Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 49. Hukuk Dairesi 2021/1462 E. 2021/1196 K. 30.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
49. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
DOSYA NO: 2021/1462
KARAR NO : 2021/1196
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 02/02/2021
NUMARASI : 2018/65 Esas, 2021/69 Karar
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 30/06/2021
Dairemizde bulunan istinaf başvurusunun yapılan açık incelemesi sonunda,
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ DÜŞÜNÜLDÜ;İstinaf isteminde usul işlemlerinin tamam olduğundan, ilk derece mahkemesinin dosyasındaki bütün belgeler ve dosya hakkındaki dairemiz üyesince düzenlenen rapor incelendi, istinaf başvuru dilekçesinin ve davanın esası istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda dosyada dairemizce karar verilmesi için eksiklik bulunmadığı anlaşıldı.İstinaf sebepleri: Davacı vekili süresinde sunduğu istinaf başvuru dilekçesinde, taraflar arasında son fatura olan 22/04/2016 tarihli 23.010 TL. fatura konusunda bir anlaşmazlık bulunmadığını, müvekkilinin faturanın düzenlenip davalı şirket tarafından teslim alındığını ispatlamış (davalı vekilinin ikrarı) fakat davalı şirketin bu faturanın usulünce iade edildiğini ispatlayamamış olduğunu, davalı şirket yetkilisinin 22/01/2021 tarihli duruşmada usulüne uygun yemin etmediğini, dava konusu faturanın 22/04/2019 tarihli değil, 22/04/2016 tarihli olduğunu, zaten dava tarihi 2018 yılı olduğuna göre faturanın 2019 tarihli olması mümkün olmadığını belirterek kararın kaldırılmasına, haklı davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:Yasal dayanak:Türkiye Cumhuriyeti Anayasası 142. maddesi,Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 1,2,4. maddeleri,634 sayılı kanunun Ek 1.maddesi,Türk Borçlar Kanunu 299, 313, 314, 315. maddeleri,İcra İflas Kanunu 67 ve devamı maddeleri, Yargılama konusu olayda; Davacının, davalıya araç kiralamaları ve nakliyesi neticesinde çeşitli tarihlerde faturalar kesilerek ticari defterlere kaydedildiğini, bu faturalara istinaden davalı tarafından çeşitli ödemeler yapıldığını, 10/02/2016 tarih, 49.560 TL, 17/03/2016 tarih 12.390 TL, 16/04/2016 tarih 8.850 TL tutarındaki fatura bedellerinin ödendiğini, ancak 22/04/2016 tarih 23.010 TL tutarındaki faturadan kalan 23.009,99 TL borcun ödenmediğini, borcun ödenmemesi üzerine icra takibi yapıldığını ve davalının takibe itiraz ettiğini belirterek, itirazın iptali ile %20 icra inkar tazminatı talep ettiği, Davalının ise, müvekkili tarafından alınan hizmet bedelinin tamamının ödenmesine rağmen, davacı eksik ödeme yapıldığından bahis ile, dava konusu 22/04/2016 tarihli 23.010-TL tutarlı faturayı tebliğ etmiş ise de, dava konusu faturanın davacı şirkete 24/05/2016 tarihinde iade edildiğini, davacıdan aldığı hizmet karşılığında tüm ödemeleri eksiksiz ve tam bir şekilde yerine getirdiğini belirterek, davanın reddini savunduğu ve %20 kötüniyet tazminatı talep ettiği, İstanbul …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasıyla davacının fatura (cari hesap borcu) alacağına dayalı davalı borçlu aleyhine icra takibi yapıldığı, ödeme emrinin davalı borçluya 17/11/2017 tarihinde tebliğ edildiği, davalı borçlunun borca itirazı üzerine takibin durduğu, iş bu davanın 22/01/2018 tarihinde açıldığı, Mahkemece dosya mali müşavir bilirkişiye tevdii edilerek tarafların defter ve kayıtları üzerinde inceleme yapılarak takibe konu fatura alacağına ilişkin