Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 53. Hukuk Dairesi 2022/144 E. 2023/187 K. 28.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
53.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/144
KARAR NO: 2023/187
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 21/10/2019
NUMARASI: 2018/258 Esas, 2019/953 Karar
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ: 28/02/2023
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili, davacı tarafın davalı tarafa ait … ve …. isimli mağazalara yılbaşı dekor çalışması için bir sunum hazırlanması için teklifte bulunduğunu, davalı tarafın teklifi onayladığını, bunun üzerine davacı tarafın mağaza iç ve dış mekan dekor çalışmalarına başladığını, davacı tarafın işi özenle yaparak eksiksiz teslim ettiğini, davacı tarafın davalı taraf yetkililerine gönderdiği teklif formunda 19 adet yılbaşı ağacı için adeti 2.050 TL’den 38.950 TL, 9 adet dış cephe konsepti için adeti 5.750 TL’den 51.750 TL olmak üzere toplam 90.700,00-TL + KDV fiyat verdiğini, daha sonra 01.09.2017 tarihli e-mailde de görüleceği üzere onay alınan adetler üzerine 3 dış cephe ve toplam 10 ağaç daha eklendiğini, 2 adet ağacın da davalı tarafın talebi üzere iskonto olarak yansıtıldığını, davacı tarafın davalı tarafa toplamda 12 adet dekoratif ışıklandırılmış dış cephe dekoru, 27 adet … ve 3 adet dekoratif masa aydınlatması dekorunu 147.624,64 TL bedelle yapacağını bildirmiş olduğunu, davalı tarafın onayı sonrası çalışmaların başlatıldığını, bu iş bedeline ilişkin 15/12/2017 tarih … nolu 147.627,64 TL’lik bir fatura kesildiğini fakat bundan bakiye kalan 102.324,64 TL’nin ödenmediğini, bunun üzerine davacı tarafın Bakırköy …. İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosyası ile davalı şirkete icra takibi başlattığını, davalı şirket vekilinin yetkiye, borca ve tüm ferilerine haksız birşekilde itiraz ettiğini, icra takibinin paranın tahsili amacı ile davacı tarafın ikametgahı olan yetkili Bakırköy İcra Müdürlüğü kanalı ile yapıldığını, kesilen faturaya ilişkin kısmi ödeme yapıldığını, davalı tarafça davacı yana gerek işin yapımı esnasında gerekse iş teslim edildikten sonra kesilen faturaya ve işin beğenilip beğenilmediğine yönelik sözlü veya yazılı herhangi bir bildirim gelmediğini belirterek, itirazın iptaline ve davalı tarafın haksız ve kötü niyetli itirazları nedeniyle İİK. Md. 67 gereğince %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davanın öncelikle yetkisizlik sebebiyle usulden reddi gerektiğini, icra takibine itiraz dileklerinde de belirttikleri üzere, takibin ve işbu itirazın iptali davasının müvekkili şirketin merkezinin Denizli olmasından ötürü Denizli’de açılmış olması gerektiğini, müvekkili şirket ile davacı sirketin “müvekkili şirketin … ve … isimli mağazalarının yılbaşı dekor çalışmaları” için anlaştıklarını, müvekkili şirketin herhangi bir yazılı anlaşma olmadan davacı şirkete 45.350,000-TL tutarında ön ödeme yaptığını, ancak davacı şirketin üzerine düşen edimleri yerine getirmediğini belirterek, her türlü dava ve yasal hakları saklı tutularak, davanın öncelikle usulden aksi halde esastan reddine karar verilmesini ve icra takibinde haksız ve kötü niyetli olan davacı aleyhine takip konusu alacağın %20’sinden az olmamak üzere tazminata hükmedilmesini talep etmiştir. Mahkemece, icra takibinde sözleşmenin ifa edileceği yerin de yetkili olduğu, icra takibine konu alacağın sözleşmeden kaynaklanan para alacağı olduğu, para alacaklarının götürülmesi gereken borçlardan