Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 53. Hukuk Dairesi 2022/1153 E. 2023/269 K. 21.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
53.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/1153
KARAR NO: 2023/269
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 08/02/2021
NUMARASI: 2014/1069 Esas, 2021/95 Karar
DAVANIN KONUSU: Alacak
KARAR TARİHİ: 21/03/2023
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili, müvekkili şirket ile davalılar arasında 16.07.2013 tarihinde “malzemeli, işçilikli kaba inşaat yapılması” için sözleşme akdedildiğini, bu sözleşme uyarınca müvekkili şirketin İstanbul İli, Büyükçekmece İlçesi, … Mahallesi, … ada, … parsel üzerinde bulunan gayrimenkul üzerinde kaba yapı işleri, site çevre perde duvarları ve çatı anahtar teslim yapım işine başlamış olduğunu, sözleşmeye konu gayrimenkulün maliki … Tekstil…A.Ş. ile davalılardan …İnşaat -…arasında kat karşılığı inşaat sözleşmesi bulunduğunu, ancak İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından 20.11.2013 tarihinde inşaatın taraflarıyla ilgili olmayan sebeplerle durdurulduğunu, daha sonra karşı tarafın beyanına göre işbu yürütmenin durdurulmuş olduğunu, sonrasında davalı … İnşaat-… tarafından gönderilen 28.02.2014 tarihli ihtarname ile müvekkili tarafından inşaatın gereği gibi yapılmadığının iddia edildiğini, bu ihtara karşı 07.03.2014 tarihli cevabi ihtarın gönderildiğini, bu ihtar sürecinde davalı tarafın (… İnşaat-…) fiilen inşaat alanına girdiğini ve inşaata devam ettiğini, müvekkilinin çalışmasına müsaade etmediği gibi hak edişlerini de ödemediğini, yani sözleşmeyi fiilen feshettiğini, sözleşmenin 1.05.1 maddesi hükmüne göre; alt yüklenici ile kaba inşaat birim maliyetinin 200 TL olarak anlaşma yapıldığını, iş karşılığı verilecek daire m2 fiyatının da 2.000 TL olduğunu kabulle, % 60 bartır % 40 ödeme olarak anlaşmaya varıldığını, müvekkilinin söz konusu haklarının davalılarca ifa edilmediğini, bahsi geçen yerde Büyükçekmece 2. Sulh Hukuk Mahkemesi 2014/31 D.iş nosu ile 14.03.2014 tarihinde keşif yaptırıldığını, tespit sırasında inşaat alanında davalı çalışanları olduğunun görüldüğünü, davalı yüklenici olan … İnşaat – …’in inşaatın zor kısımlarını davacıya yaptırdıktan sonra hakedişlerini ödememek için inşaatı kendisinin devam ettirdiğini, olayın bu duruma gelmesinde müvekkilinin kusuru bulunmadığını, davalıların haksız olarak sözleşme şartlarını ihlal ederek fiili bir durum yarattıklarını belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere şimdilik 300.000,00 TL alacağının reeskont faizi ile davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı … cevabında, tarafına 03.12.2014 tarihinde tebliğ edilen tensip tutanağında adı geçen davacı … İnşaat Ltd.Şirketi tarafından, … İnşaat … ile aralarında imzalanan 16.07.2013 tarihli Malzemeli İşçilikli Kaba İnşaat Yapılması Alt Taşaron Sözleşmesi’ne istinaden, edimlerini yerine getirmediğinden dolayı dava açıldığını, …’le birlikte ortak sıfatı ile kendisinin de dava edildiğini, söz konusu firmada herhangi bir yetkisinin veya ortaklığının olmadığını, mimar olmasından dolayı müteahhit olarak tanıdığı …’e dışarıdan destek verdiğini, … ile davacı şirket arasında sözleşme akdedilmesi aşamasında kendilerine yardımcı olduğunu, hakediş yapılmasında veya inşaat sahasında mimar olarak çalışmasının bu şirkete ortak olması anlamına