Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 53. Hukuk Dairesi 2022/110 E. 2022/428 K. 20.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
53.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/110
KARAR NO: 2022/428
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 26/03/2019
NUMARASI: 2015/1063 Esas, 2019/301 Karar
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ: 20/12/2022
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesi ile müvekkili ile davalı arasında, 05.09.2014 tarihinde, ‘”Ön Üretimli Hafif Prefabrike Yapı Alım – Satım Sözleşmesi”nin imzalandığını ve Kocaeli, Gebze ilçesinde projesi belirlenen binanın yapılması hususunda anlaşıldığını, satıcı / yüklenici olan davalının 12,05.2015 tarihinde yapıyı eksik ve ayıplı olarak teslim ettiğini, müvekkilinin teslim sırasında inceleme yaparak, eksik/ayıplı imalat kalemlerini tespit ederek “Kusurlu İmalatlar Listesi”” düzenlediğini ve bu kusurlu imalatların tamamlanması şartıyla yapıyı teslim aldığını, müvekkili tarafından davalı tarafa mailler atılarak eksik işlerin tamamlanması istenmişse de davalı tarafça ifaya yanaşılmadığını, müvekkili tarafından acil olan boyama işinin üçüncü bir firma olan … Tic, Ltd. Şti.’ye yaptırılarak bu firmaya 5.664,00 TL’Iik fatura bedeli ödendiğini, bu faturanın davalıya yansıtıldığını, bu hususun davalıya Beyoğlu … Noterliği’nin 31.07.2015 tarihli ve … yevmiye nolu ihtarnamesi ile bildirildiğini, ancak davalının “eksik işlerin varlığı ve tamamlanması hususunda tarafları ile iletişime geçilmemiş olduğu” gibi asılsız gerekçeler ile ihtarnameye itiraz ettiğini, bu sebeple müvekkilince İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası üzerinden başlatılan icra takibine davalının haksız ve kötü niyetli itirazın iptali gerektiğini belirterek, davalı tarafından İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasına yapılan itirazın iptali ile takibin devamına, davalı aleyhine %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde; maillerin içeriğini kabul etmediklerini, hukuka aykırı delil olduklarını, teslim tutanağında yapılan işlerle alakalı bir şerh düşülmeden işin teslim alındığını, bunun da işin tam ve eksiksiz teslim edildiğinin kanıtı olduğunu, işin eksik ve ayıplı olduğuna dair bir tutanak yoksa bile davacının bu yönde delil tespiti yaptırması gerektiğini, ayıp var ise derhal ihbar ve tespit edilmesi gerektiğini, eğer işte ayıp varsa, müvekkiline müracaat edilmeden 3. kişilere işin yaptırılmasının hukuka aykırı olduğunu, bahsedilen iş ile ilgili sunulan fatura miktarının abartılı olduğunu ve faturanın içeriğini kabul etmediklerini, ayrıca ayıp gizli değilse, hemen ihbarının gerektiğini belirterek davanın reddi ile davacı taraf aleyhine %20’ den aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir. Mahkemece; tüm dosya kapsamı, toplanan deliller ve bilirkişi raporu birlikte değerlendirildiğinde; davacı tarafça işin teslimi esnasında ayıplı ve kusurlu imalatların tespit edildiği, davalı tarafın da söz konusu ayıplı ve hatalı imalatlardan haberdar olduğu, makul bir süre beklenmesine rağmen hatalı hususların giderilmesi dolayısıyla işin bir üçüncü kişiye yaptırıldığı, bu çerçevede davalının söz konusu yapıda tespit edilen ayıplı ve hatalı imalatlardan sorumlu olduğu- davacı tarafça, prefabrike binadaki ayıplı işlerin giderilmesi dolayısıyla bir üçüncü kişiye ödenen miktarın makul ve piyasa koşullarına uygun bulunduğu gerekçesi ile; Davanın Kabulü ile ; İstanbul Anadolu …İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasına yapılan itirazın iptali ile, takibin 5.664,00-TL asıl alacak ve asıl alacağa takip tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile devamına, Asıl alacağın % 20 oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, karar verilmiş, karara karşı davalı vekili istinafa başvurmuştur.Davalı vekili istinaf dilekçesi ile, bilirkişi raporuna itiraz dilekçelerinde davacının sunduğu mail çıktılarını ve içeriğini kabul etmediklerini bildirmelerine rağmen bilirkişinin mailleri delil olarak kabul ederek kanaate varmasını kabul etmediklerini, Ticaret kanununda tacirin mail ile başvuru değil ihtar ile başvurması gerektiğini, davacının tacir olduğunu, kaldı