Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 53. Hukuk Dairesi 2022/14 E. 2022/111 K. 04.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
53.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/14
KARAR NO: 2022/111
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 15/05/2019
NUMARASI: 2016/48 Esas, 2019/530 Karar
DAVANIN KONUSU: Alacak
KARAR TARİHİ: 04/10/2022
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesi ile müvekkili ile davalının ticari ilişki içerisinde bulunduğunu, müvekkilinin davalı şirketin talepleri ve yönlendirmesi ile dilekçesindeki projeleri hayata geçirdiğini ve davalı şirkete teslim ettiğini, müvekkili şirketin yerli ve yabancı rakiplerinin tekliflerinden daha iyi bir teklif vererek “… projesi”nin imalı konusunda davalı şirket ile mutabakata vardığını, 22/10/2010 tarihinde sözleşme imzaladığını, sözleşmede belirlenen şartlarda imal, sevk ve kurulumu tamamlayarak teslim ettiğini, müvekkil şirkete herhangi bir ödemede bulunulmadığını, müvekkilinin ödeme almaksızın projeyi tamamladığını, bu projenin teslim edildiğine ilişkin sevk irsaliyeleri ve teslim tutanaklarının dilekçe ekinde mevcut olduğunu, taraflar arasında imzalanan sözleşmeye göre ödenmesi gereken toplam bedelin 476.000,00 Euro ve KDV olduğunu, davalı şirketin 11/06/2013 tarihinde sadece 380.000,00 Euro ve KDV ödediğini, 2009 yılı içerisinde hayata geçirilmiş olan “1.Okutma Alanı Projesi”ne davalı şirketin mağaza ve sevkiyat adetlerindeki artış sebebiyle eklemeler yapılması zaruretinin hasıl olduğunu, dava dışı Kum Makine tarafından üretilen ayrıştırma ve okutma dolaplarının montajından sonra müvekkil şirket tarafından 18 adet dağıtım konveyoru ve 13 adet transfer konveyorunun davalı şirketin lojistik merkezine nakli ve yerleşiminin tamamlandığını, yeni talepler doğrultusunda müvekkil şirketin toplamda 86 adet konveyor, 10 sıralama makinesi, 2 adet ayrıştırma dolabının imalini ve saha kurulumunu gerçekleştirdiğini, davalı şirketin 2.Okutma alanı projesi için 1.okutma alanı projesindeki emsal bedeller üzerinden ödeme yapılacağını müvekkili şirkete ilettiğini, bu projenin müvekkil şirket tarafından hayata geçirildiği ve teslim edildiğine ilişkin teslim tutanaklarının mevcut olduğunu, 2.okutma alanı projesi için davalı şirketten alacaklı olunan tutarın 633.805.00 Euro ve KDV olduğunu, 2009 yılı sonu 2010 yılında davalı şirketin müvekkili şirketten “sarı etiket” projesini hayata geçirmesini talep ettiklerini, bu proje ile barkotların hızlı ve etkin bir şekilde okutulmasının amaçlandığını, gerekli yazılım desteğinin de müvekkili şirketten alındığını, davalı şirket bünyesinde yapılan testlerde hatalar tespit edildiğini, sistemdeki hataların kaynağının dava dışı Sıck firması tarafından tedarik edilen barkot lazer tarayıcılar olduğunun tespit edildiğini, davalı şirket tarafından sökülerek sistemden çıkarıldığını, müvekkili şirketin 5 adet hat için ikili “…” sistemi tedarik ettiğini, sisteme entegre edildiğini, müvekkili şirketin sistemin imali, tedariki, desteklenmesi için yapılan çalışmaların karşılığının 385.000,00 Euro ve KDV olduğunu, kısmi ödeme mahsup edildikten sonra bu 3 proje için toplam 1.114,805 Euro ve KDV ödenmesinin gerektiğini belirterek şimdilik 300.000 TL’nin temerrüt tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın hangi proje için ne kadar alacak kalemi belirlendiğinin açıklanması gerektiğini, davacının taahhütü tamamen bir eser meydana getirme taahhütü olup bu ilişkinin ticari satım akti olarak ifade edilmesinin mümkün olmadığını, eser sözleşmesi için öngörülen 5 yıllık zamanaşımının uygulanması gerektiğini, davacı ile müvekkili arasındaki ticari ilişkinin boyutu ve tarafların üzerine düşen