Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 47. Hukuk Dairesi 2022/818 E. 2022/1272 K. 01.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
47. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/818
KARAR NO: 2022/1272
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BURSA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 04/07/2017
NUMARASI: 2014/1023 2017/760
DAVANIN KONUSU: Alacak
DAVA TARİHİ: 16/09/2014
KARAR TARİHİ: 01/06/2022
Dava; Bir kısım işçilik alacaklarının tahsiline ilişkindir. Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı şirketin … A.Ş ‘ye bağlı olarak çalışan ve kendisine bağlı bölgelerde kontörlü hatlara ilişkin olarak kontör dağıtımı ve satışını yapan firma olduğunu, davalılardan …’ın davacı şirkette kontörlü hatlarda dağıtımı ve satışı hususunda görevli olarak çalıştığını, diğer davalılar … ve …’in ise Mudanya ilçesinde telefon işiyle ilgili işletmeleri olduğunu ve telefon ve kontör satışı yaptıklarını, bu kişilerin davacı şirketle herhangi bir ilişkisinin olmadığını, bu davalıların davacı şirket çalışanı …’ın ayartmak suretiyle bu kişiden düşük fiyata kontör alarak davacı şirketi zarara uğrattıkları, son olarak …’ın davacı şirketten yaklaşık 300.000,00 TL’ye yakın kontör alarak kaçtığını,davalıların eylemleri nedeniyle Bursa 8. ACM 2011/35 esas sayılı dosyasıyla dava açıldığını, bu davada davalı …’ın verdiği ifadesinde diğer davalılar … ve … ile bu ilişkilerinin olduğunu beyan ettiği gibi …’nünde ifadesinde para ödemelerini davacı şirketin kredi kartı POS makinasından yaptığını söyleyerek aradaki ilişkiyi ikrar ettiğini, davalıların mahkumiyet kararı aldıklarını, davalıların kendi aralarındaki ilişkiye dair tuttukları alacak-borç ilişkisini gösteren defterden de bu durumun anlaşıldığını, davalıların davacı şirketin izni ve bilgisi olmaksızın kontörleri düşük fiyata alarak davacıyı zarara uğratmalarından dolayı şimdilik 100.000,00 TL’nin ticari faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline ve davalıların üzerine kayıtlı araç, taşınmaz ve banka hesaplarına tedbir konulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalılardan … vekili cevap dilekçesinde özetle; Davalının Serbest olarak kontör alım ve satım ticaretini yaptığını, davalılardan …’ın davacı şirkette kontörlü hatların dağıtımı ve satışı hususunda yetkili eleman olarak çalıştığını, davalının serbest piyasadan aldığı kontörleri diğer davalı …’ye piyasa değerinden sattığını, davalının kontör alımını davacı … A.Ş’den alma istediğini ve firma yetkilisi … ile irtibat kurduğunu, …’ın davalı …’e kontör verdiğini ancak tüm istemelerine karşı henüz kaydının yapılmadığını, daha sonra fatura vereceğiz gibi bahanelerle fatura verilmediğini ve bu kontör faturalarının başkası adına kesildiğinin ortaya çıktığını, hatta başkası adına kestiği bu faturalarda kontör aldığı yazılı şahısların …’den böyle bir alışveriş yapmadıklarını, kendisinin … ile elemanı olarak çalıştığı … A.Ş arasındaki ilişkinin içeriğini bilmediğini, …’ın firmada çalıştığı ve sürekli alışveriş yaptığı için karşılıklı güven dahilinde ticaret yaptıklarını, … A.Ş’nin kontörlerinin davalı … tarafından piyasaya hangi şartlarda sürüldüğünün davalı tarafından bilinmesinin mümkün olmadığını, sorunun … A.