Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 53. Hukuk Dairesi 2022/158 E. 2023/294 K. 04.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
53.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/158
KARAR NO: 2023/294
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 22/10/2019
NUMARASI: 2017/156 Esas, 2019/664 Karar
DAVANIN KONUSU: Alacak
KARAR TARİHİ: 04/04/2023
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili, Kırklareli lojman binasının deprem güçlendirme ve genel onarım işi hakkında: davacının üstlendiği ve yapıp teslim ettiği işler hakkında; davacı …. Tic. Ltd. Şti.’nin, … ile aralarında akdedilen 26.11.2013 tarihli sözleşme ile davalıya ait, Kırklareli Lojman Binasının Deprem Güçlendirme Ve Genel Onarım İşi’ni yapmayı üstlendiğini, davacının üstlendiği işi yapıp teslim ettiğini, buna ilişkin 12.10.2016 tarihli Yapım İşleri Kesin Kabul Tutanağının sunulduğunu, davalı idarenin sözleşme bedelini Hakediş Raporu ile davacıya ödediğini, davacının Hakediş Raporunu, itirazi kayıt ile imzalamış bulunduğunu, davacının sözleşme dışı yaptığı ek işler hakkında, davacının, yukarıda belirtilen sözleşmeler ile üstlendiği işleri yaparken önceden öngörülemeyen ve işin yapımı sırasında ortaya çıkan, işin projesi mahal listesi vc teknik şartnamelerinde olmayan, lojmanın kullanımı açısından zorunlu olan ve idarenin kontrol mühendislerinin talimatı ile söz konusu imalatlarını uygulaması taraflarından yapıldığını ve iş artışı olduğunu, iş artışının sözleşme gereği %10 artışın fazlasına tekabül ettiği için ilgili İl Müdürlüğüne davalı tarafından bedellerin ödenmesi için yazı yazıldığının bilindiğini, ancak ilgili İl Müdürlüğü’nün süresinin geçmiş olduğundan dolayı ödemeyi yapamayacağını ifade ettiğini, yapılan bu ek işler bedelinin Toplam; 64.870,08.-TL+KDV olduğunu, davanın da bu ek işlere ilişkin olan davacı alacağından ibaret bulunduğunu, davacı tarafından davalı idareye yapılan ek işler toplam bedelinin; davacının sözleşme dışında yapmış olduğu ek işler ve bedelinin, davalı idareye verilen 23.03.2015 tarih ve 4625432 sayılı bir dilekçe ekindeki Sözleşme Dışı Yapılan İşler Listesi, Yaklaşık Maliyet Listesi ve Metraj Cetveli (Yaklaşık Maliyet listesinde ayrıntılı olarak belirtildiğini, buna göre Ek İşler Toplam Bedelinin: 64.870,08.-TL. olduğunu, sözkonusu dilekçeyi ve eklerini iş bu dilekçe ekinde Sayın Mahkemeye ibraz edildiğini,) davacının 23.03.2015 tarih ve 4625432 sayılı dilekçe ile yapmış olduğu ek işleri davalı idareye bildirdiğini ve alacaklarının ödenmesini talep ettiklerini, ancak bugüne kadar herhangi bir olumlu cevap alamadıklarını, davacının 64,870.08.-TL. miktarındaki alacağını şu ana kadar tahsil edemediğini, Edirne lojman binasının deprem güçlendirme ve genel onarım işi hakkında: davacının üstlendiği ve yapıp teslim ettiği işler hakkında, davacı … Tur. İth. İhr. Tic. Ltd. Şti.’nin, … İle aralarında akdettikleri 06.01.2014 tarihli sözleşme ile davalıya ait, Edirne Lojman Binasının Deprem Güçlendirme Ve Genel Onarım İşini yapmayı üstlendiğini, davacının üstlendiği işi yapıp teslim ettiğini, buna ilişkin 22.06.2016 tarihli yapım işleri kesin kabul tutanağının ekte olduğunu, davalı idarenin sözleşme bedelini Hakediş Raporu ile davacıya ödediğini, davacının Hakediş Raporunu, itirazi kayıt ile imzalamış bulunduğunu, davacının Sözleşme Dışı yaptığı Ek İşler hakkında; davacının, yukarıda belirttilen sözleşmeler ile üstlendiği işleri yaparken önceden öngörülemeyen ve işin yapımı sırasında ortaya çıkan, işin projesi mahal listesi ve teknik şartnamelerinde olmayan, lojmanın kullanımı açısından zorunlu olan ve idarenin kontrol mühendislerinin talimatı ile söz konusu imalatların uygulaması taraflarından yapıldığını ve iş artısı olduğunu, iş artışının sözleşme gereği %10 artışın fazlasına tekabül ettiği için ilgili İl Müdürlüğüne davalı taralından bedellerin ödenmesi için yazı yazıldığının bilindiğini, ancak ilgili il müdürlüğü süresinin geçmiş olduğundan dolayı ödemeyi yapamayacağını ifade ettiğini, yapılan bu ek işler bedelinin Toplamın 22.127,88.