yükümlülükler ile sözleşmeye dayalı olarak gerçekleşen imalatlardan sonra hayata geçiremedikleri projelerden olan … projesi, sarı etiketleme projesi ve ikinci okutma alanı projesiyle ilgili olarak müvekkilin deposunda ciddi bir alan kapladığından şu an itibariyle tüm 3 projeye ait sistemler sökülmüş durumda olduğunu, davacı tarafından taahhüt edilen fayda sağlanamadığını, davacının dilekçesinde dava konusu …, ikinci okutma alanı ve sarı etiketleme projesine ait makinelerin teslim edildiğine dair sevk irsaliyelerinin bulunmasının hukuki olarak bir karşılığı bulunmadığını, davacının kendine bağlı olarak sistemin çalışması ve müvekkile daha çok mal ve hizmet satabilme konusunda hiçbir sınır gözetmediğini, kasıtlı hareketleri farkedildiğinde müvekkille tüm ilişkilerin kopartıldığını, davacı ile yapılmış eski sözleşmelerdeki parça değerlerinin bedellerinin emsal olarak kabul edilmediğini, malzeme bedellerinin piyasa raiçleri üzerinden tespit edilmesi gerektiğini, davacı ile oluşan ticari ilişki için usuli itirazlarına yönelik değerlendirme yapılmaması ve herhangi bir şekilde kabul anlamına gelmemek kaydıyla, hiç kullanılamayan …a ait 96.000-EURO+ KDV lik bakiye kısmın davacı tarafından imal edilen bedeli tamamen ödenen ve çalıştıralamış bulunan sorter kargo asansörleri 6 lı grup imalatı bedelinden mahsubunun talep edildiğini, davacı tarafından imal edilmiş ancak teknik nedenlerle çalıştırılamadığından hukuki yarar yokluğundan davanın usulden reddine davanın zaman aşımı yönünden reddine 96.000-EURO+ KDV lik bakiyenin, sorter kargo asansörleri 6 lı grup imalatı bedelinden mahsubunu beyanla davanın reddini talep etmiştir. Mahkemece alınan ve itibar olunan bilirkişi raporu ve ek rapor ile ödeme yapılan kısım mahsup edilmek suretiyle davacının davalıdan olan alacağının 899.000,00 Euro ve KDV dahil 1.060.820 Euro olduğu, davacı tarafın ibraz ettiği ıslah dilekçesiyle 1.060.820,00 Euro karşılığının 01/03/2019 tarihli kur üzerinden çevirerek 6.467.076,97 TL’nin davalı taraftan tahsilini talep etmiş ise de, TBK 99/son maddesi uyarınca, davacının yabancı para alacağının aynen ödenmesini isteyebileceği gibi, vade ya da fiili ödeme tarihindeki TL karşılığının ödenmesini isteyebileceği, davacının seçimlik hakkının dava tarihinde Türk Lirası üzerinden kullandığı anlaşılmakla dava tarihi olan 15/01/2016 tarihi itibariyle TCMB euro efektif satış kuru 3.3208 TL üzerinden bilirkişi raporu ile tespit edilen 1.060.820 Euro çevrilmek suretiyle davacının dava tarihi itibariyle 3.522.771,06 TL alacaklı olduğu, dava açılmadan önce davalıya yapılan ihtarnamenin tebliğ tarihi 22/09/2015 olup, ihtarnamede ödeme için verilen 15 günlük sürenin bitim tarihi olan 08/10/2015 tarihinde davalının temerrüde düştüğü kabul edilerek ticari faizin 08/10/2015 tarihinden itibaren işletildiği, davalı tarafın zamanaşımı itirazının yerinde olmadığı bu nedenle reddi gerektiği gerekçesi ile; Davalı tarafın zamanaşımı itirazının REDDİNE, Açılan davanın KISMEN KABUL KISMEN REDDİ İLE, 3.522.771,06-TL’nin 08/10/2015 tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, karar verilmiş, karara karşı taraf vekilleri istinafa başvurmuştur.Davacı vekili istinaf dilekçesi ile, mahkemenin müvekkilinin davalıdan 1.068.020 Euro alacaklı olduğundan bahisle davayı kabulü yönündeki kararına iştirak ettiklerini, ancak müvekkilinin alacaklı olduğu 1.068.020 Euro’nun ıslah tarihindeki kur üzerinden değil de dava tarihinde geçerli olan kur üzerinden Türk Lirasına çevrilmesinin hukuka aykırı olduğunu, bu nedenle mahkemenin kararında kısmen red olunan bölümünün kaldırılarak davanın ıslah dilekçelerinde belirttikleri bedel üzerinden kabulüne karar verilmesi gerektiğini belirterek istinaf