Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 53. Hukuk Dairesi 2022/180 E. 2023/211 K. 07.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
53.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/180
KARAR NO: 2023/211
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 25/10/2019
NUMARASI: 2018/409 Esas, 2019/827 Karar
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 07/03/2023
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesi ile, taraflar arasındaki akdi ilişki çerçevesinde davalıya verilen reklam hizmetleri alacağı nedeniyle İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyası ile başlatılan 18.172,37-TL asıl alacak ve 213,37 TL işlemiş ticari faiz alacağı konulu icra takibine yapılan itirazın iptaline ve takibin devamına, davalının haksız itirazı nedeniyle davalı şirket aleyhine alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkâr tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: davaya konu icra takibinde esasa ilişkin itirazları yanında icra dairesinin yetkisine de itiraz edildiğini, davaya dayanak icra takibi açısından yetkili İcra Dairesinin Çorum İcra Müdürlüğü ve dolayısıyla da yapılacak bir itiraz sonrası açılacak itirazın iptali davasında yetkili mahkemenin Çorum Mahkemeleri olduğunu, Çorum …Noterliği 12.02.2018 tarih … yevmiye ihtarnamesi ile davaya konu icra takibine dayanak faturalardan 05.02.2018 tarihli 8.850,00 TL bedelli faturayı, davacı firmadan herhangi bir hizmet alınmadığından dolayı kabul etmediklerini ve iade ettiklerini, yine aynı şekilde davaya konu icra takibine dayanak 01.012018 tarihli fatura kapsamında davacıdan alınan herhangi bir hizmet olmadığı gibi böyle bir faturanın varlığından davacı yasal yollara başvurunca haberdar olduklarını, müvekkili şirketin davacıya herhangi bir borcunun olmadığını belirterek haksız davanın reddine, müvekkili lehine %20’den az olmamak üzere icra tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece; davacının sahibi lehine delil niteliği taşıyan defterlerinde kayıtlı 01/01/2018 tarihli… nolu 9.322,00- TL bedelli faturanın davalı ticari defterlerinde de aynen kayıtlı ve BA formuyla mal alışı olarak bildirilmiş olması, faturaya itiraz da edilmemiş olduğu, yani bu fatura yönünden her iki taraf defter ve açık hesabının mutabık olduğu, davalı defterinde bu faturayla ilgili borç kapanış kaydı bulunmaktaysa da, herhangi bir ödeme def’inde bulunulmadığı gibi dosyaya sunulan bir ödeme delili de olmadığı, bu fatura yönünden davacının alacak hakkını HMK md.221’e göre ticari defter-kayıt deliliyle ispatlamış olduğu, 05/02/2018 tarihli … nolu 8.850,00 TL bedelli faturanın davacı defterlerinde kayıtlı olsa da davalı defterinde kayıtlı olmadığı gibi süresinde noter kanalıyla faturaya itiraz ve iade edilmiş olduğu, bu durumda yerleşik Yargıtay içtihatlarında da vurgulandığı üzere, davacının hizmet teslimini yazılı delille ispatlamasının gerektiği, davacı vekilince yasal sürelerde delil olarak sunulan ve bilirkişi incelemesi sırasında bilirkişiye ibraz edilen görseller ve e-mail yazışmalarının çoğunluğunun 2018/Ocak ve öncesi ticari ilişkiye dair olduğu, dava dilekçesinde dayanılan ve delil dilekçesi ekinde sunulan “2-8 Şubat 2018 Sosyal Medya Planı” ismiyle hazırlanmış görseller sunulmuşsa da bunların bir kısmının dava dışı … Kuyumculuk firmasına ait olması, bir kısmı … AVM’ye ait reklamlar olsa da, görsellerin hazırlanmış olmasının tek başına davalının sosyal medya reklamlarının gerçekleştirildiğini yani hizmetin davalıya teslim edilmiş olduğunu ispatlar sayılamayacağı, basit