Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 46. Hukuk Dairesi 2023/1199 E. 2023/1265 K. 25.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
46. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/1199
KARAR NO: 2023/1265
KARAR TARİHİ: 25/05/2023
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 13. Asliye Tic. Mhk.
TARİHİ: 30/03/2021
NUMARASI: 2021/198E. – 2021/198K.
DAVANIN KONUSU: İhtiyati Haciz
Taraflar arasında ilk derece mahkemesinde görülen davanın yapılan yargılaması neticesinde verilen karara ilişkin davacı vekilince süresi içerisinde istinaf edilmesi üzerine, istinaf dilekçesinin esasa kaydı sonrası dosya içerisindeki bütün belge, bilgi ve kağıtlar okundu.
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü: Dava; ödünç sözleşmesine dayalı ihtiyati haciz istemine ilişkindir.İlk Derece Mahkemesi’nce; “İcra ve İflâs Kanunu’nun 257’nci maddesinde: “Rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı, borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacaklariyle diğer haklarını ihtiyaten haczettirebilir. Vadesi gelmemiş borçtan dolayı yalnız aşağıdaki hallerde ihtiyati haciz istenebilir:1-Borçlunun muayyen yerleşim yeri yoksa; 2-Borçlu taahhütlerinden kurtulmak maksadiyle mallarını gizlemeğe, kaçırmağa veya kendisi kaçmağa hazırlanır yahut kaçar ya da bu maksatla alacaklının haklarını ihlal eden hileli işlemlerde bulunursa; Bu suretle ihtiyati haciz konulursa borç yalnız borçlu hakkında muacceliyet kesbeder.” hükmü düzenlenmiştir. İcra ve İflâs Kanunu’nun 258’nci maddenin 1’nci fıkrasında “Alacaklı alacağı ve icabında haciz sebepleri hakkında mahkemeye kanaat getirecek deliller göstermeğe mecburdur.”hükmü getirilmiştir. İcra ve İflas Kanununun 259’uncu maddenin 1’nci fıkrasında ise “İhtiyati haciz isteyen alacaklı hacizde haksız çıktığı taktirde borçlunun ve üçüncü şahsın bu yüzden uğrayacakları bütün zararlardan mesul ve Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 96.maddesinde (HMK-87) yazılı teminatı vermeğe mecburdur.” hükmü bulunmaktadır. Yukarıda anılan yasal düzenlemeler ve yapılan açıklamalar ışığında sunulan delil ve belgelere göre taraflar arasındaki hak ve menfaat dengesi ile iddianın öne sürülüş biçim ve içeriğine göre dosya kapsamında yapılan incelemede borç para olarak gönderildiği iddia edilen banka dekontlarında bu yönde bir açıklama yer almaması, hayatın olağan akışına ve günümüzün sosyal ve ekonomik şartlarına göre talebe ve iadeye konu miktarların arkadaşlık-dostluk ilişkisi çerçevesinde gönderilmesinin beklenmemesi ve böylece alacağın sebebi, varlığı, miktarı ve muaccel hale geldiğine ilişkin yaklaşık ispat ve yeterli kanaat oluşmadığından 2004 sayılı İİK’nın 257 ve 258/1. Maddeleri gereğince koşulları oluşmayan ihtiyati haciz talebinin reddine..” gerekçesi ile, “2004 Sayılı İİK’nin 258/3 maddesi gereğince ihtiyati haciz talebinin REDDİNE,” şeklinde hüküm tesis edilmiştir. İlk derece mahkemesi kararına karşı, davacı vekilince istinaf yoluna başvurulmuştur.Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Taraflar arasında gerçekleşen arkadaşlık neticesinde dekontları sunulduğu üzere alacak borcunun söz konusu olduğunu, güven ve dostluk ilişkisinden faydalanılarak alınan borcun ödenmediğini, iade istenmesine rağmen ertelemelerle tahsilin önüne geçildiğini, taraflar arasında yazılı sözleşme olmayıp sadece Whatsapp konuşmalarının bulunduğunu, konuşmalarda borç alışverişinin beyanlar ve taahhütler ile ortaya konduğunu, olası icra takiplerine karşı borçlunun kendi üzerindeki tüm gayrimenkullerini aynı tarihte aynı kişilere satmak suretiyle mal kaçırma girişiminde bulunduğunu, tüm bu sebeplerle kararın istinaf incelemesi neticesinde kaldırılmasını talep etmiştir.İstinaf sebeplerinin değerlendirilmesi,Geçici hukuki koruma kurumu olan ihtiyati haciz İİK’nun 257 vd. Maddelerinde, İİK md.265’de ise ihtiyati haciz kararına karşı itiraz ve temyiz yolu hususu düzenlenmiştir. İhtiyati haczin yasal koşulları açısından alacağın varlığı, miktarı ve muacceliyeti hususlarının kesin ispatından ziyade yaklaşık ispat kuralının gözetilmesi gerektiğinden; yaklaşık ispata ve sunulan belgelere göre alacağın varlığı, miktarının tespiti ve muacceliyet hususunda kanaat edinilmesinin yeterli olduğu ileri sürülebilir ise de; Yaklaşık ispat ölçütünde, mahkemede oluşması gereken kanaatin, alacağın varlığı ve muacceliyetini basit bir ihtimalden ziyade kuvvetle muhtemel göstermesi ve kanaat olması gerekir. Ayrıca yaklaşık ispat koşulunun somut olayda bulunması tek başına ihtiyati haczin yasal koşullarının oluşması için yeterli değildir. Bir hakkın mahkeme nezdinde ileri sürülebilmesi hukuki yarar şartının bulunmasına, talep edilen mahkeme kararının korunmaya değer üstün menfaatin hukuki güvence altına alınması açısından gerekli olmasına bağlıdır. İhtiyati haciz bir takip işlemi olmayıp ihtiyati tedbir gibi geçici hukuki korumadır.Bu genel açıklama çerçevesinde somut olay irdelendiğinde; davacı yan her ne kadar “taraflar arasında yazılı sözleşme olmayıp sadece Whatsapp konuşmalarının bulunduğunu, konuşmalarda borç alışverişinin beyanlar ve taahhütler ile ortaya konduğunu” ileri sürmüş ise de, anılı hususlar yaklaşık ispat için yeterli olmadığı ve talebin yargılamayı gerektirdiği anlaşılmakla; İlk Derece Mahkemesinin ihtiyati haciz talebinin reddine ilişkin kararı isabetli olmakla;Davacının istinaf talebinin dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve 6100 sayılı HMK 355. maddedeki, kamu düzenine aykırılık halleri resen gözetilmek üzere istinaf incelemesinin, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılacağı kuralına uygun biçimde yapılan inceleme neticesinde; özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre; HMK/353.1.b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerektiği kanaatine varılmakla, oy birliği ile aşağıdaki hükmün kurulması cihetine gidilmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1.HMK m.353/1-b-1 gereğince davacının istinaf başvurusunun esastan REDDİNE, 2.İstinaf incelemesinin duruşmasız olarak yapılması nedeniyle AAÜT 2/2 hükmü uyarınca ücreti vekalet taktirine yer olmadığına, 3.Alınması gerekli 179,90-TL harçtan, davacı vekilince yatırılan 59,30-TL harcın mahsubu ile bakiye 120,60-TL harcın davacıdan tahsiline, İlk Derece Mahkemesi’nce işlem yapılmasına, 4.İstinaf başvurusu için yapılan yargılama giderlerinin HMK’nın 360 ıncı maddesi yollamasıyla, madde 323 uyarınca istinafı talep eden üzerinde bırakılmasına, 5.Dosyanın ilk derece mahkemesine iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, 25/05/2023 tarihinde, oy birliğiyle ve kesin olarak karar verildi.