Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 53. Hukuk Dairesi 2022/179 E. 2023/210 K. 07.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
53.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/179
KARAR NO: 2023/210
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 17/09/2019
NUMARASI: 2015/204 Esas, 2019/814 Karar
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 07/03/2023
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesi ile, taraflar arasında 21/06/2013 tarihinde İstanbul, Eyüp, Odayeri Düzenli Depolama Sahası Düzenli Depolama Tesisine Ek Bina Yapım İşi eser sözleşmesi yapıldığını, 24/06/2013 tarihinde geçici olarak işe başladıklarını ve 24/02/2014 tarihinde 4 nolu hakediş dilekçesi verdiklerini, 25/02/2014 tarihinde geçici kabul dilekçesini de vermelerine rağmen şu ana kadar her iki işlemin gerçekleşmediğini, tüm iyi niyetli çabalarına rağmen davalı şirketin işlemleri yapmamakta ısrarcı olduğunu, faturaları dahi kabul etmediğini, davalı şirketin dilekçelerine cevap vermediğini, hakediş raporlarını hazırlamaya yanaşmadığından borcun muaccel hale geldiğini, davalının borca karşı inkar yolunu seçtiğinden sözleşmenin 31. maddesi ve Yapı İşleri Genel Şartnamesinin 52. maddesine dayanarak Bakırköy … İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı dosyası ile icra takibi başlattıklarını, davalının itirazı üzerine takibin durduğunu, davalının itirazında haksız olduğunu, bu nedenlerle davanın kabulü ile itirazın iptaline, takibin devamına, alacağın %40’ı icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: İstanbul Büyükşehir Belediyesinin iştiraki bir kamu şirketi olan müvekkili davalı şirketin işlettiği Odayeri Düzenli Depolama Sahası içinde ihtiyaç duyduğu ek bina yapımı için tabi olduğu 4734 sayılı Kamu İhale Kanunun 19. Maddesi çerçevesinde açık ihale usulü ile 2013/42203 ihale kayıt nolu yapım ihalesi gerçekleştirildiğini ve ihalede en uygun teklifi veren davacı şirket ile 21/06/2013 tarihinde 390.000,50-TL+KDV bedelli “Odayeri Düzenli Depolama Tesisine Ek Bina Yapım İşine Ait Sözleşme/Anahtar Teslimi Götürü Bedel Sözleşme” si imzalandığını, taraflar arasında 21/06/2013 tarihinde düzenlenen “yer teslim tutanağı” ile 24/06/2013 işe başlama tarihi itibariyle yapım süreci başladığını, sözleşmenin 9. Maddesine göre davacının taahhüdünün tamamını yer tesliminden itibaren 120 gün içinde tamamlayarak geçici kabule hazır hale getirmek zorunda olduğunu, buna göre işin bitim tarihinin 21/10/2013 olduğunu, ancak davacının sözleşme konusu işi süresi içinde tamamlamayacağı ortaya çıkınca 08/10/2013 tarih ve 51.00/09 sayılı yazı ile 60 takvim günü süre uzatımı verildiğini ve buna göre 20/12/2013 tarihi itibariyle işin tamamlanmasının gerektiğini, davacının 20/12/2013 tarihi itibariyle işi tamamlayıp teslim edemediğinin anlaşılması üzerine 02/01/2014 tarih ve 33.00/09 sayılı yazı ile sözleşmenin 25. Maddesi uyarınca davacıya “tebliğ tarihinden itibaren 25 gün içinde işi tamamlayarak teslim etmesi, teslim tarihine kadar gecikilen her gün için sözleşme bedelinin % 0,03 oranında gecikme cezası uygulanacağı, aksi halde sözleşmenin fesih edileceği” nin ihtar edildiğini, davacının 25/02/2014 tarihli yazısı ile işi tamamladığını bildirerek geçici kabulün yapılmasını talep ettiğini, oluşturulan geçici kabul komisyonu tarafından yapılan inceleme sonucu 08/03/2014 tarihli yapım işleri geçici kabul tutanağı düzenlendiğini, ancak davacının geçici kabul incelemesine katılmadığını ve tutanağı imzalamaktan imtina ettiğini, davacının sözleşme kapsamında gerçekleştirdiği işler için birlikte imza altına alınan 3 hakediş düzenlemesi yapıldığını ve bu hakediş raporlarına göre kendisine toplamda 320.111,66-TL ödeme yapıldığını, geçici kabul ve kesin hesap sürecinde davacının daha fazla alacağı olduğu iddiasıyla ileri sürdüğü itirazları nedeniyle süreç tamamlanamadığından ve faturaya bağlanamadığından