olması hasebiyle alacaklının yerleşim yeri icra dairelerinin de yetkili olduğu, bu nedenle davalının icra müdürlüğünün yetkisine yaptığı itirazın yerinde olmadığı, aynı gerekçelerle mahkemenin yetkisine yapılan ilk itirazın da yerinde olmadığı, taraflar arasındaki sözleşme ve sözleşme bedeli hususunda herhangi bir uyuşmazlık bulunmadığı, söz konusu fatura konusunda mutabık kalındığına ilişkin mail çıktılarının dosya içerisinde de mevcut olup bunların davalı tarafça inkar edilmediği, davalı tarafın işin bedeline ilişkin bir itirazı olmayıp işin yapılmadığı/gereği gibi yapılmadığı yönünde savunmada bulunduğu, ancak davalı tarafça işin yapılmadığı/gereği gibi yapılmadığına yönelik davacı tarafa gönderdiği herhangi bir ihtarname veya buna ilişkin takipten önce herhangi bir itirazı, hatta avans olarak gönderildiği iddia olunan meblağın geri iadesine ilişkin de herhangi bir ihtarname veya bildirimi bulunmadığı, davalı tarafın cevap dilekçesinde davacının sözleşme gereği “edimini hiç yerine getirmediğini” ileri sürerken, yargılama aşamasında ise (bilirkişi raporlarına itirazlarında ve beyanlarında) sözleşmenin “gereği gibi yerine getirilmediğini” iddia etmesinin kendi içerisinde çelişki oluşturduğu, davalı taraf, davacı şirket temsilcisinin duruşmadaki beyanında sözleşme konusu çam ağaçlarının davalı tarafça temin edildiğini ikrar ettiğini bildirerek çam ağaçları ile ilgili bedele hükmedilemeyeceğini ileri sürmüş ise de, dinlenen davacı tanıkları … ve …’un, sözleşmenin konusunun çam ağacı temini olmayıp “yerleştirimesi ve süslenmesi” işini kapsadığını beyan etmeleri karşısında davalı tarafın bedel indirimi yapılması gerektiği yönündeki savunmasına da itibar edilmediği, buna göre, sözleşmenin gereği gibi yerine getirilmediği/eksik-ayıplı yerine getirildiğinin davalı tarafça ispatlanamadığı, davalı tarafın aşamalarda birbiri ile çelişen savunmalarda bulunduğu, edimi herhangi bir ihtirazi kayıt dermeyan etmeksizin kabul eden davalının sonradan bu eksiklikleri ileri süremeyeceği, alacağın miktarı likit olduğundan davacı taraf lehine icra inkar tazminatına da hükmedilmesi gerektiği gerekçesiyle, davanın kabulüne, davalının Bakırköy ….İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasına yaptığı yetkiye ve borca itirazlarının iptali ile takibin aynen devamına, asıl alacağın %20’si üzerinden hesaplanacak icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine, karar verilmiştir. Davalı vekili istinafında, cevap dilekçelerindeki “dava konusu işin davacı tarafından hiç yerine getirilmediğine” dair savunmalarının hükümde dikkate alınmadığını, gerekçeli kararda belirtilenin aksine bilirkişi raporuna itiraz dilekçelerinde cevap dilekçelerindeki savunmalarının aksine bir beyanda bulunulmadığını, davacı tarafça tanzim edilen 15.12.2017 tarihli 147.674,64 TL bedelli faturada alacak kalemleri olarak “Dekoratif Işıklandırılmış Dış Cephe Dekoru, … ve Dekoratif Masa Aydınlatma” yer aldığını, davacı şirket yetkilisinin 17.09.2018 tarihli duruşmada söz alarak “çam ağaçlarını biz almadık, çam ağaçlarını davalı firma temin etmiştir” diyerek faturaya konu …’nı kendilerinin almadığını ikrar ettiğini, mahkemenin buna rağmen tanık beyanlarını esas alarak “işin çam ağacı temini olmayıp, yerleştirilmesi ve süslemesi olduğunu” kabul etmesinin hukuka aykırı olduğunu, mahkeme içi ikrarın kesin delil mahiyetinde olup mahkemeyi bağlayıcı olduğunu, takdiri bir delil olan tanık delili ile bertaraf edilemeyeceğini, kaldı ki davacı tanıklarının şirket