ki mail dediğinin de teslimden bir gün sonra detay içermeyen süre belirtmeyen yazı olduğunu, maillere göre hüküm kurulmasının, işin tam ve eksiksiz olarak davacıya teslime edilmesine, bu konuda bir şerh düşülmemesine rağmen davanın kabulünün usul ve yasaya aykırı olduğunu, eğer işte ayıp varsa (kabul etmemekle birlikte) bu konuda taraflarına resmi müraacat yapmadan 3. kişilere işin yaptırılmasının hukuka aykırı olduğunu, bahsedilen iş ile alakalı sunulan fatura bedelinin abartılı olduğunu,. yansıtma fatıuranın içeriğinide kabul etmediklerini, ayrıca TTK gereği ayıbın gizli olup olmadığı, gizli ayıp değil ise hemen, gizli ise öğrenildiği anda derhal bildirilmesi gerektiğini, taraflarına ayıp bildirilmediği gibi faturanın sadece tebliğ edildiğini ve taraflarınca itiraz edildiğini, zamanaşımı itirazları olduğunu ve hakdüşürücü sürenin geçtiğini, alacağın likit olmadığını, yargılama gerektirdiğini, bu sebeple icra inkar tazminatı hükmedilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek istinaf başvurusunda bulunmuştur. Dava, eser sözleşmesinden kaynaklı ayıplı iş bedelinin tahsili için yapılan takibe itirazın iptaline ilişkin olup, davacı iş sahibi, davalı yüklenicidir. Davacı vekili taraflar arasında imzalanan sözleşme gereğince davalı yüklenicinin edimini ayıplı yaptığını, eser teslim alınırken ayıpların tespitine dair tutanak tutulduğunu, yüklenicinin ayıpları taahhüdüne rağmen gidermediğini, acil olan ayıpların müvekkili tarafından 3. Kişiye gidertildiğini, 3. Kişinin bunun için düzenlediği fatura bedelinin tahsili için yapılan takibe haksız itiraz edildiğini belirtmiş olup, taraflar arasında ön üretimli hafif prefabrike yapı alım-satım sözleşmesi imzalandığı, davalı yüklenici- satıcı tarafından sözleşme konusu prefabrike yapının üretilerek montajının yapıldığı, taraf temsilcilerinin kabul tutanağında yapılan işlerle ilgili ayıpları tespit ederek tutanak altına aldıkları uyuşmazlık konusu değildir. Davalı her ne kadar ayıpların bulunmadığını, tespit yapılmadığını ileri sürmüş ise de dosya içine sunulan teslim tutanağı ve eki kusurlu imalatlar isimli belgelerde yapılan işlerde bir kısım ayıpların bulunduğunun taraflarca tutanak altına alındığı sabit olup, davalı yüklenici tutanak altında imzası bulunanın yetkisine ve imzasına itiraz etmemiştir. Anılan tutanakla ayıplı işler belirlenmiş olup ayrıca ayıp ihtarına gerek bulunmamaktadır. Bilirkişiler de anılan teslim belgesi ve eki tutanağa göre değerlendirme yapmış olup davalının bu yönlere ilişkin istinaf sebebi yerinde değildir.Taraflar arasında imzalanan tutanağın 9 maddesinde açıkça üst kat genel boyanın hatalı olduğu yazılmış olup, tutanakla tespit edilen bu ayıbın, davacı tarafça 3. Kişilere yaptırılan işle ilgili olmadığı davalı tarafça kanıtlanamamıştır. Bilirkişice, davaya ve takibe konu fatura bedelinin yapılan işe göre kadri maruf bulunduğundan bu yönlere ilişkin istinaf sebebi de yerinde değildir.Takibe konu alacak faturaya dayalı olup alacak likit ve belirlenebilir olduğundan ve mahkemece davanın kabulüne karar verilerek davalının itirazında haksız olduğu belirlendiğinden şartları oluşmakla icra inkar tazminatına hükmedilmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmamaktadır.. Açıklanan nedenlerle, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzeni gözetilerek yapılan istinaf incelemesi sonucunda, dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenler ve ileri sürülen istinaf sebeplerine göre, mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1. bendi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-İSTANBUL ANADOLU 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin 26/03/2019 tarih ve 2015/1063 Esas, 2019/301 Karar sayılı kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan REDDİNE, 2-Alınması gereken 386,91-TL nisbi istinaf karar harcından davalı tarafça peşin olarak yatırılan 100,00-TL harcın mahsubu ile bakiye 286,91-TL harcın davalıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,3-Davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde BIRAKILMASINA,4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince KESİN olmak üzere 20/12/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.