Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 53. Hukuk Dairesi 2022/182 E. 2023/263 K. 21.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
53.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/182
KARAR NO: 2023/263
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 08/10/2019
NUMARASI: 2017/1408 Esas, 2019/953 Karar
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 21/03/2023
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin, davalının Bursa ili, Nilüfer ilçesinde inşaatı tamamlanan … ve AVM projesinde bulunan dükkanların çelik konstrüksiyon/profil işlemlerini yaptığını ve davalı borçluya eksiksiz ve tam bir teslimat gerçekleştirdiğini, borçlu şirketin hakediş tutanağını imzalamadığını, kesin hak edişin sur yapı şirketinin ilgili birimine müvekkil şirket yetkilisine e-mail yoluyla gönderildiğini, fakat davalı tarafça buna rağmen hak edişin imzalanmadığını, yapılan işe dair düzenlene faturanın davalı şirkete gönderilmesine rağmen faturanın iade edildiğini, yapılan işten dolayı alacağın tahsili amacıyla başlatılan İstanbul Anadolu …İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasında davalının ödeme emrine haksız olarak itiraz ettiğini, ileri sürerek itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesini, talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin davalıya herhangi bir borcun bulunmadığını, takibin haksız olarak başlatıldığını ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece; taraflar arasındaki uyuşmazlığın 10/10/2017 tarihli … seri nolu fatura konusu işin yapılıp yapılmadığı, yapılmış olması halinde davacının fatura konusu bedele hak kazanıp kazanmadığı noktalarında toplandığı, taraflar arasında işin kapsamına ve bedeline ilişkin yazılı bir sözleşme bulunmadığı, takibe konu edinen faturanın davalının defterlerinde yer almadığı, davalı vekilinin takibe itiraz dilekçesinde ve cevap dilekçesinde akdi ilişki ve borcu inkar etmiş ise de 27/07/2018 tarihli bilirkişi raporuna karşı itiraz dilekçesinde davacının bir kısım işleri eksik yaptığını, ayrıca imalat yaparken başka imalatlara da zarar verdiğini, bundan kaynaklanan gider ve yükümlülüklerin müvekkili şirketçe davacıya yansıtıldığını, davacının hak edişinden kesinti yapıldığını, bu kesintilerden 15.193,73 TL’nin davacı tarafça kabul edildiğini, fakat 38.298,95 TL’lik kısmının kabul edilmediği ileri sürerek takip talebine ekli olan 10/10/2017 tarih, … nolu 53.492,68 TL bedelli fatura konusu işe dair akdi ilişkiyi ve tamamen olmasa bile bir kısım işlerin yapıldığını kabul ettiği, bu durumda davacının fatura konusu işi yapıp yapmadığının araştırılması gerektiği, faturada belirtilen işin yapılıp yapılmadığı, yapılmış olması halinde taraflar arasında birim fiyatlarının belirlendiği yazılı sözleşme bulumaması nedeniyle, işin yapıldığı tarihteki serbest piyasa rayiçlerine göre bedellerin belirlenmesi için bilirkişi incelemesi yaptırıldığı, yaptırılan bilirkişi incelemesi sonrasında fatura konusu işin bitmiş olduğu, faturada belirlenen fiyatların serbest piyasa koşullarına uygun olduğunun tespit edildiği, her ne kadar işin eksiksiz olarak teslim edildiğinin ispat yükü davacıda ise de, bilirkişi incelemesinde işin yapıldığının tespit edildiği, davalı tarafça eksik kalan işlerle ilgli işin yarım bırakıldığına veya ayıplı yapıldığına dair herhangi bir tespit veya tutanak ibraz edilmediği, Yargıtay 15. Hukuk Dairesi’nin 06/06/2016 T. 2017/940 E. 2017/3173 K. S.lı içtihadı da dikkate alınarak yapılan değerlendirme sonucunda, tarafların arasında yazılı olmasa da sözleşme bulunduğu, bir kısım işlerin yapıldığı hususunun davalı tarafça kabul edildiği, yapılan keşifte işin tamamlandığının tespit edildiği, bu durumda aksi davalı tarafından ispat edilmediği için işin davacı taşeron tarafından yapıldığının kabulü gerektiği, her ne kadar davalı tarafça 15/08/2019 tarihinde eksik bırakılan işlerin üçüncü kişilere yaptırıldığına dair hakediş raporları ibraz edilmiş ise de, davalı tarafın bu delillerinin gerek bilirkişi incelemesinde gerekse cevap dilekçesinde süresinde sunulmadığı, davacı tarafça buna muvafakat edilmediği, davalının bu iddiaları yönünden