Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 53. Hukuk Dairesi 2022/1821 E. 2022/215 K. 25.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
53.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/1821
KARAR NO: 2022/215
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 22/02/2022
NUMARASI: 2021/775 Esas, 2022/176 Karar
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ: 25/10/2022
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili, müvekkilinin kuru temizleme işi ile uğraştığını, davalı şirketin müvekkilinden almış olduğu hizmet karşılığında ödemesi gereken bedeli ödemediğini, bu nedenle müvekkilinin Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyasında ilamsız takip başlattığını, davalı borçlunun borcun 4.045,10 TL’lik kısmını kabul edip kalan kısma itiraz ettiğini, müvekkilinin davalıya sunduğu hizmet karşılığında düzenlediği faturalara davalının itiraz etmediğini, davalının icra takibine itirazının haksız ve kötüniyetli olduğunu belirterek, davalının itirazının iptaline ve %20 oranında icra inkar tazminatına karar verilmesini talep etmiştir. Davalı, davaya cevap vermemiştir. Sonradan dosyaya vekaletini sunan davalı vekili 02/10/2018 tarihli duruşmada, bilirkişi raporunda belirtildiği üzere faturaların taraflarına tebliğ edilmediğini, bu nedenle teslim hususunun ispata muhtaç olduğunu belirterek, kanıtlanamayan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.Mahkemece ilk olarak 2017/536 E – 2018/602 K sayılı ve 02/10/2018 Tarihli kararla, deliller ve davalının itiraz dilekçesi birlikte değerlendirildiğinde teslim ve hizmetin yerine getirildiği hususlarının kanıtlanmış olduğu, davacının usulüne uygun olarak düzenlenmiş ticari defterlerine alacağın işlenmiş olduğu, davalının bakiye borcu ödediğine dair iddia ve delil bulunmadığı, sonuç olarak alacağın faturalar ve ticari defter kayıtları ile kanıtlandığı, alacağın likit olduğu gerekçesiyle, davanın kabulüne, davalı borçlunun Bakırköy … İcra Müdürlüğü’ne … Esas sayılı icra takibine yönelik itirazının iptaline, takibin devamına, asıl alacak miktarı üzerinden hesaplanacak %20 oranında tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.Bu karara karşı davalı vekilince istinaf başvurusunda bulunulması üzerine, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesinin 2019/230 esas, 2021/1598 karar sayılı kararı ile, somut olayda, davacı tarafından düzenlenen ve takibe dayanak yapılan ve itiraza uğrayan 12 adet faturanın davalıya tebliğ edildiğine dair bir belgenin söz konusu olmadığı, dava dilekçesinde ve istinafa cevap dilekçesinde de faturaların tebliğ edildiğine dair bir iddia bulunmadığı gibi, bu faturalara konu hizmetlerle ilgili teslim irsaliyesinden de bahsedilmediği, bilirkişi raporunda da bu yönde bir tespit bulunmadığı, bu durumda ispat yükü üzerinde bulunan davacı tarafça itiraza uğrayan 12 adet faturaya konu kuru temizleme hizmetinin, faturada yazılı olan bedeller üzerinden davalıya verilmiş olduğunun HMK’nın 200/1. Maddesi gereğince yazılı ve kesin delillerle ispat edilemediğinden, kendisine delilleri arasında açıkça yazmış olduğu yemin delili hatırlatılmak ve neticesine göre davanın esası hakkında bir karar vermek gerekirken, yazılı olan gerekçeyle davanın kabulüne karar verilmiş olmasının usul ve yasaya aykırı olduğu, ayrıca, mahkemenin mevcut kabulüne göre de, takibe sadece 12 adet fatura bakımından kısmi itirazda bulunulduğu dikkate alınarak “davalının takibe kısmi itirazının reddine” şeklide karar verilmesi gerekirken, hükümde “kısmi itiraz” hususuna yer verilmeyerek sanki takibin tümüne yapılan itirazın iptaline karar verilmiş anlamı oluşturulmuş oması, icra inkar tazminatının belirlendiği asıl alacak miktarının ve netice olarak ne kadar icra inkar tazminatı belirlendiğinin hükme yazılmayarak infazda tereddüt oluşturulmasının da usule aykırı olduğu gerekçesi ile kararın kaldırılmasına karar verilmiştir.