Ş çalışanı ve yetkilisi … arasında olduğunu, …’ın kendisi dışında başka kişi ve kurumlara da kontör satışı yaptığını, davacının iddialarını kabul etmediklerini, davacı firma çalışanının eyleminden dolayı 3.kişilerin sorumlu tutulamayacağını, kendilerinin davacı şirketin satış konusunda yetki verdiği …’ın kontör çalmasına müteakip olayların ortaya çıkmasıyla durumu öğrendiklerini, Bursa 8. ACM 2011/35 sayılı dosyasında verilen kararı da kabul etmediklerini dosyanın Yargıtay incelemesinde olduğunu, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalılardan … vekili cevap dilekçesinde özetle; davalının … bayii ve Ticaret ile iştigal ettiğini, bu çerçevede …’e ait … ile de ticari faaliyetini yürütürken serbest olarak kontör alım ve satımı yaptığını, davalılardan …’ın davacı şirketin kontörlü hatlarının dağıtım ve satışı hususunda yetkili eleman olarak çalıştığını, davalının da bu firmadan ve …’den kontör alımı yapıp sattığını, …’in kontör alımını … A.Ş’den almak istediğini ve firma yetkilisi … ile irtibat kurduğunu, davalı …’ın …’e kontör verdiğini ancak tüm istemelerine rağmen henüz kaydın yapılmadığı, daha sonra fatura vereceğiz gibi bahanelerle fatura vermediğini, alınan kontör faturalarının başkası adına kestiğinin ortaya çıktığını, hatta bu faturalarda ismi yazan şahısların … ile böyle bir alışverişlerinin bulunmadığını, asıl sorunun davacı şirket ile çalışanı olan … ile arasında olduğunu, …’ı ayartmak gibi durumun söz konusu olmadığını, firmanın çalışanı ile arasındaki sorun nedeniyle kendilerine karşı açtığı davanı yersiz olduğunu, reddi gerektiğini, ayırca Bursa 8. ACM 2011/35 sayılı dosyasıyla davalı hakkında verilen kararın Yargıtay incelemesinde olup, yetersiz olduğunu davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalılardan … adına usulüne uygun tebligat yapıldığı, dosyaya cevap ve delil bildirmediği görüldü. Mahkemece; “…Toplanan delillere dosya kapsamına, Bursa 8. ACM 201/35 esas 2011/691 karar sayılı dosyasına ve alınan bilirkişi raporuna göre; davacı şirketin … A.Ş’ye bağlı olarak çalışan ve kendisine bağlı bölgelerde kontörlü hatlara ilişkin olarak kontör dağıtım ve satışını yaptığı davalı …’ında davacı şirkette kontörlü hatların dağıtımı ve satışında görevli olarak çalıştığı, davalı …’ın Bursa 8. ACM 2011/35 esas sayılı dosyasındaki yargılama sırasında 21/11/2010 tarihli duruşmadaki beyanında; davacı şirkette 2010 Mayıs ayı içerisinde satış temsilcisi olarak işe başladığını, müşterilere şirkete ait araç ile … kontör ve kalem pil isteyen olması halinde cep telefonu aksesuarları ve yedek parçaları dağıtımını yaptığını önceleri işyerindeki … ile bu işi yaptığını, işi ve müşterileri kendisine öğrettiğini, … iş yerinden ayrıldıktan sonra müşterilere siparişleri kendisinin yalnız olarak götürüldüğünü, depodan kontörleri alırken kendisine depo görevlisinin ne kadar satabilirsin diye sorduğunu, kendisine söylediği miktarlarda kontör teslim edildiğini, günde ortalama 50 müşteriye gittiğini, işyerine iyi görünmek ve fazla satış yapmak için kontörlerin piyasa değerinden 15krş aşağıya verdiğini, müşterilerin arttığını, aradaki farkı cebinden karşıladığını, bu sırada çantacı diye tabir edilen sabit yerleri olmayan ve işyerlerine kontör satan şahıslar ile tanıştığını, bunların kendisinden kontör almaya başladıklarını, ilk başta kontörleri piyasa değerinden verdiğini, daha sonra kendisine bir miktar para vererek kontörleri biraz daha ucuza verir misin dediklerini, kabul ettiğini, nasıl olsa kendisine ilk ödeme olarak para vereceklerini, açığı buradan kapatabileceğini düşündüğünü, …’dan 20.000,00 TL aldığını, karşılığında kontör verdiğini, ancak kontörleri şirketin bilgisi dışında 144krş aşağıya