Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 46. Hukuk Dairesi 2022/2396 E. 2022/2459 K. 08.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
46. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/2396
KARAR NO: 2022/2459
KARAR TARİHİ: 08/11/2022
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 23/02/2022
NUMARASI: 2020/114 E. – 2022/131 K.
DAVA: İtirazın İptali
DAVA TARİHİ: 02/03/2020
BİRLEŞEN DAVA: İSTANBUL ANADOLU 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ: 2021/137E. sayılı Dosyası
DAVA: Alacak
DAVA TARİHİ: 26/02/2021
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
Taraflar arasında ilk derece mahkemesinde görülen davanın yapılan yargılaması neticesinde verilen karara ilişkin taraflar vekilince süresi içerisinde istinaf edilmesi üzerine, istinaf dilekçesinin esasa kaydı sonrası dosya içerisindeki bütün belge, bilgi ve kağıtlar okundu.
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü: Asıl dava; davalı kooperatife avukatlık hizmeti verdiği ve vekalet ücreti karşılığında kooperatif hissesi ile araç verilmesinin kararlaştırıldığı, kooperatif hissesi karşılığında kooperatife üye yapıldığı, bilahare üyelikten ihraç edildiği, ihraç kararının iptali için İstanbul Anadolu 7 ATM’de açtığı davanın derdest olduğu, kooperatif hisse bedeline ve araç bedeline tekabül eden vekalet ücreti alacağının tahsili için Anadolu 15 ATM’de açtığı kısmi davanın lehine neticelendiği ve akabinde vaki alacağı için ilişilen takibe davalının itiraz ettiğinden bahisle itirazın iptali ve takibin devamı istemine ilişkindir. Birleşen dava ise; vekalet ücretine mahsuben verilmeyen ev ve arabadan kaynaklanan munzam zararın tahsili istemine ilişkindir. Davalı Kooperatif asıl davaya cevap dilekçesinde; Davacı tarafın 27.12.1988 tarihli yönetim kurulu kararı ile müvekkilinin vekilliğini üstlendiğini, 14.06.1993 tarihli yönetim kurulu kararı ile de kooperatife ait taşınmazla ilgili davaların takibi hususunda kendisine görev verildiğini ve bu davaların tamamlanması karşılığında kendisine kooperatiften bir hisse verilmesine karar verildiğini, verilen hissenin vekalet ücreti karşılığı olduğunu, davacının müvekkilinden vekalet ücreti alacağı olduğu iddiası ile müvekkiline dava açtığını ve davadaki bilirkişi raporuna istinaden ilamsız icra takibi başlatıldığını, ancak avukatlık vekalet ücreti alacağına dayanan husumetlerde Asliye Hukuk Mahkemeleri görevli olduğunu ve görev itirazında bulunduklarını, davacının zaman aşımına uğramış taleplerinin reddinin gerektiğini, vekalet ücreti alacağını kooperatif üyesi olarak alan davacı taraf, kooperatifin kendisine yüklediği yükümlülüklere aykırı hareket etmesi sonucu olarak yönetim kurulu kararı ile kooperatif üyeliğinden ihraç edildiğini ve kararın davacıya tebliğ edildiğini ve bu kararın iptali için davacı tarafın dava açtığını ve davanın açılmamış sayılmasına karar verildiğini, kararın kesinleştiğini ve 3 yıllık hak düşürücü süre içerisinde iptal davası açılmaması durumunda üyelikten ihraç edilen üyenin bir daha üyelikten ihracın iptalini veya üyeliğin tespitini isteme hakkının bulunmadığını, ancak davacı tarafın kooperatif üyeliğinin tespiti amacı ile yeni bir dava açtığını, bu davanın mahkememiz davası sonucuna direkt etki edeceği için bu dosyanın bekletici mesele yapılmasını talep ettiğini, bu nedenlerle avukatlık ücret sözleşmesinden kaynaklanan alacaklarda görevli mahkemelerin Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğu göz önüne alınarak görev itirazının kabulüne, davacı tarafın zamanaşımına uğrayan taleplerinin zamanaşımı itirazı doğrultusunda reddine, İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/1001 E. sayılı dosyasının işbu davanın sonucuna doğrudan etki edeceği gözetilerek bekletici mesele yapılmasına, davanın reddine karar verilmesini talep ettiği görüldü. Davalı Kooperatif birleşen davaya cevap