Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 53. Hukuk Dairesi 2022/118 E. 2022/435 K. 20.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
53.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/118
KARAR NO: 2022/435
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BURSA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 30/05/2019
NUMARASI: 2017/1282 Esas, 2019/693 Karar
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ: 20/12/2022
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili, taraflar arasında davalıya ait taşınmaz üzerinde bulunan dairenin bir takım işlerinin yapılması karşılığında 85.000,00 TL bedelin ödenmesi hususunda anlaşma bulunduğunu, davacının sözleşme gereği üzerine düşen edimleri yerine getirdiği halde davalı tarafın söz konusu bedeli ödemediğini, yapılan ihtara rağmen bedelin ödenmemesi nedeniyle davalı aleyhine Gemlik İcra Müdürlüğünün … sayılı takip dosyası ile icra takibi başlattıklarını, davalının takibe haksız olarak itiraz ettiğini belirterek, davalının takibe itirazının iptali ile aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili cevabında, davanın zamanaşımına uğradığını, davacının yasal süre içerisinde hakkını kullanmadığını, taraflar arasında davalıya ait taşınmaz üzerinde inşaa edilen yapıda mutfak dolapları ve daire iç kapılarının yapılması amacıyla sözleşme bulunduğunu, sözleşme gereği 20/01/2013 tarihinde işe başlanıp 20/02/2013 tarihinde işin bitirilmesinin kararlaştırıldığını, iş süresinde bitirilmediği takdirde bedelden %30 mahsup yapılacağını, davacı tarafın işi süresinde bitirmediği gibi 17 adet daire dolabı için anlaşma yapıldığı halde 15 adet daire dolabını yaptığını, iki daireninkini ise yapılmadığını, ayrıca sözleşmede kararlaştırılan nitelikte imalatların kullanılmadığını, daha ucuz nitelikte imalat malzemeleri kullanıldığını, eksik işler bedeli düşüldükten sonra davacıya 65.000,00 TL tutarında çek ve bonolar ile ödeme yapıldığını belirterek, davanın reddini talep etmiştir.Mahkemece, davalı tarafın zamanaşımı definin yerinde olmadığı, davacının düzenlemiş olduğu toplam 54.374,40 TL’lik üç adet faturanın davalı defterlerinde kayıtlı bulunduğu, buna göre davacının yaptığı imalatlara ilişkin düzenlediği faturalar kadar alacaklı olduğunu ispatlamış olduğu, davalı kayıtlarına göre 25.000,00 TL tutarlı senet vermek suretiyle ve yine 1.600,00 TL ve 3.000,00 TL nakit ödeme suretiyle ödeme yaptığı ve bakiye 24.774,00 TL borçlu olduğu, davalı tarafça 1.600,00 ve 3.000,00 TL’lik ödeme belgelerinin ibraz olunmadığı, davalının ödemeleri işletme defteri tuttuğu için davacı defterlerinde kayıtlı olmadığı, bu ödemelere ilişkin makbuz da sunulmadığı, ancak ödeme karşılığı olarak 25.000,00 TL tutarında kambiyo senedi verildiği, davacının da takipte asıl alacak olarak 25.000,00 TL talepte bulunduğu, davalı defterlerinde dahi davacının davalıdan 24.774,00 TL alacaklı durumunda olduğu, 1.600,00 TL ve 3.000,00 TL ödemeler makbuz sunulmadığından davalı kayıtlarında dikkate alınmadığında dahi davacının takibe konu asıl alacak tutarında davalıdan alacaklı olduğunun sabit olduğu, davacının alacağı davalıya ihtarname göndermek suretiyle muaccel hale getirdiği, bu sebeple davacının takip öncesi işlemiş faiz alacağı bulunduğu, davalı tarafın sunduğu bir takım kambiyo senetleri ve çeklerden 25.000,00 TL’lik senet dışındakilerin davalı