Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 53. Hukuk Dairesi 2022/1661 E. 2023/383 K. 03.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
53.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/1661
KARAR NO: 2023/383
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 18/01/2022
NUMARASI: 2014/1235 Esas, 2022/17 Karar
DAVANIN KONUSU: Eser Sözleşmesi
KARAR TARİHİ: 03/05/2023
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili, davalı yanın yüklenicisi olduğu … Projesi Yönetim Cafe binasına ilişkin alüminyum kompozit ve alüminyum doğrama işlerinin müvekkili tarafından yapıldığını, yapılan işe ilişkin 18/05/2014 tarihli … seri numaralı faturanın sunulduğunu, müvekkilinin davalıdan 95.950,00 TL cari hesap alacağının bulunduğunu, işbu borçtan dolayı İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalı yanın takibe haksız ve kötü niyetli olarak itiraz ettiğini belirterek; itirazın iptali ile takibin devamına ve %20 oranından az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevabında, davacı yanın yapmış olduğu imalatlara ilişkin tüm hakediş ödemelerinin yapıldığını ve cari hesabın kapatıldığını, davacının yerine getirmediği imalatlara yönelik taleplerde bulunduğunu, davacının yapmış olduğu imalatları sözleşme, bilim ve fenne uygun olarak yapmadığını, davacının işi gereği gibi yapmaması nedeniyle müvekkilinin idare ile olan sözleşmesinin feshedildiğini, müvekkiline gecikme cezası kesildiğini ve nefaset kesintisi uygulandığını, bunların var ise davacı alacağından düşülmesi gerektiğini savunarak; davanın reddine ve %20 oranından az olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davacı vekili cevaba cevap dilekçesinde, müvekkili tarafından davalıya toplamda 3 adet fatura kesildiğini, 15/02/2014 tarihli ve 01/04/2014 tarihli fatura bedellerinin çek ile ödendiğini, ancak bakiye işlere ilişkin 18/05/2014 tarihli fatura bedelinin ödenmediğini, davacının anılan faturayı ticari defterlerine kayıt ettiğini, faturalara konu tüm imalatların yapıldığını, davalı tarafından hakediş raporlarının itirazi kayıt ileri sürülmeksizin kabul edildiğini ve ilgili belediyeye sunulduğunu, müvekkilince yapılan işlerin eksiksiz ve ayıpsız olarak davalı tarafça teslim alındığını, ayıp var ise teslim sırasında ileri sürülmesi gerektiğini, dava tarihine kadar herhangi bir ihbarda bulunulmadığını, davalının sözleşmesinin müvekkilinden kaynaklanan sebeplerle sonlandırılmadığını belirterek, davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, davalı çalışanları tarafından daha önce düzenlenen hak ediş ve davacı tarafından bunlara ilişkin düzenlenen faturalarda birim fiyatın 121,00-TL/m2 olduğu, bu fatura bedellerinin davalı tarafça itirazsız ödendiği, bu nedenle taraflar arasında yazılı sözleşme bulunmayan davaya konu işin birim fiyatının 121,00-TL/m2 olarak kabulü gerektiği, imzalanan hakedişte yapılan iş miktarı 1.023,00m2 olarak belirtilmiş ise de, mahallinde yapılan incelemeye göre beyaz renkteki kompozit kaplamaların 601,43 m2, gri renkteki kompozit kaplamaların 409,80 m2 olmak üzere toplam 1.011,23m2 olduğu, davalı vekilince idare ile yapılan hakedişlere göre iş miktarının daha az olduğu savunulmuş ise de, belirtilen hakedişlerin beyaz kompozitlere ilişkin olduğu, bu tespitlere göre davacı tarafça davaya konu fatura kapsamında yapılan iş bedelinin KDV dahil 94.145,71-TL olduğu, davalı tarafça işin ayıplı-eksik yapıldığı, bu nedenle idare tarafından yapılan