Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
53.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/170
KARAR NO: 2023/195
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 01/10/2019
NUMARASI: 2018/666 Esas, 2019/870 Karar
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 28/02/2023
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalı şirketin TR … No’lu hesabına avans olarak 5.000,00-TL gönderdiğini, müvekkili şirketin bu meblağı kazan yaptırmak amacıyla avans olarak gönderdiğini, anlaşmanın yapıldığının ertesi günü bu siparişin iptal edildiğini ve gönderilen avansın geri istenildiğini, davalının avans bedeli ile verilen kazan siparişi için ürün/malzeme satın aldığını iddia ettiğini, bu meblağı geri ödemediğini, satın alınan ürünleri/malzemeleri müvekkili şirketin davalıdan istediğini, ancak davalı tarafından herhangi olumlu bir geri dönüşün yapılmadığını, bunun üzerine müvekkilinin ödenmeyen alacağının tahsili amacıyla Küçükçekmece … İcra Dairesi’nin … esas sayılı dosyası ile davalı aleyhine icra takibi başlattığını, davalının borca ve fer’ilerine itiraz ettiğini, takibinin durdurulduğunu belirterek itirazın iptali ile %20’den aşağı olmamak kaydı ile icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle takip talebinin usulüne uygun düzenlenmediğini ve ödeme emrinin usulüne uygun tebliğ edilmediğini, dava konusu uyuşmazlığın dayanak belgeleri dava dilekçesiyle birlikte tebliğ edilmediğini, dava değeri 5.000,00-TL olması sebebiyle senetle ispat edilmesi gerektiğini, davacı tarafından gönderilen paranın, müvekkile ödenmesi gereken bir para olduğunu beyan ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece; iddia, beyan, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; davacının incelenen defter kayıtları ve bu kayıtların dayanağı belgelere göre davalıya 21.11.2013 tarihinde banka kanalıyla 5.000,00-TL.lık havale yaptığı, davalı taraf her ne kadar davacıdan tahsilat yaptığını kabul etmekte ve bu tahsilatın da davacıya daha önce verilmiş olan borcun tahsili olduğunu savunmakta ise de, davalının davacıya borç verdiğine ilişkin dosyaya belge sunmadığı, davalı tarafından yapılmış olan 21.11.2013 tarihli mahsup fişi kaydına göre, davalının davacıya ödeme yapmış gibi kayıt yapılmışsa da söz konusu kayıtta kullanılan 340 hesabın alınan avansın ve alınan avansın kapatılması (fatura veya avansın iadesi) için kullanıldığı dikkate alındığında, 21.12.2013 tarihin de davalının davacıya ödeme yapmadığı, söz konusu kayıtta hesapların yer değiştirmesi gerektiği, diğer bir ifade ile davacının 21.11.2013 tarihinde davalıya yapmış olduğu ödeme nedeniyle 340 hesabın alacak, 102 Banka hesabının borç olarak gösterilmesi gerektiği, davalının tacir olduğu dikkate alındığında yaptığı ödemeyi belgelemesi gerektiği, ancak davalının borç verdiğine (ödemeye) ilişkin belge sunmaması nedeniyle, davacının iddiasını ispat ettiği ve takip tarihi itibariyle 5.000-TL alacaklı olduğu gerekçesi ile, Davanın KABULÜ İLE; Davalı tarafından Küçükçekmece … İcra Müdürlüğü’nü … dosyasına yapılan itirazın asıl alacak yönünden iptali ile asıl alacak miktarı olan 5.000,00-TL üzerinden takip tarihinden itibaren talep gereği yasal faiz uygulanmak suretiyle takibin devamına, Alacağın likit olması ve itirazın haksız olması nedeni ile asıl alacak miktarı üzerinden hesaplanan 1.000,00 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine, karar verilmiş, karara karşı davalı vekili istinafa başvurmuştur. Davalı vekili istinaf dilekçesi ile müvekkili şirketin davacıya herhangi bir borcu bulunmadığını, bilirkişinin takip tarihi itibariyle davacının davalıdan 