Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 53. Hukuk Dairesi 2022/149 E. 2023/188 K. 28.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
53.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/149
KARAR NO: 2023/188
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 24/09/2019
NUMARASI: 2017/1131 Esas, 2019/891 Karar
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ: 28/02/2023
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili, müvekkili ile davalı arasındaki ticari ilişki kapsamında davalının 13/07/2017 tarihli fatura ile 57.500,00-TL, 19/08/2017 tarihli fatura ile 40.592,00-TL olmak üzere toplam 98.092,00-TL müvekkiline borçlu olduğunu, her iki faturada da … tarafından teslim alındığına ilişkin imza bulunduğunu, bu faturalara yasal süre içinde itiraz edilmediğini, borcun kabul edildiğini, davalı tarafından fatura bedellerinin ödenmemesi nedeniyle İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile takip başlatıldığını ancak davalı tarafından yapılan itiraz nedeniyle takibin durduğunu belirterek, itirazın 98.092,00 TL asıl alacak açısından iptali ile takibin devamına ve davalı aleyhinde %20 ‘den az olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili, davacının üzerine aldığı işlerin bir kısmını zamanında yerine getirmediği gibi tamamlamadığını, davacıya sürekli olarak ihtar edilmesine ve uyarıda bulunulmasına karşın işlerin ya gecikmeli olarak yapıldığını ya da hiç yerine getirilmediğini veya eksik yapıldığını, bu nedenle davacı taraf ile anlaşmaya devam edilmediğini ve akdin sonlandırıldığını, davacının yat üzerinde başkaca iş yapmadan inşaatı sürekli terk ettiğini, ayrıca davacıya 2016 yılı ile 2017 yılı içerisinde ödemeler yapıldığını belirterek, davanın reddine ve davacının haksız icra takibi tazminatı ödemeye mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece, tarafların tacir olmalarına ve delil olarak ticari defterlere dayanmalarına rağmen inceleme gününde ticari defterlerini ibraz etmedikleri, davacı tarafından sunulan faturaların davalıya verilen hizmete ilişkin oldukları ve toplam tutarın 98.092,00 TL olduğu, faturaların “Teslim Alan” bölümünde …’nın imzasının bulunduğu, faturalar itibari ile malların davalı tarafa teslim edildiği kanati oluştuğu, her ne kadar davalı işlerin tam yada gereği gibi yapılmadığı ayrıca ödemeler yaptığı savunmasında bulunmuş ise de iddiasını kanıtlar delil sunamadığından savunmalarına itibar edilmediği, alacağın likit olduğu gerekçesiyle, davanın kabulü ile; davalının İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı icra dosyasına yapmış olduğu itirazın iptaline, takibin 98.092,00-TL üzerinden devamına, alacağa takip tarihinden itibaren avans faizi uygulanmasına, alacak likit ve itiraz haksız olduğundan alacağın %20 ‘si oranındaki 19.618,40-TL icra inkar tazminatının davalıdan alınıp davacı tarafa verilmesine, karar verilmiştir. Davalı vekili istinafında, cevap dilekçesinde davacı yana yapılan ödemelere dayanılmış ve bunun beraberinde delil listesinde ticari defterler dayanak olarak gösterilmiş olmasına rağmen hükmün her iki delil de incelenmeden verildiğini, yine cevap dilekçesinde eksik yapılan işlerden kaynaklı olarak da müvekkili şirketin alacaklı bulunduğunun, bunların takas ve mahsuba girmesi gerektiğinin belirtildiğini, Yerel Mahkeme tarafından 05.03.2019 tarihinde yapılan duruşmada dosyanın defter incelemesi için bilirkişiye tevdi edilmesine, defterleri ibrazda güçlük çeken tarafların beyan etmeleri halinde şirket merkezinde inceleme yapılması için yerinde inceleme yetkisi verilmesine karar verilerek, 12.04.2019 tarihi inceleme günü tayin edildiğini, inceleme günü taraflarınca beyanda bulunularak incelemeye esas defterlerin İstanbul 17. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/111 Esas sayılı dosyasında olduğunun bildirildiğini ve beyan dilekçesi ekinde bilirkişi teslim tutanağının dosyaya sunulduğunu, bu sebeple yerinde inceleme yetkisi alınmasının da söz konusu defter sunumu imkansızlığını giderebilecek nitelikte olmadığını, Yerel Mahkeme tarafından yalnızca faturanın varlığının hükme esas alındığını, ancak faturanın tek başına hükme esas alınamayacağını, müvekkili şirket tarafından davaya cevap dilekçesi ile ileri sürülen takas define konu edilen alacakların defter kayıtlarında mevcut olduğunu, Yerel Mahkeme tarafından defter incelemesi yapılmaması sebebi ile eksik hüküm ile değerlendirmeye alınmayan takasa konu alacaklar davacı taraf lehine işletilerek sebepsiz zenginleşmeye sebebiyet verildiğini, söz konusu Mahkeme kararı sebebi ile takasa konu edilen alacakların (eksik yapılan ve hiç yapılmayan işlerden kaynaklı olarak 73.043,18 TL asıl alacaktan kaynaklı olarak İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü … Esas sayılı dosyası ile davacı tarafa yapılan toplam ödemeye ve bu ödemeler düşülmeksizin başlatılan icra takibinden kaynaklı zararlarına istinaden 66.191,00 TL alacaktan kaynaklı olarak İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü … E sayılı dosyaları nezdinde takibe konu edildiğini ve davacı tarafça işbu dosyalara hiçbir itirazda bulunulmadığını ve takip dosyalarının kesinleştiğini, bu sebeple Yerel Mahkeme tarafından dikkate alınmayan takas defini istinaf incelemesinde de ileri sürdüklerini, müvekkili şirketin iddiasını ispata imkan vermeden itirazın haksız olduğu kanaati ile icra inkar tazminatına hükmedilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırımasına, yerel mahkeme tarafından incelenmeyen ticari defter ve kayıtların HMK md 357 çerçevesinde incelemeye alınmasına, Yerel Mahkemece dikkate alınmayan takas defilerinin usulünce incelemeye alınmasına ve takasa konu edilen alacaklarını içerir İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü … Esas sayılı dosyası ve İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü … Esas sayılı dosyasına konu edilen toplam 139.234,18 TL asıl alacak yönünden alacaklı olduklarının tespitine, inceleme esnasında ortaya çıkacak (hesaplama gerektirdiğinden bedel belirtilmemektedir) fark bakiye yönünden alacaklı olduklarının kabulüne ve davacı taraf aleyhine %20’den az olmamak üzere kötüniyet tazminatına karar verilmesini talep etmiştir. Taraflar arasındaki uyuşmazlık, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu 470 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Davacı yüklenici, davalı iş sahibidir. Dava, taraflar arasındaki “yat (tekne) tamiratı ve bakımına” ilişkin sözlü eser sözleşmesi ilişkisi kapsamında iş bedeli alacağının davalıdan tahsili için başlatılan ilamsız icra takibine yapılan itirazın iptali talebine ilişkindir. Taraflar arasında, davalıya ait yatın (teknenin) tamiratı ve bakımının davacı tarafından yapılmasına ilişkin eser sözleşmesi olduğu hususunda bir ihtilaf bulunmamaktadır. Taraflar arasındaki ihtilaf, davacı tarafından bu sözleşme ilişkisi kapsamındaki edimlerin eksiksiz olarak yerine getirilip getirilmediği, davalı tarafından kendisine ödeme yapılıp yapılmadığı ve bu kapsamda davacının bu yaptığını belirttiği işler bakımından davacıdan talep edebileceği bir alacağı bulunup bulunmadığı hususlarına ilişkindir. Mahkemece Mali Müşavir bilirkişiden alınan 22.05.2019 tarihli rapor doğrultusunda, yukarıda özetlenen gerekçeyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Söz konusu raporda ve gerekçede temel olarak “tarafların ticari defterlerini ibraz etmedikleri ve takibe konu faturalar itibari ile malların davalı tarafa teslim edildiği kanati oluştuğu, davalının işlerin tam yada gereği gibi yapılmadığını ayrıca ödemeler yaptığını kanıtlar delil sunamadığı” hususlarına dayanılmıştır. Ancak, mahkemece belirlenen defter inceleme günü olan 12.04.2019 tarihinden 1 gün önce (11.04.2019) davalı vekilince sunulan dilekçeyle, inceleme yapılması gereken 2016 yılına ilişkin defterlerinin İstanbul 17. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/111 Esas sayılı dosyasında bulunduğu ve iade alınamadıkları belirtilmesine, davacı vekilince de aynı tarihte sunulan dilekçede ticari defterlerinin fazlalığı nedeniyle Mahkeme kalemine getirilmeleri külfetli olacağından şirket adresinde incelenmelerinin istenilmesine rağmen bu dilekçelere bir değer verilmemiş, tarafların defterlerini sunmadıkları kabul edilerek yargılama neticelendirilmiştir. Buna göre, davalı tarafın delil listesinde her iki tarafın da ticari defterlerine delil olarak dayanmış olması göz önünde bulundurularak, taraf vekillerince sunulan mazeret ve talep dilekçeleri doğrultusunda, özellikle davalı tarafça ileri sürülen davacıya yapılan ödemeler iddiası bakımından tarafların ilgili ticari defter ve kayıtlarının bilirkişi tarafından incelenmesi, ayrıca faturaya itiraz edilmemiş olması davalı iş sahibi tarafından eksik iş savunmasında bulunulmasına engel teşkil etmediğinden, davalının eksik iş savunmasının ve cevap dilekçesindeki “davacıya yapılan fazla ödemeler ve eksiklikler nedeniyle alacaklı olunduğu” iddiasın yerinde olup olmadığının da sunmuş olduğu tüm deliller toplanmak suretiyle değerlendirilmesi gerekirken, tarafların ticari defterlerini ibraz etmediklerinden bahisle mevcut eksik inceleme ve gerekçeyle karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olmuştur. Ayrıca, istinaf incelemesi aşamasında davalı vekilince sunulan 05.07.2021 tarihli dilekçede, davacının istinaf aşamasında 08.09.2020 tarihinde vefat ettiği ve mirasçılarının mirası reddettiği belirtildiğinden ve dilekçe ekinde buna dair mahkeme kararları fotokopileri sunulduğundan, bu durumun da HMK’nın 55. ve TMK’nın 28. ve 612. Maddeleri gereğince araştırılıp neticesine göre değerlendirilmesi gerekmektedir. Açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin istinaf talebinin kabulü ile usul ve yasaya uygun bulunmayan yerel mahkeme kararının 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince kaldırılarak yukarıda açıklanan şekilde inceleme ve araştırma yapıldıktan sonra oluşacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi için dosyanın yerel mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiş, kaldırma sebeplerine göre sair istinaf itirazları bu aşamada ayrıca değerlendirilmemiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE, 2-İSTANBUL ANADOLU 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin 24/09/2019 tarih, 2017/1131 Esas, 2019/891 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,3-Dosyanın Dairemiz kararına uygun şekilde inceleme yapılarak yeniden bir karar verilmek üzere yerel mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 4-Davalı tarafından yatırılan istinaf karar harcının istek halinde kendisine İADESİNE,5-Davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda DİKKATE ALINMASINA,6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince KESİN olmak üzere 28/02/2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.