yargılama usulüne tabi davada dava dilekçesinde delil olarak dayanılmayan ancak ön inceleme celsesi öncesi sunulan delil listesi ekinde ve ön inceleme celsesi sonrası verilen delil dilekçesi ekinde, ayrıca bilirkişi incelemesinde bilirkişiye sunulan e-posta yazışmalarının ise dava dilekçesinde delil olarak dayanılmaması nedeniyle, hizmet teslimi konusunda delil olarak kabulüne HMK md. 318-319-320 kapsamında yasal olanak bulunmadığı, davalı vekilince iddianın genişletilmesine ve yeni delil sunulmasına muvafakat etmediklerine dair beyan dilekçesi ve bilirkişi raporuna itiraz dilekçesinde açık beyanda bulunulduğu, kaldı ki bu e-postaların da sadece 1 tanesinin Şubat ayına ilişkin olduğu ve dava dışı … Kuyumculuk görsellerine ait olduğu, davacı vekilince sunulan 16.07.2018 tarihli dilekçede davalı şirketin diğer bir şirketi olan … adına da hizmet verildiği beyan edilmekle, sunulan görseller ve e-postaların bir kısmının dava dışı … bir kısmının da dava dışı … Kuyumculuk’a ait olduğu, çoğunun Şubat öncesi dönemlere ilişkin olduğu, davalı firmaya Şubat ayında verilen hizmetle ilgili delil sunulamadığı, Şubat dönemine ait fatura içeriği hizmetin teslimi yazılı delille ispatlanamadığından, bu fatura yönünden alacağın ispatlanamadığı, Ocak-2018 fatura alacağı yönünden takip tarihi itibariyle alacak ispatlandığından, ancak Şubat faturası hizmet teslimi ile takip öncesi davalının temerrüde düşürüldüğü ispatlanamadığından, davanın kısmen kabulüne, kabul edilen kısım yönünden alacak likit ve itiraz haksız olduğundan icra inkar tazminatı talebinin kabulüne, reddedilen kısım yönünden ise davacının takip başlatmakta kötüniyeti ispatlanamadığından davalının bu yöndeki talebinin reddine karar vermek gerektiği gerekçesi ile; Davanın KISMEN KABULÜ ile, Davalının İstanbul …İcra Dairesi … esas takip dosyasına vaki itirazının kısmen iptaline, takibin 9.322,00-TL asıl alacak yönünden takip tarihinden itibaren avans faizi işletilmek suretiyle aynı koşullarda devamına, fazla istemin reddine, Alacağın %20’si oranında 1.864,40-TL icra inkâr tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, Reddedilen kısım yönünden davalının kötü niyet tazminatı talebinin reddine, karar verilmiş, karara karşı taraf vekilleri istinafa başvurmuştur. Davacı vekili istinaf dilekçesi ile, mahkeme, gerekçeli kararında, müvekkil şirketin 05.02.2018 tarihli faturaya ilişkin olarak alacaklı olduğunu ispat edilebilecek herhangi bir delil ibraz edemediğinden ve e-posta delillerini dava dilekçesinde belirtmediğinden ayrıca davalı şirketin faturayı hizmet almadığı nedeniyle iade etmesinden ve işbu alacağın yalnızca yazılı delille ispat edilebileceğinden bahisle 05.02.2018 tarihli faturaya dayalı alacaklarının kısmen reddine karar verildiğini, dava dilekçesinde taraflar arasındaki akdi ilişkinin ispatı için ticari defterler, faturalar ve tanıklar ile karşı tarafın sunacağı delillere karşılık delil sunma hakkı saklı tutularak yasal tüm delillerin işbu kapsam içerisinde tutulduğunu, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 145. Maddesinin 1. Cümlesinde tarafların Kanunda belirtilen sürelerden sonra delil sunamayacakları açıkça belirtilmiş olmakla ilgili cümleyi takip eden 2. Cümlede işbu hususa istisna getirilmiş olup 2. Cümlede delilin sonradan sunulması yargılamanın uzaması amacı taşımadığı hallerde mahkeme delilin sonradan gösterilmesine izin verebilir denildiğini, taraflar arasında 05.02.2018 tarihli faturaya ilişkin olarak, hizmetin ifa edildiğini gösterir e-postaların mahkeme ibraz edilmesinin yargılamanın uzaması