Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 53. Hukuk Dairesi 2022/1597 E. 2023/437 K. 10.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
53.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/1597
KARAR NO: 2023/437
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 07/09/2021
NUMARASI: 2014/1097 Esas, 2021/828 Karar
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ: 10/05/2023
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı ile davalı arasındaki süregelen ticari ilişki çerçevesinde davalının davacıdan mal aldığını, bedelini ise ödemediğini, İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü … Esas sayılı dosyasından takip yapıldığını, davalıya ödeme emri tebliğ edildiğini, davalının haksız olarak takibe konu borca itiraz ettiğini, borçlunun üretimlerin hatalı olduğu ve SGK ödemesi yapıldığı iddialarının gerçek dışı olduğunu, itirazın alacağı sürüncemede bırakma kastıyla yapıldığını bellirterek, davalının itirazının iptaline ve takibin devamına, davalının %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatı ödemesine karar verilmesini talep etmiştir.Davalı cevap dilekçesinde özetle; davacı ile davalı arasında üç adet sözleşme akdedildiğini, davacının … ve … projesinde yaptığı işlerde ayıplar ortaya çıktığını, işlerin eksik bırakıldığını, sözleşmeye uygun bir teslim yapılmadığını, davalının davacıdan mal almadığını, Kartal 2. Sulh Hukuk Mahkemesi 2012/70 Değişik İş dosyasında … projesi kat maliklerinin işlerin ayıplı olduğunu beyan ettiğini, ayıplı işlerin tamamlanması için davacıdan olumlu bir cevap alınamadığını, davalı tarafından SGK ödemeleri yapıldığını belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece; taraflar arasında götürü bedelli eser sözleşmesi bulunduğu, takibe konu faturanın tarafların ticari defter ve kayıtlarına işlenmiş olduğu, bu itibarla takibe konu fatura içeriği eserin teslim edildiğinin kabulü gerektiği, davalı defterlerinde yer alan ancak davacı defterlerinde bulunmayan SGK ödemeleri ile faturaların muhteviyatının ispat edilemediği, ticari defterler uyarınca davacının davalıdan 128.781,56 TL alacaklı olduğu, takip dayanağı faturayla sınırlı olarak yapılan incelemenin sonuca varmak için yeterli bulunmadığı (Benzer yönde; Yargıtay 15. HD. 2012/3287 Esas, 2013/3446 Karar), delil tespiti ve bilirkişi raporları uyarınca eserin eksik ve ayıplı olduğunun sabit olduğu, götürü bedelden eksik imalat ve ayıp oranında tenzil yapılarak iş bedelinin belirlenmesi gerektiği, buna göre davacının bakiye 85.435,46 TL alacağı bulunduğu, fatura düzenlenmesinin borçluyu temerrüte düşürmeyeceği, alacağın likit ve belirlenebilir olmadığı gerekçesi ile; Davanın kısmen kabulüne, İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … sayılı takip dosyasında davalı borçlu tarafından yapılan itirazın 85.435,46 TL asıl alacak yönünden iptaline, asıl alacağa takip tarihinden itibaren değişen oranlarda ticari avans faizi uygulanmasına, fazlaya ilişkin istemin reddine, koşulları oluşmayan icra inkar tazminatı talebinin reddine, karar verilmiş, karara karşı, davalı vekili istinafa başvurmuştur.Davalı vekili istinaf dilekçesi ile; takibe konu faturaların ticari defterlere işlenmiş olmasının iş bu faturalara ilişkin eserin teslim edildiği anlamı taşımaığını, mahkemenin takibe konu faturanın tarafların ticari defterlerine işlenmiş olduğunu, bu itibarla takibe konu fatura içeriği eserin teslim edildiğinin kabulü gerektiği yönündeki gerekçesinin hukuka aykırı olduğunu, müvekkili tarafından; 03.01.2012 tarihinde 15.888,02 TL, 13.08.2012 tarihinde 30.219,57 TL, 14.08.2012 tarihinde 2.558,99 TL ve 15.08.2012 tarihinde 610,12 TL davacı adına SGK ödemeleri yapıldığını, iş bu ödemelere ilişkin ödeme belgesi suretlerinin dosyaya sunulduğunu, ayrıca usulüne uygun tutulmuş olan müvekkiline ait ticari defterlerden de bu hususun anlaşıldığını, iş bu SGK ödemelerinin de mahsup edilmesi gerektiğini, mahkemece ispat yükünün yerine gelmediği düşünülüyor ise bu hususta SGK ya müzekkere yazılarak ödemelere ilişkin evrakların celp edilmesi gerektiğini, davacının takibe konu ettiği faturanın 01/09/2012 tarih ve … sayılı, … Dış Cephe Kaplama işleri 11. Hak ediş bedeli konulu 127.737,97 bedelli fatura olduğunu, yargılamanında da iş bu faturaya ve faturada belirtilen konu ile sınırlı olarak yapılması gerektiğini, ticari defterler ile alacak – borç kayıtlarının takibe konu faturaya göre incelenmediğini, bilirkişi raporunda takibe konu fatura