hakedişlerden kestiler yapıldığı, işin dava dışı firmaya tamamlattırıldığı belirtilmiş ise de, dava dışı Mf Kobacan firmasına tamamlattırıldığı belirtilen işlerin davaya konu işlere ilişkin olmadığı, tanık beyanlarına, Gaziosmanpaşa 1. ASHM’nin 2014/336 Esas sayılı dosyasından alınan raporlar ile davalı ve idare arasında yapılan protokole göre davacının doğramaları eksiksiz yaptığı, takip talebinde ve ödeme emrinde asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık %11,75 oranında avans faizi talep edildiğinden bu oranı geçmeyecek şekilde faize hükmedilmesi gerektiği, alacak likit olmadığından icra inkar tazminatı talebinin reddi gerektiği, reddedilen kısım yönünden davacının kötü niyeti sabit olmadığından davalının kötü niyet tazminatı talebinin de reddi gerektiği gerekçesiyle, davanın kısmen kabulü ile; Sabit olan 94.145,71.-TL alacağın, takip tarihinden itibaren artan azalan oranlarda uygulanacak ve yıllık %11,75 oranını aşmayacak avans faizi ile ve isabet eden takip giderleri ile birlikte, davalıdan alınıp davacıya verilmek üzere, borçlu davalının İstanbul Anadolu … İcra müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasına yapılan itirazın kısmen iptaline, takibin belirtilen şekilde devamına, Fazlaya dair istemin reddine, Likit bir alacak bulunmadığından icra inkar tazminatı isteminin reddine, Reddedilen kısım yönünden davalı tarafın kötü niyet tazminatı isteminin reddine, karar verilmiştir.Davacı vekili istinafında, mahkemece, asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık %11,75 oranında avans faizi isteminde bulunulduğundan, taleple bağlılık ilkesi gereğince, asıl alacağa takip tarihinden itibaren artan azalan oranlarda ve yıllık %11,75 avans faizi oranını aşmayacak şekilde faiz işletilmesine karar verilmiş olmasının hatalı olduğunu, bu kararın takip taleplerinde yazılı olan “…Fazlaya dair ve faiz oranlarındaki artıştan doğan talep hakkımız saklıdır…” şeklindeki talepleriyle uyumlu olmadığını, takibin açıldığı tarihteki avans faiz oranı %11,75 olduğundan ve rakam belirtilmesi gerektiğinden takip tarihindeki avans faizinin rakamının yazıldığını belirterek, kararın “asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık avans faizi oranını aşmayacak şekilde ve değişken oranlarda avans faiz oranı uygulanmak suretiyle takibin devamına şeklinde düzeltilmesini” talep etmiştir.Davalı vekili istinafında, karara dayanak yapılan Gaziosmanpaşa 1.Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2014/336 Esas (Yeni 2022/108 Esas) sayılı davasının müvekkili ile … arasındaki … işine ilişkin, huzurdaki davanın ise bu işin küçük bir bölümünü oluşturan … Yönetim ve Cafe binasına ilişkin olduğunu, o dosyada alınan bilirkişi raporunda Yönetim ve Cafe binasına ilişkin olarak üstünkörü bir inceleme yapıldığından, binalara ilişkin metraj ve ölçüm gibi hesaplamalara yer verilmediğinden bu dosya için dikkate alınamayacağını, bilirkişi raporunda “alüminyum doğralamaların projesine uygun ölçülerde ve biçimde yapılmış olduğu görüldü…” ifadesinden imalatların gerekli ölçü ve biçimlerde yapıldığına yönelik ölçümlerin yapıldığı anlamını taşımadığı ve bu ölçümlere ilişkin raporda ya da ekinde herhangi bir hesaplama olmadığı açıkça ortada olduğunu, alüminyum doğrama ile kompozit levhanın gerek malzeme gerek ise imalat olarak birbirinden farklı olduğunu, raporda geçen ibare doğrama olup bu hususta ihtilaf bulunmadığını, davacının 29.06.2015 tarihli dilekçesinde “atıf yapılan bilirkişi raporunda alüminyum kompozitlerden hiç bahsedilmediğinin ve m2 ölçümü yapılmadığının” ifade edildiğini, ayrıca “…’ne ait Durum Tespit Tutanağı’nda 780 m2 kompozit levha gösterildiğini ancak 682 m2 taşyünü izocam eksikliğinden bahsedilmekte olduğunu, eğer bu eksiklik tespit edilmişse kompozit levhaların %40’ında taş yünü işi vardır” şeklinde beyanlarda bulunduğunu, ayrıca davacı vekilince 18.01.2018 tarihli duruşmada “davalının belediye ile yaptığı sözleşmenin kendisini bağlamadığını GOP 1. ASHM davasının davacı ile davalı arasında yapılann işe konu olmadığından bu davanın tarafları açısından bağlayıcılığının bulunmadığını ve davayı etkilemeyeceği” ifade edildiğini, Durum Tespit Tutanağı’nda ise “temel betonu ve izolasyonu yapılmış, çelik konstrüksiyon yapılmış, dış cephe alüminyum giydirme yapılmış, ancak tamamlanmamış, alüminyum doğramalar takılmış ancak camları takılmamıştır.” yönünde değerlendirme yapılarak esasında işbu davaya konu işin uygun şekilde yapılmadığının belirlendiğini, ancak giydirme cephe ile alüminyum doğrama kavramlarının birbirlerine karıştırılarak raporların aleyhe tanzim edildiğini, ancak hükme esas alınan 08.12.2021 tarihli bilirkişi raporunda “… Tamamlanmayan imalatların ne olduğunun belirtilmediği, imalaj metraj cetveli verilmediği, fotoğraflardan imalatın yapıldığının tespit edildiği..” şeklinde mesnetsiz değerlendirmeler yapıldığını, davaya konu Cafe’nin tamamı … firması tarafından, Yönetim Binasının ise müvekkili şirket tarafından davacıya yaptırıldığını, ancak yönetim binasındaki eksikliklerin işin tasfiyesinden sonra …’a tamamlatıldığını, kesin hesap icmal raporlarında bunların hepsinin yazılı olduğunu, metrajların da belirli olduğunu, yapılması gerekenin; dava konusu işe ilişkin olarak …, … ve … firmasına müzekkere yazılarak yapılan işlerin, alınan ödemelerin, hakediş raporlarının vb. her türlü evrakların celp edilmesi ve davacının yaptığı ve yapmadığı iş kalemlerinin net bir şekilde ortaya koyulması olmasına rağmen bu eksiklikler giderilmeden dosyanın karara çıkarılmış olmasının hatalı olduğunu, gerekçeli kararın konusu ve tarafları başka olan bir dosyada alınan bilirkişi raporundaki tek bir cümleye istinaden temellendirilerek aleyhlerine tespitte bulunulmuş olmasının hukuka aykırı olduğunu, davaya konu … yapım işinin tasfiyesinin … tarafından 17.06.2014 tarihinde yapıldığını, düzenlenen tasfiye tutanağında eksik ve kusurların tespit edildiğini, ayrıca idareyle yapılan sulh protokolünde de bu eksikliklerin tamamlanması gerektiğinin aksi takdirde cezai şarta hükmedileceğinin belirtildiğini, ihbar olunan … 27.12.2021 tarihli ek rapora itiraz dilekçesinde revize kompozit metrajı tablosunda toplam 1.011,23 m2 kompozit yapıldığı şeklinde tespite yer verilmiş ise de, dilekçe ekinde yer alan kesin hak ediş raporunda da görüleceği üzere gerçek metrajın 798,60 m2 olduğu, maddi hata içeren kısmın düzeltilerek gerçeğe uygun hesaplama yapılmasının talep edildiğini, bu itiraza rağmen mahkemenin dosyayı ek rapora göndermeyerek dosyayı doğrudan 1.011,23 m2 kompozit yapıldığı kabul edilerek karara çıkarttığını, …’nin 17.06.2014 tarihinde yaptığı ihaleyle işin ikmalini … İnşaat firmasına vererek hem bu yeni sözleşme şartlarında hem de kendi emanet heyeti marifetiyle işi bitirerek kamu hizmetine açtığını, bu süreç içinde müvekkili firmanın da yapmış olduğu işlerin ikmali de dahil olmak üzere tüm işlerin … İnşaat firması tarafından