defterlerinde kayıtlı olmadıkları, bu sebeple hükümde dikkate alınmadıkları, davalının ifayı çekincesiz olarak kabul etmiş olması, herhangi bir çekince sürdüğüne dair kayıt sunmaması ve geçen süre zarfı da dikkate alındığında işin süresinden sonra teslim edildiği gerekçesiyle sözleşme gereği %30 iskonto (cezai şart) isteyemeyeceği gerekçesiyle, davanın kabulü ile Gemlik İcra Müdürlüğünün … sayılı dosyasında davalının ödeme emrine itirazının iptaline, takibin 25.000,00 TL asıl alacak, 9.686,63 TL işlemiş faiz olmak üzere asıl alacağa takip tarihden itibaren işleyecek %10,05 avans faizi uygulanmak suretiyle icra giderleri ve vekalet ücreti ile birlikte devamına, karar verilmiştir.Davalı vekili istinafında, davacının işi süresinde bitiremediği gibi sözleşmeye aykırı imalat yaptığını ve bir kısım işleri eksik bırakarak inşaatı terk ettiğini, eksik işlerin başkalarına tamamlattırıldığını, gecikme sebebiyle müvekkilince arsa sahiplerine 3 ay boyunca kira ödemesi yapıldığını, tarafların anlaşması neticesinde yapılan iş bedelinin (sözleşmeye aykırı ve eksik işler bedeli düşüldükten sonra) 10.000,00 TL’lik 15.10.2013 keşide tarihli müşteri çeki ve 23.10.2013 tanzim tarihli 25.000,00 TL’lik iki adet bononun davacıya verilmesi suretiyle ödendiğini, ayrıca 1.600,00 TL ve 3.000,00 TL nakit olarak elden ödendiğini, davacı tarafından ise yapılan işler karşılığı 54.374,40 TL’lik fatura tanzim edildiğini, delil listelerinde olmasına rağmen bono ve çek ile yaptıkları ödemelere ilişkin delillerinin toplamadığını, sözleşmedeki işlerin yarım bırakıldığına ve başkalarınca tamamlandığına dair belgelerinin hiç tartışmadığını ve bunlara ilişkin tanıklarının dinlenmediğini, taraflarınca bankalara müracaat edilerek bulunan evrakların 06.12.2018 tarihli delil listelerini ıslah eden dilekçeleri ile birlikte sunulmasına rağmen Mahkemenin bu belgeleri hiç değerlendirmediğini, sözleşme gereklerini yerine getirdiğinin ve alacağa hak kazandığının ispatının davacıya düştüğünü, davacının işin tamamlanmadığı ve başkasına taraflarınca tamamlattırıldığı yönündeki iddialarına itiraz etmediğini, Mahkemece bu yönde bir araştırma yapılmadığını, aksine ” işin itirazi kayıt olmaksızın teslim alındığı ” gibi davacı tarafın dahi cevaba cevap dilekçesinde ve daha sonraki aşamalarda ileri sürmediği bir gerekçe ile bu konudaki iddialarını reddettiğini, davacı tarafın yaptığı işler karşılığı sadece 54.374,40 TL’lik fatura tanzim ettiğini, çünkü yapmış olduğu işin karşılığının o kadar olduğunu, fatura ettiği işin dışında yaptığı işi ispat etmesi gerektiğini, davacı tarafın alacağı olup olmadığının yargılamasının fatura bedeli üzerinden yapılması gerektiğini, müvekkilinin ödemiş olduğu bedelin fatura bedelinin üzerinde olduğunu ve davacının bir alacağı olmadığını, mahkemenin gerekçeli kararında sadece davalı tarafın defterlerindeki kayıtları esas alarak, müvekkilinin ödemiş olduğu 25.000,00 TL’lik iki adet bonodan ve 10.000,00 TL’lik müşteri çekinden sadece davalı tarafın defterinde kayıtlı olan 25.000,00 TL’lik 25.12.2013 vadeli bonoyu ödenmiş olarak kabul ettiğini, oysa her iki bono ve çekin davacı tarafından üçüncü kişilere ciro edilerek tahsil edildiğini, bunun dekontlarının mahkemeye sunulduğunu, Mahkemenin bu yapılan ödemeleri dikkate alması ve fatura bedelinden düşüp, davalı tarafın borçlu olup olmadığına karar vermesi