-TL+KDV olduğunu, davacı tarafından davalı idareye yapılan ek işler toplam bedelinin: davacının sözleşme dışında yapmış olduğu ek işler ve bedeli, davalı idareye verilen 23.03.2015 tarih ve 4625669 sayılı bir dilekçe ekindeki Sözleşme Dışı Yapılan İşler Listesi, Yaklaşık Maliyet Listesi ve Metraj Cetveli listesinde ayrıntılı olarak belirtildiğini, buna göre Ek İşler Toplam Bedelinin: 22.127,88.-TL. olduğunu, sözkonusu dilekçeyi ve eklerini iş bu dilekçe ekinde Sayın Mahkemeye ibraz ettiklerini. davacının 23.03.2015 tarih ve 4625669 sayılı bir dilekçe ile yapmış olduğu ek işleri davalı idareye bildirdiğini ve alacaklarının ödenmesini talep ettiğini, ancak bugüne kadar herhangi bir olumlu cevap alamadığını, davacının 22.127,88.-TL miktarındaki alacağını ki şu ana kadar tahsil edemediğini, davacı ile ilgili olarak aynı konuda (ek işler ile ilgili alacak davası) farklı mahkemelerde açılmış olup da taleplerinin kabulüne karar verilmiş olan üç ayrı davayı da Sayın Mahkeme bilgilerine sunduklarını, İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 16.06.2010 tarih ve 2008/450 E-2010/270 K sayılı kararında; Bu davada davacı tarafından davalı İstanbul Üniversitesine yapılan ek işler bedelinin talep edildiğini ve Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verildiğini, bu kararın, Yargıtay 15. HD’nin 01.012.2011 tarih ve 2010/7130 E-2011/7102 K sayılı kararı ile Düzeltilerek Onanmış ve yine aynı dairenin 17.01.2013 tarih vc 2012/1812 E-2013/167 K sayılı kararı ile davalının Tashihi Karar talepleri reddedilerek derecattan geçmek suretiyle kesinleştiğini, bununla ilgili kararları sunduklarını, Tekirdağ 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 15.04.20:13 tarih ve 2012/99 E-2013/153 K sayılı kararında; bu davada davacı tarafından davalı Namık Kemal Üniversitesine yapılan ek işler bedelinin talep edildiğini ve Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verildiğini, bu kararın Yargıtay tarafından eksik inceleme sebebiyle bozulduğunu ve yeniden yargılamaya devam edildiğini, yapılan bilirkişi incelemesinde yine lehe bilirkişi raporu sunulmuş olduğunu, duruşmasının 26.04.2017 tarihine bırakıldığını, Tekirdağ 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 15.09.2015 tarih ve 2013/850 E-2015/397 K sayılı kararında; bu davada davacı tarafından davalı T.C. Trakya Kalkınma Ajansı Genel Sekreteıiiği’ne yapılan ek işler bedelinin talep edildiğini ve Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verildiğini, bu kararın davalı tarafından Temyiz edildiğini ve halen Temyiz incelemesinin devam ettiğini belirterek, bu sebeplerle fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydı ile davacı tarafından yapılan ek işlerle ilgili olarak şimdilik 10.000,00.- TL.(OnbinTL) alacağın temerrüt tarihi olan 23.03.2015 tarihinden itibaren kademeli ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davacı vekili 26.10.2018 tarihli ıslah dilekçesiyle, sunulan bilirkişi raporlarıyla haklılıklarının ve hak ettikleri ek iş bedellerinin seçenekli olarak belirlendiğini, bunlardan Çevre ve Şehircilik Birim Fiyatların göre belirlenen rakamların esas alınmasını istediklerini, buna göre her iki inşaat yapılan fazla işler toplamının 90.997,96 TL olduğunu, davalarını bu miktar üzerinden ıslah ettiklerini belirterek, toplam 90.997,96 TL alacaklarının, temerrüt tarihi olan 23.03.2015 tarihinden itibaren işleyecek kademeli ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş ve gerekli ıslah harcını yatırmıştır. Davalı vekili cevabında, dava konusu olayın Asliye Ticaret Mahkemelerinin görevine girmemekte olup, Asliye Hukuk Mahkemelerinin görevli