çalışanı ve şirket yetkilisinin kardeşi olduklarından tarafsız kabul edilemeyeceklerini, davaya konu icra takibine dayanak faturada açıkça “…” yazılı olduğunu, davacının iddia ettiği gibi Yılbaşı Ağacı Süslemesi” veya başakaca bir hizmet kalemine yer verilmediğini belirterek, kararın kaldırılarak, öncelikle davanın tümden reddine karar verilmesini, aksi kanaat halinde davacı şirket yetkilisinin ikrarına konu bedel yönünden davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Taraflar arasındaki uyuşmazlık, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu 470 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Davacı yüklenici, davalı iş sahibidir. Mahkemece, icra dairesinin ve mahkemenin yetkisine ilişkin yapılan değerlendirme bakımından bir istinaf itirazı bulunmadığından HMK’nın 355. Maddesi gereğince Dairemizce bu yönden bir inceleme ve değerlendirme yapılmayacaktır. Dava, taraflar arasındaki “mağaza dekorasyonu yapımına” ilişkin eser sözleşmesi ilişkisi kapsamında bakiye ve ilave iş bedeli alacağının tahsili için başlatılan ilamsız icra takibine yapılan itirazın iptali talebine ilişkindir. Dosya kapsamı değerlendirildiğinde, taraflar arasında “davalıya ait 2 ayrı mağazanın yılbaşı dekorasyonlarının davacı tarafından yapılmasına” ilişkin teklifin kabul edilmesi usulüne göre bir eser sözleşmesi bulunduğu ve bu sözleşmeye ilişkin iş bedelinin davacı tarafça takipte dayanılan 15.12.2017 tarihli … nolu faturada yazılı olan 147.674,64 TL olduğu hususunda bir uyuşmazlık bulunmadığı, davalı tarafın işin bedeline ilişkin bir itirazı olmayıp işin davacı tarafça yapılmadığı yönünde savunmada bulunduğu, ancak davalı tarafça davacı tarafa takipten önce bu yönde gönderilen herhangi bir ihtarname veya ödenen avansın iadesine ilişkin bir talep gönderilmediği, kaldı ki davalı tarafın yargılama aşamasındaki beyanlarında bu savunması ile çelişkiye düşerek “sözleşmenin gereği gibi yerine getirilmediğini” iddia ettiği, davalı vekilince istinaf dilekçesinde asıl olarak üstünde durulan “davacı şirket temsilcisinin duruşmadaki beyanında sözleşme konusu çam ağaçlarının davalı tarafça temin edildiğini ikrar ettiğinden dolayı çam ağaçları ile ilgili bedele hükmedilemeyeceğin” dair itirazın da yerinde olmadığı, zira taraflar arasındaki sözleşme teklifi, sözleşmeye ona yazışmaları ve takibe konu fatura içeriklerinden teklifteki ve faturadaki fiyatların ağaç bedellerini içermediklerinin, sözleşme ilişkisine ağaç bedellerinin dahil olmadıklarının anlaşılmakta olduğu, buna göre mahkemece bu doğrultuda verilmiş olan kararın usul ve yasaya uygun bulunduğu anlaşılmıştır. Açıklanan nedenlerle, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzeni gözetilerek yapılan istinaf incelemesi sonucunda, dosya kapsamına, kararın dayandığı deliller ve ileri sürülen istinaf sebeplerine göre, mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1. bendi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin 21/10/2019 tarih ve 2018/258 Esas, 2019/953 Karar sayılı kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan REDDİNE, 2-Alınması gereken 6.989,80 TL nisbi istinaf karar harcından davalı tarafça peşin olarak yatırılan 1.747,45 TL harcın mahsubu ile bakiye 5.242,35 TL harcın davalıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,3-Davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde BIRAKILMASINA,4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince KESİN olmak üzere 28/02/2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.