gelmediğini, daha sonraki aşamalarda davacı şirketi dahi çalışan mimar olarak denetlediğini, kendi adını sözleşmeyi hazırlayan … İnşaat’ın kendisine çok güvendiğini söyleyerek yazdığını, ancak kendisinin bunun ona bir yararı olmayacağını çünkü bu firmada bir yetkisi olmadığını söylediğini, …’ten aldığı ve dilekçesi ekine koyduğu sözleşmede imzasının bulunmadığını, ismini, kimlik numarasını bile yanlış yazdıklarını, … İnşaat’ın arsa sahibi … Tekstil ile yaptığı 18.06.2013 tarihli ana sözleşmede de imzasının ve yetkisinin olmadığını, … firmasında herhangi bir muhasebe, SGK vs. evrakında, sicil gazetesinde, vergi levhasında isminin olmadığını, ortak veya ücretli çalışan olmadığını, … İnşaat …’in şahıs firması olduğunu … TC kimlik numarasına kayıtlı bir firma ve tek sahibi olduğunu, buna dair evrakları dilekçesi ekine sunduğunu belirterek, davanın kendisi bakımından husumet/taraf sıfatı yokluğundan reddini talep etmiştir. Davalı … cevabında, … İnşaat’ın dosyaya tek bir fatura, dekont, makbuz, SGK kaydı vs bile ibraz etmeden, (alınan tüm demir, beton, asmolen, membran faturalı ve irsaliyeli olmak zorunda olduğunu) alacak iddiasında bulunmasının kabul edilemez olduğunu, demir, asmolen, membran ve beton faturalarını, defter kayıtlarını, işçi sigortalarını, ödemelerini dosyaya ibraz etmediklerini, işin süresinde bitirilemeyeceğinin anlaşılması üzerine, %10 mertebesinden sonraki tüm işlerin ve nalbur ödemelerinin kendisi tarafından yapıldığını, ayrıca iş İBB tarafından durdurulmadan önce davacı malzeme temin edemediğinden bir çok malzeme parasının kendisi tarafından ödendiğini, bu nedenle sözleşmenin 1.05.1 maddesi gereğince iş bedeline mahsuben davacı şirketin yetkilisi olan … adına tahsisi yapılan dava konusu İstanbul İli Büyükçekmece İlçesi … Mah. … Ada, … Parsel sayılı taşınmazdaki … Blok zemin kat … numaralı bağımsız bölüme, Büyükçekmece 1. Asliye Hukuk Mahkemesi 2018/8 Esas sayılı dosya ile tapu iptal ve tescil davası açtığını ve bu daireye mahkemece ihtiyati tedbir konduğunu, davanın derdest olduğunu belirterek, kendileri tarafından yapılan ve aslında davacı tarafından yapılması gereken eksik işlerin bedelinin, alınan malzeme bedellerinin, işçilere ve 3. şahıslara olan borçlarının (beton, demir, asmolen, işçilikler) ödenmesini, kapattığı sigorta ve vergi borçlarının hesaplanarak uğradığı maddi manevi telafisi imkansız zararlar hariç kendisine ödenmesini talep etmiştir. Mahkemece, alınan bilirkişi raporuna göre, davacı ve davalı Müteahhit … İnşaat – … arasındaki 16.07.2013 tarihli Malzemeli İşçilikli Kaba İnşaat Yapılması Alt Taşaron Sözleşmesi’ne istinaden alt yüklenici davacı tarafından yapılan işler karşılığının davacıya Büyükçekmece 1. Asliye Hukuk Mahkemesi 2018 / 8 Esas sayılı dosyada, davalının tedbir koyduğu ve davacıya iş karşılığı barter olarak verdiğini iddia ettiği, bilirkişiler tarafından da bu dairenin, arsa sahibiyle müteahhit arasında yapılan sözleşme ekindeki krokiye göre, müteahhit …’a verilmesi gereken daire iken, arsa sahibinin bu daireyi müteahhidin alt taşeronuna para ile satması hayatın olağan akışına aykırı olduğunun tespit edildiği aynı zamanda, bu dairenin iş karşılığı alındığı davacı vekili tarafından başka bir dosyada ikrar edildiğinden bu dairenin de … tarafından alt taşaron … İnşaat yetkilisine iş karşılığı olarak verildiğini kabulle bahse konu işlerin