Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 46. Hukuk Dairesi 2022/2051 E. 2022/1826 K. 07.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
46. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/2051
KARAR NO: 2022/1826
KARAR TARİHİ: 07/09/2022
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 24/06/2021
NUMARASI: 2020/665 E. – 2021/450 .
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
Taraflar arasında ilk derece mahkemesinde görülen davanın yapılan yargılaması neticesinde verilen karara ilişkin davacı vekilince süresi içerisinde istinaf edilmesi üzerine, istinaf dilekçesinin esasa kaydı sonrası dosya içerisindeki bütün belge, bilgi ve kağıtlar okundu.
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü: Dava; kredi kartı alacağının tahsili için yapılan takibe vaki itirazın iptali istemine yöneliktir. Davalı; davanın reddini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince; “Yargılama kapsamında öncelikli olarak irdelenmesi gereken meselenin görev noktasında toplandığı anlaşılmıştır. Bu kapsamda yapılan tetkik neticesinde; 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 73. maddesinde; “Tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemeleri görevlidir.” ifadesi ile tüketici mahkemelerinin görev alanının tüketici işlemleri ile sınırlandırıldığı, aynı yasanın 3/l maddesinde, mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemin tüketici işlemi olarak tanımlandığı görülmüştür.Somut olayda, davacı banka ile tacir olmayan davalı şahıs arasında imzalanan kredi kartı sözleşmesinden kaynaklı alacak istemi ile icra takibinin başlatıldığı, yapılan takibin davalının itirazı üzerine durması kapsamında itirazın iptali istemli davanın açıldığı anlaşılmaktadır. 5411 sayılı Bankacılık Kanununun 142. maddesinde “Fon, fon bankaları ve faaliyet izni kaldırılan bankaların iflas ve tasfiye idareleri tarafından açılacak hukuk davalarına asliye ticaret mahkemesince bakılır. O yerde birden fazla asliye ticaret mahkemesi bulunması halinde, bu davalar (1) ve (2) numaralı asliye ticaret mahkemelerinde görülür.” düzenlemesi mevcut olmakla birlikte huzurdaki davayı ikame eden tarafın anılı maddede sayılan taraflardan olmadığı görülmüştür. Bu hali ile dava tarihi itibariyle yürürlükte olan 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 3, 73/1 ve 83/2 maddeleri uyarınca (tüketici) kredi kartı sözleşmelerinden kaynaklanan davalara bakma görevinin tüketici mahkemelerine ait olduğu nazara alındığında huzurdaki davada davalının tüketici olduğu, anılı yasal düzenlemeler gereğince davanın, açıldığı tarih itibari ile tüketici davası vasfında olup tüketici mahkemelerinin görev alanına girdiği anlaşılmakla; HMK’nın 114/1-c ve HMK’nın 115/2 maddesi uyarınca davanın usulden reddine,” gerekçesi ile, “Mahkememizin görevsizliği nedeniyle dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine, -Kararın istinaf yoluna başvurulmaksızın kesinleşmesine müteakip bu tarihten itibaren istinaf yoluna başvurulması ve istinaf talebinin reddinin kesinleşmesine müteakip iki haftalık süre içinde talep halinde dosyanın görevli İstanbul Tüketici Mahkemesine gönderilmesine, süresi içinde gönderilme başvurusunun olmaması halinde davanın açılmamış sayılacağına karar verileceğine,” şeklinde hüküm tesis edilmiştir. İlk derece mahkemesi kararına karşı, davacı yanca istinaf yoluna başvurulmuştur. Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Dava şartı değerlendirmesinde hataya düşüldüğünü, mahkeme kararı ile davacının iflasına karar verilmiş olup, BDDK’nın 22.7.2016 tarih ve 6947 sayılı kararı ile bankanın faaliyet izni kaldırılmış, işbu kararın ise 23.07.2016 tarih ve 29779 sayılı resmi gazetede yayınlandığını, davacı bankanın hükümde bahsi geçen “faaliyet izni kaldırılmış olan” bankalardan biri olmakla, yerel mahkemenin davacının anılan hükümde yer alan taraflardan biri olmadığından bahisle görevsizlik kararı vermesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 19. Hukuk Dairesi 2021/2139 E. – 2021/1636 K. sayılı kararının işbu davaya dayanak olduğunu, kararın esas incelemesine geçilmesini ve görevsizlik kararının kaldırılmasını talep etmiştir. İstinaf sebeplerinin değerlendirilmesi,Eldeki dava, davacı banka ile davalı arasında kredi sözleşmesi gereğince ödenmeyen konut kredisi borcu üzerine başlatılan icra takibine davalının itirazı üzerine açılan itirazın iptali istemine ilişkindir.İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce, bireysel kredi sözleşmelerinde 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun uygulanması gerektiğinden bahisle kanun 73/1 maddesi ve 83/2 maddesi gereğince tüketici mahkemesinin görevli olduğundan bahisle görevsizlik kararı verildiği kararın davacı tarafça istinaf edildiği görülmüştür. Davacı Müflis … Bankası A.Ş’nin 01/11/2005 tarihinde yürürlüğe giren 5411 sayılı Bankacılık Kanunu’nun 111. maddesi ile kurulan Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu kapsamında olduğu sabittir. Anılan Kanunun görev ve yetkiye ilişkin 142. maddesinde; “Fon, fon bankaları ve faaliyet izni kaldırılan bankaların iflas ve tasfiye idareleri tarafından açılacak hukuk davalarına Asliye Ticaret Mahkemesi’nce bakılır. O yerde birden fazla Asliye Ticaret Mahkemesi bulunması halinde, bu davalar (1) ve (2) numaralı Asliye Ticaret Mahkemeleri’nde görülür.” hükmü mevcuttur. Her ne kadar davalının tüketici olması ve ihtilafa konu kredinin konut finansman kredisi olması nedeniyle 6502 sayılı yasanın uygulanması gerekmekte ise de 5411 sayılı yasa 6502 sayılı yasaya göre özel yasa niteliğinde olup davacı bankanın iflas nedeniyle tasfiye halinde olması nedeniyle göreve ilişkin özel düzenleme bulunduğundan mevcut yasal düzenleme karşısında ihtisas mahkemesi olarak ticaret mahkemelerinde görülmesi gerekmektedir. Yargıtay içtihatları ve BAM Hukuk Dairesi kararları da bu yöndedir. Açıklanan nedenlerle davacının istinaf talebi haklı olup davada asliye ticaret mahkemesi görevli olduğundan HMK 353-a-3 maddesi gereğince ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, dosyanın yargılamaya devam edilerek esasa yönelik hüküm kurulması için mahkemesine gönderilmesine karar verilerek aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1.Davacının istinaf başvurusunun KABULÜNE, HMK m. 353/1-a-3 uyarınca İSTANBUL 16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİnin’nin 24/06/2021 tarihli ve 2020/665E. – 2021/450K. sayılı kararının KALDIRILMASINA, 2.Yukarıda belirtilen kapsamda esas yönden yargılamaya devam edilmesi hususunda dosyanın kararı veren İSTANBUL 16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’ne gönderilmesine, 3. Bankacılık Kanunu gereğince davacı TMSF’ye devredildiğinden harç alınmasına yer olmadığına, 4.İstinaf incelemesinin duruşmasız olarak yapılması nedeniyle AAÜT 2/2 hükmü uyarınca ücreti vekalet taktirine yer olmadığına, 5.İstinaf başvurusu için yapılan yargılama giderlerinin yerel mahkemece verilecek kararda değerlendirilmesine, 6. Dosyanın mahkemesine iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, 07/09/2022 tarihinde, oy birliğiyle ve kesin olarak karar verildi.