verdiğini, bu şahıstan aldığı paraları tam olarak hatırlamadığını, ama bir kısmını kendi ihtiyaçları için harcadığını, bir kısmını borçlarına kullandığını, işyerinin muhasebecisinin kendisine her gün ne kadar kontör lazım dediğini, ne kadar isterse verildiğini, kendisinde ne kadar kontör sattığının elinde ne kadar kaldığının sorulmadığını, saymadığını, şahıslara verdiği kontörleri faturasız verdiğini, … isimli şahsında kendisinden aldığı kontörleri … isimli şahsa sattığını, …’in sattığı kontörün üzerinde para verdiğini nasıl olsa artan para ile kontör alıyorum dediğini, bu paraların bir kısmını kendisine harcadığını, sonrasında bu şahsın kontör talepleri artınca müşterilerinin kontör paralarını nakit olarak değilde kredi kartı ile ödemek istediklerini söylediklerini ve işyerinde bulunan POS makinesinden geçmesini söylediklerini, kendisinin kabul ettiğini, kablosuz POS cihazını …’e verdiğini, onunda …’nün işyerine götürdüğünü, müşterilerinin kredi katları ile ödemelerin bu POS cihazından yapıldığını, bu şahısların POS cihazından günde 70 -80.000,00 TL’lik kart çekmeye başladıklarını, işyerinin taleplerin karşılamak için … özel sipariş vermeye başladığını, …’in kendisine sürekli para verdiğinden kendisininde daha önceden şirkete ait olup, satmış olduğu kontörlerin parasını kullanmış olduğundan açığı bu paralar ile kapatmaya çalıştığını, günde yaklaşık 120-130.000,00 TL’lik satış yaptığını, kendisinde şirketin verdiği kontörlerin cirosunun arttığını, ancak şirketin satması için verdiği kontörlerin satış parasının bir kısmının işyerine vermediğinden ve ödemediğinden dolayı kendisinde satılmamış kontörler görüldüğünü, işyerinin depocusunun kendisine sende şu kadar kontör var diye söylediğinde kendisininde evet diye cevap verdiğini, açığın ortaya çıkması sebebiyle kontörleri vadeli olarak sattığını, alıcıların garanti ödeyecek kişiler olduğunu, kontörleri … Market sahibi …’a sattığını söylediğini, aslında bu kişiye hiç satış yapmadığını, satışların artması ve ucuz satımdan dolayı şirkete olan borçlarının artmaya başladığını, şirkete hesap veremez duruma geldiğini, …’inde kendisinin verdiği kontörlerin üzerinde para ödemesinden dolayı 126.000,00 TL alacağının olduğunu söylediğini, bu kişinin kendisiyle olan alışverişinin tamamını deftere kaydettiğini, daha sonra çantacı … ile tanıştığını, bu kişiyle de aynı şekilde çalıştığını, 30.000,00 TL’lik kontör verdiğini, parasını aldığını, diğer müşterilere 5.000,00 TL ‘lik, … isimli şahısa da 30.000,00 TL’lik kontör verdiğini ve parasını aldığını, … ile … isimli şahsa kontörleri piyasa değerinin altında 24krş verdiğini, şirkete olan açığının arttığını, 05/10/2010 tarihinde …’in kendisinden kontör istediğini ve bedelini 126.000,00 TL alacağı olduğundan bu hesaptan düşeceğini beyan ettiğini, bu şekilde şirkete hesap veremeyecek durumda olduğundan kaçmaya karar verdiğini, bahsettiği kişilere sattığı kontör satışından dolayı da yanında 75.000,00 TL para olduğunu, bu parayı alarak Antalya’ya gittiğini, paranın bir kısmını burada harcadığını, olaydan haberdar olan davacı şirket ortaklarından …’un Antalya’ya gelerek kendisini bulduğunu, olayları anlattığını, Bursa’ya birlikte dönerek Emniyete başvurduğunu beyan etmesi ve bu beyanının davacı işyerinden kontörleri teslim aldığının açık ikrarı olarak kabulü gerektiği, Bursa 8. ACM 2011/35 esas sayılı dosyasının kesinleşen gerekçeli kararında …’ın 02/10/2011 tarihinde muhtelif müşterilere dağıtmak üzere şirketten 