Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 46. Hukuk Dairesi 2021/934 E. 2021/672 K. 07.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
46. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/934
KARAR NO: 2021/672
KARAR TARİHİ: 07/04/2021
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 09/12/2020
NUMARASI: 2019/135 Esas 2020/806 Karar
DAVANIN KONUSU: Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
İSTANBUL 15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin 09/12/2020 tarihli ve 2019/135 2020/806 sayılı dosyasında verilen karar; davacı/davalı tarafça vaki istinaf talebi üzerine istinaf incelemesi için dairemize tevzi edilmekle Dairemiz yukarıda belirtilen esas sırasına kaydı yapıldı.Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;davacılardan … nun … A.Ş.’nin internet sitesinden (www…com) 28/12/2018 tarihinde 4.798,00TL bedel ödeyerek 2 adet … Bilgisayar satın aldığını, 30/12/2018 tarihin de satılan ürünlerin tedarikçi …Ltd.Şti. tarafından faturasının kesildiğini, bilgisayarların 02/01/2019 tarihinde teslim edildiğini, şirket ortağı …’nun her iki bilgisayarı açmaya çalıştığını,fakat bilgisayarlardan birinin çalıştığını, ikincisinin açılmadığını ve çalıştırılamadığını, müvekkilinin ilk açtığı bilgisayarın ayıplı olması sebebiyle ikinci bilgisayarının da aynı arızayı vereceği şüphesinden dolayı her iki bilgisayarı da tüketici kanuna göre sebep göstermeksizin iade hakkı olmasına rağmen ayıplı olduğundan, iade etmek istediğini, …’nun … Hiz.Tic.A.Ş.(…com) müşteri hizmetlerini arayarak durumu haber vererek iade işleminin yapılmasını rica ettiğini, müşteri hizmetlerinden aldığı cevaba göre aynı gün (02/01/2019) iade ettiğini, aynı zamanda www…com sitesinde iade talebi de oluşturduğunu, bilgisayarlar gönderildikten sonra …Tic.A.Ş.(…com) tarafından müvekkili …’na tedarikçi firma ile görüşüldüğünü bilgisayarların … servisinden rapor alındıktan sonra iade işleminin gerçekleşeceği bilgisi (10/01/2019 tarihli mail ile) verildiğini, fakat davacının …Tic.A.Ş. (…com) … kargo … gönderi kodu ile gönderdiği bilgisayarların yaklaşık 15 gün sonra (15/01/2019 tarihinde ) müvekkiline geri gönderildiğini davacıların davalı satıcılar yüzünden, defalarca iş yerini bırakarak iade işlemleriyle uğraşmak zorunda kaldığını, hp servisine bizzat giderek servis raporu almak istediğini, fakat … servisinin rapor vermekten ve yazılı bir evrak vermekten de imtina ettiğini, davacılardan şirket ortağı …’nun defalarca …Tic.A.Ş. (…com) müşteri temsilcileriyle görüştüğünü fakat hiçbir şekilde olumlu sonuç alamadığını, şirketlerinde acil ihtiyaç olması sebebiyle …Ltd.Şti. ‘den 6.950,20TL bedelli ayni efsafta iki adet bilgisayar almak zorunda kalındığını, yaşanılan bu durumun manevi olarak çok üzdüğünü, 30/12/2018 tarihli 4.798,00TL bedelli fatura bedelinin iadesi ile; ayni işi görebilmesi için 6.950,20 TL bedelle satın alınan bilgisayarlar arasında 2.152,20 TL farktan oluşan kaybın ve yeni bilgisayarlar gelene kadar oluşan (iki aylık) iş kaybının bedeli olarak 2.000,00 TL maddi tazminatın, fatura iade işlemi için iş yerini bırakıp uzun süre (hp servis görüşmeleri,tüketici hakem heyeti görüşmeleri, avukatlık görüşmeleri, arabuluculuk görüşmeleri) iş yerinden yoksun kalması ve haklı olmasına rağmen iade işleminin satıcılar tarafından gerçekleştirilmemesi sebebiyle oluşan manevi zarar 5.000,00TL tazminatın en yüksek reeskont faizi ile tahsiline karar verilmesini , talep ve dava etmiştir. Davalı … A.