki ihale kapsamında yapılması öngörülen işlerin davacı yüklenici tarafından tamamlandıktan sonra bir takım ilave işlerin de yapılması ihtiyacı hasıl olduğunu, bunun üzerine keşif artışı yapılarak toplam işin %20 fazlası olmak üzere iş artışı yapıldığını ve ihale aşamasında öngörülmeyen ancak sonrasında yapılmasına ihtiyaç duyulan ilave işlerin yine bu ihalc kapsamında davacıya yaptırıldığı, dolayısıyla davacının ihale dışında emanet usulü ile yaptığını ileri sürdüğü işler diye bir şey söz konusu olmayıp, başlangıçtaki ihale aşamasında belirlenen işler dışında yaptırılan işlerin de iş artışı yapılmak suretiyle tamamlattırıldığı ve bu işlerin karşılığının da davacının da kabul ettiği gibi ödendiğini, dolayısıyla davacıya ödenmesi gereken başkaca herhangi bir bedel söz konusu olmadığını, davanın bu yönüyle reddi gerekirken, iş artışı dışında kalan kısmının kabulünün hukuki olmadığını, dava konusu talebi kabul etmemekle birlikte, kurumun 4734 Sayılı Kamu İhale Kanununa tabi olduğundan ve ancak bu kapsamda ihale edilen işlerin yapılması karşılığı hak edişler doğrultusunda ödeme yapılması zorunlu olduğundan, bunun dışında ihale kapsamı haricindeki işlerin yapılması noktasında yüklenicilerin, talimat olmamasına rağmen kurumları zorlayıcı hareket ettiğini ve bu durum da ihale mevzuatına rekabet koşullarına aykırılık oluşturduklarını, zira söz konusu işlerin idareler tarafından ancak ihale ile yaptırılabilecek işlerden olduğundan, yüklenicinin söz konusu işleri talimat olmadan yapmakla, idarelerin bu hizmetleri gördürebilmek için ihaleye çıkmalarını da engellemek suretiyle diğer firmalar nezdinde rekabeti engellediklerini, bu durumun da yüklenicilerin ve dolayısıyla aynı konumda olan yüklenici davacının kötü niyetini ortaya koyduğunu, durum böyle olunca yetkisiz davacının yapmış olduğunu ileri sürdüğü işlerden dolayı ücret talep etmesinin de hakkaniyetle ve hukukla örtüşmediğini, yapılan iş bu yargılama sonucunda, kabul etmemekle birlikte şayet fazladan yapılan işlerin olduğu noktasında bir kanaat oluşursa bu defa da sözleşmenin 11.4. Maddesinde yer alan “idarenin talebi olmaksızın yüklenici iş programına nazaran daha fazla iş yaparsa , idarenin bu fazla yapılan işin bedelini imkan bulduğu takdirde öder,” hükmüne aykırı hüküm kurulmuş olacağını, sözleşme hükmü gereği idarenin ancak imkan bulduğu ölçüde ödeme yapabileceğini, zira talimatı olmadığı halde yapılmış bir iş varsa kamu menfaati ve kamu yararı gereği imkanlar ölçüsünde ödeme yapılabileceğini, ancak bu durumun ilama dönüşerek tahsil edilmesi mahkeme kararıyla sabitleşirse, bu defa da kişisel menfaatin, kamu menfaati önüne geçerek hüküm kurulmuş olacağını, karara esas tutulan bedelin, davacının yapmış olduğunu iddia ettiği işlerin mukayeseli keşif icmaline dayandırılmış olup, söz konusu davacının kendi yapmış olduğu keşif icmali belgesinin bu işlerin yapıldığını ispatlamadığını, dolayısıyla karara csas teşkil edecek şekilde davacının alalade yapmış olduğu fiyatlandırmanın itibara alınamayacağını, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15, Hukuk Dairesinin 2018/1197 E. Ve 2019/1537 K. Sayılı kaldırma ilamında da bahsettiği, yapılan işleri gösteren liste ile teknik şartnamede belirlenen işlerin karşılaştırılması suretiyle kalem kalem izahat yapılması gerekirken, bilirkişilerin yine davacının belirlediği keşif icmal belgesi ile