Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 53. Hukuk Dairesi 2022/1795 E. 2022/250 K. 01.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
53.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/1795
KARAR NO: 2022/250
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 13/01/2022
NUMARASI: 2020/536 Esas, 2022/10 Karar
DAVANIN KONUSU: Alacak
KARAR TARİHİ: 01/11/2022
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili, Beylerbeyi Küçüksu Atıksu Tüneli İnşaatı işinin protokol ve şartname esaslarına uygun olarak inşasının, İSKİ yönetim kurulunun 2003/108 sayılı kararıyla 27/03/2003 tarihinde … A. Ş.+… A. Ş.(yeni ünvanı … A. Ş.) Ortak Girişimi’ne ihale edildiğini, yapılan ihale üzerine davalı şirket ile 27/03/2003 tarihinde sözleşme imzalandığını ve yer tesliminin 25/04/2003 tarihinde yapıldığını, ortak girişimin yüklenimindeki dava konusu işin zamanında bitirilmemesi nedeniyle 02/03/2006 tarihli ve 2006/106 sayılı Yönetim Kurulu kararı ile sözleşmenin feshedildiğini, gecikme cezası dahil fesih kesin hesabının düzenlendiğini, buna göre kurumun yüklenici firmadan 1.656.991,00-TL alacağı çıktığını, söz konusu bedelin yüklenici firmanın teminatlarından irat kaydedilerek mahsup edilmesi ve kalan kısmının mahkeme yoluyla yükleniciden alınmasının ekli makam oluru ile istenildiğinden bahisle, adı geçen yüklenici firmanın kurumda saklı tutulan nakit teminatı 5.278,14-TL, 23/08/2006 tarihli, … nolu fişle teminat mektupları tutarı 715.995,00-TL, 24/08/2006 tarihli ve … nolu fişle fesih hak edişi borcundan mahsup edildiğini, bu durumda kalan borç tutarının 935.717,86-TL’nin mahkeme yoluyla firmadan tahsil edilmesi için iş bu davayı açtıklarını, sözleşmeye ilişkin kurumları ile karşılıklı olarak sözleşmeden doğan alacak kalemlerine ilişkin olarak İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi’nde 2015/110 esasına kayıtlı halen devam eden dava dosyası bulunduğunu, açılan iş bu davada kurumlarının alacak haklarının koruma altına aldığını, tüm bu nedenlerle öncelikle, iş bu dava ile maddi ve hukuki bağlantı olduğundan İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2015/110 esas sayılı dosyası sonucunun beklenilmesine, fesih kesin hesabı sonucu kesin hakediş işlemleri sonucu ortaya çıkan alacaklarından kalan 935.717,86-TL kurum alacağının, fesih kesin hakediş raporunun düzenlendiği 16/11/2005 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalılar vekili cevap dilekçesi ile; davanın tüm zamanaşımı ve hak düşürücü süreler sona erdikten sonra ikame edildiğini, taraflar arasında akdedilen sözleşmenin, davacı idare tarafından keşide edilen İstanbul …Noterliği’nin 14/03/2006 tarih ve … yevmiye nolu ihtarnamesi feshedildiğinin taraflarına bildirdiğini, o tarihte yürürlükte bulunan TBK m.126/4 hükmü uyarınca eser sözleşmelerinden kaynaklı alacak taleplerinde zamanaşımı süresinin 5 yıl olup, Yargıtay içtihatları ile benimsendiği üzere bu sürenin en geç sözleşmenin feshi tarihinden itibaren başladığını, dava konusu sözleşmenin, davacı yanca 02/03/2006 tarih 2006/106 sayılı yönetim kurulu kararı ile feshedildiğini ve fesih iradesinin müvekkillerine İstanbul … Noterliği’nin 14/03/2006 tarih ve … yevmiye nolu ihtarnamesi ile bildirilmiş olduğu gözetildiğinde işbu davada 5 yıllık zamanaşımı süresinin her halükarda dava açılmasından çok önce geçmiş olduğunu, İSKİ Genel Müdürlüğü’nün 24 nolu fesih hakkedişini müvekkillerinin gıyabında ve tek yanlı olarak hazırladığını, müvekkillerinin usulüne uygun biçimde davet edilmediğini ve kasten fesih kesin hakedişi çalışmalarının dışında tutulduğunu, hakedişin bir asıl suretini dahi müvekkillerine göndermediğini, müvekkillerinin, idarenin tek yanlı gıyapta ve tümü ile