yapıldığı yer olan, Büyükçekmece … mahallesi … ada, … parselde … nolu dairenin bedeli de ödeme olarak eklendiğinde dosyaya ibraz edilen ödemler toplamı sonucunda Müteahhit … İnşaat …’in, … Turizm Petrol Nakliyat Sanayi Ve Ticaret Ltd. Şti.’ne fazladan yaptığı ödeme miktarı; 1.003.400,00 TL (bir milyon üç bin dört yüz TL) olduğu tespit edildiğinden davalı Müteahhit … İnşaat – … yönünden davanın esastan reddi gerektiği, davalı … yönünden ise, davalı Müteahhit … İnşaat – …’in şahıs firması olduğu, herhangi bir ortaklık vs bulunmadığı dosyaya sunulan vergi levhası, Ticaret Sicil gazetesi ve tüm evraklardan anlaşıldığından husumet yokluğu nedeni ile davanın reddi gerektiği gerekçesiyle, davanın …yönünden husumet yokluğu nedeni ile reddine, davalı … ‘e karşı açılan davanın esastan reddine, karar verilmiştir. Davacı vekili istinafında, dava dilekçesindeki anlatımlarını tekrar etmiş, Büyükçekmece 2.Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2014/31 değişik iş dosyasından alınan raporun sonuç kısmında; alanlar toplamı (temel seviyesi,döşeme seviyesi ve perde alanları) 5.680,52 m2 olup, sözleşme hükümlerine göre 5.680,52 m2 *2000TL/M2=1.136.104,00 TL.olduğunun, diğer seçeneğe göre ise; bu bedelin %40 nakden (445.441,60 TL) kalan %60 barter 341 m2 tekabül edecek daire alınması gerekeceğinin tespit edildiğini, mahkemenin ise itirazlarına rağmen yargılama aşamasında alınan 09/03/2020 tarihli bilirkişi raporu esas alınarak davanın reddedildiğini, tespit raporu ile bu rapor arasında derin farklılık ve çelişkiler bulunduğunu, bu nedenle yeni bir bilirkişi heyetinden rapor alınması gerektiği halde bu taleplerinin reddedildiğini, mahkemece alınan raporda … Tekstil’in cevap dilekçesinden bahsedildiğini, ancak bu şirketin davada bir sıfatı olmadığını, bu nedenle cevap dilekçesinden raporda bahsedilmeyeceğini, gerekçeli kararın deliller ve gerekçe kısmında da … Tesktil Şirketinden davalı olarak bahsedilmekte olduğunu, ayrıca Büyükçekmece 1.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2018/8 e.sayılı dosyası sanki huzurdaki dava ile birleştirilmiş gibi tespitler yapıldığını, huzurdaki dava ile ilgili olmayan ; İstanbul ili Büyükçekmece İlçesi, … Mah. … ada, … parselde bulunan … Blok … nolu bağımsız bölümün hesaplamaya dahil edildiğini ve sanki davacıya ödeme yapılmış olarak sayıldığını, davalı … yönünden husumet yokluğu nedeniyle ret kararının da yerinde olmadığını, davacı müvekkil ile davalı … arasında davaya konu 16.07.2013 tarihli sözleşmenin akdedildiğini, müvekkiline raporda ifade edildiği gibi bir ödeme yapılmadığını, davalı tarafın neye göre hangi faturaya göre ve hangi banka ödeme dekontuna göre bu şekilde ödeme yaptığı hususunun izaha muhtaç olduğunu, genel bir ifadeyle davalı tarafın sunmuş olduğu faturalar dikkate alınarak Raporun 15. ve 16. sayfasında (7 ) adet fatura ve makbuzlardan bahsedildiğini, (bu belgeler içinde 2014 yılına ait evraklar bile bulunduğunu) bu faturaların bir kısmının zaten sözleşme tarihi içinde olmadığı gibi, davacı müvekkili şirketle bir ilgisi de olmadığını, bu belgelere istinaden hesaplama yapılmasının doğru olmadığını, davalı tarafın inşaat alanından müvekkilini haksız olarak çıkardıktan sonra; yapmış olduğu giderlere ilişkin fatura ve ödemeleri olduğunu belirttiğini, bu ödeme ve makbuzların davacı müvekkili şirketle ilgisi olmadığını, bilirkişi