yetindiğini ve dolayısıyla da davacının dava dilekçesi ile talep ettiği 257.414,14 TL bedelin noktası, virgülüne kadar aynı bulunduğunu, bu yönüyle de kararın kaldırılması gerektiğini, kaldı ki; davanın tamamını kabul etmemekle birlikte, hükme esas ihale keşif bedelinin %48,90’ına tekabül eden 257.414,14 TL nin içindeki %20 oranında fazla imalatların keşif bedeli olan 105.255 TL’nin davacının da kabul ettiği üzere ihale keşif bedeli yanında davacıya ödendiğini, bu hususta zaten ihtilaf yokken bu kısmın eş deyişle %20 iş artışı kısınına isabet eden 105,255 TL bedelin tekrar kabul edilip hükümde ödenmek üzere yer almasının hukuka aykırı olduğunu, davada aynı bilirkişi heyetinden değişik tarihlerde rapor alındığını, aynı bilirkişilerin birbiriyle tutarsız raporlar tanzim ettiklerini, hatta dosyaya keşif artışı ile ilgili ödeme belgesi ibraz ettikleri halde, bu belgenin hiç sunulmadığının ifade edildiğini, dolayısıyla gerekli inceleme ve araştırma yapılmadan davacının beyan ettiği ve doğru olup olmadığı bile belli olmayan bedeller üzerinden rapor oluşturulup, bu raporun da karara dayanak teşkil ederek, hüküm kurulmasının da gerek hakkaniyetle gerekse hukuka uygun olmadığını belirterek istinaf başvurusunda bulunmuştur.Dava, hizmet ikmal inşaat işleri yapım işi nedeniyle yazılı eser sözleşmesi ilişkisinden kaynaklanan faturaya dayalı bedel alacağının tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne dair verilen karar davalı vekilince istinaf edilmiştir. Davacı yüklenici şirket, ihale sonrası davalı … ile belediye hizmet binasında ikmal inşaat işleri yapılmasını konu alan sözleşme imzalandığını, bir kısım ödemeler yapıldığı halde davaya konu sözleşme kapsamında yapılan imalata ait bakiye 188.147,60 TL ilave işler bedeli ile umumi tuvalet yapım işi bedeli olan 30.000,00 TL ile birlikte KDV dahil toplam 257.414,14 TL’nin ödenmediğini belirterek en yüksek ticari temerrüt faiziyle birlikte tahsilini talep etmiştir.Davalı …, ihale kapsamı dışında hiçbir iş yapılmadığını, yapılan bir kısım iş artışı bedelinin de iş bedeli ile birlikte ödendiğini, belirterek davanın reddini istemiştir. Mahkemece, 27/12/2017 tarih2013/452 Esas, 2017/1304 karar sayılı, yargılama sırasında keşfen alınan bilirkişi heyet kök ve ek raporları hükme esas alınarak, işin yapıldığının davalı … tarafından zımnen kabul edildiği, davacının talep ettiği %48,90 oranındaki fazla işlerden %20’sinin sözleşme fiyatlarına göre bedelinin 105.255 TL + KDV olduğu kalan %28,90 oranındaki fazla imalat tutarının ise piyasa fiyatlarıyla (526.278,60 TL + %28,90 x 1.05 =) 159.699,24 TL + KDV olduğu, piyasa rayiçleriyle belirlenen bedele KDV dahil olup kadr-i marufunda olduğu, yapılan işlerin davalının yararına olduğu, belirterek davanın kısmen kabulü ile 159.699,24 TL’nin dava tarihinden itibaren avans faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine dair verilen karar taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15 HD’nin 2018/1197 E, 2019/1537 K. Sayılı kararı ile, sözleşme kapsamında yapılan işlerin, geçici kabul sonrasında kesin kabulleri de yapılmak suretiyle tamamlanarak teslim edildiği sabittir. Bilirkişi raporunda davacının iddia ettiği dava konusu işlerin yapıldığı belirtilmiş, mahkemece de yapılan bu işlerin davalı belediyece zimnen onaylandığı kabul edilmiştir. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda ilave işler ve sözleşme dışı işler toplam bedeli davacının talep ettiği bedele oranlanarak iş artış oranı ilk önce %60.14, ancak daha sonra %49,90 olarak belirlenmiş ve mahkemece %49,90 oran esas alınarak bunun %20’sine denk gelen miktarı sözleşme fiyatları ile, kalan %20,90’ını ise piyasa rayiçleriyle hesaplamış ve sadece %29,90 için belirlenen bedel yönünden kısmen kabul kararı verilmiştir. Mahkemece karara esas alınan bu hesaplama yöntemi, usul, yasa ve dosya kapsamına uygun değildir. Davacının dava dilekçesi ekinde sunduğu ve yapılan işleri gösteren listedeki işler ile sözleşme ve eki olan teknik şartnamedeki işler kalem kalem karşılaştırılarak iş artışının yukarıda yapılan açıklamaya göre ve dosyada mevcut 29.12.2012 tarihli iş artış belgesi de dikkate alınarak incelenip değerlendirilerek hesaplama yapılması gerekir. Sözleşme bedeli KDV hariç olarak (+KDV) kararlaştırıldığına göre davalı ödemesinin KDV dahil yapıldığının kabulü gerekir. Gerekçesi ile taraf vekillerinin istinaf talebi kabul edilerek mahkeme kararı kaldırılmış ve kaldırma kararında belirtilen şekilde inceleme yapılarak karar verilmesi için mahkemesine gönderilmiştir. Kaldırma kararı sonrasında mahkemece ek rapor alınarak istinafa konu karar verilmiştir.Mahkemece mahallinde keşif yapılarak alınan bilirkişi raporunda ve itirazlar üzerine alınan tüm raporlarda, keşfen sabit olduğu üzere davacı yüklenici tarafından sözleşme dışı işler yapıldığı açıktır. Alınan bilirkişi raporları ile ve mahkeme kabulüne göre de sözleşme dışı yapılan işlerin oranı %48,90 olarak tespit edilmiş, bunun %20’sinin iş artış bedeli olduğu, kalanın sözleşme harici yapılan iş olduğu belirlenmiştir. Davacı yüklenicinin sözleşme kapsamı dışında ilave işler yaptığı mahallinde yapılan keşifle tespit edildiğinden davalı vekilinin bu yöne ilişkin istinaf sebebi yerinde değildir.Kaldırma kararı sonrasında alınan bilirkişi ek raporunda istinaf dairesi kararı doğrultusunda inceleme yapılmış olduğundan davalı vekilinin bu yöne ilişkin istinaf sebebi de yerinde değildir.Yine davalının, sözleşme kapsamında yapılan işlerin bedelini ödediği sabit olup davalı, keşif artış bedeli ile mahallinde yapılan keşifle tespit edilen fazla imalat bedellerinin de ödendiğini savunmuş ise de yasal delillerle ödeme savunmasını ispatlayamamıştır. Bu nedenle davalı vekilinin istinaf sebepleri yerinde değildir.Açıklanan nedenlerle, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzeni gözetilerek yapılan istinaf incelemesi sonucunda, dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenler ve ileri sürülen istinaf sebeplerine göre, mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1. bendi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 02/02/2022 tarih ve 2020/3 Esas, 2022/51 Karar sayılı kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan REDDİNE, 2-Alınması gereken 17.583,96 TL nisbi istinaf karar harcından davalı tarafça peşin olarak yatırılan 4.396,00 TL harcın mahsubu ile bakiye 13.187,96 TL harcın davalıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,3-Davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde BIRAKILMASINA,4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nın 361. maddesi gereğince kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay’da temyiz yolu açık olmak üzere 08/11/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.