dilekçesinde; davacının vekalet ücreti talebinin zaman aşımına uğradığını, vekalet ücreti yönünden açtığı davanın 22.500,00 TL olduğunu, ona da hükmedildiğini belirterek davacının 03/11/2009 tarihli yönetim kurulu kararıyla ihraç edildiğini, bu kararın iptal edilmediğini; iptali için Anadolu 6. ATM’deki davayı da takip etmediğini belirterek iş bu davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince; “..Dava; davacının davalı kooperatife vermiş olduğu avukatlık hizmeti nedeniyle vekalet ücreti alacağına ilişkin olup, dava dilekçesinde kooperatif ortağı olduğunu, ortaklıktan ihraç edilmesi nedeniyle kendisine konut teslimi yapılmadığını, kooperatif hisse bedelinin vekalet ücreti olarak ödenmesi gerektiğini, ihraç kararının mutlak butlanla batıl olduğuna ilişkin dava açtığını, bu davaya konu icra takibinin ve itirazın iptali davasının İstanbul 15.Asliye Ticaret mahkemesinde açmış olduğu vekalet ücretinin tespiti ve ödenmesine ilişkin davanın devamı niteliğinde olduğunu beyan ederek itirazın iptali ve takibin devamını talep ettiği, birleşen İstanbul Anadolu 7.ATM’nin 2021/137 Esas sayılı dosyasında ise; avukatlık vekalet ücreti olarak hak edişlerin karşılığında kooperatif üyesi yapıldığını kooperatif ferdileşmeye gittiğinde vekalet ücreti hak edişlerinin hesaplanarak kooperatifin diğer üyelerin ödediği aidatlarla oranlandığını, vekalet ücretinin daha az olması durumunda farkı kendisi yatırmak suretiyle diğer üyelerle birlikte kendisine de bir daire verilmesinin kararlaştırıldığını, kooperatifin faaliyetleri devam ederken davalı … ile kooperatifin gayrimenkul takası yaptığını, bu anlaşma sonunda her üyeye bir daire ve bir adet 320i … marka araç verilmesinin kararlaştırıldığını, kooperatif ile kendisi arasında ihtilaflar çıktığını, kooperatif genel kurulunca kooperatiften ihraç edildiğini beyanla, bu nedenle … aracı alamamaktan kaynaklanan munzam zararının tazminini talep ettiği anlaşılmaktadır. İstanbul Anadolu 6.ATM’nin 2014/336 Esas-2017/226 Karar sayılı dosyasında; davacı … tarafından davalı kooperatif aleyhine 05/11/2009 tarihli ihtarname ile kendisine bildirilen kooperatif üyeliğinden ihraç iptalini ve üyeliğin devamını talep ettiği, yapılan yargılama sırasında davacı tarafından dosyanın takip edilmediği ve 18/04/2014 tarihinde 1.kez, 03/04/2017 tarihinde 2.kez takipsiz bırakılması üzerine davanın açılmamış sayılmasına karar verildiği, bu kararın 02/01/2018 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır. Her ne kadar davacı ile davalı kooperatif arasında bir dönem kooperatif üyeliği ilişkisi kurulmuş ise de; davacının davalı kooperatif üyeliğinden 03/11/2009 tarihinde ihraç edildiği, bu ihraç kararının iptaline ilişkin açmış olduğu davayı takipsiz bıraktığı ve davanın açılmamış sayıldığı, bu durumda davacı ile davalı kooperatif arasındaki üyelik ilişkisinin 03/11/2009 tarihinde sona ermiş olduğu anlaşılmıştır. Bu dava Ticaret mahkemesine açılmış ise de; asıl davada davacı, davalı kooperatiften vekalet ücreti alacağını talep etmekte, birleşen davada ise; davalı kooperatif ve davalı … arasında yapılan anlaşma uyarınca kendisinin vekalet ücreti alacağı nedeniyle kendisine tahsis edilmesi gereken … marka aracın verilmemesinden kaynaklanan munzam zararın talep edildiği, davanın kooperatif üyeliğinden kaynaklanmadığı gibi dava açıldığı tarihte davacının davalı kooperatif üyesi de olmadığı, davacının tacir olmadığı, bu nedenlerle davanın mutlak yada nispi ticari dava sayılamayacağı anlaşılmakla, asıl davada ve birleşen davada mahkememizin görevsizliğine..” gerekçesi ile, “ASIL DAVADA VE BİRLEŞEN İSTANBUL ANADOLU 7.ATM’nin 2021/137 ESAS SAYILI DAVASINDA; Davacının kooperatif üyesi olmadığı, vekalet ücreti alacağı için açılan bu davada mahkememizin görevli olmadığı anlaşılmakla dava ve birleşen davanın mahkememizin görevsizliği nedeniyle HMK’nun 114 ve 115. maddelerine göre USULDEN REDDİNE, İstanbul Anadolu Asliye Hukuk Mahkemelerinin görevli olduğuna, ” şeklinde hüküm tesis edilmiştir. İlk derece mahkemesi kararına karşı, taraflar vekilince istinaf yoluna başvurulmuştur. Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle Gerekçeli kararda, davaya katılmayan … A.Ş’nin davalı olarak yer aldığını, davalı kooperatif vekilinin tensip zaptındaki ihtara rağmen davaya cevap vermediğini, ihtara rağmen gereğinin yapılmadığını, davalının artık delil ikame edemeyeceğini ya da beyanda bulunamayacağını, yasal dayanağın bulunmamasına rağmen davacının kooperatiften ihraç edildiğinin söylendiğini, beyanın yasaya aykırı olduğunu ve yok hükmünde olduğunu, davalı Kooperatif Yönetim Kurulu’nun yetki belgesi ve imza sirkülerinin yasal geçerliğini kaybettiğini, kararın kaldırılmasını talep etmiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Davacı şu anda kooperatif üyesi olmasa dahi, davacıya kooperatifin davalarının ve hukuki işlerinin takibi hususunda görev verildiğini ve bu davaların tamamlanması karşılığında kendisine kooperatiften bir hisse verilmesine karar verildiğini, bu sebeple davanın Asliye Ticaret Mahkemesinde görülmesi gerektiğini, İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 03.04.2017 tarih 2014/336 E. 2017/226 K. sayılı kararı ile davanın açılmamış sayılmasına ilişkin verilmiş kararın ve davacının üyelikten ihraç kararının kesinleştiğini, Kooperatifler Kanunu’nun 16/4 maddesi uyarınca 3 aylık hak düşürücü süre içerisinde iptal davası açılmaması durumunda üyelikten ihraç edilen üyenin bir daha üyelikten ihracın iptalini veya üyeliğin tespitini isteme hakkının bulunmadığını, buna rağmen kooperatif üyeliğinin tespiti amacıyla dava açıldığını, kararın istinaf incelemesinde olduğunu, davaya konu tutarın vekalet ücreti alacağı olmadığını, davacının üyelik payına düşen tutar olduğunun izahtan vareste olduğunu, görevsizlik kararının kaldırılmasını talep etmiştir. İstinaf sebeplerinin değerlendirilmesi, Davacı, asıl davada ücreti vekalet alacağını, birleşen davada ise kooperatif üyeliğinden ihracı sebebiyle meydana gelen munzam zararını talep etmektedir. Davacı tarafından; ücreti vekalet tahsili yönünde ilk davasında İstanbul 15 Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2014/819 E. – 491 K. ve 29/12/2014 tarihli kararı ile 22.500-TL alacağa hüküm kurulduğunu ve Yargıtay 13 Hukuk Dairesi’nin 5233 E. sayılı ve 13/06/2019 günlü ilamı ile onandığını, Anadolu 1 ATM’deki bu davanında fazlaya ilişkin haklardan ötürü açıldığı ifade edilmiştir. Davacının ücretinin nakit ödenemediğini, yerine kooperatif üyesi yapıldığını, bir daire ve araba verilmesinin kararlaştırıldığını, bunların da verilmediğini ve kooperatiften ihraç edildiğini, İstanbul Anadolu 7 ATM’nin 2018/1001 E. – 2021/107 K. sayılı ihraç işleminin mutlak nedeniyle de iptal edildiğini ileri sürmüştür.Yargıtay 5. Hukuk Dairesi, 2022/5417 E. – 2022/9097 K. sayılı ilamında; “Türk Ticaret Kanunu bakımından ticaret şirketleri arasında sayılan kooperatiflerle ilgili ana düzenleme şüphesiz ki 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’dur. Bu Kanun’un 3. maddesinde kooperatif ve şubelerinin ticaret siciline tescil olunacağı, 7. maddesinde kooperatifin ticaret siciline tescil ile tüzel kişilik kazanacağı, 98. maddesinde de bu Kanun’da aksine açıklama olmayan hususlarda TTK’daki anonim şirketlere ait hükümlerin uygulanacağı düzenlenmiştir. Bu düzenleme nedeniyle TTK’nın özellikle anonim şirketlere ilişkin hükümleri ile 1163 sayılı Kanun’a aykırı olmayan birleşme, bölünme ve tür değiştirmeye ilişkin hükümlerinin kooperatiflere uygulanacağı ve kooperatiflerin de defter tutmak zorunda olduğu açıktır. Ayrıca 99. maddesinde tarafı olduğu hukuk davalarının ticari dava sayılacağı düzenlendiği gibi 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 179. maddesindeki