Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 53. Hukuk Dairesi 2022/104 E. 2023/47 K. 18.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
53.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/104
KARAR NO: 2023/47
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 26/09/2019
NUMARASI: 2018/792 Esas, 2019/912 Karar
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 18/01/2023
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili, müvekkilinin kendisine ait ticari işletmesi … ile kağıt üzerine yazı ve görsellerin basım işini gerçekleştirdiğini ve davalı şirket ile Aralık 2017 tarihinden itibaren çalışmaya başladığını, davalı şirketin … Hastanesi olarak faaliyet göstermekte olduğunu, davalı şirkete fatura, kartvizit, kaşe, hasta dosyası, formlar ve protokol defterleri gibi bir takım işlerin yapıldığını, yapılan işlerin irsaliyeli faturalarla teslim edildiğini, ancak faturalara itiraz edilmediği halde ödemenin yapılmadığını, bu nedenle faturaların icra takibine konu edildiğini ancak davalı tarafın haksız itirazıyla takibin durdurulduğunu belirterek, davalı aleyhine başlatılan İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyasına yapılan itirazının iptali ile icra takibinin devamına ve alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, salt fatura düzenlenmesinin taraflar arasındaki akdi ilişkinin varlığını ispata yeterli olmadığını, davacının iddiasını yazılı delillerle ispatlaması gerektiğini, taraflar arasında yazılı bir sözleşme olmadığını, davacının taraflar arasındaki sözleşmeyi usulüne uygun delillerle ispat edemediğini belirterek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece, davalı tarafça akdi ilişkinin varlığına itiraz edilmiş ise de, davacı tarafça düzenlenen 24 adet faturanın ticari defterlerine kayıt edildiği, karşılığında 3.392,00 TL ödemede bulunulduğu, davalı kayıtlarına göre davacının toplam 103.639,40 TL alacağının bulunduğu, davalı tarafça dava konusu faturaya itiraz edildiğine ilişkin olarak herhangi bir delilin dosyaya ibraz edilmediği, bu hali ile davalı tarafça faturaya süresinde itiraz edildiğinin kanıtlanamadığı, Yargıtay içtihadında da belirtildiği üzere; davalının dava konusu faturayı ticari defterlerine kayıt etmesinin fatura konusu hizmetin verildiğine karine teşkil ettiği, bu hali ile taraflar arasında akdi ilişkinin kurulduğu, davacının fatura konusu hizmeti davalı tarafa verdiğinin kabulünün gerektiği, her ne kadar davacı alacağının 103.639,40 TL olduğu tespit edilmiş ise de icra takibinde 103.638,00 TL alacağın tahsilinin talep edildiği, taraflar tacir olduğundan ve taraflar arasında yapılan iş ticari iş olduğundan icra takibi ile talep edilen avans faizinin yerinde olduğu, ancak davacı tarafça takip talebinde ve ödeme emrinde asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık %9,75 ve değişen oranlarda avans faizi isteminde bulunulduğu, taleple bağlılık ilkesi gereğince bunun gözetilmesi gerektiği, takibe konu alacağın miktarının kesin ve belirli olduğu gerekçesiyle, davanın kabulü ile; sabit olan 103.638,00 TL alacağın takip tarihinden itibaren artan azalan oranlarda işleyecek ve yıllık %9,75 oranını aşmayacak avans faizi ile ve isabet eden takip giderleri ile davalıdan alınıp, davacıya verilmek üzere borçlu davalının İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasına yapılan itirazın iptaline, takibin devamına, asıl alacağın %20 si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmeisne, karar verilmiştir.Davacı vekili istinafında, kararı sadece hükümdeki “takip tarihinden itibaren artan azalan oranlarda işleyecek ve yıllık % 9,75 oranını aşmayacak” ifadesi yönünden istinaf ettiklerini, bu hükmün