inceleme yapılmasının mümkün olmadığı, bu durumda davacının fatura konusu işten dolayı davalıdan bakiye 38.298,95 TL alacağının bulunduğu, alacak miktarının yargılamada bilirkişi incelemesi yapılmak suretiyle tespit edildiği, bu nedenle alacağın likit olmadığı gerekçesi ile, Davanın KABULÜ ile, İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasında davalının itirazının asıl alacak bakımından İPTALİ ile takibin 38.298,95 TL asıl alacak üzerinden DEVAMINA, Asıl alacağa takip tarihinden itibaren talep gibi yasal faiz UYGULANMASINA, İcra inkar tazminatı talebinin REDDİNE, karar verilmiş karara karşı davalı vekili istinafa başvurmuştur. Davalı vekili istinaf dilekçesi ile müvekkili şirketin, takip dayanağında belirtilen faturayı ticari defter ve kayıtlarına işlemediği için takibe itiraz ettiğini, fatura incelendiğinde görüleceği üzere, anılan faturanın, Bursa Marka Alışveriş Merkezi Şantiyesi ile ilgili ve müvekkili şirket tarafından kabul edilmemiş kesin hak ediş bedeline ilişkin olduğunu, müvekkili şirketin, davacının takibe konu ettiği fatura ile ilgili davacı ile varmış olduğu bir kesin mutabakat, kesin hak ediş bulunmadığını, esasında davacının yapmış olduğu işler ve işler ile ilgili tanzim ettiği faturaların müvekkili şirket tarafından kabul edilmediğini ve ödenmediğini, buna rağmen davacının kabul edilmemiş hususlar ile ilgili kendince kesin hakediş yaparak fatura tanzim ettiğini, davacının, davasını ispatla mükellef olmakla birlikte dosya kapsamına sunmuş olduğu hiçbir delil ile davasını ispat edemediğini, dosya kapsamında mali müşavir bilirkişiden rapor alındığını ve müvekkili şirketin ticari defter ve kayıtlarında icra takibi konusu faturanın kayıtlı olmadığının tespit edildiğini, davacının, dava dilekçesinde ifade etmediği ve dilekçe ekinde sunmadığı delillerini keşif sırasında bilirkişilere dosya halinde sunduğunu, bilirkişilerin anılan delilleri nazara alarak keşif yaptıklarını, yine bilirkişilerin anılan delillerin esas alınabilmesi için talimat dosyasına ve esas dosyaya yeni delillerin sunulmasını istediklerini, keza hazırladıkları tutanak ile davacı tarafa bu hususta süre verdiklerini, anılan süre kapsamında davacının, Bursa 2. Asliye Ticaret Mah. 2019/186 Talimat sayılı dosyasına 09.07.2019 tarihinde beyan ve delil dilekçesi sunduğunu, dilekçe ile, “İnşaat yapılan yere ilişkin fotoğraflar” sunulduğunu, bu delilin taraflarına tebliğ edilmediği gibi, keşif sırasında da incelenmediğini ve delil ile ilgili herhangi bir savunma yapma imkanlarının olmadığını, bilirkişilerin, hakimin yerine geçerek davacı tarafa delillerini sunmak üzere süre verdiklerini, HMK kapsamında dilekçelerin teatisi ve ön inceleme aşaması tamamlandıktan sonra delil sunulmasına muvafakatları bulunmadığını,. buna rağmen bilirkişilerin davacı tarafın sunmuş oldu bilgi ve belgeler kapsamında keşfi gerçekleştirdiklerini, bilirkişilerin davacı tarafın keşif sırasında sunmuş olduğu delilleri ifade etmemekle birlikte raporlarınını bu doğrultuda hazırladıklarını, inceleme neticesinde hazırlanan bilirkişi raporunun kendi içerisinde dahi çelişkiler içerdiğini, düzenlenen bilirkişi raporunda “Dava Konusu Mahallin İncelenmesi” başlığı altında “Davaya konu kutu profil imalatların tamamına yakınının çeşitli kaplamalarla kaplanmış olduğundan, ebat ve metreleri görülüp, ölçümleri yapılamamıştır. Sadece tuvaletlerdeki lavabo gruplarının altındaki profiller görülebilmiştir.” denildiğini, başkaca herhangi bir açıklamaya gerek duyulmaksızın bilirkişilerin görmedikleri, bilmedikleri, sadece hayali tahminleri ile rapor düzenlediklerini, davaya konu işlerin tamamının davacı tarafından yapılmadığını ispata yarar, diğer firmaların yapmış olduğu profil işlerine ilişkin belgelerin dosyaya sunulduğunu, davacı tarafın yapmış olduğu işlerin keşif sırasında belirli olmamasına, belirlenebilir olmamasına rağmen bilirkişilerin yıllar önce yapılmış ve kim tarafından yapıldığı tespit edilemeyen hatta somut olarak yapılan işi bile göremeden, istinaf incelemesine elverişli olmayan, yanlı rapor düzenlediklerini, bilirkişilerin görmedikleri imalatın varlığını, keşif sırasında sunulan ve sadece birkaç