amacından ziyade yargılamanın kısaltılması amacına haiz olması nedeniyle kabulü gerektiğini, bu durum dava dilekçesinde açıkça belirtilmese de karşı tarafın sunacağı delillere karşılık delil sunma hakkının saklı tutularak ilgili yasal sair tüm delillerin bu kapsamda tutularak, sonradan mevcudiyeti doğan e-posta yazışmalarının mahkemece kabulü gerekirken, işbu hususun değerlendirilmemesinin müvekkil şirketin mağduriyetine yol açtığını, müvekkil şirketin yaptığı iş tanımı gereği, bütün hizmetlerin sosyal medya, internet, sanal ortam üzerinden gerçekleştirildiğini, bu durumda e-posta delilinin kabul edilmemesinin, müvekkili şirketin hak arama hürriyetine halel getirmekte olup yargılamanın uzamasına sebebiyet verilmediği halde, Anayasal hakların yerine getirilmesi adına işbu delilin açıkça kabul edilmesi gerektiğini, bunun yanı sıra, müvekkilinin bütün iş ve işlemlerini sosyal hesapları üzerinden yürüttüğünü ve işin mahiyeti gereği iş ilişkilerini e-postalar üzerinden yürüttüğünü, bu nedenle davalı ile yapılan yazışmalara ulaşmanın hayli zor olduğunu ve nitekim dava açılış tarihinden yaklaşık 2 ay sonra 16.07.2018 tarihinde ilgili e-postalara ulaşılır ulaşılmaz mahkemeye sunulduğunu, dava dilekçesinde açıkça dayanılan tanık deliline ilişkin açıklayıcı beyanların 22.06.2018 tarihli dilekçede belirtildiğini, tanık delilinin göz önünde bulundurulmadığını, taraflar arasındaki akdi ilişkinin ve müvekkilinin hizmeti ifa ettiğinin ispatı için tanık dinlenilmesi gerektiğini, tanık dinlememesine ilişkin olarak herhangi bir açıklama yapılmadığını, bu sebeple eksik inceleme ile verilen kararın hukuka aykırı olduğunu belirterek istinaf başvurusunda bulunmuştur. Davalı vekili istinaf dilekçesi ile davacı tarafın dayanmış olduğu sözleşmedeki hizmetleri verdiğini ispatlayamamış iken mahkemece aleyhe kısmen kabul kararı verilmiş olmasının, HMK’nın ilgili maddeleri gereği de davacının davasını aydınlatma yükümlülüğü var iken ve mahkemeden bu husus talep edilmişken bu eksikliğin giderilmemesinin açıkça usul ve yasaya aykırı olduğunu, mahkemece, davacıya verdiğini iddia ettiği hizmetleri yazılı ve kesin delilleri ile birlikte tek tek belirtmesinin talep edilmesi ve devamında yapılacak bir inceleme ile davacının dayandığı sözleşmedeki hizmetler ile verildiği iddia olunan hizmetlerin birbiri ile örtüşüp örtüşmediğinin belirlenmesi gerektiğini, ancak bu itirazlarına rağmen bu hususta mahkemece eksik incelemeye dayalı olarak hüküm kurulduğunu, yalnızca ticari defterlerin açılış ve kapanış onayının usulüne uygun olup olmadığı ve bahsi konu fatura ve yapılan ödemelerin defterlerde yazılı olup olmadığının tespiti ile yetinilerek somut olayda karara varılmış olmasının hükmü açıkça usul ve yasaya aykırı hale getirdiğini belirterek istinaf başvurusunda bulunmuştur. Dava, eser sözleşmesinden kaynaklı fatura bedeli alacağının tahsili için yapılan takibe itirazın iptaline ilişkin olup davacı yüklenici, davalı iş sahibidir.Davacı vekili taraflar arasındaki sözleşme gereğince üstlendikleri edimi yerine getirdiklerini, davalı iş sahibinin iki adet fatura bedelini ödemediğini, yaptıkları takibe haksız itiraz edildiği belirterek itirazın iptalini talep etmiş, davalı ise takibe konu faturalardan 05.02.2018 tarihli faturaya süresinde itiraz ederek iade ettiklerini, 01/01/2018 tarihli faturanın ise hiç tebliğ edilmediğini, davacının iddia ettiği hizmetleri vermediğini belirterek davanın reddini talep etmiştir. Taraflar arasında, davalı şirket adına görsel çalışmalarının oluşturulması, hazırlanması ve gerekli uyarlamaların