4365 adet Kazı Konuş Standart Kontörü, 3192 adet Kazı Konuş 150 kontörü, 935 adet Kazı Konuş 250 kontörünü alarak … ve …’in değeri altında sattığı ve kontörlerin bedeli olan 224.754,64 TL’yi çalıştığı işyerine yatırmadığı ve paraları uhdesinde tuttuğu kabul edilerek ceza verildiği, dava dosyasına sunulu … ve … seri nolu irsaliyelerden … seri nolu irsaliyenin teslim alan kısmında davalı …’ın imzasının yer aldığını, diğer irsaliyede imza yer almamakla birlikte bu irsaliye fatura içeriğindeki ürünlerinde davalının ikrarı ile kendisine teslim edildiğinin sabit olduğu, davalının zimmetinde olan ve sattığı ürünlerin toplam satış bedelinin 224.834,79 Tl olduğu, davacının fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak 100.000,00 TL alacak üzerinden dava açtığı, davacı her ne kadar davacı şirket çalışanı …’ın kontör sattığı davalılar … ve … adına da alacak davası açmış ise de, ürünlerin …’a satıldığı, …’ın beyanından …’in bu ürünleri sattığı kişilerden bedeli tahsil ettiği hatta sattığı ürünün üzerinde para aldığı, bu şahıslara da borçlu kaldığı, tahsil ettiği paraları davacı şirkete yatırmayarak kendi uhdesinde tuttuğu ve kullandığı anlaşılmakla davacının davasının davalılardan … yönünden kabulüne, diğer davalılar … ve … aleyhine açılan davanın davalıların davacı şirketten direk ürün almamaları, ayrıca aldıkları ürünlerin bedelini …’a ödemeleri sebebiyle reddine, karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.” gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine karar verilmiştir. Mahkeme kararına karşı yasal süresinde davacı vekilince istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. Davacı vekili istinaf sebepleri olarak; ceza hakiminin tespit ettiği maddi olaylarla ve özellikle fiilin hukuka aykırılığı konusuyla hukuk hakiminin tamamen bağlı olduğunu, davalılar …, … diğer davalı … ile aynı ve gerekçe olmayan beyanlarda bulunarak davacı şirket yetkililerini dolandırdığını, davalı …ın şirketin yetkili satıcısı olduğunu, davalıdan kontur almanın şirketten almak anlamına geldiğini, diğer bütün bayilerin şirketin satışçısından kontur aldığını, davalılar … ve … in davalı …a ödeme yaptığını, borcundan mahsup ettiğini, davalı şirket çalışanının diğer davalılara borcu olduğu için ve diğer davalıların da davalı şirket çalışanına baskı yaparak konturları piyasa fiyatının çok altında aldığını, davalı …ın suç işlemesine sebep olduğunu, diğer davalı … ve …in davalı … ın davacı şirketi dolandırdığını bildiğini, davalı …ın zor durumundan faydalandığını, diğer davalıların …ın piyasa fiyatlarından daha ucuza kontur verdiğini ve bunun mümkün olmadığını bilmelerine rağmen davalı …den daha fazla kontur alabilmek için davalı …i kendilerine borçlandırdığını, fazladan para vererek …i kendilerine borçlandırarak …in kendilerine kontur satmayı vazgeçmesini engellediklerini, ucuza kontur satmasını devamlı hale getirdiğini, diğer davalılar … ve …in de telefon ve kontur satışı ile iştigal ettikleri için kontur alımının nasıl yapılacağını ne kadar iskonto yapılabileceğini bilmediklerini yapılan ceza yargılamasında her iki sanığın da suç işlediğinin tespit edildiğini, sanıkların ceza aldığını, davalı … açısından verilen mahkumiyet kararının Yargıtay ın verdiği onama kararı ile kesinleştiğini belirterek; davalılar … ve … yönünden de davanın kabulüne karar verilmesini talep ettiklerini bildirmiştir. Mahkemece dosyaya toplanan deliller incelenmiştir. Gerekçe; HMK ‘nun 355. maddesi uyarınca