taleplerine, icra ödeme emrindeki taleplerine ve bilirkişi raporuna aykırılık oluşturduğunu, İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasında, asıl alacağa işleyecek faizin değişen oranlarda tahsilinin, yani faizde gerçekleşecek artıştan doğan haklarının açık bir şekilde talep edildiğini, mahkeme icra takibinin devamına karar vermesine rağmen faiz oranını % 9,75 oranında sabitleyerek hukuki bir hata ve çelişki doğurduğunu, kaldı ki bilirkişi raporunun sonuç kısmının 6.6 nolu maddesinde de, avans faizini ne şekilde hangi dönemlerde hangi oranla talep edebilecekleri konusunda çok açık bir belirleme söz konusu olduğunu, bu davayı ikame ettiklerinde, faiz taleplerine ilişkin olarak yıllık % 9,75 oranı özellikle belirtilerek bu şekilde bir talepte bulunulmadığını, bu davanın icra takibinin devamı yönünde itirazın iptali talepli olarak ikame edildiğini, dolayısıyla takibi devam edecek olan icra dosyasındaki faiz taleplerine müdahale edilerek bu oranın % 9,75 olarak sabitlenmesinin ciddi bir hata teşkil etmekte olduğunu, söz konusu icra takibini gerçekleştirdikleri tarihte avans faiz oranının % 9,75 olduğunu, icra takiplerinin düzenlendikleri tarihin faiz oranları ile açılacağını ve faizin değişen, artan azalan oranlarda talep edileceğinin açıkça belirtileceğini, düzenledikleri icra takibinin de bu şekilde olduğunu, dolayısıyla takibin gerçekleştiği tarihteki faizin oranının ödeme emrinde belirtilmesinin bu faiz oranının sabitlendiği anlamına gelmediğini belirterek, kararının, kısmi istinaf talepleri çerçevesinde kaldırılmasını ve avans faiz oranının % 9,75’le sınırlanmaksızın asıl alacağa işleyecek faizin değişen oranlarda tahsili için faizde gerçekleşecek artış talepleri çerçevesinde düzeltilmesini ve/veya yeniden yargılama yapılarak talepleri gereğince hükmün faiz oranını sabitleyen kısmı yönünden reddine, karar verilmesini talep etmiştir. Taraflar arasındaki uyuşmazlık, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu 470 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Davacı yüklenici, davalı iş sahibidir. Davacı yüklenici tarafından, davalı şirkete yapılan “fatura, kartvizit, kaşe, hasta dosyası, formlar ve protokol defterleri gibi bir takım işlere” ilişkin bedellerin ödenmediği iddiasıyla, bu bedellere ilişkin 103.638,00 TL fatura alacağının davalıdan tahsili için İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyası üzerinden başlatılan ilamsız icra takibine yapılan itirazının iptali talep edilmiş, davalı tarafça sözleşme ilişkisi ve hizmet alındığı iddiası inkar edilerek davanın reddi istenmiş, Mahkemece, akdi ilişki ve takibe konu alacak sabit görülerek davanın kabulüne karar verilmiştir.Davalı tarafça istinaf başvurusunda bulunulmadığından, istinaf incelemesi sadece davacı istinafında dile getirilen “takipten itibaren işleyecek avans faiz oranı” yönünden yapılacaktır. Her ne kadar mahkemece, davacının takip talebinde ve ödeme emrinde asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık %9,75 ve değişen oranlarda avans faizi isteminde bulunmuş olması davacı aleyhine yorumlanarak, artık davacının bu orandan daha fazla faiz talep edemeyeceğinden hareketle, takipteki alacağa takip tarihinden itibaren artan azalan oranlarda işleyecek ve yıllık %9,75 oranını aşmayacak avans faizi uygulanmasına karar verilmiş ise de, davacı tarafça davaya konu icra takibindeki takip talebinde ve ödeme emrinde asıl alacağa takip tarihinden itibaren “yıllık %9,75 (Ticari) değişen oranlarda” faiz talep etmiş olması karşında mahkemenin bu değerlendirmesinin yerinde olmadığı, kararda buna ilişkin dayanılan Yargıtay kararlarının da bu değerlendirmeye dayanak oluşturacak mahiyette