yapılması, sosyal medyada tanıtım, pazarlama ve iletişim çalışmalarının yapılması konusunda sözleşme yapıldığı, 2017 yılında davacı tarafça düzenlenen faturaların davalı tarafça kabul edilerek bedellerinin ödendiği, ihtilafın davacı tarafça düzenlenen 2018 yılına ait iki adet faturadan kaynaklandığı, bu faturalardan 01/01/2018 tarihli olanan davalı ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, 05/02/2018 tarihli faturanın ise davalı tarafça süresinde itiraz edilerek iade edildiği sabittir. Davalı her ne kadar takibe konu iki adet fatura içeriği hizmetin verilmediğini savunmuş ise de takibe konu 01/01/2018 tarihli davacı faturasını ticari defterlerine kaydetmiş olup bedelinin ödendiği iddia ve ispatlanamamıştır. Davalı söz konusu davacı faturasına itiraz etmeyerek faturayı ticari defterlerine kaydetmekle fatura içeriğini kabul etmiştir. Bu durumda fatura içeriği mal veya hizmetin verilmediğini ispat külfeti davalıdadır. Davalı fatura içeriği hizmetin verilmediğini ispatlayamadığı gibi davacı tarafça dosyaya sunulan görsellerden, bilirkişi raporunda yer verilen tespitlerden fatura içeriği sosyal medya reklam hizmetinin verildiği sabit olduğundan davalı vekilinin istinaf sebebi yerinde değildir. Eser sözleşmesinde eserin teslimi tanık dahil her türlü delil ile ispatlanabilir. Davacı da dava dilekçesinde delil olarak tanık deliline dayanmış, mahkemece verilen süre içinde tanıklarının isim ve adreslerini bildirmiştir. Davalı vekili de verdiği 25/08/2019 havale tarihli, 14/02/2019 havale tarihli bilirkişi raporuna itiraz dilekçelerinde ve 24/10/2019 havale tarihli beyan dilekçesinde davacının birinci tanık listesinde bildirdiği tanıkların dinlenilmesini talep etmiştir. Buna göre davaya ve takibe konu 05/02/2018 tarihli fatura içeriği hizmetin verilip verilmediği konusunda davacı tanıklarının dinlenilmesi ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken tanıkları dinlenilmeden söz konusu fatura içeriği hizmetin verildiğinin ispatlanamadığı gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne karar verilmesi hatalı olmuştur. Açıklanan nedenlerle yerinde olmayan davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b1 maddesi ile esastan reddine, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-a6 maddesi ile kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, ispatlanamadığından reddine karar verilen takibe konu 05/02/2018 tarihli fatura içeriği hizmetin verilip verilmediği konusunda davacı tanıklarının dinlenilmesinden sonra oluşacak sonuç dairesinde karar verilmek üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,2-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE, 3-İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 25/10/2019 tarih, 2018/409 Esas, 2019/827 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,4-Dosyanın Dairemiz kararına uygun şekilde inceleme yapılarak yeniden bir karar verilmek üzere yerel mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 5-Davacı tarafından yatırılan istinaf karar harcının istek halinde kendisine İADESİNE,6-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda DİKKATE ALINMASINA,7-Alınması gereken 636,78-TL istinaf karar harcından davalı tarafça peşin olarak yatırılan 159,19-TL harcın mahsubu ile bakiye 477,59‬-TL harcın davalıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,8-Davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde BIRAKILMASINA, 9-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince KESİN olmak üzere 07/03/2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.