yapıldığını, 2014 yılında tasfiyesi yapılan iş Haziran 2014 yılında yeni ihale kapsamında … İnşaat’a yaptırılıp 2016 yılı içinde kabulü yapılan … Yapımı İşi kapsamındaki imalatların 2021 yılında mevcut şekliyle metraj çıkartılarak müvekkiline yükletilmesinin hukuka aykırı olduğunu, Belediye yetkililerince yapılan tespit ve kesin hakedişte yer alan metrajların resmi metrajlar olup bunun dışındaki taleplerin hukuki dayanaktan yoksun ve ikmal iş kapsamında ilave imalatlar olduğunu, imalatların yapıldığının ispatında çoğunlukla tanık beyanına dayanıldığını, tek yanlı tanık beyanlarıyla imalatların ispat edilmesinin mümkün olmadığını, iş kapsamında kullanılan profil miktar ve cinsleri açısından daha önceki itirazlarının hiçbir suretle değerlendirilmediğini, bilirkişi heyeti tarafından “Alüminyum dograma imalatı” metre tül cinsinden tespit edildiğini, halbuki Kesin Hesap Cetvelinde “Alüminyum dograma” biriminin “kg” olarak tayin edildiğini, davacının hakkedişlerde belirtilen birim fiyatları dayandırdıgı fiyat teklif/sözlesme cetvelinde ve kesin hesapta da Alüminyum Dograma imalat birim kg/TL’ olarak tayin edildiğini, öncelikle alüminyum doğramanın profil cinsinin ve et kalınlığının tespit edilmesi ve ağırlık analizinin yapılması sonrasında metraj hesaplamasına gidilmesi gerektiğini, müvekkili şirket ile …arasında yazılı bir sözleşme olmadığından davacı tarafından dosyaya ibraz edilen fiyat teklif/sözleşme cetvelinin herhangi bir yasal geçerliliği bulunmadığını, davacı firma tarafından yapılan imalatlara uygulanacak birim fiyatların belirlenmesinde, ihale dosyası kapsamında verilen teklif mektubunda yer alan birim fiyatlara Yüksek Fen Kurulunun dosyada mübrez kararı uygulanarak sonuca gidilmesi gerektiğini, bu durumda da … Firmasının Alüminyum Kompozit levha Fiyatının 79,20 TL/m2, Alüminyum Doğrama Fiyatının da 17,60 TL/kg olduğunu, bu fiyatlar üzerinden … tarafından yapılan kesin hakkediş tutanağında belirtilen iş miktarlarına göre davacının toplam 79.089,12 TL+ %18 KDV = 93.325,16 TL bedelinde imalat yaptığının kabul edilmesi gerektiğini, müvekkili şirketin 71.240,00 TL(KDV dahil) avans ödemesi yaptığı ve davacı tarafça yapılan eksik imalatların ve onarımların yapılması için … firmasına 30.000,00 TL (KDV dahil) ödendiği kabul edildiğinde müvekkilinin davacı şirketten 7.914,83 TL alacağı olduğunu, davacı tarafça sunulan Yönetim Meydan Kafe Binası Hakediş adı altındaki evrakın tamamen davacı tarafından üretildiğini, müvekkilini bağlamadığını, müvekkilinin hakediş formatı ile uyuşmadığını, söz konusu belgede imzası bulunan … ve …’nun müvekkili şirketi temsil ve ilzama yetkili olmadıkları gibi Arnavutköy Belediye Başkanlığının 01.06.2016 ve 10.06.2015 tarihli cevabi yazılarından da anlaşılacağı üzere projede herhangi bir teknik/idari görevlerinin, şantiye şefi ve sorumlu mimar sıfatlarının da bulunmadığını, SGK kayıtlarından da anlaşılacağı üzere …’nun … Yapım İşinde sadece 1,5 ay gibi kısa bir süre için çalıştığını, …’in ise … Yapım İşi ile uzaktan yakından bir ilgisinin bulunmadığını, başkaca bir iş için çalıştırıldığını, davacı tarafından yapılan eksik ve hatalı imalatların kesin kabul aşamasında İdarece resmi olarak tespit edildiğini, eksik ve hatalı imalatların kesin kabulün tamamlanabilmesi için 3. kişi … firmasına KDV dahil 30.000,00 TL bedelle yaptırıldığını, buna ilişkin …nin olurunun ve kesilen faturanın dosyada mübrez olduğunu, raporda yer verilen …’a yaptırılan iş