raporunun sonuç kısmında davalı tarafın ticari defterlerinin sunulmadığının ve harcamalara konu faturaların defter kayıtlarının tespit edilemediğinin belirtildiğini, dinlenen davacı tanıklarından … ve …’in beyanları dikkate alındığında davaya konu inşaatın; … blokda … kat ve …katın kolonlarının, … blokda … Katın ve … Blokta temelinin davacı şirket tarafından yapıldığını ortaya çıkmakta olduğunu, gerekçeli kararda bu hususların gözardı edildiğini belirterek, kararın kaldırılarak, her iki davalı yönünden davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. Taraflar arasındaki uyuşmazlık, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu 470 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Davacı alt yüklenici, davalı yüklenicidir. Dava, taraflar arasında imzalanan 16.07.2013 tarihli Malzemeli İşçilikli Kaba İnşaat Yapılması Alt Taşaron Sözleşmesi’ne dayalı olarak, işin ifası devam ederken davalı tarafça haksız şekilde sözleşmenin fiilen feshedildiği iddiasıyla, davacı alt yüklenici tarafından yapılan işlerin ve bunların karşılığında sözleşmeye göre hak edilen iş bedelinin tespiti ile bu kapsamda şimdilik 300.000,00 TL alacağın davalılardan tahsili talebine ilişkindir. Davalı … tarafından, sözleşmede imzası bulunmadığı belirtilerek kendisi bakımından davanın husumetten reddine karar verilmesi istenmiştir. Davalı … (… İnşaat) ise, davacının iddiasının ispatına ilişkin olarak bir delil sunamadığını, işin süresinde bitirilemeyeceğinin anlaşılması üzerine, %10 mertebesinden sonraki tüm işlerin ve nalbur ödemelerinin kendisi tarafından yapıldığını, ayrıca iş İBB tarafından durdurulmadan önce davacı malzeme temin edemediğinden bir çok malzeme parasının kendisi tarafından ödendiğini, bu nedenle sözleşmenin 1.05.1 maddesi gereğince iş bedeline mahsuben davacı şirketin yetkilisi olan …’e dava konusu binadan devri yapılan … Blok … numaralı dairenin tapusunun iptaline ilişkin olarak Büyükçekmece 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2018/8 Esas sayılı dosyasından dava açtıklarını belirterek davanın reddini talep etmiştir. Mahkemece, 16.07.2013 tarihli sözleşmenin sadece davalılardan … (… İnşaat) ile akdedildiği gerekçesiyle davalı … bakımından davanın husumet yokluğundan reddine karar verilmiş ve davalı … tarafından sözleşmede imzası bulunmadığı savunulmuş ise de, dava dilekçesi ekinde fotokopisi sunulan bu sözleşmenin bütün sayfalarında davacı ve davalı …’le birlikte … adına atılmış bulunan imzaların da yer aldığı, sözleşmenin 2. Sayfasının altına el yazısı ile … adının da yazılmış olduğu, sözleşmenin 1.01 ve 1.02 maddelerinde …nin de … ile birlikte yüklenici olarak ifade edilmiş olduğu görülmektedir. Mahkemece, davacı tarafın 16.07.2013 tarihli sözleşme aslını dosyaya sunması sağlanarak, davalı … isticvap edilip, adına atılmış bulunan imzaların ve 2. Sayfadaki ismine dair el yazısının kendisine ait olup olmadığının sorulması, kendisine ait olmadığının belirtilmesi halinde bu imza ve yazıların ona ait olup olmadığına dair usulünce yazı ve imza örnekleri alınmak ve ilgili yerlerden toplanmak suretiyle bilirkişi incelemesi yaptırılması ve neticesine göre bu davalı bakımından husumet itirazının yeniden değerlendirilmesi gerekirken, bu yönde bir inceleme ve araştırmaya gidilmemiş olması usul ve yasaya aykırı olmuştur. Diğer davalı … (… İnşaat) bakımından verilen esastan ret