gerçekdışı borç yaratılarak tanzim edildiğini öğrendiğini, bu hakedişin bir fotokopisini defalarca talep ederek, yazı ve ihtarlar keşide ederek alabildiğini, açıkça hukuka aykırı bu 24 nolu fesih kesin hakedişine itirazlarını ivedilikle Ankara … Noterliği’nin 13/03/2007 tarihli ve … yevmiye no 24 nolu fesih hakedişine itirazlarını içerir ihtarnamesi ile yaptığını, kesin hesaba, davacı idarece tek yanlı hazırlanan, içeriği ve tutarları taraflar arasında akdedilen sözleşme hükümlerine ve gerçek duruma aykırı bu hakedişe ve dahilinde yine sözleşmeye ve hukuka aykırı biçimde hesaplanan gecikme cezası 1.721.091.28-TL’ye müvekkillerinin alacaklarının bu gerçekte olmayan borca mahsubuna ve ihtarname içeriği ile açık olduğu üzere hakediş dahilindeki sair hususlara itiraz edildiğini, müvekkillerinin, borç doğurmayan 24 nolu hakedişten yahut başkaca sebepten hiçbir borcu bulunmamakta olduğunu, hakedişin itiraza uğramış, taraflardan birince imza edilmemiş olması, davadan sonra tanzim edilmiş olması vb hallerde tasfiye kesin hakedişinin mahkemece bilirkişi marifeti ile çıkartılması gerektiğini, 24 nolu fesih hakedişinde müvekkilleri gıyabında tahakkuk ettirilen gecikme cezasının ifaya bağlı gecikme cezası niteliğinde olup, fesih halinde talep edilemeyeceğini, yahut en fazla fesih edilemeyen (14 gün) süre için talep edilebilecek olduğu halde 524 gün gecikme karşılığı 2006 yılı itibariyle 1.721.091,28-TL olarak hesaplanarak hakediş alacaklarının mahsubu ile bulunan 24 nolu fesih hakedişi bakiyesinden teminat mektupları bedeli mahsup edilerek bulunan tutarın işbu davada talep edilmesinin açıkça hukuka aykırı olduğunu, gecikme cezasının düzenlendiği sözleşme şartları 36. 1. gecikme cezası başlıklı hükmüne de aykırı olduğunu, hiçbir şekilde kabul anlamına gelmemek kaydı ile sözleşmeyi işin süresinde bitirilememesi sebebi ile fesheden idarenin, sözleşmeyi süresi sonunda feshetmeyip işi devam ettirerek, var ise bir zararı doğması ve artmasına kendisinin sebebiyet verdiğini, bu nedenle de gecikilen süre için gecikme cezası talep hakkı bulunmadığını, davacı tarafın hukuka ve sözleşmeye aykırı biçimde hesapladığı gecikme cezasına ayrıca sözleşmeye hükmü ile yasaklandığı halde ayrıca 568.317,48-TL fiyat farkı hesapladığını ve eklediğini, davacı tarafın, menfi zarar iddiasını İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2015/110 Esas sayılı dosyası ile talep etttiğini ve mahkemece hüküm altına alınmış olduğu halde işbu dava ile ayrıca 24 nolu hakkediş bakiyesi olan gecikme cezasını yani menfi zararına ek olarak müspet zarar iddiası ile ödenmesi talebinde bulunduğunu, tüm itirazları saklı kalmak kaydı ile, dava konusu gecikme cezası tutarının ifaya ekli cezai şart olmakla fahiş ve müvekkillerinin iktisaden mahvına yol açabilecek tutarda olduğunu, bu sebeple tenkisi gerektiğini, 24 nolu fesih hakkedişinin, davacı tarafın dava dilekçesinde hakediş tarihi olarak belirttiği 16/11/2005 tarihinde tanzim edilmediğinden, bu tarih itibarı ile avans faizi yürütülmesi talebinin dayanaksız ve hukuka aykırı olduğunu belirterek, davanın öncelikle husumet ve zamanaşımı nedeniyle reddine, olmadığı takdirde esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece, davacı tarafça taraflar arasındaki sözleşmesinin feshi nedeniyle 24 nolu hakedişten kaynaklı alacak talebinde bulunulduğu, bu hakedişten kaynaklı alacağın daha önce açılan davalarda dava konusu yapılmadığı, bu hakedişe ilişkin fesih kesin hakediş raporunun 16/11/2005 tarihinde düzenlenmiş olduğu, taraflar arasındaki sözleşmenin İSKİ Yönetim Kurulu’nun 02/03/2006 tarihli ve 2006/106 sayılı Yönetim Kurulu kararı ile feshedildiği, sözleşmenin feshedildiğinin davalı yüklenicilere İstanbul … Noterliği’nin 