gerektiğini, mahkemece sözleşme gereğinin yerine getirilip getirilmediğinin, gecikme olup olmadığının, gecikme var ise iskonto şartının uygulanıp uygulanmayacağının araştırılmadığını, sadece itirazi kayıt olmaksızın işin teslim alındığından bahsederek bu yöndeki savunmalarını reddettiğini, davacı tarafın bu yönde bir itiraz ve savunması olmadığını, Mahkemenin bu hususu resen dikkate alamayacağını, kaldı ki bir teslim belgesi de bulunmadığını belirterek, kararın kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.Taraflar arasındaki uyuşmazlık, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu 470 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Davacı yüklenici, davalı iş sahibidir.Taraflar arasında, davalı iş sahibine ait Gemlik ilçesi Hamidiye Mahallesi Sumak Sokak No:10 adresinde bulunan yapıdaki mutfak dolapları ve daire iç kapılarının davacı yüklenici tarafından 85.000,00 TL bedelle yapılmasına ilişkin 23/11/2012 tarihli sözleşme imzalanmıştır. Sözleşmede dolap ve kapıların adetleri ve nitelikleri belirlenmiştir. Davacı, sözleşmede kararlaştırılan işlere ilişkin edimini ifa ettiği halde davalının sözleşme bedelini ödemediğini ileri sürmüştür. Davalı ise, bir kısım işlerin eksik yapıldığını ve sözleşmeye aykırı malzeme kullanıldığını, işin geç teslim edildiğini, yapılan 65.000,00 TL’lik ödemenin davacının yaptığı işin mevcut hali için yeterli olduğunu savunmuştur.Davacı toplam 54.374,40 TL bedelli üç adet fatura düzenlemiş olup, bu faturalar davalı defterlerinde kayıtlı bulunmaktadırlar. Davalı defter kayıtlarına göre, davacıya 25.000,00 TL tutarlı senet vermek ve 1.600,00 TL ve 3.000,00 TL nakit ödeme yapmak suretiyle ödemelerde bulunmuş olup, davacıya bakiye 24.774,00 TL borçlu gözükmektedir.Ancak, 1.600,00 ve 3.000,00 TL’lik ödeme belgeleri ibraz olunmamıştır. Davalının bu ödemeleri işletme defteri tuttuğu için davacı defterlerinde kayıtlı değildir.Dosya kapsamı değerlendirildiğinde, davalı tarafça davacı yüklenicinin işi eksik yaptığı ve sözleşmeye aykırı malzeme kullandığı ileri sürülmüş ise de, davalı vekilinin sunduğu davaya cevap dilekçesinde “eksik işler bedeli düşüldükten sonra davacıya 65.000,00 TL tutarında çek ve bonolar ile ödeme yapıldığı”, istinaf dilekçesinde ise “tarafların anlaşması neticesinde yapılan iş bedelinin (sözleşmeye aykırı ve eksik işler bedeli düşüldükten sonra) 10.000,00 TL’lik 15.10.2013 keşide tarihli müşteri çeki ve 23.10.2013 tanzim tarihli 25.000,00 TL’lik iki adet bononun davacıya verilmesi suretiyle ödendiği, ayrıca 1.600,00 TL ve 3.000,00 TL nakit olarak elden ödendiği” belirtilmek suretiyle, eksik ve ayıplar düşüldükten sonra davacının toplam alacağının 65.000,00 TL olduğunun kabul edilmiş olduğu, ancak Mahkemece davacının toplam alacağının düzenlediği faturalar doğrultusunda 54.374,40 TL olarak kabul edilmiş olmasına karşı davacı tarafça istinaf başvurusunda bulunulmadığından bu bedelin dikkate alınması gerektiği, davaya konu icra takibinde talep edilen asıl alacağın ise sadece 25.000,00 TL olduğu, davalı vekilinin bu beyanları karşısında eksik ve ayıplı ifa savunmasına ilişkin olarak ayrıca bir araştırmaya gerek bulunmadığı, davalı tarafın söz konusu iş bedelini ödediğini iddia ettiği 2 adet 25.000,00 TL’lik senet ile 1 adet 10.000,00 TL’lik çekten sadece 25.12.2013 vade tarihli 25.000,00 TL’lik senedin kendi defterlerinde ödeme olarak kayıtlı olduğu ve davalı tarafça sunulan senet fotokopisi ve …i Bankasının 25.12.2013 tarihli senet ödemesi dekontuna göre bu sendin davacının ciro ettiği …A.