davacının kendi hesabına göre düzenlediği ve müvekkiline tebliğ etme gereği dahi duymadan icra takibine giriştiği 02/09/2014 tarihinde gerekse halihazırda bugün tahakkuk etmiş ve muaccel olmuş bir alacağının bulunmadığını, bu nedenlerle haksız ve mesnetsiz davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.Mahkemece; dava konusu somut olayda taraflar arasındaki yapım işine ilişkin sözleşmenin anahtar teslimi götürü bedel sözleşme olup, sözleşmeye konu yapım işinin pursantaj oranları listesine göre kendi içinde alt pursantaj değerlerini de ihtiva eden üç ana iş grubundan oluştuğu, sözleşmeye göe iş gruplarının pursantaj oranlarının, inşaat işi 86,56, Makina Tesisatı işi 10,19, Elektrik Tesisatı işi 3,23 oranında olduğu, sözleşme kapsamında gerçekleştirilen işler için tarafların birlikte imzasıyla 3 adet ara hakediş düzenlemesi yapıldığı ve bu hakediş raporlarına göre davacıya ödeme yapıldığı, tarafların birlikte imzasıyla düzenlenmiş olan ve 12.02.2014 tarihine kadar yapılan işleri kapsayan 3 nolu hakediş raporuna göre işin gerçekleştirilme oranının inşaat imalatında %75,37, makina imalatında %6,84 ve elektrik imalatında % 2,39 olduğu, geçici kabul tarihi olan 25.02.2014 itibariyle yapılan işleri kapsayan 4 nolu kesin hakediş raporuna göre ise işin gerçekleştirilme seviyesi inşaat imalatında % 84,96, makina imalatında % 9,40 ve elektrik imalatında % 3,23 olmak üzere toplamda % 97,60 oranında kaldığı, ancak eksik imalatın 3. kişiye tamamlatılmış olup ödenen miktar da davacı hak edişinden kesildiğinden işin tamamını davacı yapmış gibi hakediş düzenlenmesinin uygun olduğu, bilirkişi heyeti tarafından yapılan değerlendirme uyarınca, davacı şirketin 2013 ve 2014 yılları ticari defterlerinin usulüne uygun tutulmuş olup, sahibi lehine delil teşkil edeceği ve davacı kayıtlarına göre davacının davalıdan 01.09.2014 tarihi itibariyle 142.518,52 TL alacaklı olduğu, davalı kayıtlarında 01.01.2014 tarihli, 286258 numaralı, 142.518,52-TL tutarlı 4. Hakediş faturasına ilişkin herhangi bir kayıt bulunmadığı, ancak bilirkişi heyeti tarafından yapılan hesaplamalar doğrultusunda Sözleşme Fiyatları ile yapılan iş bedelinin 390.000,50 TL, bir önceki hakedişin toplam tutarının 320.111,66 TL, 4 numaralı hakedişin tutarının 69.888,84 TL, KDV (%18) 12.579,99 TL olmak üzere tahakkuk tutarının 82.468,83 TL olduğu, bundan gelir vergisi (%3) -2.096,67 TL, geçici kabul eksikleri: -4.342,40 TL düşüldüğünde yükleniciye ödenecek tutarın 76.029,77 TL olduğu, davacının davalıdan sözleşme dışı imalat ve geçici kabul eksikleri olmak üzere 76.029,77 TL alacağı olduğu, alacağın likit olmaması ve yargılamayı gerektirmesi nedeniyle icra inkar talebinin reddi gerektiği gerekçesi ile; Davanın KISMEN KABULÜ ile Bakırköy … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takibine itirazın kısmen iptali ile takibin 76.029,77-TL asıl alacak üzerinden devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine, asıl alacağa takip tarihinden itibaren yasal faiz yürütülmesine, Alacağın yargılamayı gerektirmesi ve likit olmaması sebebiyle icra inkar talebinin reddine, karar verilmiş, karara karşı davacı vekili istinafa başvurmuştur.Davacı vekili istinaf dilekçesi ile, müvekkili ile davalı arasında imzalanan eser sözleşmesi uyarınca müvekkili tarafından üstlenilen işlerin tamamının çizilen ve davalı tarafından uygun görülen projelere ve yürürlükte olan şartnamelere göre tamamlanarak davalıya teslim edildiğini, davaya konu yerin, herhangi bir ayıp ihbarı olmadan fiili olarak kullanılmasına rağmen, muaccel hale gelen alacağın, haksız olarak ödenmediğini, başlatılan icra takibine de itiraz edildiğini, müvekkiline herhangi bir yazılı çağrı yapılmaksızın tek taraflı ve geçmişe dönük olarak davalı tarafından hukuka aykırı şekilde geçici kabul yapıldığını, bu hususun dosyaya sunulan belgelerden de açıkça anlaşıldığını, davalının davada, yüklenici müvekkilinin