olduğunu, kurumca dava konusu lojmanların yapımı, kesin hesap ve tüm ödeme işlemlerinin, yapım işleri genel şartnamesi, idari şartname, sözleşme tasarısı, uygulama projesi, mahal listesi, özel teknik şartname ve genel teknik şartnamelere uygun gerçekleştirildiğini, talep edildiği gibi davacı şirketin bakiye alacağının bulunmadığını, Kırklareli Lojmanı Deprem Güçlendirme ve Genel Onarım İşi; davacı şirket ile davalı Kurum arasında imzalanan 26.11.2013 tarihli sözleşme ile, Kırklareli Lojmanı Deprem Güçlendirme ve Genel Onarım işi, yüklenici olarak davacı şirket tarafından yüklenildiğini, Sözleşmenin 6.1. Maddesi; “Bu sözleşme, anahtar teslimi götürü bedel sözleşme olup, ihale dokümanında yer alan uygulama projeleri ve bunlara ilişkin mahal listelerine dayalı olarak, işin tamamı için yüklenici tarafından teklif edilen 989.000,00TL toplam bedel üzerinden akdedilmiştir.” hükmünü içerdiğini, Dava konusu lojmanın ikmal edilmiş olup, 17.10.2016 tarih ve 740 sayılı yazı ile kesin kabulünün onaylandığını, kesin kabul çalışmalarının devam ettiğini, Kırklareli SGK Lojman Binası deprem güçlendirme ve genel onarım işine ait dava konusu olan inşaat vc mekanik tesisat imalatlarına ait 64.870,08 TL ile ilgili olarak, Kombi dolabı yapılması; söz konusu İmalatın iş artışında değerlendirilerek ödemesinin yapıldığını, 23.202 dekore edilmiş demirden imalat yapılması; işin keşfinde ve projesinde yer almamakta olduğunu, bununla ilgili herhangi bir imalat yapılmaması gerekirken firmanın kendi uhdesinde olan mevcut imalatlarını muhafaza edemediği ve çaldırdığından bilahare kendi hatasını düzeltme yoluna giderek imalat yenilediğini, bu konuda idareyi bağlayan bir durum bulunmadığını, bina giriş kapısındaki imalatın ödemesinin yapıldığını, 24.018/A havalandırma bacası; işin keşfinde vc projesinde olmayıp kontrollüğün bilgisi dışında yapıldığını, 28.038 buzlu cam takılması; teknik şartnamede bulunmakta olduğundan ayrıca bedel istenemeyeceğini, özel 2 tahliye kanalı yapılması; bina bodrumuna su sızıntıları olduğundan hali hazırda firmanın işin fen kurallarına göre yapılması gereken bir imalat olduğunu, özel 1 duşakabin yapılması; işin mekanik tesisata ait teknik şartnamesinde firma tarafından yapılması zorunlu olduğunu, ayrıca bedel istenmeyeceğini, Y. 16.050/04 beton dökülmesi, Y.21.001/01 kalıp yapılması, Y.25.002/02 iki kal sentetik boya yapılması Y.23.014 Q8-Q12 mm çelik çubuğun bükülmesi, Y.25.004/01 su bazlı boya yapılması imalatlarının 2. Maddede yer almakla birlikte tamamen yüklenicinin kontrollüğü bilgisi dışında duvarı yıktırıp yaptırdığı imalatlara ait olduğunu, Y.23.152 profillerle kapı ve pencere imalatları iş artışında ödendiğini, Edirne Lojmanı Deprem Güçlendirme ve Genel Onarını İşi; davacı şirket ile davalı Kurum arasında imzalanan 06.01.2014 tarihli sözleşme ile, Edirne Lojmanı Deprem Güçlendirme ve Genel Onarım İşi, yüklenici olarak davacı şirket tarafından yüklenildiğini, Sözleşmenin 6.1. Maddesinin: “Bu sözleşme, anahtar teslimi götürü bedel sözleşme olup, ihale dokümanında yer alan uygulama projeleri ve bunlara ilişkin mahal listelerine dayalı olarak, işin lamamı için yüklenici tarafından teklif edilen 989.000,00 TL toplam bedel üzerinden akdedilmiştir. ” hükmünü içerdiğini, davaya konu lojman işinin ikmal edilmiş olup, 22.06.2016 tarih, 477 sayılı yazı ile kesin kabulü onaylandığını, 18.10.2016 tarih, 745 sayılı yazı ile kesin hesabı onaylandığını, Edirne SGK Lojman Binası deprem güçlendirme ve genel onarım işine ait dava konusu olan inşaat ve mekanik tesisat imalatlarına ait 22.127,88 TL ile ilgili olarak; Kombi dolabı yapılması; söz konusu imalatın iş artışında değerlendirilerek ödemesinin yapıldığını, 23.202 dekore edilmiş demirden imalat yapılması; onaylı 1 nolu iş artışında ödemesinin yapıdığını, 28.038 Buzlu cam takılması; teknik şartnamede bulunmakta olduğundan ayrıca