kalemlerine yönelik ödenen tutarın mahsup edilemeyeceğine yönelik tespitin açıkça hatalı olduğunu, her ne kadar bilirkişi heyeti tarafından 11 kalem olarak belirlenen eksikliklere denk gelen meblağın nefaset kesintisi olarak kesin hakedişe yansıtıldığı, bu eksiklikler arasında dava konusu iş ile ilgili olarak iki kaleme rastlanıldığı, kompozit levha kaplaması kalemine ilişkin eksiklik açısından “taşyünü eksikliği”, alüminyum doğramalar açısından ise “eksikliklerin tamamlanması” şeklinde ifadelere yer verildiği, ancak yapılan tüm tespitlerde doğramalarla ilgili eksiklik olmadığının belirlendiği, taşyününün ise davacının taahhüdünde olmadığı bu nedenle …’a yaptırılan iş kalemlerine yönelik ödenen tutarın mahsup edilemeyeceği değerlendirilmiş ise de, “nefaset kesintisi” olarak adlandırılan tutar ve dayanak değerlendirmeler ile ilgili yapılan itirazlar neticesinde ek kesin hakediş raporu tanzim edildiğini ve bu bedelin hakedişlerine yansıtılmadığını, bunun yerine dava dışı İdare tarafından eksikliklerin başka bir firmaya yaptırılmasına karar verildiğini ve alacakları temlik edilmek suretiyle eksikliklerin Kobacan’a tamamlatıldığını, ayrıca alüminyum doğramaların metraj ölçümleri ve cins değerlendirmeleri bakımından dosyada hiçbir suretle değerlendirme yapılmadığını ve itirazlarının dikkate alınmadığını, hükme esas alınan bilirkişi heyeti tarafından yerinde yapılan incelemede tespit edilen metrajların tamamlanmış olan yapıya ilişkin olup, yapının tamamlanmamış ve eksik olarak teslim edilmiş halindeki metrajların hepsinin …’nin dosyaya sunmuş olduğu evraklarda yazılı olduğunu, bu resmi evrakın yok sayılarak dosyanın karara çıkarılmış olmasının hatalı olduğunu, davacı tarafından ikmal edilen imalat kalemlerine taşyünü işi de dahil olup davacının bunları yapmaktan kaçındığını, Poz açıklamalarına yönelik olarak cam/taşyününün de bu iş kapsamında olup olmadığının değerlendirilmesi için …’ne müzekkere yazılmasını talep etmelerine rağmen mahkemece bu eksiklik giderilmeden eksik incelemeyle karar verildiğini belirterek, davanın kısmen kabulüne ilişkin kararın kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Taraflar arasındaki uyuşmazlık, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu 470 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Davacı taşeron, davalı yüklenici, ihbar olunan ise iş sahibidir. Dava, bakiye iş bedeline ( fatura alacağına) dayalı olarak başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali talebine ilişkindir. Davalı vekili cevabında, tüm hakedişlerin ödendiğini, yerine getirilmeyen imalatlarla ilgili talepte bulunulduğunu, davacının ayıplı-sözleşmeye aykırı imalatları nedeniyle iş sahibi Belediye’nin sözleşmeyi feshettiğini, müvekkiline gecikme cezası kestiğini, nefaset kesintisi uyguladığını, eğer var ise bunların davacı alacağından düşülmesi gerektiği belirterek, davanın reddini talep etmiştir. Dosya kapsamı değerlendirildiğinde, taraflar arasında davalı yanın yüklenicisi olduğu … Projesi’nin bir bölümü olan “Yönetim ve Cafe binasına ilişkin alüminyum kompozit ve alüminyum doğrama işlerinin” davacı taşeron tarafından yapılmasına ilişkin olarak sözlü bir eser sözleşmesi ilişkisi kurulduğu ve bu sözleşme ilişkisi kapsamında daha önce düzenlenen 2 adet fatura kapsamında davalı tarafça davacıya 71.226,50 TL ödenmiş olduğu hususlarında bir ihtilaf bulunmadığı, davacı tarafça bu kapsamda düzenlenen 18/05/2014 tarih ve … seri numaralı 95.950,00 