14/03/2006 tarih ve … yevmiye nolu ihtarnamesi ile bildirildiği, bu ihtarnamenin davalı yüklenicilere 15/03/2016 tarihinde tebliğ edilmiş olduğu, dava tarihinde yürürlükte bulunan 818 sayılı BK’nın 126/4 maddesi ile 01/07/2012 tarihinde yürürlüğe giren 6098 Sayılı TBK’nın 147/6 maddesi hükümlerine göre eser sözleşmesinden doğan alacak davaları 5 yıllık zamanaşımı süresine tabi olup, 818 Sayılı BK’nın 128, 6098 Sayılı TBK’nın 149. maddesi hükümleri gereğince zamanaşımının alacağın muaccel olması ile işlemeye başlayacağı, alacağın muaccel-istenebilir olduğu tarihin de sözleşmenin feshi iradesinin diğer tarafa ulaştığı tarih olup somut olayda sözleşmenin feshedildiğinin davalı yüklenicilere İstanbul … Noterliği’nin 14/03/2016 tarih ve … yevmiye nolu ihtarnamesi ile bildirildiği 15/03/2006 tarihi olduğu, eldeki davanın açılma tarihi olan 01/10/2020 itibariyle davanın 818 Sayılı BK’nın 126/4, 6098 Sayılı TBK’nın 147/6. maddelerinde öngörülen 5 yıllık zamanaşımı süresinin geçmiş olduğu, dava konusu eser sözleşmesine dayalı olup, eldeki olayda haksız eylemlerden doğan zararın tazminine ilişkin açılacak davalarda söz konusu olan, yetkili makamın olur emri verdiği tarihten itibaren zamanaşımının işlemeye başlamasına yönelik uygulamanın uygulanma yeri bulunmadığı, yine dava açılmakla sadece dava açılan kısım için zamanaşımı kesilmiş olacağından, İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2006/23 Esas sayılı dosyası, İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2008/750 Esas sayılı dosyası ve İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2015/110 Esas sayılı dosyası kapsamında taraflar arasında açılmış bulunan davalar söz konusu ise de, söz konusu dosyalarda 24 nolu hakedişten kaynaklı bir talep bulunmadığından, eldeki dava konusu 24 nolu hakedişe yönelik zamanaşımını kesen bir durumun olmadığı, kaldı ki o davaların açıldığı tarihler 2006 ve 2011 yılları arasında olup, söz konusu dosyalarda davaların açılmasıyla zamanaşımının kesilmiş olduğu düşünülse dahi, bu dosyalarda dava açılmakla zamanaşımının kesilmesinden itibaren 818 Sayılı BK’nın 126/4, 6098 Sayılı TBK’nın 147/6. maddelerinde öngörülen 5 yıllık zamanaşımı süresi geçtikten çok sonra 01/10/2020 tarihinde eldeki davanın açıldığı gözönüne alındığında da, davanın yine süresinde açılmadığı gerekçesiyle, davacı tarafça açılan davanın zamanaşımı nedeniyle reddine, karar verilmiştir. Davacı vekili istinafında, davaya konu alacağın “gecikme cezası tazminatı” alacağı olması nedeniyle bir “bağlı alacak” olduğunu, 6098 sy TBK’nın 152. Maddesi gereğince bağlı alacaklarda zaman aşımı süresinin asıl ifaya ilişkin açılan davanın kesin olarak sonuçlanması ile başlayacağını, davalı tarafça aleyhlerine açılmış bulunan İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2015/110 Esas sayılı dosyasının (öncesi İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2006/23 Esas sayılı dosyası) zaman aşımı sürelerini kestiğini, İSKİ Kuruluş Yasasının 11. Maddesi gereğince kamu idaresinde zamanaşımı süresinin emir vermeye yetkili organın dava açmaya ilişkin emir ve talimatıyla başlayacağını, bu özel düzenlemenin dikkate alınması gerektiğini, dava açma yetkisinin Genel Müdürün uhdesinde olduğunu, somut olayda bu olurun 22.07.2020’de verildiğini, eser sözleşmelerinde zamanaşımının işin kesin kabulünün yapılmasından itibaren işleyeceğini, davalının fesih kesin hesabına itiraz ettiğini, o halde fesih kesin hesabının kesinleşmediğini, tüm bu nedenlerle dava tarihi itibariyle zamanaşımının geçekleşmediğini belirterek, kararın kaldırılmasını talep etmiştir.Taraflar arasındaki uyuşmazlık, taraflar arasındaki sözleşme tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 