Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 53. Hukuk Dairesi 2022/112 E. 2022/429 K. 20.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
53.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/112
KARAR NO: 2022/429
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 06/09/2019
NUMARASI: 2017/1193 Esas, 2019/830 Karar
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ: 20/12/2022
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesi ile, müvekkilinin davalıya ütü-paket işi yaptığını, ancak davalının iş bedeline ilişkin faturaları ödemediğini, alacağın tahsili hususunda Bakırköy … icra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası üzerinden yapılan takibe davalının haksız itirazı üzerine takibin durduğunu beyanla itirazın iptali ile takibin devamını, davalı tarafın % 20 oranından az olmamak üzere icra/inkar tazminatı ile mahkumiyetine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacı tarafa ütü paket işi yapmak üzere yaklaşık 10.000 adet ürün teslim edildiğini, davacının hem ütü hem de kolileme işini eksik ve yanlış yapması nedeniyle bu işin tekrardan dava dışı … Tekstil-… isimli iş yerine sevk edildiğini, davacı tarafın Beyoğlu … Noterliği’nin 24/11/2017 tarih … nolu ihtarnamesinde kendisine teslim edilen ürünleri doğrudan “… ” firmasına sevk ettiğini bildirmiş ise de bunun gerçek olmadığını, davacı tarafça düzenlenen fatura içeriklerine Bakırköy …Noterliğinin 20/11/2017 tarih … yevmiye nolu ihtarnamesi ile itiraz edildiğini yapılan takibin haksız itirazın ise yerinde olduğunu beyanla davanın reddini savunmuştur. Mahkemece; davalı tarafın noter vasıtasıyla 20/Kasım/2017 tarihinde “birinci ve ikinci kalite ürünlerin aynı kolilere paketlenerek yerleştirildiği, ürünlerin kontrol edilemediği, ürünlerin depodan geri geldiği, ürünlerin yerinde kontrolünde müşteri tarafından 3 defa reddedildiği” gibi nedenlerle ayıp ihbarında bulunduğu ve kendilerine tebliğ edilen takip dayanağı faturaya itiraz ettiği, davacı tarafın ayıp iddiasını kabul etmediği, diğer yandan davalı delili olarak sunulan dava dışı … Tekstil- … isimli işyeri tarafından davalı adına düzenlenen irsaliyeli faturalar ile … Firması tarafından 23/10/2017 tarihli Optik Kalite Kontrol formunda, ürün türü, yapılan işin niteliği vs unsurları taşımadığından dava konusu ürünler ve davacı tarafından fason olarak yapılan iş ile ilişiklendirilemediği, ütü ve paketleme işi yapılan ürünler ile ilgili tarafsız kişi ve kuruluşlarca yapılmış her hangi bir tespit raporu bulunmadığı, söz konusu ürünlerin bilirkişi incelemesine de sunulmadığından ayıplı ifa savunmasının ispatlanamadığı, sonuçta davacının yaptığı ütü- paketleme işi bedelinin davalıdan tahsili gerektiği, davacının davalı taraftan tahsili gereken alacağının 19.866,29 TL olduğu, davalı/borçlunun bu miktardaki likit alacağa vaki haksız itirazı ile takibin durmasına sebebiyet verdiği gerekçesi ile; Davanın KISMEN KABULÜNE, Davalı/borçlunun Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası üzerinden takipte 19.866,29 TL’lik kısmına vaki itirazının iptali ile takibin bu miktar üzerinden devamına, Takip konusu asıl alacağa – davacının talebi aşılmamak üzere- takip tarihinden itibaren 3095 sayılı Kanun’un 4489 Sayılı Kanun ile değişik 2.md gereğince TC Merkez Bankası tarafından kısa vadeli avans kredilerine uygulanan faiz oranları dikkate alınarak yıllık % 9,75 ve değişen oranlarda basit usulde (3095 S.K. Md 3.) temerrüt faizi uygulanmasına, Likit alacağa vaki haksız itirazı ile takibin durmasına sebebiyet veren davalı/ borçlunun hüküm altına alınan alacağın % 20’si oranında icra/inkar tazminatı ile mahkumiyetine, Fazlaya ilişkin talebin reddine, karar verilmiş, karara karşı davalı vekili istinafa başvurmuştur. Davalı vekili istinaf dilekçesi ile, icra takibine konu her iki faturanında müvekkili şirket çalışanlarına tebliğ edilmediğini, faturalarda müvekkili şirketten her hangi bir kişiye teslim edildiğine dair bir ibare veya imza bulunmadığını, davacının dava dilekçesinin ekinde faturaları müvekkil şirket çalını …’e teslim ettiğine dair sunmuş olduğu belgelerin doğru olmadığını, sahte olduğunu, …’in müvekkili adına evrak alma yetkisi bulunmadığını, …’in davacının arkadaşı olduğunu, müvekkili şirketten ayrıldıktan sonra davacının ricası üzerine söz konusu faturaları 20.10.2017 ve 31.10.2017 tarihlerinde devralmış gibi söz konusu belgelere imza attığını, davacının ütü paket ve kolileme işlemini gereği gibi yapamaması nedeni ile yaklaşık 10.000 adet ürünün tekrardan ütü paket ve kolileme işleminin yapılması için … Tekstil-… isimli iş yerine sevk edildiğini ve tüm ütü paket işlemi ile kolileme işlemlerinin … Tekstil-… isimli iş yerinde yaptırıldığını, … Tekstil-… tarafından müvekkili şirkete bu işlem için kesilen faturayı sunduklarını, davacı