Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 53. Hukuk Dairesi 2022/155 E. 2023/216 K. 07.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
53.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/155
KARAR NO: 2023/216
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 24/09/2019
NUMARASI: 2018/1290 Esas, 2019/1013 Karar
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ: 07/03/2023
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili, taraflar arasındaki ticari ilişkide davalı borçlunun ticari işletmesi ile ilgili sipariş verdiği emtianın imal edilerek 03/07/2018 tarihli 18.762,00TL bedelli irsaliyeli fatura ile teslim edildiği, bakiye sözleşme bedeli olan 11.762,00TL’nin ödenmemesi üzerine Bakırköy …İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasında başlatılan takibe vaki itirazın haksız olduğunu, borçlunun itirazı üzerine yapılan incelemede mahsup edilen 7.000,00TL’nin yanı sıra davacın çalışanlarınca alınan 1.000,00TL’nin mahsubu sonrası 10.762,00TL fatura bedelinin kaldığını, davalının geç ve ayıplı teslim olgusuna dayandığını ancak ayıp ve geç teslimin bulunmadığını, fatura içeriğinin bizzat şirket yetkilisi tarafından teslim alındığını, emtianın teslim alınmasından sonra yapılmış herhangi bir ayıp ihbarı bulunmaması nedeniyle faturanın mevcut şekli ile kabulü gerektiğini ileri sürerek, itirazın iptaline, takibin devamına, %20 oranındaki icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevabında, taraflar arasındaki sözlü mutabakat gereğince, mutfak tezgahlarının 15/06/2018 tarihinde teslimi gerekirken, belirtilen tarihte teslim edilmediğini, daha sonra 18/06/2018 e kadar teslim edileceğinin belirtilmesine rağmen, teslim edilmediğini, tezgahların kullanılacağı börek salonunun 23/06/2018 tarihinde yapılacak olması nedeniyle cihazların denenmesi gerektiğinin bildirilmesine rağmen süresinde teslim edilmediğini, bu nedenle açılışın 30/06/2018 tarihine ertelendiğini bu tarihte de tezgahların teslim edilmediğini, davacıya telefonla ulaşılmaması üzerine mesaj atıldığını, bu nedenle açılışın ertelenmek zorunda kaldığını, tezgahların en son 03/07/2018 tarihinde 20 gün gecikme ile teslim edilmesi nedeniyle müvekkilinin maddi manevi zarara uğradığını, davacı tarafın tezgahları teslim etmeden önce fatura düzenlenerek, fatura imzalaması istediğin, müvekkilinin de mecburen işin uzamaması amacıyla faturayı imzaladığını aksi halde sürecin daha da uzayacağını, davacı tarafın getirdiği tezgahın elektrik bağlantısını yapmayarak elektrikçi tarafından bağlanmasını beyan ettiğini, bunun üzerine elektrikçi bulunarak bağlandığını, teslim edilen mermeritlerin kirli olduğunu, temizliğinin davacı tarafından yapılmadığını 05/07/2018 tarihinde bu husus ile mutfak dolapları kapaklarındaki çiziklerin davacıya bildirildiğini ayrıca, sürekli tezgahların ısıtıcısında sorun çıkması nedeniylle davacının arandığını, davacının ancak 23/07/2018 de kontrol için geldiğini, bağlantının yapılmaması nedeniyle müvekkilinin 900,00TL gider yaptığını, bunun yanı sıra 20 gün gecikme nedeniyle müvekkilinin kaybı bulunduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir. Mahkemece, sözlü sözleşme ilişkisi mevcut olduğundan ve herhangi bir teslim tarihi öngörülmediğinden davalının ifade gecikmeye dayalı tazminat savunmasının yerinde olmadığı, faturaya yazılı olan ve buna ilişkin 2.000,00-TL’nin fiyattan düşüleceği kararlaştırılan “mermeritlerin sorunlu olması” dışında bir ayıp bedeli indirimi talep edilemeyeceği, bu şekilde ayıbın taraflarca belirlendiği ve tazmini gereken miktarda da mutabık kalındığı, iş