818 sayılı Borçlar Kanunu 355 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Davacı iş sahibi, davalılar yüklenicidir.Dava, taraflar arasındaki “Beylerbeyi Küçüksu Atıksı Tüneli inşaatına” ilişkin 27.03.2003 tarihli sözleşmeye konu işin davalılar tarafından zamanında bitirilememesi nedeniyle davacı İdare tarafından yapılan fesih işlemi ve düzenlenen 16.11.2005 tarihli fesih kesin hesabı sonucu ortaya çıkan 24 nolu kesin hakedişten kaynaklanan bakiye 935.717,86 TL alacağın tahsili talebine ilişkindir.Davalılar vekilince, öncelikle zamanaşımı def’inde bulunulmuş, esasa ilişkin olarak da davanın reddi istenmiştir.Mahkemece, davaya konu 16.11.2005 tarihli fesih kesin hakedişine dayalı alacağın muaccel-istenebilir olduğu tarihin davacı idarenin fesih iradesinin davalıya ulaştığı 15.03.2006 tarihi olduğu, zaman aşım süresinin bu tarihten itibaren başlayacağı, buna göre dava tarihi (01.10.2020) itibariyle 5 yıllık zaman aşımı süresinin dolmuş olduğu gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.Taraflar arasında daha önce açılan ve görülmeye devam eden İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2015/110 Esas sayılı dosyasında (öncesi İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2006/23 Esas, birleşen İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2008/750 Esas ve birleşen İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2011/94 Esas sayılı dosyaları); asıl dava Beylerbeyi-Küçüksu-Atıksu Tüneli İnşaatı sözleşmesinde kazı yönteminin değiştirilmesi nedeniyle fiyat farkı alacağının ve bu nedenle katsayı uygulamasından kaynaklanan alacağın, sözleşmenin haksız feshi sonucu uğranılan kâr kaybının tahsiline, birleşen 2008/750 Esas numaralı dava iş sahibi İSKİ tarafından fesih sonucu uğranılan menfi zararın, bu davaya karşı yüklenici tarafından açılan karşı dava, teminat mektubu bedelinden şimdilik 10.000,00 TL ile 24 nolu hakedişten şimdilik 5.000,00 TL imalât bedelinin, yüklenici tarafından açılan birleşen 2011/94 esas sayılı dava ise, sözleşme nedeniyle yapılan masrafların, fiyat farkı alacağının, kâr kaybından kalan ile teminat mektubu bedelinin, 24 nolu hakedişten dava edilmeyen alacağın tahsiline karar verilmesi istemleriyle açılmış, Mahkemece ilk olarak İstanbul 29. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2011/25 E- 2012/115 K sayılı 26.04.2012 tarihli kararıyla; asıl davanın ıslah olunan miktar üzerinden kabulüne, birleşen 2008/750 sayılı davanın reddine, karşı davanın kabulüne, birleşen 2011/94 sayılı davada 272.786,21 TL fiyat farkı, 609.871,16 TL masraf karşılığı, 313.085,41 TL makine söküm ve montaj masrafı, 667.030,95 TL kâr kaybı, 705.995,00 TL teminat mektubu bedeli, 80.610,00 TL 24 nolu hakediş bakiyesi alacağının kabulüne, fazla istemin reddine karar verilmiş, verilen karar davalı ve birleşen dosyada davacı İSKİ vekilince temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay 15. Hukuk Dairesi’nin 2012/7257 E – 2014/921 K sayılı kararıyla; …fesih tarihi itibariyle imalâtın getirildiği seviye gözetildiğinde iş sahibi İSKİ’nin sözleşmeyi fesihte haklı olduğunun kabul edilmesi gerektiği, buna göre mahkemesince yapılması gereken işin, yüklenicinin fiyat farkı ve kâr kaybı, makinenin söküm bedeliyle, yapılan masraflara ilişkin alacak istemlerinin tümüyle reddine; 24 nolu hakedişten kaynaklanan alacağı ile teminat mektubu bedeline ilişkin alacağının ise, sözleşmenin Cilt I’de yer alan İdari Şartnamenin 43.3 maddesince tasfiye kesin hesabının çıkartılıp çıkartılmadığının idaresinden sorularak sonucuna göre değerlendirildikten sonra yüklenicinin idareye borcu var ise reddine, iş sahibi İSKİ’nin ise birleşen davadaki menfi zarar istemi de, sözleşme tarihinde yürürlükte