bedel istenmeyeceğini, Özel duşakabin yapılması; işin mekanik tesisata ait teknik şartnamesinde firma tarafından yapılması zorunlu olduğunu, ayrıca bedel istenmeyeceğini, Y. 16.050/04 beton dökülmesi ve Y.21.001/01 kalıp yapılması imalatların idarenin bilgisi dışında olup herhangi bir onay alınmadığını, 25.002/02 demir imalat boyası; kapı giriş ve doğal gaz boru boyası olup, genel teknik şartnamede yapılması zorunlu imalat olduğunu, ayrıca bedel ödenmeyeceğini, Y.26.005/304 döşeme kaplama yapılması; mahal listesinde ve genel teknik şartnamesinde bahse konu mahal seramik kaplama olduğunu, tüm bu bilgiler ışığında; davacı tarafın talebinin yerinde olmadığını, davalı Kurumun davacı şirkete iddia edildiği gibi bir borcu bulunmadığını, davayı kabul anlamına gelmemek kaydı ile; ticari bir iş olmaması nedeniyle, ticari faiz talep edilmesinin haksız ve isabetsiz olduğunu, faiz başlangıcı olarak 23.03.2015 tarihinin talep edilmesinin de isabetsiz olduğunu, yapım işleri kesin kabul tutanağı imza tarihleri itibarıyla temerrütten bahsedilebileceğini belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece, davalı tarafça yapılan görev itirazı 28.11.2017 tarihli ön inceleme duruşmasında reddedilmiş ve yapılan yargılama neticesinde, talimat yolu ile keşif yapılarak alınan bilirkişi raporlarında; davacının belirttiği ek işleri yaptığı sabit olduğu, davalı tarafın itirazlarının değerlendirilmesi için alınan 26.08.2019 tarihli bilirkişi heyeti raporunda; dava konusu işlerin, sözleşme kapsamında yapılması idare yararına olan iş kalemlerinden olduğu, iş bedelinin sözleşme bedelinin %10 unu aştığı, davalı idarenin bilgisi olmadan imalatların yaptırılmasının söz konusu olmayacağı belirtilerek işin yapıldığı 2015 yılına ait mahalli serbest piyasa rayiçleri dikkate alınarak Kırklareli lojman binasında sözleşme dışı yapılan 14 kalem iş bedelinin toplam 58.074,43 TL; Edirne lojman binasında sözleşme dışı yapılan 8 kalem iş bedelinin toplam 19.938,90 TL olduğunun tespit edildiği, denetime ve hüküm kurmaya elverişli raporun hükme esas alındığı, BK nun 526. maddesi gereğince iş sahibi davalının menfaatine yapılmış olan bu ek işler nedeni ile davacının yaptığı hal ve icaba göre zaruri veya faydalı bulunan bütün masrafın kendisine ödenmesinin gerektiği, yapılan ilave işlerin ücretinin vekaletsiz iş görme hükümlerine göre hesaplanması gerektiği, sözleşme dışı yapılan işlerin tarafların müşterek iradesine dayanıp dayanmamasının bir öneminin bulunmadığı gibi ek işlerin bedelinin ödenmemesinin M.K.nun 2. maddesindeki objektif iyi niyet kuralına da aykırı bulunduğu, her ne kadar davacı ek işler için davalı idareye başvurmuş ise de başvurunun tebliğine dair evrak bulunmadığından davalının temerrüde düştüğünün kabul edilmediği gerekçesiyle, davanın ıslah edilmiş hali ile kısmen kabulüne; 78.013,38TL alacağın 10.000,00TL’sinin dava tarihinden itibaren yasal faizi ile 68.013,30TL’sinin ıslah tarihi olan 30/10/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline, fazlaya ilişkin talebin reddine, karar verilmiştir. Davalı vekili gerekçeli karar tebliği öncesindeki istinafında, öncelikle görev itirazlarını tekrar ettiklerini, dava konusu olayın Asliye Ticaret Mahkemelerinin değil Asliye Hukuk Mahkemelerinin görevine girmekte olduğunu, kurumlarınca dava konusu lojmanların yapımı, kesin hesap ve tüm ödeme işlemlerinin, yapım işleri genel şartnamesi, idari şartname, sözleşme tasarısı, uygulama projesi, mahal listesi, özel teknik şartname ve genel teknik şartnamelere uygun gerçekleştirildiğini, talep edildiği gibi davacı şirketin bakiye alacağının bulunmadığını belirtmiş, cevap dilekçesindeki her iki sözleşmeye yönelik ayrıntılı savunmalarını tekrar etmiş, dosya kapsamında alınan bilirkişi raporlarında cevap dilekçeleri, bilirkişi raporuna itiraz dilekçeleri, Kurum kayıt ve belgeleri