İlk derece mahkemesince kaldırma kararı sonrasında yeniden yapılan yargılama neticesinde istinafa konu kararla, davacı tarafından düzenlenen ve takibe dayanak yapılan ve itiraza uğrayan 12 adet faturanın davalıya tebliğ edildiğine dair bir iddianın ve belgenin bulunmadığı; bu durumda ispat yükü üzerinde bulunan davacı tarafça, itiraza uğrayan 12 adet faturaya konu kuru temizleme hizmetinin, faturada yazılı olan bedeller üzerinden davalıya verilmiş olduğunun HMK’nın 200/1. Maddesi gereğince yazılı ve kesin delillerle ispat edilmesi gerektiği, ancak ispat edilemediği ve yemin delili hatırlatılmasına rağmen, yemin deliline başvurmadığı gerekçesiyle, davacının davasının sübut bulmadığından reddine, karar verilmiştir.Davacı vekili istinafında, faturaların tebliğ edilmemiş olmasının tek başına davanın reddi gerekçesi olamayacağını, zira faturanın tek başına taraflar arasındaki ilişkiyi ve alacağın varlığını gösteren bir belge olmadığını, faturaya dayalı icra takibine ilişkin açılan davalarda, tarafların aralarında bir ilişki olup olmadığını, fatura içeriğindeki bedelin doğru yazılıp yazılmadığını, faturada yer alan alacağın ödenip ödenmediğini ortaya çıkaran en önemli delilin tarafların ticari defterleri olduğunu, HMK’nın 222. Maddesi gereğince ticari defterlerin ibrazının hem taraflar arasındaki ticari ilişkinin ispatı bakımından hem de takibe konu fatura alacağının miktarının ispatı bakımından önem arz etmekte olduğunu, davalı tarafın ibraz edilmesi talep edilen ticari defterlerini ibraz etmemesi sonucu, müvekkilinin sunduğu ticari defterlerinin kendisi lehine delil olarak kabul edilmesi gerektiğini, müvekkilinin defterlerinin usulüne uygun tutulduğunun 31.07.2018 tarihli bilirkişi raporu ile de tespit edildiğini, müvekkilinin hizmeti karşılığı düzenlediği diğer faturalar için davalının ödeme yaptığını, bazı hizmetlerinden ise memnun kalmadığını da açıkça belirttiğini, buna göre taraflar arasında mevcut bir ticari ilişki bulunmakta olup, hizmet alındığının sabit olduğunu, davalının söz konusu davaya konu fatura borcunu ödemediğinin bilirkişi raporu ile de sabit hale geldiğini belirterek, kararın kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. Dava, TBK 470 ve devamı maddelerde düzenlenen ve eser sözleşmesiyle ilgili düzenlenen faturalara dayalı olarak yapılan icra takibine “kısmi itiraz” sebebiyle İİK 67. maddeye göre açılmış itirazın iptâli davasıdır.Yukarıda özetlendiği üzere, Mahkemece daha önce davanın kabulüne dair verilen karara karşı davalı vekilince istinaf başvurusunda bulunulması üzerine, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesinin 2019/230 esas, 2021/1598 karar sayılı kararı ile, davalı tarafın diğer istinaf itirazı yerinde görülerek, somut olayda, davacı tarafından düzenlenen ve takibe dayanak yapılan ve itiraza uğrayan 12 adet faturanın davalıya tebliğ edildiğini ispat yükü üzerinde bulunan davacı tarafa, başkaca kesin delillerle bunu ispat edemediğinden, bu hususta yemin delilinin hatırlatılıp neticesine göre karar verilmesinin istenildiği, ilk derece mahkemesince de bu doğrultuda davacı tarafa yemin delilinin hatırlatılmasına rağmen, yemin deliline başvurulmadığı, davacı vekilinin istinafında yemin delilinin hatırlatılmasına dair bir itiraz da bulunmadığı, bu durumda ispat yükü üzerinde bulunan davacı tarafça, itiraza uğrayan 12 adet faturaya konu kuru temizleme hizmetinin, faturada yazılı olan bedeller üzerinden davalıya verilmiş olduğunun HMK’nın 200/1. Maddesi gereğince yazılı ve kesin delillerle ispat edilmemiş olduğundan, davacının davasının reddine karar verilmiş olmasının usul ve yasaya uygun bulunduğu, davacı tarafın esasa dair istinaf itirazlarının söz konusu kaldırma kararında yapılan değerlendirmeler karşısında dinlenemeyeceği anlaşılmıştır.Açıklanan nedenlerle, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzeni gözetilerek yapılan istinaf incelemesi sonucunda, dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenler ve ileri sürülen istinaf sebeplerine göre, mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1. bendi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 22/02/2022 tarih ve 2021/775 Esas, 2022/176 Karar sayılı kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan REDDİNE, 2-İstinaf harçları peşin alındığından ayrıca harç alınmasına YER OLMADIĞINA,3-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde BIRAKILMASINA,4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince KESİN olmak üzere 25/10/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.