Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 53. Hukuk Dairesi 2022/136 E. 2023/133 K. 07.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
53.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/136
KARAR NO: 2023/133
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 14/10/2019
NUMARASI: 2017/513 Esas, 2019/989 Karar
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 07/02/2023
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili ile davalı arasında 2005 yılından beri fason gömlek dikimi konusunda cari hesap ilişkisi bulunduğunu, davaya konu gömleklerin eksiksiz ve kusursuz olarak teslim edildiğini, ancak davalının 29/07/2016 tarihli ihtarname ile gömlek dikimlerinin ayıplı olması nedeniyle itiraz ettiğini, fatura bedelinin ödenmemesi sebebiyle İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasından takip yapıldığını, haksız itirazın iptali ve % 20 icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; taraflar arasında imzalanan 15/06/2016 tarihli fason üretim sözleşmesi gereğince 12000 Adet erkek gömleğinin davacı tarafından dikilerek teslimi konusunda anlaşmaya varıldığını, 23/07/2016 tarihinde teslim edilen ürünler üzerinde yapılan incelemede gömlek üzerinde bulunan çıtçıtların tam olarak oturmadığının tespit edildiğini, bu durumu davacıya 29/07/2016 tarihli ihtarname ile bildirildiğini, davalı şirket tarafından ayıplı ürünlerin ayıplarının giderilmesi için ürünlerin tekrar ütülenerek paketlenme süreci dolayısıyla şirket bünyesinde işçi çalıştırıldığını, bu işe yönelik KDV dahil 5.724 TL harcama yapıldığını, zararın ihtar edildiğini, bu nedenle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece; taraflar arasında 15/06/2016 tarihli fason üretim sözleşmesi bulunduğu, davalının fason olarak dikilmiş olan erkek gömleklerinin teslim edildikten sonra muayene edildiğinde, gömleklerin çıtçıtlarının tam olarak yerine oturmaması nedeniyle ayıplı olduğunun tespit edildiğini, ayıbın e-mail yoluyla davacıya bildirildiğini, davacının ürünlerin kendisine gönderilmesi halinde ayıpların tamir edileceğini, ancak kargo ücretinin davalı tarafından ödenmesini istediğini, ürünlerin ihracata yönelik, acil olması ve kargo ücreti nedeniyle ayıplı gömleklerin kendisi tarafından tamir edildiğini, tamir ve paketleme nedeniyle 5.724 TL harcamada bulunduğunu savunmuş olup, taraflar arasındaki sözleşmeye konu olan gömleklerin ihraç edildiği, sadece bir gömleğin mahkemeye sunulduğu, sunulan gömlek incelendiğinde çıtçıtların kapanmadığından ayıplı olduğu, bu ayıbın basit bir muayene ile anlaşılabilecek nitelikte olduğu, diğer gömleklerin ayıplı olduğuna dair dosyaya delil ibraz edilmediği, davacının fason üretim yaptığı gömleklerdeki ayıbın açık ayıp olduğu, davalıya teslim edildiği tarihten sonra süresinde ayıp ihbarında bulunulmadığı ve malların ayıplı olduğuna dair kesin delil elde edilemediği ve tarafların ticari defterleri üzerinde yapılan inceleme sonucunda davacının dava tarihi itibariyle 6.520,50 TL alacaklı olduğu, bu miktar üzerinden itirazın iptaline, alacak likit olmakla % 20 icra inkar tazminatına karar verilmesi gerektiği gerekçesi ile; Davanın kabulüne, İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasından yapılan takipte 6.520,50 TL üzerinden itirazın iptaline, Takip tarihinden itibaren % 9,75’i aşmamak üzere avans faizi ile takibin devamına, 6.520,50 TL üzerinden % 20 icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, karar verilmiş, karara karşı davalı vekili istinafa başvurmuştur.Davalı vekili istinaf dilekçesi ile, taraflar arasında imzalanan fason üretim sözleşmesinin niteliği itibariyle eser sözleşmesi olup, ayıp ihbarının, borçlar kanunu 474. Maddesinde düzenlendiğini, ayıplı ürünlerin müvekkili şirkete 23.07.2016 tarihinde teslim edildiğini, yapılan kontrol sonrası ürünlerdeki çıtçıt probleminin 25.07.2016 tarihinde mail yolu ile davacı tarafa bildirildiğini, tüm ürünlerin kontrol edilmesi akabinde 29.07.2016 tarihinde de ayıp ihbarının Beyoğlu …Noterliğinin 29.07.2016 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarı ile bildirildiğini, aynı zamanda davacının da Beyoğlu …Noterliğinin 04.08.2016 tarih … yevmiye numaralı cevabi ihtarnamesinde, mail yazışmaları ile ayıbın kendilerine bildirildiği kabul ettiğini, yasada belirtilen uygun süre içerisinde ürünlerin kontrol edilerek ayıpların tespit edilerek davacı tarafa süresinde bildirildiğini, mahkemenin süresinde ayıp ihbarı bulunulmadığı şeklindeki gerekçesinin hatalı olduğunu, taraflar arasındaki e-posta yazışmaları ve ihtar içeriklerinden de anlaşılacağı üzere, davacı tarafından ürünlerin Sivas’ta bulunan şubelerine gönderilmesi halinde