alacağından daha yüksek bir miktarda asıl alacak tespit edildiğini, bu hususun hatalı olmasının yanı sıra akla ve mantığa da aykırı olduğunu, davacının dava dilekçesinde “Davalı tarafından müvekkilden mal alınmış, ancak bedelleri ödenmemiştir.” şeklinde beyanda bulunulduğunu, açtığı davayı mal alımı iddiasıyla sınırladığını, mahkemenin yorum ile davacının iş bu iddia ve vakasını genişletmesinin mümkün olmadığını, müvekkili tarafından herhangi bir mal alımı yapılmadığını, bu hususta mal teslim edildiğine dair ispat yükünün de davacıda olduğunu, götürü bedel üzerinden eksik imalat ve ayıp oranı nispetinde tenzilat yapıldığı belirtilmiş ise de (eserin veya malın teslim edildiği iddiasını kabul anlamı taşımamak üzere) yapılan bu tenzilat oranının da düşük olduğunu belirterek istinaf başvurusunda bulunmuştur. Dava, eser sözleşmesi kapsamında ödenmeyen iş bedelinin tahsili için yapılan takibe itirazın iptaline ilişkin olup davacı yüklenici, davalı iş sahibidir. Davacı dava dilekçesinde davalının müvekkilinden mal aldığını bedelini ödemediğini bedelin tahsili için yaptıkları takibe haksız itiraz edildiğini belirterek itirazın iptaline karar verilmesini talep etmiştir. Davaya konu takip dosyasının incelenmesinde takibin faturaya dayalı olduğu, takip dayanağı faturanın … alüminyum kaplama işleri 11 nolu hakediş bedeli açıklamalı olduğu görülmüştür. Davacı vekili her ne kadar davanın mal alım satım ilişkisinden kaynaklandığını belirtmiş ise de mahkemece uyuşmazlığın eser sözleşmesinden kaynaklandığı tespit edilerek tahkikat bu şekilde yürütülmüştür. Davalının bu yöne ilişkin istinaf sebebi yerinde değildir. Davalı, takibe yaptığı itirazda ve cevap dilekçesinde davacının işleri tamamlamadığını eksik ve ayıplı ifada bulunduğunu, davacı adına SGK ödemeleri yaptıklarını bunların düşülmesi halinde borçlarının bulunmadığını belirtmiştir.Davalı her ne kadar davacı adına SGK ödemeleri yaptıklarını bunların mahsubu gerektiğini belirtmiş ise de dosyaya sunulan dekontlarda SGK ödemelerini yapan olarak davacı adı yazılı olup, davalı bunları kendilerinin ödediğini ispatlayamamıştır. Davalı vekilinin bu yöne ilişkin istinaf sebebi yerinde değildir.Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda davadan önce davalı tarafça ve taraflar arasındaki eser sözleşmesine konu inşaatı bitirilen taşınmazda ikamet edenlerce yaptırılan delil tespit dosyalarında bilirkişilerce tespit edilen ve davacı sorumluluğunda olan ayıplı işler dikkate alınarak değerlendirme yapılmış ve söz konusu taraflar arasında imzalanan sözleşmelerde yer alan projelerdeki inşaatlar nedeniyle davacının sorumluluğunda olan ayıplı işler hakkında gereken nefaset indirimleri ve ayıp giderim bedelleri tespit edilerek davacı alacağından mahsup edilmiş olup, davalı bilirkişi raporuna bu yönde itiraz etmemiştir. Bu nedenle soyut her hangi bir gerekçe içermeyen salt ayıp bedellerinin düşük belirlendiğine ilişkin istinaf sebebi yerinde değildir. Takip her ne kadar faturaya dayandırılmış ise de mahkemece uyuşmazlığın eser sözleşmesinden kaynaklandığı taraflar arasındaki borç alacak durumunun işin tamamına göre belirlenmesi gerektiği dikkate alınarak bu yönde bilirkişi incelemesi yaptırılmış ve hak edişler üzerine düzenlenen davacı faturaları davalı ticari defterlerinde kayıtlı olduğundan ispatlanan davalı ödemeleri düşüldükten sonra ayıplı işler bedeli mahsup edilerek sonuca ulaşılmıştır. Mahkemece bu şekilde inceleme ve değerlendirme yapılması eser sözleşmesi ilişkisine uygun olup davalının bu yöne ilişkin istinaf sebebi de yerinde değildir.Açıklanan nedenlerle, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzeni gözetilerek yapılan istinaf incelemesi sonucunda, dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenler ve ileri sürülen istinaf sebeplerine göre, mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1. bendi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 07/09/2021 tarih ve 2014/1097 Esas, 2021/828 Karar sayılı kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan REDDİNE, 2-Alınması gereken 5.836,10 TL nisbi istinaf karar harcından davalı tarafça peşin olarak yatırılan 1.459,02 TL harcın mahsubu ile bakiye 4.377,08 TL harcın davalıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA, 3-Davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde BIRAKILMASINA, 4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince KESİN olmak üzere 10/05/2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.