rapor hazırlaması istendiği, bilirkişi raporunda “…usulüne uygun olmayan davacı şirket defterlerine göre; davalı şirketin 20/05/2016 tarihi itibariyle 23.009,99-TL borçlu olduğu, söz konusu bakiyenin 22/04/2016 tarih, 23.010-TL tutarındaki ihtilaflı fatura bedelinden kaynaklandığı, usulüne uygun davalı defterlerine göre; 2016 yılı sonunda davacı şirket bakiyesinin bulunmadığı, ihtilaflı faturanın kayıtlara alınmadığı, dosyada ihtilaflı fatura içeriği hizmetin verildiğini kanıtlayacak herhangi bir belge ve bilginin bulunmadığının” bildirildiği,Davacı vekilinin, davalıya yemin teklif ettiği, Davalı vekilinin, davalı şirket yetkilisi …’ın sağlık sorunları nedeniyle yemin etmek için, mahkemeye gelemeyeceğini bildirmesi üzerine, HMK.235 (1) madde uyarınca, Mahkemece yemin edecek kişinin bulunduğu yere gidilmiş olduğu ve davalı şirket yetkilisi …’ın, “Dava konusu faturada konu hizmeti almadıklarına ve fatura borcundan dolayı davacı alacaklı şirkete borçlu bulunmadıklarına dair” yemini eda ettiği,Mahkemenin, sunulan bilirkişi raporu ve yemin delili doğrultusunda davanın reddine karar verdiği,Davacıdan “…” isimli altı bölümlük mini dizinin çekimlerinde kullanılmak üzere araçlar kiralandığı ve ayrıca dizide kullanılan araç ve ekipmanların nakliye hizmeti verildiği tarafların kabulünde olup, taraflar arasında nakliye hizmet sözleşmesi ve kira sözleşmesi bulunduğu anlaşılmaktadır. Dava ve takip konusu olan faturalarda açıklama olarak araç kiralama bedeli yazılı olduğu, bu açıklamadan alacağın kira alacağı mı yoksa nakliye ücreti mi olduğu hususunun anlaşılamadığı, uyuşmazlığın davacının eksik ödeme yapıldığından bahisle takip konusu yaptığı 22/04/2016 tarih, 23.010 TL tutarındaki faturadan doğması nedeniyle taraflara takip konusu faturanın araç kiralama sözleşmesinden mi yoksa nakliye hizmet sözleşmesinden mi kaynaklandığı hususunun açıklattırıldıktan sonra delillerle tespitinden sonra mahkemenin görevli olup olmadığını belirlemesi ve uyuşmazlık konusu alacağın kira ilişkisinden kaynaklandığının tespiti halinde davaya bakmak görevi Sulh Hukuk Mahkemesine ait olacağından görevsizlik kararı verilmesi gerektiği, bu nedenle öncelikle görev hususunu değerlendirilmeden esasa ilişkin karar verilmesinin hatalı olduğu anlaşılmıştır.
Dairemiz ilk derece mahkemesi kararını hem maddi olay, hem de hukuka uygunluk bakımından incelemeye tabi tutarak tespit edilen yargılama hatalarını bizzat düzeltmek amacıyla yapılan inceleme sonunda; duruşma yapılmasına gerek olmadığı, öncelikle davaya bakma görevi kararı veren mahkemeye ait olup olmadığı hususunda gösterilen deliller toplanmadan ve gösterilen deliller hiç değerlendirilmeden karar verilmiş olması sebebiyle, mahkeme kararının yerinde olmadığı, istinaf sebebi yerinde olduğundan HMK 353/1-a/6 maddesi gereğince istinaf başvurusunun kabulüne karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M :Yukarıda açıklanan nedenlerle,Davacının istinaf başvurusunun KABULÜNE,İlk derece mahkemesinin kararının KALDIRILMASINA, Yargılamanın eksikler tamamlanarak kaldığı yerden devamı için dosyanın ait olduğu Mahkemeye İADESİNE,Peşin yatırılan istinaf başvuru harcının mahsubuna,Peşin yatırılan istinaf karar harcının talep halinde yatırana iadesine,İstinaf harcı ve posta masraflarının istinaf eden üzerinde bırakılmasına,Gider avansından kalanın talep halinde yatırana iadesine, Dair dosya üzerinden, tarafların ve vekillerinin yokluğunda oy birliği ile KESİN olarak karar verildi, açıkça anlatıldı. 30/06/2021