kararı değerlendirildiğinde ise; Öncelikle, yukarıda belirtildiği üzere, davacı … İnşaat tarafından açılan iş bu davada taraflar arasındaki 16.07.2013 tarihli sözleşme kapsamında hak edilen iş bedelinin davalılardan tahsili talep edilmiş, davalılardan … tarafından ise davacının işin çok az bir miktarını yaptığı, pek çok malzeme bedelinin kendisi tarafından ödendiği, bu nedenle sözleşme kapsamında iş bedeline mahsuben davacı şirketin yetkilisi …’e dava konusu binadan devri yapılan … Blok … numaralı dairenin tapusunun iptali için Büyükçekmece 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2018/8 Esas sayılı dosyasından dava açtıkları belirtilmiştir. Davalılar vekilince yargılamanın devamı sırasında her iki davanın birleştirilmesini talep edilmiş ancak Mahkemece 9. Celse ara kararıyla bu talebin sonra değerlendirileceği belirtilmesine rağmen sonrasında bu talebe ilişkin bir değerlendirme yapılmamıştır.Büyükçekmece 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2018/8 Esas sayılı dosyasında; davacı … İnşaat – … tarafından davalılar …Ltd.Şti. ve …’e karşı açılan davada, … tarafından dosyamıza sunulan cevap dilekçesindeki anlatım ve iddialara dayalı olarak, dosyamıza da konu olan 16.07.2013 tarihli eser sözleşmesine ilişkin iş bedelinin ifası kapsamında davalı …’e devredilen … Blok … numaralı taşınmazın tapusunun iptali ile davacı adına tescili, olmadığı takdirde bedelinin davalılardan tazmini ile davalı … İnşaat’a fazladan yapıldığı ileri sürülen bedellerin tespiti ve fazla yapılan bu ödemelerin davalılardan tahsili talep edilmiştir ve bu dava halen derdest olup duruşması 09.05.2023 tarihine bırakılmıştır. Dosyamız davacısı olan … İnşaat o davaya cevabında, öncelikle zamanaşımı def’inde bulunmuş, istinafa konu bu dosyanın bekletici mesele yapılmasını talep etmiş, davaya konu bağımsız bölümün …’den değil dava dışı … şirketinden devraldığını ve iddia edildiği gibi edimleri yerine getirmemezlik yapmadıklarını belirterek davanın reddini istemiştir. HMK’nın 166/4. maddesine göre, davaların aynı veya birbirine benzer sebeplerden doğması ya da biri hakkında verilecek hükmün diğerini etkileyecek nitelikte bulunması durumunda, bağlantı varsayılır. Yukarıda her iki davaya ilişkin yapılan açıklamalar göz önünde bulundurulduğunda, iki davanın konusu ve tarafları bakımından aralarında hukuki ve fiili irtibat bulunduğundan, davalardan biri hakkında verilecek karar diğerlerini de etkileyeceğinden, davaların birlikte görülmesinde, gerek usûl ekonomisi ve gerekse birbirleriyle çelişkili kararların çıkmasının önlenmesi bakımından fayda bulunmaktadır. Bu durumda mahkemece, bu davaların birlikte görülüp sonuçlandırılması için, HMK’nın 166. maddesi uyarınca, sonradan açılmış olduğu anlaşılan Büyükçekmece 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2018/8 Esas sayılı dosyasının bu dava ile birleştirilmesi sağlandıktan sonra davanın esası hakkında bir değerlendirme yapılması gerekirken, bu yön gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır. Ayrıca, her ne kadar mahkemece alınan mevcut bilirkişi heyeti raporuna dayalı olarak bir karar verilmiş ise de, söz konusu raporda daha önce yaptırılan delil tespiti raporunun esas alınamayacağı ve İBB tarafından işin durdurulduğu tarihteki fotoğraflar üzerinden net bir sonuca varılamadığı belirtilmesine rağmen, davacı alt yüklenicinin İBB tarafından