başvurusunda bulunmuştur.Davalı vekili istinaf dilekçesi ile, huzurdaki davanın konusunun 3 projeden doğan alacaklar olup bu projelerin … projesi, Sarı Etiketleme Projesi, İkinci okutma alanı projeleri olduğunu, … projesi tamamlandığından yazılı sözleşmede yer alan bedelin %80’lik kısmına tekabül eden 380.000,00 EURO+ KDV kısmı için davacı tarafından 11.06.2013 tarihinde … nolu fatura tanzim edildiğini karşılığında da 1.130.234,96 TL’nin davacıya gönderildiğini, bakiyesinin de ödenmesinin 6’lı kargo asansörleri kısmının hayata geçirilmesi kaydına bağlandığını, Sarı etiketleme projesinin makine parçalarının 27.07.2010 tarihinde müvekkiline ait depoya parça parça geldiğini ve proje üzerinde 17 aylık bir süre üzerinde çalışılmasına rağmen hayata geçirilemediğini, ikinci okutma alanının da hiçbir şekilde kurulamadığını (zira davacı tanıkları … ve … dahi teslim edilen 2 makine olduğunu ve … ve sarı etiketi teslim ettiğini iddia ve ifade etmişler, ikinci okutma alanıyla ilgili hiçbir beyanda bulunmamışlardır.), dava dosyası içeriğinden ve tanık beyanlarından ikinci okutma alanının kurulamadığının açıkça anlaşılmakta olduğunu, dava konusu makinelerin her biri ayrı dava konusu olabilecek nitelikte olduğu ve dava dilekçesinde dahi her makine için ayrı taleplerin olduğu anlaşılmasına rağmen dilekçenin sonuç kısmında herhangi bir ayrımın yapılmadığını, davacının dava dilekçeşindeki talep sonucunda hangi makine projesi için ne kadar miktarda talepte bulunulduğuna yönelik bir açıklama yapılmadığını, davacının bu tutumunu devam ettirerek ıslah dilekçesinde de her hangi bir ayrım yapmadan hangi makine için ne kadar talepte bulunduğunu ayırarak talepte bulunmadığını, bu nedenle davanın bu haliyle sonuçlandırılmasının usule aykırı olduğunu, taraflar arasındaki hukuki ilişkinin eser sözleşmesinden kaynaklandığını, mahkeme tarafından eser sözleşmesi olduğu kabul edilmesine rağmen davacı taleplerinin 5 yıllık zaman aşımına uğramadığından dolayı zaman aşımı definin reddinin çelişkili olduğunu, bu kabul ve tespitlere rağmen dava konusu talepler yönünden savunmalarına, tanık beyanlarına ve dosya kapsamına göre hukuki ilişkinin aralık 2011 dönemi sonunda sona erdiği, davacının iddiasına göre ise 11/06/2013 tarihinde 380.000,00 Euro + KDV ödeme yapıldığı, son hukuki işlemin bu işlem olduğu ve zamanaşımının bu tarihten itibaren başladığı ifade edilmişse de, 04.03.2019 tarihli ıslah dilekçesinin mahkemeye sunuluş zamanı itibariyle eser sözleşmelerindeki 5 yıllık zaman aşımı süresinin bu tarihe göre dolduğunu, bu nedenle gerekçeli karar ile eser sözleşmesinin kabul edilmesine rağmen davacı taleplerine karşı süresi içinde ve usulüne uygun ileri sürülen zamanaşımı definin reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu, kabul anlamına gelmemek kaydıyla kısmi davada, kısmen talep edilen alacağa dava tarihinden, ıslah edilen miktara ise ıslah tarihinden itibaren faiz tahakkuk edeceğini, ancak gerekçeli kararda bu ayrım yapılmadan dava tarihinden faize hükmedildiğini, davacının ıslah talebinde faiz türünü belirtmediğini, faiz türü belirtilmemiş ise yasal faiz anlaşılması gerektiğini, bu bakımdan ticari faiz oranı üzerinden hüküm kurulduğundan kararın bu yönüyvle de ortadan kaldırılması gerektiğini, cevap dilekçelerinde ve mahkeme dosyasına sunulan hukuki mütalaa da ifade edildiği üzere, dava konusu işlerin iş sahibinin hâkimiyet alanında meydana getirilecek/ imal edilecek makinalar olduğunu, bu durumda teslimin yüklenici tarafından iş sahibine yapılacak bir bildirimle gerçekleşeceğini, dosyada … makinesinin teslimine dair yazılı teslim belgesi bulunduğunu, taraflar arasındaki diğer projelerde de yazılı şekilde teslim uygulaması olduğunu, bu nedenle