olmadıkları, Yargıtay 12. Hukuk Dairesi’nin yerleşik içtihatlarında belirtildiği üzere, takip talebinde istenen faiz oranının türünün belirtilmesi ya da istenen faiz oranının o tarihte uygulanan yasal veya ticari faiz oranlarından birine denk gelmesi durumunda, o cins faiz oranının istendiğinin kabulü gerekeceğinden ödeme emrine yasal sürede itiraz edilmemiş olsa dahi, faizin, istenen faiz türüne ve taraflar arasında ticari bir ilişkinin olduğunun anlaşılmasına göre, 3095 Sayılı Yasa’nın 2/2. maddesi uyarınca değişen oranlarda avans hesaplanması gerektiği (Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2016/20609 E – 2016/20335 K, 2016/9864 E – 2017/1274 K, 2016/30557 E – 2016/24764 K), buna göre davacı vekilinin bu yöne ilişkin istinaf itirazının yerinde olduğu anlaşılmıştır. Açıklanan nedenlerle, HMK’nın 3555. Maddesi gereğince kararın diğer yönleri bakımından ayrıca bir inceleme yapılmaksızın, davacı vekilinin istinaf talebinin kabulü ile, yerel mahkeme kararının HMK’nın 353/1-b-2. bendi gereğince kaldırılarak, davanın kabulüne dair yeniden esas hakkında karar verilmiş ve takipten itibaren işleyecek faiz oranı yukarıda belirtildiği şekilde düzeltilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; A)1-Davacı vekilinin istinaf talebinin KABULÜNE, 2-İSTANBUL ANADOLU 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin 26/09/2019 tarih ve 2018/792 Esas, 2019/912 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA, 3-Davanın KABULÜ İLE; Sabit olan 103.638,00 TL alacağın takip tarihinden itibaren işleyecek yıllık %9,75 ve 3095 Sayılı Yasa’nın 2/2. maddesi uyarınca değişen oranlarda avans faizi ile ve isabet eden takip giderleri ile davalıdan alınıp davacıya verilmek üzere borçlu davalının İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasına yapılan İTİRAZIN İPTALİNE, takibin DEVAMINA, 4-Asıl alacağın %20 si oranında 20.727,60 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya VERİLMEİSNE,
B) İLK DERECE YARGILAMASI YÖNÜNDEN 1-Alınması gerekli karar ve ilam harcı olan 7.079,51 TL’den davacı tarafça dava açılırken yatırılan 1.251,69 TL peşin harç ve icra dosyasında peşin alınan ve dava açılırken mahsup ettirilen 518,19 TL peşin harç olmak üzere toplam 1.769,88 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye kalan 5.309,63 TL harcın davalıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA, 2-Davacı tarafça icra dosyasından ve iş bu dosyadan alınan toplam 1.769,88 TL peşin harç ve 35,90 TL başvuru harcı olmak üzere toplam 1.805,78 TL harcın davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE, 3-Davacı tarafından yapılan 650,00 TL bilirkişi ücreti, 98,00 TL posta gideri olmak üzere toplam 748,00 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE, 4-Davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde BIRAKILMASINA, 5-Davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden Dairemiz kararı tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre belirlenen 16.545,70 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE, 6-Taraflarca yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın hüküm kesinleştiğinde yatıran tarafa İADESİNE,
C) İSTİNAF İNCELEMESİ YÖNÜNDEN 1-Davacı tarafından yatırılan 44,40 TL istinaf karar harcının hüküm kesinleştiğinde ve istek halinde kendisine İADESİNE,2-Davacı tarafından yapılan 121,30 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı, 42,40 TL posta gideri olmak üzere toplam 163,70 TL istinaf yargılama giderinin davalıdan alınarak davacı tarafa VERİLMESİNE,3-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nın 362/1-a bendi gereğince KESİN olmak üzere 18/01/2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.