işin durdurulduğu tarihe kadar yaptığı işin %10 seviyesinde olduğunun neye göre tespit edildiğinin açıklanmadığı, sadece dosyadaki belgelere ve tanık anlatımlarına göre bir değerlendirme yapıldığının belirtilmesiyle yetinildiği, davalı tarafça yapıldığı belirtilen ödemelerin tanık beyanlarına ve davalı tarafça yapıldığı belirtilen ödemeler toplamına göre belirlendiği, rapora yazılan ödemeler miktarının davalı …’in cevap dilekçesindekilerin toplamından ibaret olduğu, bunlara dair bir denetleme ve ayrıntılı değerlendirme yapılmadığı, … Blok … Nolu daireye ilişkin davalı tarafça takdir edilen değerin de bu ödemelere dahil olduğu, bu değerin yerinde olup olmadığına dair de raporda bir değerlendirme yapılmadığı, buna göre, söz konusu raporun hükme esas alınamayacağı, Mahkemece, davaya konu hususta uzmanlığı bulunan bir bilirkişi heyeti eşliğinde mahallinde keşif yapılmak suretiyle, davacının işin yapımını bırakmış olduğu tarih itibariyle yaptığını iddia ettiği tüm işlerin dosya kapsamına sunulan tüm delilleri de göz önünde bulundurulmak suretiyle kalem kalem net ve denetime elverişli bir şekilde belirletilmesi, yapılacak bu belirlemeye göre taraflar arasındaki sözleşmede öngörülen toplam iş bedeli ve ödeme usulüne göre hak ettiği toplam iş bedelinin belirletilmesi, belirlenen bu bedelden davalı tarafça ispat edilen ödemelerin düşülmesi, davalı tarafça ileri sürülen ödeme iddialarından … Blok … Nolu dairenin devrinin sözleşme bedeline mahsuben sayılıp sayılamayacağının ve buna biçilen değerin yerinde olup olmadığının birleşecek olan dava ile birlikte değerlendirilmesi, davacının ödemesi gerektiği halde davalı tarafça ödendiği belirtilen ödeme iddialarının tek tek incelenerek gerçekten davacının davaya konu sözleşme kapsamında ödemesi gerekirken onun ödememesi nedeniyle davalı tarafça yapılan ödemeler olup olmadıklarının, yani davacının hak ettiği toplam iş bedelinden bu ödemelerin mahsubunun gerekip gerekmediğinin net bir şekilde açıklığa kavuşturulması, neticesine göre davacının talep edebileceği bir iş bedeli alacağının olup olmadığının değerlendirilerek bir karar verilmesi gerekirken, bu yönde usulüne uygun bir bilirkişi incelemesi yaptırılmadan ve söz konusu hususlar değerlendirilmeden yukarıda yazılı olduğu şekilde karar verilmiş olması da usul ve yasaya aykırı olmuştur.Açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin istinaf talebinin kabulü ile usul ve yasaya uygun bulunmayan yerel mahkeme kararının 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince kaldırılarak, yukarıda açıklanan şekilde inceleme ve araştırma yapıldıktan sonra oluşacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi için dosyanın yerel mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE,2-İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 08/02/2021 tarih, 2014/1069 Esas, 2021/95 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,3-Dosyanın Dairemiz kararına uygun şekilde inceleme yapılarak yeniden bir karar verilmek üzere yerel mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 4-Davacı tarafından yatırılan istinaf karar harcının istek halinde kendisine İADESİNE, 5-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda DİKKATE ALINMASINA,6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince KESİN olmak üzere 21/03/2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.