kamu düzenine aykırılık halleri dışında taraflarca ileriye sürülmemiş sebepler inceleme konusu yapılamayacağından davalı vekilinin istinaf başvuru dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak inceleme yapılmıştır. Dairemizin 15/122021 tarihli 2020/981 Esas 2021/2518 Karar sayılı kararı ile; Dosyada davalı …a gerekçeli kararın tebliğ için çıkarılan tebligatın adresinden iade edilmesinden sora mahkemece Söğüt K1 tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu müdürlüğü ne 11/07/2018 tarihli yazı yazılarak, ceza evinde hükümlü veya tutuklu olarak bulunan …a mahkemece verilen karar ve istinaf başvuru dilekçesi ekte gönderilerek tebliğ edilmesinin istendiği ve Söğüt K1 Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu Müdürlüğü nün 13/07/2018 tarihli 2018/1191 sayılı yazı ile, ceza evine gönderilen tebliğ belgesinin … tebliğ edildiğinin belirtilerek tebellüğ belgesinin ekte gönderildiğinin bildirildiği ve ekinde …a mahkeme kararının 12/07/2018 tarihinde tebliğ edildiğine dair tebliğ tebellüğ belgesinin bulunduğu ve dosyaya Söğüt K1 Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu Müdürlüğü nün 25/07/2018 tarihli 2018/1262 sayılı yazı ile, hizmet nedeni ile güveni kötüye kullanma suçundan Bursa 8. Asliye Ceza Mahkemesinin 08/12/2011 tarih ve 2011/35 Esas 2011/691 karar sayılı ilamı ile 2 yıl 6 ay hapis cezasına hükümlü …’ın talep dilekçesinin gönderildiği ve ekteki davalı …’ın isim ve imzası bulunan dilekçe örneğinde kararı temyiz etmek istediğini bildirdiği, dosyadaki bilgi ve belgelerden davalıya tebligat yapıldığı tarihte ceza evinde bulunduğu, hükümlü davalıya usulüne uygun tebliğ yapılmadığı anlaşılmakla, davalının hükümlü ya da tutuklu olup olmadığının araştırılarak hükümlü ya da tutuklu değilse, adresi belirlenerek gerekçeli karın yeniden usulünce tebliğ edilmesi, hükümlü ise hükümlülük süresi, şartla veya bihakkın tahliye tarihleri belirlenip, Türk Medeni Kanunu’nun 407. ve devamı maddeleri gereği bir yıl ve daha fazla hürriyeti bağlayıcı bir cezaya mahkûm olan her ergine vasi tayini gerektiğinden, hükümlülük süresi bir yıl veya daha fazla ise, anılan davalılara vasi tayin edilip edilmediği, edilmişse gerekçeli kararın vasisine yöntemince tebliğ edilmesi; vasi tayin edilmemiş ise, usulünce vasi tayininin sağlanarak aleyhe gıyabi hükmün vasiye tebliğinin sağlanması ve bu şekilde mahkeme gerekçeli kararının davalı …a usulüne uygun şekilde tebliğ edilmesi gerektiği belirtilerek; davalı …a mahkeme gerekçeli kararının ve davacı istinaf dilekçesinin yöntemince tebliğine ilişkin gerekli usuli işlemlerin ikmaline yönelik olarak HMK’nun 352. maddesi uyarınca dava dosyanın ilk derece mahkemesine geri çevrilmesine karar verildiği ve mahkemece davalı …ın kendisine gerekçeli kararının 18/02/2022 tarihinde tebliğ edildiği görülmüştür. Davacı vekili, diğer davalılar … ve …in de telefon ve kontur satışı ile iştigal ettikleri için kontur alımının nasıl yapılacağını ne kadar iskonto yapılabileceğini bilmediklerini yapılan ceza yargılamasında her iki sanığın da suç işlediğinin tespit edildiğini, sanıkların ceza aldığını, davalı … açısından verilen mahkumiyet kararının Yargıtay ın verdiği onama kararı ile kesinleştiğini belirterek; davalılar … ve … yönünden de davanın kabulüne karar verilmesi gerektiğini ileri sürmüştür. Bursa 8. Asliye Ceza Mahkemesinin 2011/35 esas 2011/691 karar sayılı dosyasının incelenmesinden; suç eşyasının satın alınması veya kabul edilmesi hizmet nedeniyle