fotoğraf ile kabul ettiklerini, tüm bunlara rağmen mahkemenin kabul kararı vermesinin, adil yargılanma hakkını ihlal ettiğini, müvekkili şirketin muvafakati alınmaksızın delil sunulmasının ve sunulan delillere göre rapor düzenlenmesinin müvekkilinin savunma hakkını kısıtladığını, bilirkişilerin, müvekkili şirketin başkaca taşeronlara yaptırmış olduğu işleri, davacının muvafakatları dışında dosya kapsamına sunduğu bilgi ve belgelerle davacının yaptığını kabul ettiklerini, mahkemece de alışveriş merkezinde başkaca taşeronlar tarafından yapılmış işlerin davacı tarafından yapılmış olduğundan bahisle davanın kabulüne karar verildiğini belirterek istinaf başvurusunda bulunmuştur. Dava eser sözleşmesinden kaynaklı bakiye iş bedelinin tahsili için yapılan takibe itirazın iptali istemine ilişkin olup, davacı yüklenici (alt taşeron), davalı ise iş sahibi (asıl yüklenici)dir. Davacı taraflar arasında yapılan eser sözleşmesi kapsamında edimlerini yerine getirdiklerini, davalının kesin hak edişin yapılmasına yanaşmadığını, bu nedenle kesin hak edişin yapılmadığını, yaptıkları işlerin bedelinin bir kısmının ödendiğini, en son hak ediş alacakları için fatura düzenlediklerini, davalının faturayı kabul etmediğini, faturaya dayalı yaptıkları takibe haksız itiraz ettiğini belirterek itirazın iptalini talep etmiş, davalı davacıya borçlarının olmadığını savunmuş, mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir. Taraflar arasında sözlü eser sözleşmesi bulunduğu ihtilafsızdır. Davalı eser sözleşmesi bulunduğunu ve sözleşme kapsamında bir takım işlerin davacı tarafça yapıldığını, bilirkişi raporuna itirazında kabul etmiş, ancak davacının işleri eksik bıraktığını, davacının eksik bıraktığı işleri başka firmalara tamamlattıklarını, davacının iş sırasında başka imalatlara zarar verdiğini bunlara ilişkin bedellerin davacı hak edişinden mahsup edildiğinde davacının alacağı kalmadığını, davacının yaptığı işler bedelinin ödendiğini savunmuştur. Eser sözleşmesinde kural olarak işin yapıldığını ispat külfeti yüklenicide, bedelin ödendiğini ispat külfeti iş sahibindedir. Kural olarak sözleşme kapsamında işin yüklenici tarafından yapıldığı kabul edilmektedir. Bunun aksi her türlü delille ispatlanabilir, Mahallinde bilirkişiler aracılığı ile taraf yetkililerinin katılımı ile keşif yapılmış olup, bilirkişi raporunda belirtildiği üzere, davaya konu kutu profil imalatların tamamına yakını çeşitli kaplamalarla kaplanmış olduğundan, ebat ve metreleri görülüp, ölçümleri yapılamamış, sadece tuvaletlerdeki lavabo gruplarının altındaki profiller görülebilmiş ise de, davalı tarafça işin yapılmadığı savunulmamış, işin davacı tarafça eksik bırakıldığı başka firmalara tamamlatıldığı savunulmuştur. Buna göre işin davacı tarafça eksik bırakıldığı, başka firmalara tamamlatıldığını ispat külfeti davalı iş sahibindedir. İşin eksik bırakıldığına ilişkin usulüne uygun şekilde tutulmuş bir tutanak ve tespit dosya içine sunulmamıştır. Buna göre işlerin yapıldığı tarafların kabulünde olup, işin davacı tarafça eksik bırakıldığı, başkalarına tamamlatıldığı davalı tarafça ispatlanamadığından, davalı vekilinin istinaf sebepleri yerinde olmayıp, mahkemece davanın kabulüne karar verilmesi dosya içeriğine uygun olmuştur. Açıklanan nedenlerle, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzeni gözetilerek yapılan istinaf incelemesi sonucunda, dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenler ve ileri sürülen istinaf sebeplerine göre, mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1. bendi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 08/10/2019 tarih ve 2017/1408 Esas, 2019/953 Karar sayılı kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan REDDİNE, 2-Alınması gereken 2.616,2‬0-TL nisbi istinaf karar harcından davalı tarafça peşin olarak yatırılan 654,05‬-TL harcın mahsubu ile bakiye 1.962,15-TL harcın davalıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA, 3-Davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde BIRAKILMASINA, 4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince KESİN olmak üzere 21/03/2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.