Ş.’ye ödenmiş olduğu, diğer senet ve çeke ilişkin ise davalı defterlerinde bir kaydı bulunmadığı, 1.600,00 TL ve 3.000,00 TL’lik elden ödeme kayıtlarına ilişkin olarak bir ödeme belgesi ibraz edilemediği, bu ödemelerin işletme defteri tuttuğu için davacı defter kayıtlarında da yer almadıkları, 1.600,00 TL’ye ilişkin sunulan … Bakasından 21.07.2015 tarihinde para çekme dekontunun sadece davalının para çekmesine ilişkin olduğu, bu bedelin davacıya ödendiğine dair bir kayıt sunulmadığı, davacı vekilince sunulan 07.02.2019 tarihli beyan dilekçesinde ve istinafa cevap dilekçesinde davalı defterlerinde kayıtlı olan 25.12.2013 vade tarihli 25.000,00 TL’lik senede dair bir itiraz bulunmamakla birlikte, kayıtlı olmayan 25.01.2014 vade tarihli 25.000,00 TL’lik senet ile 15.10.2013 keşide tarihli 10.000,00 TL’lik çekin takip konusu alacağa ilişkin olmadığının belirtildiği, davalının kendisi aleyhine kesin delil teşkil eden ticari defterlerinde bu senet ve çek ödemelerine dair bir kayıt bulunmaması ve davalı tarafça dosyaya önlü-arkalı fotokopileri sunulan bu senet ve çek üzerinde bunların davaya konu eser sözleşmesi ilişkisi kapsamında verildiğine dair bir kayıt yer almaması karşısında, bu senet ve çek bedelleri davacının cirosu sonrasında ödenmiş olsalar dahi bu ödemelerin davaya konu sözleşme ilişkisi kapsamında yapılmış ödemeler olarak kabul edilemeyecekleri, bu nedenle davalı vekilince bu senet ve çeke dair sunulan davacının ciro kayıtlarını içeren fotokopilerin ve senede dair ödeme makbuzunun bir önemi bulunmadığı, tacir olan davalının ödeme edimini usulüne uygun olarak yerine getirmiş olması gerektiği, aksi halde bunun neticelerine katlanmak zorunda olduğu, cevap dilekçesinde yemin deliline de açık bir şekilde dayanılmadığı, dosya kapsamına göre davalı tarafça ifanın çekincesiz olarak kabul edilmiş olduğu açıkça ortada olduğundan, davalının ifaya ekli cezai şart niteliğinde bulunan sözleşmedeki %30 iskontoyu (cezai şartı) davacıdan isteyemeyeceği, bu hususun Mahkemece re’sen göz önünde bulundurulması gerektiği, ilk derece mahkemesince de bu gerekçeler doğrultusunda yazılı olduğu şekilde davanın kabulüne karar verilmiş olmasının usul ve yasaya uygun bulunduğu anlaşılmıştır.Açıklanan nedenlerle, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzeni gözetilerek yapılan istinaf incelemesi sonucunda, dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenler ve ileri sürülen istinaf sebeplerine göre, mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1. bendi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-BURSA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin 30/05/2019 tarih ve 2017/1282 Esas, 2019/693 Karar sayılı kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan REDDİNE, 2-Alınması gereken 2.369,44 TL nisbi istinaf karar harcından davalı tarafça peşin olarak yatırılan 592,00 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.777,44 TL harcın davalıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,3-Davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde BIRAKILMASINA,4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince KESİN olmak üzere 20/12/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.