çıtçıtların kontrol edilerek varsa ayıplarının düzeltileceğinin bildirildiğini, müvekkili şirket tarafından da bu ürünlerin …(…) firmasına olan taahhütleri gereğince derhal ihraç edilmesi gerektiğinden, ürünlerin Sivas şubesine gidip gelmesinin süre açısından mümkün olmadığı ve ayıpların taraflarınca düzeltilerek hızlı bir şekilde ihraç edileceği, ayıplı ürünler nedeniyle oluşan zararın yansıtılacağının davacı tarafa beldirildiğini, bu nedenle ürünler üzerinde bilirkişi incelemesi veya delil tespiti yaptırma imkanı olmadığını, dosyada mevcut 12.07.2018 tarihli bilirkişi raporunda, tekstil mühendisi bilirkişi tarafından yapılan değerlendirmede; numune olarak dosyaya ibraz edilen üründeki çıtçıtların ayıplı olduğu, diğer ürünler üzerinde bir inceleme yapılmadığı, 1 adet gömleğe bakılarak tüm gömleklerin ayıplı olarak kabul edilemeyeceği, davacı tarafın da ayıp iddiasını kabul etmediği, bu nedenle ayıp iddiasının ispata muhtaç olduğunun belirtildiğini, rapordaki görüşün hatalı olduğunu, müvekkili şirket daha fazla zarara uğrama tehlikesi karşısında ürünleri davacının Sivas’taki atölyesine göndermek yerine kendi bünyesinde tamir ettiğini, buna dair resimlerin dosyaya ibraz edildiğini, ayrıca dosyaya numune gömlek teslim edilmiş olup, bu gömlekteki çıtçıtların da ayıplı olduğunun sabit olduğunu, bilirkişinin yetkisini aşarak hukuki değerlendirmede bulunduğunu, ürünlerdeki ayıp ispat edilmiş olup, buna dair zarar miktarının da davacı tarafa fatura edilerek, alacağından mahsup edildiğini, ürünlerdeki ayıbın dosyadaki mevcut delillere göre ispat edilemediği kabul edilse dahi cevap dilekçesinde ayıp ispatı yönünden tanık deliline dayanıldığını ve tanıklarının dosyaya bildirildiğini, ancak mahkeme tarafından ticari işleme ilişkin tanık dinlemeyeceği gerekçesi ile tanık dinletme taleplerinin reddine karar verildiğini, ürünlerdeki ayıp yerleşik Yargıtay içtihatları doğrultusunda “hukuki işlem benzeri fiil” olması nedeniyle her türlü delille ispat edilebileceğini, bu nedenle tanıklar dinlenilmeden ayıp iddiasının ispat edilemediği gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğunu belirterek istinaf başvurusunda bulunmuştur.Dava, eser sözleşmesi kapsamında ödenmediği ileri sürülen fatura bedelinin tahsili için yapılan takibe itirazın iptaline ilişkindir. Davacı yüklenici, davalı iş sahibidir.Davacı vekili, taraflar arasında imzalanan fason üretim sözleşmesi gereğince davalı tarafa sözleşmede belirtilen miktarda gömlek üretilip teslim ediliğini, iş bedeli olarak düzenlenen fatura tutarının ödenmediğini belirterek yaptıkları takibe haksız itirazın iptaline karar verilmesini talep etmiş, davalı, taraflar arasındaki ticari ilişkiyi kabul ederek, söz konusu fason üretimin yapıldığını ve gömleklerin teslim edildiğini ancak gömleklerde ayıp bulunduğunu, ihracat nedeniyle ayıbın kendileri tarafından giderildiğini, ayıp nedeniyle oluşan zararın davacıya yansıtılarak alacağından mahsup edildiğini bu nedenle borçları olmadığını savunmuştur.Taraflar arasında akdi ilişki bulunduğu, fason üretim kapsamında fatura içeriği ürünlerin davalıya teslim edildiği ve bedeli konusunda ihtilaf bulunmamakta olup, ihtilaf davaya konu ürünlerde ayıp bulunup bulunmadığı ile ayıp giderim bedellerinin mahsubundan kaynaklanmaktadır.Davalı, her ne kadar davaya konu ürünlerin ayıplı olduğunu, ayıpların kendileri tarafından giderildiğini ileri sürmüş ise de ayıp savunmasını ispat edememiştir. Davaya konu ürünler ihraç edilmiş olup, davalı tarafça sunulan numune dışında ürünler üzerinde ayıba ilişkin her hangi bir inceleme ve tespit yapılmamıştır. Buna göre ispat külfeti üzerinde olan davalı tarafça ayıp ispat edilemediği için mahkemece davanın kabulüne karar verilmesi uygun olup, davalının istinaf sebepleri yerinde değildir.Açıklanan nedenlerle, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzeni gözetilerek yapılan istinaf incelemesi sonucunda, dosya kapsamına ve ileri sürülen istinaf sebeplerine göre, mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1. bendi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin 14/10/2019 tarih ve 2017/513 Esas, 2019/989 Karar sayılı kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan REDDİNE, 2-Alınması gereken 445,41-TL nisbi istinaf karar harcından davalı tarafça peşin olarak yatırılan 477,41‬-TL harcın mahsubu ile fazla yatırılan 32,00-TL harcın karar kesinleştikten sonra ve talep halinde davalı tarafa İADESİNE,3-Davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde BIRAKILMASINA,4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince KESİN olmak üzere 07/02/2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.