düzenleme uyarınca kooperatiflerin iflasa tabi oldukları da gözden kaçırılmamalıdır. Yasal düzenlemeler birlikte değerlendirildiğinde kooperatiflerin ticaret şirketi ve tacir olduğu açıkça görülmektedir. Bu açık kanun hükümleri karşısında ticaret siciline tescili zorunlu olan, ancak bu şekilde tüzel kişilik kazanabilen, ticari defterler tutan, ortaklarının sermaye koyma borcu bulunan, şirketler ile birlikte düzenleme yapılıp birleşme, bölünme ve tür değiştirme şartları düzenlenen ve iflasa tabi olan kooperatifin ticaret şirketi ve tacir sayılmaması mümkün değildir. Ayrıca belirtmek gerekir ki, kooperatifler tek amacı kâr elde etmek olmamakla birlikte, ortaklarının ekonomik menfaatlerini geliştirmeyi amaçlayan ticari birer ortaklıktır. Kooperatiflerin kârlılık ilkesini büsbütün bir kenara bıraktıkları da söylenemez, aksi takdirde varlıklarını sürdürmeleri beklenemez. Kâr elde edilip bunun ortakları arasında paylaşılıp paylaşılmadığı, diğer bir deyişle ne şekilde tasarruf edildiği kooperatifin amacının ekonomik olduğu gerçeğini değiştirmemektedir. Kooperatif şirketinin TTK’nın 124. maddesinde şahıs ve sermaye şirketleri arasında gösterilmemiş olması da kanunun açık lafzı karşısında kooperatifin ticaret şirketinin sayılmasına engel değildir. Öğretide de, Kooperatifler Kanunu’nun 1. maddesinde 2004 yılında yapılan değişiklik ile kooperatifin tacir olup olmadığı hususundaki tartışmanın noktalandığı ve kooperatifin şirket niteliğinde bulunduğunun vurgulandığı, 6102 sayılı TTK’nın 124/1. maddesi ile de ticaret şirketi niteliğinde olduğunun bir kez daha teyit edildiği, kooperatifin tacir sayılmayacağı yönündeki yorumun kanuna aykırı bir yorum faaliyeti olduğu, 07.11.1945 gün ve 1944/8 E., 1945/14 K. sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulu kararında da tespit edildiği üzere kooperatifin “… ticari işletme işletip işletmediğinden bağımsız olarak (hukuki) şekli (kalıbı) dolayısıyla tacir…” olduğu ifade edilmektedir. Hâl böyle olunca, eldeki davaya bakma görevi 6102 sayılı TTK’nın 4/1. maddesi uyarınca ticaret mahkemesine ait olup, davanın Ankara 13. Asliye Ticaret Mahkemesi’nde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir.” şeklinde ifade edildiği görülmüştür. Bu durumda, davacının kooperatif üyeliğinden ihraç kararının da iptal edildiği ve halen kooperatif üyesi olduğu, Kooperatifler Kanunu 99. maddesi gereğince davada Ticaret Mahkemesi’nin görevli olduğu anlaşılmaktadır.Şu halde, ilk derece mahkemesince verilen görevsizlik kararı kaldırılmalıdır.Bu itibarla; tarafların istinaf talebinin kabulüne, HMK 353-a-3 maddesi gereğince ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, dosyanın yargılamaya devam edilerek esasa yönelik hüküm kurulması için mahkemesine gönderilmesine karar verilerek aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1.Tarafların istinaf başvurusunun KABULÜNE, HMK m. 353/1-a-3 uyarınca İSTANBUL ANADOLU 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin 23/02/2022 tarihli ve 2020/114E. 2022/131K. sayılı kararının KALDIRILMASINA, 2.Yukarıda belirtilen kapsamda esas yönden yargılamaya devam edilmesi hususunda dosyanın kararı veren İSTANBUL ANADOLU 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’ne gönderilmesine,3.Harçlar yasası uyarınca davacı tarafından yatırılan 80,70 TL harcın talep halinde ilk derece mahkemesince davacıya iadesine, -Harçlar yasası uyarınca davalı tarafından yatırılan 80,70 TL harcın talep halinde ilk derece mahkemesince davalıya iadesine, 4.İstinaf incelemesinin duruşmasız olarak yapılması nedeniyle AAÜT 2/2 hükmü uyarınca ücreti vekalet taktirine yer olmadığına, 5.İstinaf başvurusu için yapılan yargılama giderlerinin yerel mahkemece verilecek kararda değerlendirilmesine,Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda,08/11/2022 tarihinde, oy birliğiyle ve kesin olarak karar verildi.