görevi kötüye kullanma suçundan davalılar hakkında yapılan yargılamada sanık …’a hizmet sebebiyle görevi kötüye kullanma suçundan mahkumiyet, … ve … hakkında suç eşyasını satın almaktan mahkumiyet kararı verilmiştir. Asliye Ceza Mahkemesinin kararı Yargıtay 23.Ceza Dairesinin 2015/4736 esas 2015/7255 karar sayılı ilamı ile sanık …’in temyiz süresini geçirdiğinden temyiz talebinin reddine, sanık … hakkında aynı suçtan yani suç eşyasını satın alma suçundan kurulan mahkumiyet kararının kuşkudan uzak delil elde edilememesinden dolayı sanığın beraatine karar verilmesi gerektiği, gerekçesiyle bozulmasına, sanık … hakkında güveni kullanma suçundan verilen mahkumiyet kararının onanmasına dair karar verildiği görülmüştür. Mahkemece davacı tarafın dosyaya sunulan belgeler üzerinde yapılan bilirkişi incelemesinde; 07/11/2016 tarihli bilirkişi raporunda; dava dosyasına sunulu cari hesap defterinin incelenmesinde; davacı ile davalılara ait cari ilişkiyi gösterir herhangi bir bilginin olmadığını, defterdeki hesaplamalarının neye göre yapıldığının anlaşılamadığını, davacı vekili tarafından 25/09/2016 havale tarihli dilekçede sunulan ”… eksikler ” tablosunda yer alan hesaplamalar ile örtüşen herhangi bir tespit yapılamadığını, cari hesap defterinde yazan kontör miktarları ve yapılan hesaplamaların belirlenemediğini, içeriğinin anlaşılabilir olmadığını, imzalı olmadığını, tek taraflı tutulduğunu, bu nedenle hesaplama yapamadığını belirttiği ve mahkemece Bursa 8. Asliye Ceza Mahkemesinin 2011/35 Esas 2011/691 Karar sayılı dosyası ile birlikte dosyadaki bilgi ve belgeler de bir arada değerlendirilerek bilirkişiden alınan 11/04/2017 tarihli ek bilirkişi raporunda; … ve … seri numaralı irsaliyelerinden … seri numaralı irsaliyenin eksiksiz teslim alan kısmında ” …’ ın imzasının yer aldığını,” 02/10/2011 tarihine yakın olan 31/09/2011 tarihli dava dosyasına sunulu … seri nolu fatura içeriğinde bulunan aynı ürünlerin birim fiyatları ile yapılan hesaplama sonucunda davalı zimmetinde kaldığı belirtilen ürünlerin toplam satışı bedelinin 224.834,79 TL olduğunu, davalılardan …’ın Bursa 8. ACM 2011/35 esas 2011/691 karar sayılı dosyasında 02/10/2011 tarihinde aldığı kontörleri muhtelif müşterilere sattığını ifade ettiğini, ceza dosyasına sunulan irsaliye fatura ve ifade tutanaklarına göre dava konusu edilen ürünlerin değerinin 224.834,79 TL olduğunun belirtildiği görülmüştür. Tüm dosya kapsamı ile, davacı şirketin … A.Ş’ye bağlı olarak çalışan ve kendisine bağlı bölgelerde kontörlü hatlara ilişkin olarak kontör dağıtım ve satışını yaptığı davalı …’ında davacı şirkette kontörlü hatların dağıtımı ve satışında görevli olarak çalıştığı, davalı …’ın Bursa 8. ACM 2011/35 esas sayılı dosyasındaki yargılama sırasında 21/11/2010 tarihli duruşmadaki beyanında; davacı şirkette 2010 Mayıs ayı içerisinde satış temsilcisi olarak işe başladığını, müşterilere şirkete ait araç ile … kontör ve kalem pil isteyen olması halinde cep telefonu aksesuarları ve yedek parçaları dağıtımını yaptığını ifade ettiği, işyerine iyi görünmek ve fazla satış yapmak için kontörlerin piyasa değerinden 15krş aşağıya verdiğini, müşterilerin arttığını, aradaki farkı cebinden karşıladığını, bu sırada çantacı diye tabir edilen sabit yerleri olmayan ve işyerlerine kontör satan şahıslar ile tanıştığını, bunların kendisinden kontör almaya başladıklarını, ilk başta kontörleri piyasa değerinden verdiğini, daha sonra kendisine bir miktar para vererek kontörleri