yerinde kurulu olan elektrik tesisatının cihazlara uygun hale getirilmesine ilişkin davalının bir taahhüdünün bulunmadığı, itiraz edilmeyen fatura bedeli, faturadaki ayıp bedeli ve ispatlanan ödemeler dikkate alındığında davacının bakiye alacak miktarının 8.762,00 TL olduğu, alacağın likit olmadığı gerekçesiyle, davacının davasının kabulü ile; davalının Bakırköy …İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasına vaki itirazının 8.762,00TL asıl alacak üzerinden iptaline, asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık %19,50 oranını aşmamak üzere değişen oranlarda avans faizi uygulanarak ve takip talebindeki diğer koşullar ile devamına, davanın eser sözleşmesinden kaynaklanması itiraz edilen miktar ile mahsup yapılarak dava açılması nedeniyle alacak likit olmadığından icra inkar tazminatı talebinin reddine, karar verilmiştir.Davalı vekili istinafında, davacı tarafın işini savsakladığının, ürünlerin kurulumunda en az 20 gün geç kaldığının, mermeritleri ayıplı mal olarak teslim ettiğinin, Benmari tezgahının elektrik bağlantısını yapmayıp, bunun müvekkilince yapılmasına rıza gösterdiğinin, bunun için müvekkilinin ekstra 900,00 TL cebinden ödeme yaptığının, delilleri arasında dosyaya ibraz edilen WhatsApp mesajları ile ve bilirkişi raporundaki saptamalarla ortaya çıkarıldığını, ticari işletmenin açılışının 3 defa ertelenmek zorunda kalındığının ortaya çıktığını, gecikme nedeniyle maddi-manevi zarar oluştuğunu, bilirkişi raporunda 20 günlük gecikme dolayısı ile sadece kira gideri olarak 6.000,00 TL zarar oluştuğu belirtilmesine rağmen bu hususun Mahkeme tarafından göz ardı edildiğini, 23/07/2018 tarihli tutanakta, cihazların elektrik tesisatındaki sorunlar nedeniyle çalışmadığının, davacının bağlaması gereken tesisatın kendisinin acelesi olduğu, İzmit’ten ayrılmak zorunda olduğu için başka bir elektrikçi tarafından düzeltilmesi için yetki verdiği ve sorumluluğu üstlendiğinin tutanak altına alındığını, bunun üzerine elektrik tesisatı ve Benmari ısıtıcılardaki eksik hususların tamamlandığını ve müvekkili şirket yetkilisinin 900,00 TL ek bir maliyet altına sokulduğunu, Benmarinin maliyetinin 5.400 + KDV’ye mal olduğunu, bilirkişi raporunun 7. Sayfasında da “bu elektrikli benmari emtiasının iç elektrik donanımında eksik ve hatalı bağlantı ve dolayısıyle emtianın ayıplı olması ihtimalini güçlendirmekteyse de…” denilmek suretiyle, tesisat doğalgaza çevrilmek zorunda kalındığından detaylı bir sonuca ulaşılamamış ise de tesisatta yapılan incelemelerin ve kullanılan malzemenin iddialarını doğruladığının açıkça belirtildiğini, karar duruşmasında işletmenin kira kaybı yanında, ciro/kar kaybına da ilişkin yazar kasa Z Raporlarının ibraz edilebileceği ve bunun için gerekirse taraflarına süre verilmesi talep edilmesine rağmen bu sürenin verilmediğini ve savunma haklarının kısıtlandığını, iş yerinin Maliye kaydının 01/06/2018, teslim tarihinin 18/06/2019 olduğunu, doğalgaz tesisatı hazır olmasına ve faturanın 1. Sırasındaki pişirme ocağı teslim günü davacı tarafça monte edilmesine rağmen teslimin yapılacağı tarihin (WhatsApp kayıtlarından da anlaşılabileceği üzre) şüpheli olması dolayısı ile abonelik açılışının ancak 22/06/2018 tarihinde yapılabildiğini, fatura tarihinin 03/07/2018, arizaların devam ettiğine dair tutanak tarihinin 23/07/2018 olduğunu, bu tarihlerin bile davacının müvekkilini ne kadar kira ve kar zararına (Asgari 20 gün) soktuğunun ispat vasıtaları olduğunu, dava dosyasındaki hiçbir delilin müvekkilinin icra takibine itirazında haksız olduğunu ispat edemediğini, buna rağmen reddedilen