incelenmeden, eksik inceleme ve araştırma sonucu rapor düzenlenmiş olup, bilirkişi raporlarının hüküm kurmaya elverişli olmadığını, mahkemece konusunda uzman yeni bilirkişi heyetinden rapor alınması gerektiğini belirterek, kararının müvekkili kurum aleyhine olan kısımlarının bozularak kaldırılmasını ve yeniden yargılama yapılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili gerekçeli karar tebliği sonrasındaki ek istinafında, 5502 sy Sosyal Güvenlik Kurumu Kanunu’nun Muafiyetler başlıklı 36/1. Maddesi gereğince müvekkili kurum harçtan muaf olduğundan, 492 sayılı Harçlar Kanunu2nun 13/j. Maddesi gereğince aleyhine harca hükmedilemeyeceğini, ayrıca 5502 sy Sosyal Güvenlik Kurumu Kanunu’nun 33/1 ve 34 maddeleri ile 1136 sy Avukatlık Kanunu’nun 168/2. Maddesi gereğince müvekkili aleyhine nispi vekalet ücretine de hükmedilemeyeceğini, maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğini belirterek, kararın müvekkili aleyhine olan kısımlarının kaldırılarak, yeniden yargılama yapılıp davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Taraflar arasındaki uyuşmazlık, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu 470 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Davacı yüklenici, davalı iş sahibidir. Dava, taraflar arasındaki 26.11.2013 ve 06.01.2014 tarihli “davalı kurumun Edirne ve Kırklareli lojman binalarının deprem güçlendirme ve genel onarım işlerinin davacı tarafından yapılmasına ilişkin” sözleşmeler kapsamında yapılan ek işlerin bedelinin davalıdan tahsili istemine ilişkindir. Davalı vekilince, öncelikle davaya bakma görevinin Asliye Hukuk Mahkemelerine ait olduğu belirtilerek görev dava şartı itirazında bulunulmuş, davaya konu işlerin sözleşmedeki götürü bedele dahil olduğu, ilave iş iddiasının yerinde olmadığı, bazı imalatların ise idarenin bilgisi dışında olup herhangi bir onay alınmadığı, davacı şirketin tüm ödemelerinin sözleşme ve eklerine uygun olarak yapıldığı, bakiye bir alacağının bulunmadığı belirtilerek davanın esastan da reddi istenmiştir. Dava asliye ticaret mahkemesinde açılmış, görülmüş ve davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Eldeki dava, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun yürürlüğe girdiği 01.07.2012 tarihinden sonra, 04.10.2012 tarihinde açılmıştır. Burada öncelikli olarak asliye ticaret mahkemesinin davaya bakmakla görevli olup olmadığının belirlenmesi, davanın ticari niteliğinin ve görevli mahkemenin belirlenmesinde 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu ile getirilen düzenlemelerin değerlendirilmesi gerekir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesine göre, bir davanın ticari dava sayılması için uyuşmazlık konusu işin taraflarının her ikisinin birden ticari işletmesiyle ilgili olması ya da tarafların tacir olup olmadıklarına veya işin tarafların ticari işletmesiyle ilgili olup olmamasına bakılmaksızın Türk Ticaret Kanunu veya diğer kanunlarda o davaya asliye ticaret mahkemesinin bakacağı yönünde düzenleme olmalıdır. Örneğin, ödünç para verme işlemlerine ilişkin uyuşmazlıklar Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesi uyarınca, iflas davaları ise 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 154 ve devamı maddeleri hükmünce ticari dava sayılır. Buna karşılık Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesi uyarınca, tarafların tacir olup olmamasına bakılmaksızın ticari dava sayılan havale, vedia ve fikir ve sanat eserlerine ilişkin uyuşmazlıklardan doğan davalar herhangi bir ticari işletmeyi ilgilendirmiyorsa, ticari dava vasfını kaybedecektir. Diğer taraftan 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 19/II. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. Zira, Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hâl böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez. 6335 sayılı Kanun’un 2. maddesi ile değişik 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5. maddesi uyarınca ticari davalar asliye ticaret mahkemelerince görülerek karara bağlanır. Öte yandan aynı düzenleme gereğince, asliye ticaret mahkemeleri ile diğer Hukuk Mahkemeleri arasındaki ilişki, 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu’ndan ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 6335 sayılı Kanun’la yapılan değişiklikten önceki halinden farklı olarak iş bölümü ilişkisi değil, görev ilişkisidir. Göreve ilişkin düzenlemeler, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 1. maddesi uyarınca kamu düzenine ilişkin olduğundan mahkemelerce ve temyiz incelemesi aşamasında Yargıtay’ca re’sen incelenir. Bu kuralın tek istisnası, 6335 sayılı Kanun’un 2. maddesi ile değişik 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5/4. maddesinde düzenlenmiş olup, buna göre, yargı çevresinde ayrı bir asliye ticaret mahkemesi bulunmayan yerlerde asliye hukuk mahkemelerine açılan davalarda görev kuralına dayanılmamış olması görevsizlik kararı verilmesini gerektirmeyecektir. Somut olayda; uyuşmazlık eser sözleşmesinden kaynaklanmakta olup, bu nevi davaların ticari dava olduğuna ya da asliye ticaret mahkemelerinde görüleceğine ilişkin yasal bir düzenleme bulunmamaktadır. O halde, eldeki davanın ticari dava olarak kabulü ve asliye ticaret mahkemesinin görevli olması için uyuşmazlık konusu işin her iki tarafın birden ticari işletmesi ile ilgili olması zorunludur. Davacı yüklenicinin sözleşme konusu işleri ticari işletmesiyle ilgili olarak yaptığında tereddüt bulunmamaktadır. Buna karşılık davalı Sosyal Güvenlik Kurumu uyuşmazlık konusu sözleşmeyi ticari işletmesiyle ilgili olarak değil, kamu hizmetlerinin yürütülmesi amacıyla gerçekleştirmiştir. Yapılan açıklamalara göre, eldeki davaya bakma görevi 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 2. maddesi uyarınca asliye hukuk mahkemesine aittir. Görev hususu kamu düzenine ilişkin olup, mahkemece yargılamanın her aşamasında re’sen dikkate alınmalıdır ve görev hususunda kazanılmış hak söz konusu olamaz. Bu durumda, Yargıtay 15. Hukuk Dairesinin 2016/3974 E – 2018/929 K ve 2018/2605 E – 2018/929 K sayılı kararları doğrultusunda yapılan yukarıdaki değerlendirmeler doğrultusunda, mahkemece davanın görev yönünden reddi ile kararın kesinleşmesine müteakiben dosyanın talep halinde İstanbul Asliye Hukuk Mahkemesi’ne gönderilmesine karar verilmesi gerekirken, öncelikle görev hususu incelenmeden, yanılgılı değerlendirme ile davanın esası hakkında karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olmuştur. Açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin istinaf talebinin öncelikle görev itirazı yönünden kabulü ile usul ve yasaya uygun bulunmayan yerel mahkeme kararının 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-3 maddesi gereğince kaldırılarak yukarıda açıklanan şekilde inceleme ve araştırma yapıldıktan sonra oluşacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi için dosyanın yerel mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiş, kaldırma sebebine göre sair istinaf itirazları bu aşamada ayrıca değerlendirilmemiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE, 2-istanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 22/10/2019 tarih, 2017/156 Esas, 2019/664 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,3-Dosyanın Dairemiz kararına uygun şekilde inceleme yapılarak yeniden bir karar verilmek üzere yerel mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 4-Davalı tarafından yatırılan istinaf karar harcının istek halinde kendisine İADESİNE,5-Davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda DİKKATE ALINMASINA,6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-3 maddesi gereğince KESİN olmak üzere 04/04/2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.