bulunan mülga 818 Sayılı Borçlar Yasası’nın 106 ve 108. maddeleri hükümleri çerçevesinde değerlendirilerek ve bilirkişi incelemesi yaptırıldıktan sonra davacının teklifine en yakın teklif ile kalan işin makul sürede yeniden sözleşmeye bağlanan bedeli arasındaki fark menfi zarar olarak hüküm altına alınmasına karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle, kararın bozulmasına karar verilmiş, bozma ilamı üzerine İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2015/110 Esas sayılı dosyasından yapılan yargılama neticesinde 2020/536 K sayılı 08/10/2020 tarihli kararla; benimsenen 16/02/2016 tarihli bilirkişi kurulu ek raporu doğrultusunda, tasfiye kesin hesap sonucuna göre davacı yüklenicinin İSKİ’ye borçlu olduğu, dolayısıyla hükmüne uyulan bozma ilamında açıklandığı üzere, yüklenicinin idareye borçlu olması nedeniyle davacı yüklenicinin bu yöndeki taleplerinin yerinde olmadığı gerekçesiyle, yüklenici tarafından açılan asıl ve birleşen İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2011/94 Esas ve İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2008/750 Esas sayılı dosyasındaki “karşı” davalarının reddine, iş sahibi tarafından açılan birleşen İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2008/750 Esas sayılı davsının kısmen kabulü ile 9.869.663,89 TL’nin davalılardan tahsiline, fazlaya ilişkin talebin reddine, karar verilmiş olup, bu karar halen temyiz incelemesinde bulunmaktadır. Taraflar arasında imzalanan 27.03.2003 tarihli sözleşmenin 4. Maddesinde sözleşmenin eki dokümanlar sayılmış olup, örneği dosya arasına sunulmuş bulunan Cilt I’de düzenlenen İdari Şartnamenin 43. Maddesinde, sözleşmenin bozulması ve tasfiyesinden sonra tasfiye kesin hesabının ne şekilde çıkartılacağı özel olarak düzenlenmiştir. Taraflar arasında görülen diğer dava dosyasında hükme esas alınan 16/02/2016 tarihli bilirkişi raporunda bu madde düzenlemesi göz önünde bulundurularak iş sahibi İSKİ tarafından çıkartılan tasfiye kesin hesabının geçerli ve yükleniciyi bağlayıcı olduğu kabul edilerek bir değerlendirme yapılması yoluna gidilmiş, Mahkemece de bu rapor esas alınmak suretiyle asıl ve birleşen davalar hakkında kararlar verilmiştir. Söz konusu dava dosyası içinde yer alan başkaca raporlarda, yüklenicinin tasfiye kesin hesabına itirazda bulunduğu belirtilmiş buna göre alternatif değerlendirme ve hesaplamalar da yapılmıştır. Yüklenici tarafında gerek o davada gerekse bu davada söz konusu tasfiye kesin hesabına itirazda bulunduğu ve bu nedenle kesinleşmiş sayılamayacağı, tasfiye hesabının mahkemece çıkartılması gerektiği savunulmuş olup, bu savunmalarının yerinde olup olmadığı, diğer davada iş sahibi İSKİ tarafından çıkartılan tasfiye kesin hesabının geçerli ve yükleniciyi bağlayıcı olduğu kabulünün doğru olup olmadığı, bu bağlamda tasfiye kesin hesabının onaylandığı (kesinleştiği) tarihin hangi tarih olarak kabul edilmesi gerektiği diğer davada verilen kararın temyiz incelemesi neticesinde kesinlik kazanacaktır.İlk derece mahkemesi kararında da belirtildiği üzere, dava tarihinde yürürlükte bulunan 818 sayılı BK’nın 126/4 maddesi ile 01/07/2012 tarihinde yürürlüğe giren 6098 Sayılı TBK’nın 147/6 maddesi hükümlerine göre eser sözleşmesinden doğan alacak davaları 5 yıllık zamanaşımı süresine tabi olup, 818 Sayılı BK’nın 128, 6098 Sayılı TBK’nın 149. maddesi hükümleri gereğince zamanaşımı alacağın muaccel olması ile işlemeye başlayacaktır. Ancak, 4735 sy Kamu İhale Sözleşmeleri Kanununa tabi sözleşmelerde Yapım İşleri Genel Şartnamesinin (YİGŞ), 2886 sayılı Devlet İhale Kanunu’na tabi sözleşmelerde ise Bayındırlık İşleri Genel Şartnamesi’nin (BİGŞ) sözleşmenin eki olarak kararlaştırıldığı hallerde ise şartname