TL’lik fatura (cari hesap) alacağının davalıdan tahsili talebiyle davaya konu icra takibinin başlatıldığı, mahkeme kararında da belirtildiği üzere, davalı çalışanları tarafından daha önce düzenlenen hak ediş ve davacı tarafından bunlara ilişkin düzenlenen faturalarda birim fiyatın 121,00-TL/m2 olması, bu fatura bedellerinin davalı tarafça itirazsız ödenmesi karşısında davaya konu işin birim fiyatının 121,00-TL/m2 olarak kabulü gerektiği, bilirkişi raporunda davaya konu bedele-faturaya dahil olan 17.786,2-TL doğrama imalatı bedelinin de kadri marufunda olduğu belirtildiği, davalı tarafça davaya konu fatura kapsamındaki işlerin eksik ve ayıplı olduğu savunulmuş ise de son alınan (3.) ek rapordaki değerlendirmelerden anlaşılacağı üzere davalının bu savunmalarının yerinde olmadığı, alınan raporlarda davaya konu faturaya ve dayanağı hakedişe işlerin eksiksiz olarak yerine getirildiğinin belirlendiği, sadece yapılan işin miktarına ilişkin olarak yerinde yapılan ölçüm, fotoğraflar, tanık beyanları, davalı ile asıl iş sahibi Belediye arasındaki Gaziosmanpaşa 1. ASHM’nin 2014/336 Esas sayılı dava dosyasına sunulan rapordaki tespitlere göre küçük bir metraj düzeltmesi yapıldığı, sadece hakedişe dayalı olarak rapor tanzim edilmediğinden hakedişte imzası olanlara dair davalı itirazlarının bir öneminin bulunmadığı, bu değerlendirme ve tespitlere göre davalı vekilinin istinaf itirazlarının yerinde olmadığı anlaşılmıştır. Davacı vekilinin istinaf başvurusu değerlendirildiğinde ise; Her ne kadar mahkemece, davacının takip talebinde ve ödeme emrinde (fazlaya dair ve faiz oranlarındaki artıştan doğan talep hakları saklı tutularak) asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık %11,75 oranında reeskont avans faizi isteminde bulunmuş olması davacı aleyhine yorumlanarak, artık davacının bu orandan daha fazla faiz talep edemeyeceğinden hareketle, takipteki alacağa takip tarihinden itibaren artan azalan oranlarda işleyecek ve yıllık %11,75 oranını aşmayacak avans faizi uygulanmasına karar verilmiş ise de, davacı tarafça davaya konu icra takibindeki takip talebinde ve ödeme emrinde asıl alacağa takip tarihinden itibaren “fazlaya dair ve faiz oranlarındaki artıştan doğan talep hakları saklı tutularak” yıllık %11,75 reeskont avans faizi talep edilmiş olması karşında mahkemenin bu değerlendirmesinin yerinde olmadığı, kararda buna ilişkin dayanılan Yargıtay kararlarının da bu değerlendirmeye dayanak oluşturacak mahiyette olmadıkları, Yargıtay 12. Hukuk Dairesi’nin yerleşik içtihatlarında belirtildiği üzere, takip talebinde istenen faiz oranının türünün belirtilmesi ya da istenen faiz oranının o tarihte uygulanan yasal veya ticari faiz oranlarından birine denk gelmesi durumunda, o cins faiz oranının istendiğinin kabulü gerekeceğinden ödeme emrine yasal sürede itiraz edilmemiş olsa dahi, faizin, istenen faiz türüne ve taraflar arasında ticari bir ilişkinin olduğunun anlaşılmasına göre, 3095 Sayılı Yasa’nın 2/2. maddesi uyarınca değişen oranlarda avans hesaplanması gerektiği (Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2016/20609 E – 2016/20335 K, 2016/9864 E – 2017/1274 K, 2016/30557 E – 2016/24764 K), buna göre davacı vekilinin bu yöne ilişkin istinaf itirazının yerinde olduğu anlaşılmıştır. Açıklanan nedenlerle, HMK’nın 355. Maddesi gereğince istinaf sebepleriyle sınırlı olarak yapılan inceleme neticesinde, davalı vekilinin istinaf başvurusunun reddi, davacı vekilinin istinaf