sorumluluğunda olmayan işleri de sorumluluk kapsamında gösterdiğini, davalının iddialarının aksine sözleşmeye konu imalatın %100’ünün tamamlandığını, ancak proje ve sözleşme dışı yapılan imalatlara ait imzalı ataşmanların davalı tarafından ısrarla dosyaya sunulmadığını, fazladan yapılan imalatlara ilişkin davalının itirazı veyahut başkaca firmaya yaptırıldığı yönünde beyanı bulunmadığından, dava dilekçesi ekinde sunulan 09.06.2014 tarihinde davalı yetkilisinin imzasına teslim edilen inşaat ve elektrik metraj cetveli ile yapılan imalatların icmali ve hesap cetveline göre yapılacak yerinde ölçüm ile sözleşme harici yapılan imalatların bedelinin belirlenebileceğini, ancak yargılama sırasında sundukları bu belgelere değer verilmediğini, üstüne üstlük bu hususta 14.07.2016 tarihli bilirkişi raporundaki kanının aksine herhangi bir keşif veyahut yerinde ölçüm dahi yapılmadan, dosya üzerinden salt davalının itirazları doğrultusunda hüküm kurulduğunu, davaya konu projenin değiştirilip genişletilmesi, işin ortasında imalat/malzeme konularında iş sahibinin fikir değişiklikleri ile davalının talebi ve projenin tamamlanması için zorunlu olan sebeplerle ek fazla imalatlar yapıldığını, fazladan yapılan imalatlar yönünden, beş sayfadan oluşan metraj (inşaat ve elektrik metraj cetveli) ve 1 sayfa halinde imalatların icmali ve hesap cetvelinin davalı şirketinin yetkilisi imzasına 09.06.2014 tarihinde sunulmuş olup, davalının bu metraj ve imalatların kuruşlandırılması hesabına itirazı olmadığını, bu sebeple yerinde yapılacak ölçüm ve inceleme ile fazla imalat türü, şekli ve metrajının açıkça tespit edilebileceğini, davada hatalı olarak, bu şekilde bir değerlendirme yapılmadığını, davaya dayanak bilirkişi raporlarının yeterli ve tam olmadığı gibi, denetime elverişsiz olduklarını, nitekim bilirkişi raporu doğrultusunda işin nevi gereği yapılması zorunlu olan ve davalı talimatı ile yapılan sözleşme dışı imalatları (topraklama hattı çekilmesi, fazladan yapılan temel izolasyonu, betonlara sonradan yapılan ek izolasyon, projeye göre betopan olması gerekirken elverişsiz olacağı gerekçesi ile fibercement malzeme ile yapılan saçaklar vs.) kanıtlayan bilgi ve belge sunmalarına ve bir çok kez keşif ve yerinde ölçüm yapılması taleplerine rağmen, bu hususların hiç değerlendirilmeden dosya üzerinden karar verildiğini, mahkemece bilirkişiler marifetiyle mahallinde keşif yapılmış olması nedeniyle yeniden keşif yapılması yönündeki talebin reddine şeklinde haksız ara karar oluşturulduğunu, oysa dosyada ne mahkeme nede bilirkişiler tarafından keşif ve yerinde ölçüm yapılmadığını, yalnızca dosya içeriği yani ticari defterler üzerinden karar verildiğini, müvekkili tarafından yapılan ve sözleşmeye esas projenin içinde kalan fazladan imalatların, yapım sözleşmesinde öngörülmeyen durumlar nedeniyle iş artışının zorunlu olması ve projenin devam edebilmesi için davalı talep ve onayı ile yapıldığını, davalıca da benimsenerek ve gerekli görülerek istenmiş bu işler yönünden davalının fazla imalat bedelinden sorumluluğu bulunduğunu belirterek istinaf başvurusunda bulunmuştur.Dava, eser sözleşmesinden kaynaklı bakiye iş bedeli alacağının tahsili için yapılan takibe itirazın iptaline ilişkindir. Davacı yüklenici, davalı iş sahibidir.Davacı vekili, taraflar arasında 21/06/2013 tarihinde İstanbul, Eyüp, Odayeri Düzenli Depolama Sahası Düzenli Depolama Tesisine Ek Bina Yapım İşi Eser sözleşmesi yapıldığını, 24/02/2014 tarihinde 4 nolu hakediş dilekçesi verdiklerini, 25/02/2014 tarihinde geçici kabul dilekçesini de vermelerine rağmen şu ana kadar her iki işlemin gerçekleşmediğini, davalının hakediş raporlarını hazırlamaya yanaşmadığını, gönderdikleri faturayı kabul etmediğini, yaptıkları takibe haksız itiraz edildiğini belirterek itirazın iptalini talep etmiştir.Taraflar arasında 21/06/2013 tarihinde İstanbul, Eyüp, Odayeri Düzenli Depolama Sahası Düzenli Depolama Tesisine