Ş. vekilinin cevap dilekçesinde özetle; Davacı …, …’nun … … (…) ve Ortaklığı’nın davalı müvekkili Şirketin sahibi olduğu www…com internet sitesi aracılığı ile 2 adet … marka bilgisayar satın aldığını, satın aldığı ürünlerin 1 tanesinin ayıplı diğerinin de ayıplı olma ihtimali düşüncesiyle ile müvekkili şirkete başvurarak bedel iadesi talebinde bulunduğunu, söz konusu taleplerin Tüketici Kanununa dayandığını, bedel iadesi istenilen ürünlerin sadece 2 (iki) adet bilgisayar olması ve davacıların gerçek kişi olması göz önüne alındığında kullanılma amacı bakımından ticari ve mesleki bir amaç güdülmediğinden tüketici mahkemesinde görülmesi gerektiğini,dilekçenin reddi gerektiğini, davalı müvekkili www…com internet sitesinin sahibi ve yöneticisi olup bu internet sitesi aracılığı ile çeşitli ve mal ve hizmetleri tüketicilere sattığını, mal ve hizmetlerin üretici ve/veya tedarikçilerinden temin edildiğini, satış için internet sitesine konmakta ve tüketicilerin talepleri doğrultusunda tüketicilere satış gerçekleştirildiğini, davalı müvekkili şirketin sattığı mal ve hizmetlere ilişkin olarak üyelerle yapmış olduğu mesafeli satış sözleşmeleri gereğince belirtilen adreslere teslimatı yapmakla yükümlü olduğunu, satın alınan ürünün tamiri konusunda bir başvuru olduğunda şirketin söz konusu tüketici talebini konunun asıl muhatabı üretici/tedarikçiye iletilmesi olduğunu, nitekim, bir üründe herhangi bir sorun olduğunda onun tamir, değişim, iade gibi kararları üretici/tedarikçi tarafından verilmekte olup Şirketin bu noktada herhangi bir etkisi bulunamadığını, bu konuda münhasır yetkinin üretici/tedarikçide olduğunu, davanın husumet yokluğu nedeniyle de reddi gerektiğini, kaldı ki müvekkili şirketin davaya konu ürünün satıcısı olmayıp yalnızca “Aracı Hizmet Sağlayıcı” olduğunu, ürünün satışını gerçekleştiren firma … Ltd.Şti olduğunu, fatura da bu tedarikçi firma tarafından kesilmiş olduğundan şirketin herhangi bir sorumluluğunun bulunmadığını,davalı şirketin tüketicilerinin karşılaştığı sorunları çözüme kavuşturma noktasında son derece hassas ve özenli olarak bir an önce mağduriyetin giderilmesi doğrultusunda çalıştığını, ürünün değişimi, onarımı, tedarikçi firmanın belirlediği yetkili servis tarafından alınan bir karar olduğunu, satımdan sonra tüketicilerin yaşayabileceği aksaklıkları sadece müşteri memnuniyeti çerçevesinde çözüme kavuşturabildiklerini, uygulamada müvekkili şirkete bırakılan usulüne uygun arıza bildiriminin varlığı halinde, rapor hazırlayarak tüketici ile üretici/tedarikçi firmaya bilgilendirmede bulunduğunu, Şirketin görevinin hiçbir şekilde ürünün tamiri, değişimi olmayıp söz konusu sorunu ilgili tedarikçi/üreticiye bildirerek tüketicinin bunlarla irtibatının sağlanması olduğunu, şirketin bu duruma müdahale gibi bir imkânı da bulunmadığını, şirket de bu doğrultuda tüm yükümlülüklerini yerine getirdiğini, yetkili servis ile bağlantıyı kurduğunu, kendilerine bilgi gelmeden, şirket tarafından değişim, iade gibi işlemler yapılamadığını, dolayısıyla öncelikle yetkili servis tarafından satın alınan cihazda üretici hatası tespit edilmiş olması ve sonucunda servis raporuyla misli ile değişimin yapılacağının belirtilmesi gerektiğini, aksi halde şirket işleyişi gereği böyle bir rapor bulunmadan iade, değişim vb. işlemler yapılamadığını, müvekkili Şirket tarafından tüketicilere gönderilen