tarafın ayıp ihbarının süresinde yapılmadığı iddiasının doğru olmadığını, müvekkilinin ürünleri teslim alır almaz tüm ayıpları bildirdiğini, davacının ayıpları kabul ettiğini, davacının, Beyoğlu … Noterliğinin 24.11.2017 tarihli ve … yevmiye numaralı ihtarnamesinde kendisine teslim edilen ürünlerin ütü paket işlemlerini doğrudan …’a sevk ettiğini beyan ettiğini, davacının bu beyanının gerçek olmadığını. davacının, ütü paket işlemlerini yapamadığını bu nedenle ürünleri müvekkili şirkete teslim ettiğini. müvekkilinin bunun üzerine ürünleri başka bir iş yerinde ütü paket işlemlerini yaptırdığını ve ürünleri, birinci cevap dilekçesinin ekinde Ek-2 olarak sundukları … seri-sıra numaralı sevk irsaliyesinden de anlaşılacağı üzere …’a bizzat kendisinin teslim ettiğini, davacı tarafından yapılan ütü paket işleminin ayıplı yapıldığını, mahkemece ayıplı ürünler üzerinde bağımsız makamlarca ayıp incelemesi yapılmadığının gerekçe gösterildiğini, müvekkili tarafından ütü paket işleminin ayıplı yapıldığının davacıya bildirildiğini, ürünlerde ayıp olduğunun bizzat davacı tarafından kabul edildiğini, davacının ürünlerdeki ayıbı gideremeyeceğini ve tüm sorunluluğun kendisinde olduğunu söylemesi üzerine bu defa ürünlerin başka bir firmaya sevk edildiğini ve ütü paket işleminin tekrar yaptırıldığını, davacı tarafından yapılan ütü paket işleminin ayıplı olduğu, süresinde ayıp ihbarında bulunulduğu, davaya konu faturaların müvekkil şirket çalışanları tarafından teslim alınmadığı, … isimli şahsın fatura tebliğ almaya yetkili olmadığı, işten ayrıldıktan sonra geçmişe dönük olarak sahte evrak hazırladıkları hususlarında tanık dinletme talebinde bulunduklarını ve tanık listesini sunduklarını, ancak mahkemece tanıkları dinlenmeden tüm delilleri toplanmadan karar verildiğini, mahkemece icra inkâr tazminatına hükmedilmesinin de hatalı olduğunu, müvekkilinin kötü niyetli olmadığını belirterek istinaf başvurusunda bulunmuştur. Dava, eser sözleşmesinden kaynaklı ödenmeyen fatura alacağının tahsili için yapılan takibe itirazın iptaline ilişkin olup, davacı yüklenici, davalı iş sahibidir.Davacı vekili taraflar arasında sözlü eser sözleşme gereğince müvekkilinin davalıya ütü -paket işi yaptığını, düzenlenen fatura bedellerinin ödenmediğini yaptıkları takibe haksız itiraz edildiğini belirterek itirazın iptalini talep etmiş, davalı yapılan işin ayıplı olduğunu, davacının ayıplı edimini başka firmaya giderttiklerini, faturaları kabul etmediklerini ve iade ettiklerini belirterek davanın reddini talep etmiştir. Davalı, cevap dilekçesinde ve ihtarnamesinde, işi teslim aldığını kabul ettiğinden, dava ve takibe konu faturadaki tutarlara (işin bedeline) itiraz etmediğinden, ihtarname ile faturaları iade ettiğinden faturaların kime teslim edildiğinin ve teslim alanın yetkili olup olmadığının önemi bulunmamaktadır. Eser sözleşmesinde yüklenici işi yapıp teslim ettiğini, iş sahibi de bedeli ödediğini ispat külfeti altındadır.İşin yapılıp teslim edildiği taraflar arasında çekişme konusu değelir. Uyuşmazlık işin ayıplı yapıldığına ilişkin olduğundan işin ayıplı olduğunu ve ayıp ihbarının süresinde yükleniciye yapıldığını ispat külfeti davalı iş sahibindedir. Davaya konu ürünler bilirkişi incelemesine sunulmadığı için işin ayıplı yapılıp yapılmadığı tespit edilememiştir. Dosya içine işin ayıplı yapıldığına ilişkin davalı tarafça her hangi bir belge sunulmamıştır. Davacı ayıbı kabul etmediğinden ve işin ayıplı yapıldığı ispatlanamadığından davalının bu yönlere ilişkin istinaf sebebi yerinde edğildir. Talep faturaya dayalı olarak yapılmış olup alacak likit ve belirlenebilir olduğundan, fatura konusu tutara açıkça bir itirazda bulunmadığından ve mahkemece davanın kabulüne karar verilerek davalının itirazında haksız olduğu belirlendiğinden şartları oluşmakla icra inkar tazminatına hükmedilmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmamaktadır. Açıklanan nedenlerle, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzeni gözetilerek yapılan istinaf incelemesi sonucunda, dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenler ve ileri sürülen istinaf sebeplerine göre, mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 bendi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin 06/09/2019 tarih ve 2017/1193 Esas, 2019/830 Karar sayılı kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan REDDİNE, 2-Alınması gereken 1.357,10-TL nisbi istinaf karar harcından davalı tarafça peşin olarak yatırılan 383,66-TL harcın mahsubu ile bakiye 973,44‬-TL harcın davalıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,3-Davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde BIRAKILMASINA,4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince KESİN olmak üzere 20/12/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.