kısım üzerinden taraflarına “Kötüniyet Tazminatı” ödenmesine yönelik bir karar verilmemesinin doğru olmadığını, ayrıca yargılama giderleri ve vekalet ücretleri yönünden Kabul/Red oranına göre hesaplama yapılarak karar verilmesi gerekmekte iken bu hususların gözardı edildiğini belirterek, istinaf taleplerinin kabulü ile hükmün ortadan kaldırılmasını, dosyanın yeniden incelenmek ve hükmolunmak üzere ilk derece mahkemesine gönderilmesini; aksi taktirde İstinaf Mahkemesinde davanın yeniden görülüp ve duruşma açılarak sonrasında karar verilmesini talep etmiştir. Taraflar arasındaki uyuşmazlık, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu 470 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Davacı yüklenici, davalı iş sahibidir. Dava, doğalgaz ve elektrikle çalışan mutfak tezgahlarının ve eklerinin yapılmasına ilişkin sözlü eser sözleşmesi kapsamında bakiye 11.762,00-TL iş bedeli alacağının tahsili için başlatılan icra takibine yapılan itirazın 8.762,00-TL yönünden kısmen iptali talebine ilişkindir.Davalı tarafça, ifanın geç ve ayıplı yapıldığı, bundan dolayı maddi zarara uğranıldığı, elektrik bağlantısının davalı tarafça yapılmak zorunda kalındığı belirtilerek, davanın reddi istenmiştir. Dosya kapsamı değerlendirildiğinde, taraflar arasında yukarıda belirtilen kapsamda bir sözlü eser sözleşmesi ilişkisi mevcut olduğu, bu sözleşme kapsamında ifanın gerçekleştiği ve yapılan işe ilişkin KDV dahil 18.762,00 TL’lik faturanın düzenlendiği, davalı tarafça bu fatura bedeline karşı çıkılmayıp geç ve ayıplı ifa nedeniyle oluşan zararı nedeniyle davacının bakiye iş bedelini talep edemeyeceğinin savunulduğu, bu sözleşmenin ifası bakımından belirlenen bir vade tarihi olduğu davalı tarafça ispat edilememiş olduğundan davalı tarafça geç ifaya ilişkin tazminat savunmasın yerinde olmadığı, kaldı ki davalının doğalgaz abonelik tarihinin de (22.06.2018) davalının iddia ettiği teslim tarihinden (15.06.2018) daha sonraki bir tarih olduğu, elektrik bağlantısının yapılmasının davacının işi kapsamında yer almadığının alınan raporda belirtildiği, davalı vekilinin istinaf dilekçesinde bu hususlar dışında ayıpla ilgili bir itiraz bulunmadığı, raporda belirlenen ve hükme esas alınan ayıba ve bedeline karşı çıkılmadığı, davacı tarafça da bu yönden istinafa gelinmediği, buna göre itiraz edilmeyen fatura bedeli, faturadaki ayıp bedeli ve ispatlanan ödemeler dikkate alındığında davacının bakiye alacak miktarının 8.762,00 TL olduğu, dosya kapsamına göre davacının davaya konu takibi başlatmakta kötü niyetli olduğu ispat edilemediği anlaşıldığından, Mahkemece de bu değerlendirmeler doğrultusunda verilmiş bulunan kararın usul ve yasaya uygun olduğu anlaşılmıştır. Açıklanan nedenlerle, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzeni gözetilerek yapılan istinaf incelemesi sonucunda, dosya kapsamına, kararın dayandığı delillere ve ileri sürülen istinaf sebeplerine göre, mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1. bendi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 24/09/2019 tarih ve 2018/1290 Esas, 2019/1013 Karar sayılı kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan REDDİNE, 2-Alınması gereken 598,53 TL nisbi istinaf karar harcından davalı tarafça peşin olarak yatırılan 150,00 TL harcın mahsubu ile bakiye 448,53 TL harcın davalıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,3-Davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde BIRAKILMASINA,4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince KESİN olmak üzere 07/03/2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.