davacının sarı etiketleme makinasının ve ikinçi okutma alanının teslim edildiği iddiasını destekleyen yazılı belgelerin sunulması gerektiğini, teslime dair yazılı belgenin bulunmaması halinde ise davacının teslime çağırdığını ispat etmesi gerektiğini, dosyada böyle bir belge ve çağrının bulunmaması halinde usulüne uygun bir teslim olduğunun düşünülemeyeceğini, zira müvekkili tarafından bu projelerin hiç kurulmadığı ve tamamlanmadığı, hayata geçirilemediğinin savunulduğunu, dava dilekçesinde dava konusu …, ikinci okutma alanı ve sarı etiketleme projesine ait makinelerin teslim edildiğine dair sevk irsaliyelerinin bulunmasının hukuki bir karşılığı bulunmadığını, sevk irsaliyeleri ile projelere ilişkin malzemelerin depoya sevkinin eseri meydana getirmek üzere parçaların teslimi şeklinde anlaşılması gerektiğini, müvekkilinin … makinasını hiç kullanamadan söktüğünü, sarı etiketleme projesinin de başarısız olduğunu, ancak değeri çok yüksek olan bu sistemlerin çalışır hale gelmesi halinde keyfi olarak sökülmesinin düşünülemeyeceğini, milyon Euro olarak ifade edilen bu bedellerin kolay kolay gözden çıkarılamayacağını, zorundalıkların oluşması halinde makinelerin sökülme kararının verileceğini, davacı taahhüdünü yetine getirmediğinden ve gerektiği şekilde çalışmaması nedeniyle bu makinelerin sökülmesi gerekliliğinin doğduğunu, davacının bu açıklamalar doğrultusunda teslime dair her hangi bir belge sunmamış veya teslime çağırmamış olması nedeniyle eserin tamamlanmamış olduğundan müvekkiline ayıp ihbarı gönderme mükellefiyeti yüklenemeyeceğini, davacının dava konusu ettiği alacak iddiaları ile ilgili her hangi bir fatura ibraz etmediğini, faturanın bulunmamasının eserin tamamlanıp teslim edilmediğini ortaya koyduğunu, müvekkili ile davacının 2009 yılından itibaren çalışmakta olup, davacı ile müvekkili arasındaki hukuki ilişkide faturanın tanziminin teslim edilme şartına bağlandığı yazılı şözleşmelerle ve taraflar arasındaki uygulamayla da ortaya konulduğunu, davacının, davanın başında TÜRK LİRASI talebinden bulunmak suretiyle seçimlik hakkını kullandığını, bu seçiminden sonradan vazgeçilmesinin mümkün olmadığını, mahkemece karar verilirken davacının seçimlik hakkını kullandığının belirtildiğini ancak davacının euro endeksi üzerinden talebi bulunmayan dava dilekçesinde taleple bağlılık ilkesinden uzaklaşılarak euro endeksli hesaplama yapılarak çelişkili karar verildiğini, yeminin iddiasını ispat edememiş tarafça teklif edileceğini, davacının davasını ispat edemediğini, usulen yemin deliline de dayanmadığını, zira teslimi ispat etmesi gereken tarafın davacı olduğunu, ispat yükü müvekkilinde olmamasına rağmen taraflarına yemin teklif edilmesinin ve yemin teklif etmeyerek yeminin hüküm ve sonuçlarına maruz bırakılmanın usule aykırı olduğunu, mahsup talepleri konusunda gerekçe ve hüküm kısmında her hangi bir değerlendirme yapılmadığını belirterek istinaf başvurusunda bulunmuştur.Dava, eser sözleşmesinden kaynaklı alacağın tahsili istemine ilişkin olup, davacı yüklenici, davalı iş sahibidir.Davacı dava dilekçesi ile taraflar arasında 3 adet projenin hayata geçirilmesi konusunda anlaşma yapıldığını, bu projelerden ilkinin … projesi olduğunu, bedelinin 476.000 Euro+ KDV oduğunu, bu projenin yapılarak teslim edildiğini, davalının bedelin 380.000 euro+KDV sini ödediğini, 96.000 Euro + KDV borcunun kaldığını, 2 projenin sarı etiket projesi olduğunu, bedelde 385.000 Euro+ KDV olarak anlaşıldığını, 3. projenin ikinci okutma alanı projesi olduğunu bunun bedelinin de 633.805 Euro+ KDV olduğunu müvekkilinin her 3 projeyide tamamlayarak davalıya teslim ettiğini, bakiye 1.114.805 Euro+KDV alacağının ödemediğini belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik 300.000 TL’nin temerrüt tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile ödenmesi için kısmi dava açmıştır.Davacı 04/03/2019 tarihli ıslah dilekçesi ile dava değerini ıslah ederek 6.167.076,97 TL’ye çıkarmıştır.Davalı vekili süresinde verdiği cevap ve ıslaha cevap dilekçelerinde zaman aşımı itirazında bulunmuştur.Davalı cevap dilekçesinde … projesi kapsamında işin yapıldığını ve teslim alındığını bedeline karşılık 380.000 Euro ödendiğini, kalan bedelin ise davacının daha önce yaptığı ve bedelini tamamen aldığı ve çalıştırılamamış bulunulan sorter kargo asansörleri 6’lı grup imalatı bedelinden mahsup ettiklerini, davacının iddia ettiği diğer 2 projeden sarı etiket projesi için makinelerin müvekkiline teslim edildiğini ancak kurulumunun yapılarak çalıştırılamadığı için projenin hayata geçirilemediğini, diğer proje 2. okutma alanı projesinin ise sarı etiketleme projesine bağlı olup bu proje hayata geçirilemediği için hiç yerine getirilmediğini, 2. proje kapsamında kurulup düzgün çalıştırılamayan makinelerin sökülerek depoya kaldırıldığını, davacının ekipmanı almadığını bildirerek davanın reddini savunmuştur.Davacının istinaf talebinin incelenmesinde, davacı, davada alacak talebini TL üzerinden yapmış olup daha sonra kısmi ıslah ile bedel artırımı yapmıştır. Davacı tam ıslah yapmadığından, dava dilekçesinde TL olarak belirlediği alacağını, daha sonra Euro kuru üzerinden talep edemez. Bu nedenle davacının istinaf talebi yerinde değildir.Davalının istinaf sebeplerine gelince, davalı her ne kadar … projesi kapsamında ödemesi gereken 96.000 Euro +KDV bedelin davacının daha önce yaparak teslim ettiği ve bedeli tamamen ödenen sorter kargo asansörleri 6’lı grup imalatının çalıştırılamaması nedeniyle bu proje bedelinden iadesi gereken bedele mahsup edildiğini böylece bu projeden dolayı borcunun kalmadığını savunmuş ise de mahsup talep ettiği projenin ayıplı olduğunu, ayıp ihbarının süresinde davacı yükleniciye bildirildiğini, ayıp nedeniyle bedelden tenzil gerektiğini ispatlayamamıştır. Bu nedenle bu yöne ilişkin istinaf sebebi yerinde değildir. Dava, mahkemenin de tespit ettiği üzere eser sözleşmesinden kaynaklanış olup TBK 147/6 maddesi gereğince 5 yılılk zaman aşımına tabidir. TBK 154. maddede zaman aşımının kesilme sebepleri düzenlenmiştir. Buna göre borçlu kısmi ödemede bulunmuş ise dava veya defi yoluyla mahkemeye veya hakeme başvurmuş ise, icra takibinde bulunmuşsa zaman aşımı kesilecektir. Zaman aşımı kesildiğinde TBK 156. maddesine göre yeni bir zaman aşımı süresi işlemeye başlar, bu yeni zaman aşımı süresi uyuşmazlık eser sözleşmesinden kaynaklandığı için 5 yıldır.Taraf iddia ve savunmalarına göre davaya konu eserin teslim tarihi 2011 yılı ise de davalı borçlu 11/06/2013 tarihinde kısmi ödeme yapmıştır. Kısmi ödeme tarihi itibarıyla zaman aşımı süresi kesilmiş olup yeni zaman aşımı süresi başlamıştır. Davacı bu tarihten sonra davadan önce zaman aşımınının kesildiğini iddia ve ispat edememiştir. Davacı dava dilekçesi ile kısmi dava açmıştır. Kısmi dava, zaman aşımı süresi içinde 15/01/2016 tarihinde açılmıştır. Açılan dava ile davada talep edilen kısmi alacak miktarı için zaman aşımı süresi kesilmiş ise de dava dilekçesinde talep edilmeyen alacak yönünden zaman aşımı süresi kesilmemiştir. Davacı ıslahı 04/03/2019 tarihli dilekçesi ile yapmış, davalı süresinde verdiği ıslaha cevap dilekçesinde zaman aşımı itirazında bulunmuştur. Buna göre ıslah tarihi itibarıyla ıslah edilen miktar yönünden zaman aşımı süresi dolduğundan ıslahla arttırılan miktar yönünden davanın zaman aşımı nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken zaman aşımı itirazının reddine karar verilmesi hatalı