elektronik postada yer alan ve her iki tarafça da mutabık kalınan mesafeli satım sözleşmesinin m. 4/ e bendinde yer alan Cayma Hakkının kullanılmayacağı haller içinde “malın teslimden sonra ürünün ambalajının, bandının, paketinin vb. koruyucu unsurlarının açılmış olması halinde cayma hakkının kullanılamayacağından” bahsedildiğini, dolayısıyla, bahsi geçen sözleşmede yer alan hüküm gereğince davacı tarafından satın alınan bilgisayarın tesliminden sonra ambalajının açılması nedeni ile davanın usul ve esastan reddine, karar verilmesi savunmuştur. …Ltd.Şti vekilinin cevap dilekçesi özetle; Davacının bahse konu ürünleri satın aldığını ilgili faturaları düzenlenerek malların teslim edildiğini, bundan sonra şirkete yapmış oldukları başvuru ile cayma hakkı kullanıldıklarını,davalının usule uygun olarak üzerine düşeni yeri getirdiğini, ancak sonraki süreçte alıcının cayma hakkını sebep göstererek iade ettiği ürünlerin kullanıldığı ve kullanım sırasında oluşan ayıba binaen iadesinin istendiği fark edilerek, halli için teknik rapor alınmasına geçildiğini, bunun dışında cayma hakkının süresinde kullanılmamış olması halinde bahse konu iddianın dikkate alınmaması gerektiğini, müşteri yedinde iken arızalanan, orijinalliği bozulan ve iade edilmek istenen ürünlerin kullanıcı hatasından kaynaklı bir sebeple müvekkilce kabul edilmesinin beklenilmesi haksız ve usule aykırı bulunduğunu, davalı şirketin tedariğini orijinal ambalajında, tüm teknik ve satım standartlarına uygun olarak yerine getirdiğini, üzerine düşen yükümlülüğü oluşturduğunu, buna aykırı olarak alıcı yedinde iken kullanım veya teknik talimat hatası ya da teknik standartlara aykırı zeminlerde gerçekleşen kullanım ile oluşan arıza ya da ayıbın bahse konu satışı gerçekleştiren şirkete yüklenmeyeceğini davanın reddine karar verilmesini beyan etmiştir. İlk derece mahkemesince,”..1-30/12/2018 tarih … numaralı faturada belirtilen 2 adet … masa üstü bilgisayarın davalılara iadesine, 2-Davacının alacak taleplerinin Kısmen Kabulüyle 4.798,00 TL fatura bedeli ile 2.000 maddi tazminat taleplerinin dava tarihinden itibaren işleyecek reeskont avans faiz oranını geçmeyecek şekilde avans faizi ile davalılardan müşterek ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,..” şeklinde karar verilmiştir. Davalı … ŞT vekili istinaf dilekçesinde özetle; mahkemenin verdiği kararın ortadan kaldırılmasını, kararın icraya konması nedeni ile icranın geri bırakılmasını talep etmiştir. Davalı …ŞT vekili istinaf dilekçesinde özetle; Hem bedel iadesine hem de maddi tazminata dair verilen kararın usul ve esasa aykırı olduğunu alınan bilirkişi raporuna vaki itirazlarının değerlendirilmediğini davacının haksız olarak zenginleşmesine sebep olan hükmün kaldırılmasını davanın reddini talep etmitir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE; Dava, davalılardan satın alınan iki adet bilgisayardan birinin ayıplı olduğu diğerinin de ayıplı olacağı iddiasıyla, sözleşmeden dönülerek bedel iadesi ile maddi ve manevi tazminat talebine ilişkindir. Davacılar Adi ortaklığı oluşturan gerçek kişiler olup 11.4.2021 tarihli yoklama ile saptandığı üzere ticaret siciline kayıtlı tacir değillerdir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4.maddesinde hangi işlerin ticari dava olarak nitelendirilecekleri belirlendikten sonra anılan kanunun 5.maddesinde Ticaret Mahkemeleri’nin kuruluşu ve hangi mahkemelerin Ticaret Mahkemesi