hükümleri gözetilerek teslim tarihi ve muacceliyet tarihinin belirlenmesi gerekir. BİGŞ’nin 44/9. Maddesinde ve YİGŞ’nin 44/8. maddesinde, kesin kabul tutanağının onaylanması ile kesin kabul işleminin tamamlanmış sayılacağı hususu düzenlenmiş olup, zamanaşımının başlangıcı da teslim tarihi sayılan bu tarih olacaktır. Aynı şekilde kesin hesap alacağında da şartname hükümleri gözetilecektir. Yapım İşleri Genel Şartnamesinin sözleşmenin eki olduğu kamu ihale sözleşmelerinde şartnamenin 40/8. Maddesinde yer alan kesin hesapların ve kesin kabul tutanağının idarece onaylanmasından sonra, bunlara ilişkin onay tarihlerinin sonuncusundan başlamak üzere en çok 30 gün içinde, idarece onaylanmış kesin hesaplara dayalı olarak, yapı denetim görevlisi tarafından kesin hakediş raporu düzenlemesi nedeniyle kesin hesap alacağı, kesin hesapların ve kesin kabul tutanağının onaylandığı tarihte muaccel olacağından zamanaşımı da bu tarihten başlayacaktır.Taraflar arsındaki sözleşmenin eki olan Cilt I’de düzenlenen İdari Şartnamede de yukarıda belirtilen düzenlemelerle aynı mahiyette maddelere yer verilmiştir. Davaya konu sözleşme iş sahibi İSKİ tarafından İdari Şartname’nin 43/3. Maddesine göre göre fesih ve tasfiye edilmiş ise de, bu madde de 41/3. Maddeye atıf yaptığından tasfiye kesin hesap alacağı da tasfiye kesin hesabının onaylandığı tarihten başlayacaktır. Zamanaşımının kesin hesabın onay tarihten başlayacağı hallerde kesin hesap mahkeme kararı ile belirlenmiş ise zamanaşımı mahkeme hükmünün kesinleştiği tarihten itibaren başlar.Bu açıklamalar doğrultusunda somut olay değerlendirildiğinde, her ne kadar Mahkemece davaya konu alacağın muaccel-istenebilir olduğu tarihin sözleşmenin feshi iradesinin diğer tarafa ulaştığı tarih olduğu kabul edilerek, davacı idarenin fesih iradesinin davalıya ulaştığı 15.03.2006 tarihi esas alınarak zamanaşımı süresi hesabı yapılmış ise de, yukarıda açıklandığı üzere, davaya konu talebin tasfiye kesin hesabına dayanak olan 16.11.2005 tarihli 24 nolu fesih kesin hakedişinden kaynaklandığı, davaya konu sözleşme eki İdari Şartname’nin 43/3. ve 41/3. Maddelerindeki düzenlemeye göre bu alacağa ilişkin zamanaşımı süresinin tasfiye kesin hesabının onaylandığı tarihten itibaren başlayacağı, tasfiye kesin hesabının kesinleşip kesinleşmediğinin ise diğer davada verilen kararın kesinleşme akıbetine göre belli olacağı, bu nedenle davalı tarafın zamanaşımı def’inin değerlendirilmesi için öncelikle diğer davada verilen kararın kesinleşme akıbetinin beklenmesi gerektiği anlaşıldığından, Mahkemece bu kesinleşme akıbeti beklenmeden yazılı olduğu şekilde davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olmuştur.Açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin istinaf talebinin kabulü ile usul ve yasaya uygun bulunmayan yerel mahkeme kararının 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince kaldırılarak yukarıda açıklanan şekilde inceleme ve araştırma yapıldıktan sonra oluşacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi için dosyanın yerel mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE, 2-İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 13/01/2022 tarih, 2020/536 Esas, 2022/10 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,3-Dosyanın Dairemiz kararına uygun şekilde inceleme yapılarak yeniden bir karar verilmek üzere yerel mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 4-Davacı tarafından yatırılan istinaf karar harcının istek halinde kendisine İADESİNE,5-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda DİKKATE ALINMASINA, 6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince KESİN olmak üzere 01/11/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.