biraz daha ucuza verir misin dediklerini, kabul ettiğini, nasıl olsa kendisine ilk ödeme olarak para vereceklerini, açığı buradan kapatabileceğini düşündüğünü ifade ettiği, Bursa 8. ACM 2011/35 esas sayılı dosyasının kesinleşen gerekçeli kararında …’ın 02/10/2011 tarihinde muhtelif müşterilere dağıtmak üzere şirketten 4365 adet Kazı Konuş Standart Kontörü, 3192 adet Kazı Konuş 150 kontörü, 935 adet Kazı Konuş 250 kontörünü alarak … ve …’in değeri altında sattığı ve kontörlerin bedeli olan 224.754,64 TL’yi çalıştığı işyerine yatırmadığı ve paraları uhdesinde tuttuğu kabul edilerek ceza verildiği, dava dosyasına sunulu … ve … seri nolu irsaliyelerden … seri nolu irsaliyenin teslim alan kısmında davalı …’ın imzasının yer aldığını, diğer irsaliyede imza yer almamakla birlikte bu irsaliye fatura içeriğindeki ürünlerinde davalının ikrarı ile kendisine teslim edildiğinin sabit olduğu, davalının zimmetinde olan ve sattığı ürünlerin toplam satış bedelinin 224.834,79 TL olduğu, davacı taraf diğer davalılar … ve …ın da kasıtlı eylemleri ile zarara sebebiyet verdiğini ve onların da zarardan sorumlu tutulmaları gerektiğini ileri sürmüşse de, …’ın beyanından …’in bu ürünleri sattığı kişilerden bedeli tahsil ettiği hatta sattığı ürünün üzerinde para aldığını, bu şahıslara da borçlu kaldığını, tahsil ettiği paraları davacı şirkete yatırmayarak kendi uhdesinde tuttuğu ve kullandığını belirttiği ve Yargıtay 22. Ceza Dairesinin 26/11/2015 tarihli 2015/4736 Esas 2015/7255 Karar sayılı bozma kararında da, … hakkında suç eşyasının satın alınması suçundan kurulan mahkumiyet hükmünün temyizen incelenesinde; sanık …nün aşamalarda istikrar gösteren ve sanık …ın suç teşkil eden eylemlerinden haberdar olmadığını ifade eder savunmasının aksine cezalandırılmasına yeter, her türlü kuşkudan uzak delil elde edilememiş olması karşısında sanığın beraatine karar verilmesi gerektiği belirterek kararın bozulmasına karar verilmiş olduğu anlaşılmakla mahkemenin diğer davalılar … ve … aleyhine açılan davanın reddi kararında bir isabetsizlik bulunmadığı, davacı vekilinin bu yöndeki istinaf itirazının yerinde olmadığı anlaşılmıştır. Dosya kapsamı, mevcut delil durumu, ileri sürülen istinaf sebepleri ve kamu düzeni dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığından davacı vekilinin istinaf başvurusunun yerinde olmadığı anlaşılmıştır. Yukarıda açıklanan nedenlerle mahkeme kararında usul ve yasaya aykırılık olmadığı anlaşıldığından davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddi gerektiği anlaşılmıştır.
HÜKÜM: Ayrıntıları yukarıda açıklandığı üzere; İlk derece mahkemesi kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nun 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, Alınması gerekli 80,70 TL istinaf karar harcından peşin alınan 71,80 TL harcın mahsubu ile bakiye 8,90 TL istinaf karar harcının davacıdan tahsili ile hazineye irad kaydına, Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından taraflar yararına istinaf vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Kararın tebliğ ile harç tahsil müzekkeresi yazılması işlemlerinin Dairemiz tarafından yapılmasına, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 6763 SK. ‘nun 42. maddesi ile değişik 6100 s. HMK’nun 362/1-a ve aynı Kanunun 5. maddesi ile değişik 5521 s. İMK’nun 8/1. maddeleri uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde Yargıtay yolu açık olmak üzere 01/06/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.