olmuştur.Davacının talep ettiği … projesinden dolayı 96.000 Euro bedelin ödenmediği davalının bu miktar kadar borçlu olduğu davalının da kabulünde olup davalı takas mahsup defini ispatlayamadığından ve kısmi davada talep edilen 300.000 TL’nin 96.000 Euro tutarındaki alacak içinde kaldığı anlaşıldığından davacının davasının dava dilekçesinde belirttiği miktarla bağlı kalınarak kabulü gerekirken ıslahla arttırılan alacak miktarı yönünden davalının zaman aşımı itirazının her hangi bir gerekçe gösterilmeden reddedilerek bu yönden de davanın kabulüne karar verilmesi hatalı olmuştur.Açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b1 maddesi ile esastan reddine, davalı vekilinin istinaf başvurusunun ıslahla arttırılan miktar yönünden kısmen kabulü ile mahkeme kararının kaldırılmasına, davanın kısmen kabulü ile dava dilekçesinde talep edilen 300.000 TL yönünden davanın kabulü ile 08/10/2015 temerrüt tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile davalıdan alınarak davacıya verilmesine, ıslahla artırılan miktar yönünden davanın zaman aşımı nedeniyle reddine dair yeniden esas hakkında karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;A)1- Davacı vekilinin istinaf talebinin REDDİNE,2-Davalı vekilinin istinaf talebinin kısmen KABULÜNE, 3-Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 15/05/2019 tarih ve 2016/48 Esas, 2019/530 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,4- Davanın KISMEN KABUL KISMEN REDDİ İLE, 300.000-TL’nin 08/10/2015 tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,Islahla arttırılan fazlaya ilişkin talebin zaman aşımı nedeniyle REDDİNE
B) İLK DERECE MAHKEMESİ YÖNÜNDEN 1-Alınması gereken 20.493,00 TL nispi karar ve ilam harcından davacı tarafça peşin olarak ıslahla yatırılan 110.441,51 TL harcın mahsubu ile fazla 89.948,51 TL harcın davalıya İADESİNE,2-Davacı tarafından yatırılan 20.493,00 TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,3-Davacı tarafından yapılan 389,50 TL tebligat ve posta giderinden davanın kabul/red oranına göre takdiren 18,07 TL’nin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE, bakiye miktarın davacı üzerinde BIRAKILMASINA,4-Davalı tarafından yapılan 161,00 TL tebligat ve posta gideri, 1.750,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.911,00 TL yargılama giderinden davanın kabul ve ret oranına göre takdiren 1.822,35 TL’nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, bakiye miktarın davalı üzerinde BIRAKILMASINA,5-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan 45.000,00 TL vekâlet ücretinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,6-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca reddedilen miktar üzerinden hesaplanan 296.670,77TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,7-Taraflarca yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın hüküm kesinleştiğinde yatıran tarafa İADESİNE,
C) İSTİNAF İNCELEMESİ YÖNÜNDEN 1-Alınması gereken 80,70 TL istinaf karar harcından davacı tarafından peşin yatırılan 44,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 36,30 TL istinaf karar harcının davacıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA, 2-Davalı tarafından yatırılan istinaf karar harcının hüküm kesinleştiğinde ve istek halinde kendisine İADESİNE, 3-Davalı tarafından yapılan 121,30 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı ve 58,70TL yargılama gideri olmak üzere toplam 180,00 TL nin davacıdan alınarak davalı tarafa VERİLMESİNE, 4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nın 361. maddesi gereğince kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay’da temyiz yolu açık olmak üzere 04/10/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.