Ek Bina Yapım İşi Eser sözleşmesi yapıldığı, yapılan işe ilişkin ilk 3 hak edişin taraflarca imzalandığı ve bunlara ilişkin ihtilaf bulunmadığı, ihtilafın 4. Hakedişten kaynaklandığı anlaşılmaktadır.Davalı işin tamamlanmadığını, geçici kabulde eksiklerin tespit edildiğini bunların davacı yüklenici tarafından giderilmediğini, bunun üzerine eksikliklerin 3. Kişiye tamamlatıldığını, kesin hak ediş için davacı çağrılmış ise de katılmadığını, kurumlarınca yapılan kesin hak edişinde kabul edilmediğini savunmuştur.Mahkemece dosya üzerinden 29/01/2019 tarihli bilirkişi heyet raporu alınmış olup, heyet raporunda davalı tarafça düzenlenen ve davacının kısmi itirazı olan geçici kabul tutanağı esas alınmak suretiyle hesaplama yapılmış, eksik işlere ilişkin olarak gerekçeli ayrıntılı rapor düzenlenmiş, dosyada sunulan belgelere göre davacı yüklenici tarafından yapılan işlerin gerçekleşme oranı tespit edilerek, buna göre davalı iş sahibi tarafından 3. Kişiye giderildiği belirtilen eksik işler bedelinin hak edişten düşüldüğü bu nedenle işin tamamlandığı kabulü ile davacı yükleniciye yapılan ödemelerin mahsubundan sonra kalan bakiye alacağı tespit edilmiştir. Söz konusu heyet bilirkişi raporu taraflara usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş, davalı bilirkişi raporuna itiraz etmiş, davacı ise süresinde itirazda bulunmamıştır. Buna göre davacı yüklenici bilirkişi heyet raporuna süresinde itiraz etmeyerek, raporda tespit edilen hususları kabul etmiştir. Davacı yüklenici sözleşme dışı yaptıkları işlerin bir kısmının hesaplanmadığını ileri sürmektedir. Mahkemece 30/04/2019 tarihli duruşmada 1 nolu ara kararı ile sözleşme dışı imalat ve geçici kabul eksiklikleri ile ilgili varsa bilgi ve belgelerin sunulması için taraflara iki hafta kesin süre verilmiş, davacı vekili 13/05/2019 havale tarihli dilekçesi ile yapıldığı ileri sürülen ilave işlere ilişkin olduğunu belirttiği fotoğraflar ve bir kısım davalı imzasını içermeyen metrajlar dışında her hangi bir belge sunmamıştır. Bunun üzerine mahkeme ara kararı doğrultusunda bilirkişi heyetinden sadece davalı itirazlarının değerlendirildiği ek rapor alınmıştır.Taraflar arasında Odayeri Düzenli Depolama Sahası Düzenli Depolama Tesisine Ek Bina Yapım İşine ilişkin imzalanan eser sözleşmesinde Yapım İşleri Genel Şartnamesi, sözleşmenin eki olarak kabul edildiğinden, ilgili şartname hükümleri gereğince, tarafların yapılan iş ve bedelde anlaşamamaları halinde tasfiye kesin hesabının mahkemece yapılması gerekir. Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda tarafların iddia ve savunmaları dikkate alınarak sunulan belge ve bilgilere göre, yapılan işin tespiti ve hesaplaması yapılarak buna göre hüküm kurulmuştur. Davacı da bilirkişi raporuna itiraz etmeyerek rapordaki tespitleri kabul etmiştir.Davacı vekili bilirkişi heyetinin sunduğu asıl rapora süresinde itiraz etmediğinden bilirkişi raporundaki hesaplamaları kabul etmiş olduğundan mahkemece bilirkişi raporu doğrultusunda karar verilmiş olması yerinde olmuştur.Açıklanan nedenlerle, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzeni gözetilerek yapılan istinaf incelemesi sonucunda, dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenler ve ileri sürülen istinaf sebeplerine göre, mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1. bendi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 17/09/2019 tarih ve 2015/204 Esas, 2019/814 Karar sayılı kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan REDDİNE, 2-Alınması gereken 179,90-TL istinaf karar harcından peşin alınan 44,40-TL’nin mahsubu ile bakiye 135,50-TL istinaf karar harcının davacıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA, 3-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerlerinde BIRAKILMASINA,4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince KESİN olmak üzere 07/03/2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.