5.000,00-TL alacaklı olduğu tespitinin yerinde olmadığını, 21.11.2013 tarihli ve herhangi bir açıklama olmaksızın gönderilen 5.000,00-TL’lik dekontun müvekkili şirkete ödenmesi gereken bir bedel olduğunu, ispat yükünün müvekkili şirkete ödediği 5.000,00-TL’yi kötü niyetli hareket ederek haksız yere geri isteyen davacının üzerinde olduğunu, icra inkar tazminatı, icra takibine kötüniyetli olarak itiraz eden borçlu aleyhine hükmedilebileceğini, usulüne uygun olarak düzenlenmemiş ödeme emrine itiraz eden müvekkilinin, kötüniyetli olduğunun söylenemeyeceğini, belirterek istinaf başvurusunda bulunmuştur. Dava, eser sözleşmesi gereğince avans olarak verildiği iddia olunan paranın sözleşmeden dönülmesi nedeniyle iadesi için yapılan takibe itirazın iptaline ilişkindir. Davacı vekili, müvekkilinin taraflar arasında yapılan eser sözleşmesi kapsamında davalıya banka havalesi ile avans ödemesi yaptığını, ertesi gün işin yapımından vazgeçildiğini, avansın iadesi talep edilmiş ise de iade edilmediğini, yaptıkları takibe haksız itiraz edildiğini belirterek itirazın iptaline karar verilmesini talep etmiştir. Havale ödeme vasıtası olup, var olan bir borcun ödenmesi için yapıldığına ilişkin karine mevcuttur. Karinenin aksinin iddia eden tarafça yasal delillerle ispatlanması gerekir. Somut olayda davacı, davalıya banka aracılığı ile gönderdiği havalenin avans olarak verildiğini iddia etmiş, davalı ise havalenin var olan borcun ödenmesi için yapıldığını savunmuştur. Davacının delil olarak sunduğu banka havale makbuzunda ödeminin ne için yapıldığına ilişkin bir kayıt yer almamaktadır. Bu durumda davalı lehine, havalenin mevcut bir borcun ödenmesi için yapıldığına ilişkin karinenin aksinin davacı tarafça ispat edilmesi gerekmektedir. Mahkemece ispat külfetinin davalıda olduğundan bahisle ve davalının savunmasını ispatlayamadığından davanın kabulüne karar verilmesi hatalı olmuştur. Mahkemece yapılacak iş, takibe konu banka havale dekontunda havalenin ne için yapıldığına ilişkin kayıt yer almadığından, havalenin mevcut borcun ödenmesi için yapıldığına ilişkin karinenin aksinin davacı tarafça ispatlanması gerektiğinden ve davacı karinenin aksini belgeler ile ispatlayamadığından davacı delilleri arasında yemin delili bulunuğundan, davacı vekiline yemin delilini kullanıp kullanmayacakları sorularak, yemin deliline başvurmaları halinde usulüne uygun yemin davetiyesi çıkarılarak davalı asilin yemin etmek üzere duruşmaya çağrılması ve sonucuna göre karar verilmesi, yemin deliline başvurulmaması halinde ispatlanamayan davanın reddine karar verilmesi gerekir. Açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin istinaf talebinin kabulü ile usul ve yasaya uygun bulunmayan yerel mahkeme kararının 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince kaldırılarak yukarıda açıklanan şekilde inceleme ve araştırma yapıldıktan sonra oluşacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi için dosyanın yerel mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE,2-Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 01/10/2019 tarih, 2018/666 Esas, 2019/870 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,3-Dosyanın Dairemiz kararına uygun şekilde inceleme yapılarak yeniden bir karar verilmek üzere yerel mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 4-Davalı tarafından yatırılan istinaf karar harcının istek halinde kendisine İADESİNE,5-Davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda DİKKATE ALINMASINA,6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince KESİN olmak üzere 28/02/2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.