talebinin kabulü ile, yerel mahkeme kararının HMK’nın 353/1-b-2. bendi gereğince kaldırılarak, davanın kabulüne dair yeniden esas hakkında karar verilmiş ve takipten itibaren işleyecek faiz oranı yukarıda belirtildiği şekilde düzeltilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; A)1-Davacı vekilinin istinaf talebinin KISMEN KABULÜNE, Davalı vekilinin istinaf talebinin esastan REDDİNE, 2-İSTANBUL ANADOLU 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin 18/01/2022 tarih ve 2014/1235 Esas, 2022/17 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA, 3- Davanın KISMEN KABULÜ ile, Sabit olan 94.145,71.-TL alacağın, takip tarihinden itibaren işleyecek yıllık %11,75 ve 3095 Sayılı Yasa’nın 2/2. maddesi uyarınca artan azalan oranlarda avans faizi ile ve isabet eden takip giderleri ile birlikte, davalıdan alınıp davacıya verilmek üzere, borçlu davalının İstanbul Anadolu … İcra müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasına yapılan itirazın KISMEN İPTALİNE, takibin belirtilen şekilde DEVAMINA, Fazlaya dair istemin reddine, Likit bir alacak bulunmadığından icra inkar tazminatı isteminin reddine, Reddedilen kısım yönünden davalı tarafın kötü niyet tazminatı isteminin reddine,
B) İLK DERECE MAHKEMESİ YÖNÜNDEN 1-Alınması gereken 6.431,09 TL nispi karar ve ilam harcından davacı tarafça peşin olarak yatırılan 1.158,90 TL harcın mahsubu ile bakiye ‬5.272,19 TL harcın davalıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA, 2-Davacı tarafından yatırılan 1.158,90 TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE, 3-Davacı tarafından yapılan 409,75 TL tebligat ve posta gideri, 7.950,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 8.359,75 TL yargılama giderinden davanın kabul/red oranına göre takdiren 8.192,56 TL’nin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE, bakiye miktarın davacı üzerinde BIRAKILMASINA, 4-Davalı tarafından yapılan 150,00 TL tebligat ve posta gideri, 2.500,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 2.650,00TL yargılama giderinden davanın kabul ve ret oranına göre takdiren 53,00 TL’nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, bakiye miktarın davalı üzerinde BIRAKILMASINA, 5-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan 14.761,92 TL vekâlet ücretinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE, 6-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca reddedilen miktar üzerinden hesaplanan 1.881,00 TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE, 7-Taraflarca yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın hüküm kesinleştiğinde yatıran tarafa İADESİNE,
C) İSTİNAF İNCELEMESİ YÖNÜNDEN 1-Alınması gereken 6.431,09 TL nisbi istinaf karar harcından davalı tarafça peşin olarak yatırılan 1.608,5‬0 TL harcın mahsubu ile bakiye 4.822,59‬ TL harcın davalıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA, 2-Davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde BIRAKILMASIN 3-Davacı tarafından yatırılan 80,70 TL istinaf karar harcının hüküm kesinleştiğinde ve istek halinde kendisine İADESİNE, 4-Davacı tarafından yapılan 220,70 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı, 17,50 TL posta gideri olmak üzere toplam 238,20 TL istinaf yargılama giderinin davalıdan alınarak davacı tarafa VERİLMESİNE, 5-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nın 362/1-a bendi gereğince KESİN olmak üzere 03/05/2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.