sıfatıyla bakacağı belirlendikten sonra Asliye Ticaret Mahkemesi ile Asliye ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişkinin görev ilişkisi olduğu belirtilmiştir. Ticari davaları, mutlak ticari davalar, nisbi ticari davalar, yalnızca bir ticari işletmeyle ilgili davalar olmak üzere üç grubta toplamak mümkündür. Mutlak ticari davalar, tarafların tacir olup olmadığına ve işin bir ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın ticari sayılan davalardır. Mutlak ticari davalar, 6102 sayılı TTK’nın 4/1. maddesinde bentler halinde sayılmıştır. Bunların yanında Kooperatifler Kanunu (m.99), İcra İflas Kanunu (m.154), Finansal Kiralama Kanunu (m.31), Ticari İşletme Rehni Kanunu (m.22) gibi bazı özel kanunlarda belirlenmiş ticari davalar da bulunmaktadır. Bu guruptaki davaların ticari dava sayılabilmesi için taraflarının tacir olması veya ticari işletmeleriyle ilgili olması gibi şartlar aranmaz. TTK’nın 4/1. bendinde sınırlı olarak sayılan davalar arasında yer alması veya özel kanunlarda ticari dava olarak nitelendirilmesi yeterlidir. Bu davalar kanun gereği ticari dava sayılan davalardır. Nispi ticari davalar, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması halinde ticari nitelikte sayılan davalardır. 6102 sayılı TTK’nın 4/1. maddesine göre, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan ve iki tarafı da tacir olan hukuk davaları ticari dava sayılır. Bu hükme göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için, hem iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi, hem de iki tarafın tacir olması gereklidir. Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılması davanın ticari dava olması için yeterli değildir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. Dava konusu uyuşmazlıkta davalıların 2adet televizyonu satmasında, TTK m. 4’de sayılan koşulların oluşmadığı, bu nedenle taraflar arası uyuşmazlıkta Asliye Hukuk Mahkemelerinin görevli olduğu anlaşılmaktadır. HMK 1.maddesine göre görev hususu kamu düzenine ilişkin olup yargılamanın her aşamasında göz önünde bulundurulabilir. Taraflar arasındaki uyuşmazlık mutlak ticari dava niteliğinde olmadığı gibi iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili bir dava niteliğinde de değildir. Bu nedenle taraflar arasındaki uyuşmazlıkta Asliye Hukuk Mahkemeleri görevli olduğu, uyuşmazlığın Asliye Hukuk Mahkemesi sıfatıyla görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. Tüm bu nedenlerle istinaf talepleri incelenmeksizin ilk derece mahkemesinin kararının HMK 353-a-3 maddesi gereğince kaldırılarak dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1.Davacının İstinaf Başvurusunun Kabulüne, Hmk M. 353/1-a-3 Uyarınca İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesinin’nin 09/12/2020 Tarihli Ve 2019/135 2020/806 Sayılı Kararının KALDIRILMASINA, 2.Yukarıda belirtilen kapsamda işlem tesisi için dosyanın kararı veren İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi’ne gönderilmesine, 3.İstinaf incelemesinin duruşmasız olarak yapılması nedeniyle AAÜT 2/2 hükmü uyarınca ücreti vekalet taktirine yer olmadığına, 4.İstinaf başvurusu için yapılan yargılama giderlerinin yerel mahkemece verilecek kararda değerlendirilmesine, 5.Dava lı şirketlerin ayrı ayrı yatırdığı(116.30tl+116.10tl) istinaf karar harçlarının iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, 07/04/2021 tarihinde, oy birliğiyle ve kesin olarak karar verildi.